‘Hukuki Argümantasyon’ kavramına ve konusuna girmezden önce argümantasyon kavramının anlamını açıklamak gerekir. Buna göre Latince “açıklamak, kanıtlamak, ifşa etmek” fiilleri anlamlarına gelen ‘arguere’ sözcüğünden türetilen argümantasyon deyimi, bu fiile eklenen ‘mentum’ sonekinden oluşmaktadır.
İngilizce karşılığı ‘argument’ olan sözcük Türk Dil Kurumu’na göre kelime anlamı olarak genellikle ‘kanıt‘ ya da ‘tez, iddia veya sav‘ şeklinde kullanılmakta ve herhangi bir durumu kanıtlamak ya da desteklemek amaçlı elde edilmiş olan şeklinde ifade edilmektedir.
Felsefi anlamda ve bir ürün olarak argüman, nedenlerin (öncüller olarak adlandırılır) ve nedenlerin gösterdiği şeyin (sonuç olarak adlandırılır) toplamıdır. Örneğin, “Şemsiyeni al çünkü yağmur yağacak” ifadesi bu anlamda bir argümandır.
İçerisinde birçok farklı terimi barındıran felsefi anlamı ile argümantasyon aslında felsefe alanında bir düşünce sistemine aittir ve düşünce sistemine dayalı olan bir açıklama şeklidir. Zira argümantasyon, belirli bir düşünceyi kanıtlayıcı bir şekilde sunmaktır. O nedenle, argümantasyona bir nevi dayanaklandırma ve dayanak gösterme sistemi diyebiliriz. Daha detaylı bir tanım verecek olursak argümantasyon, bir tartışma ya da iddiayı kanıtlamak veya çürütmek için ortaya konulan fikirler üzerine olan bir tartışmadır. Bu bağlamda argümantasyona bilimsel bir tartışma biçimi de diyebiliriz. Zira argümantasyon sayesinde bir fikir ya da hipotez, varsayım kanıt ve deliller çerçevesinde konuşulur ve tartışılır. Buna göre argümantasyon bir konu hakkında var olan şüpheyi gidermek, durumu açıklığa kavuşturmak ya da yanlış olan düşünceyi değiştirmek gibi durumlarda sıkça başvurulan bir tartışma şeklidir.
Argüman bilimsel bilginin edinilmesi sürecinde iddia, gerekçe ve destek öğelerinden oluşurken, argümantasyon bu bileşenlerin birbirine bağlanmasını ve değerlendirilme sürecini kapsamaktadır. Bu bağlamda argüman, bir iddianın savunulması amacıyla öne sürülen gerekçeler bütünüdür ve genellikle bir tez veya savın doğruluğunu kanıtlamak amacıyla kullanılmaktadır. Ama hangi konuda olursa olsun ileri sürülen argüman, mantıklı ve tutarlı olmalı, kanıt ve dayanaklarla desteklenmelidir.
Diğer taraftan argüman sözcüğü günlük hayatta, diğer anlamı bilimsel tartışma olan argümantasyonla karıştırılmaktadır. Oysa fen bilgileri ve felsefe gibi bilimsel alanlarda da karşımıza çıkan argümantasyon, bir düşüncenin doğru ya da yanlış oluşunu ispatlamak için kullanılan bir tartışma yöntemidir. Bu bağlamda bir argümantasyon örneği verebilmek için bir fikir, aksi düşünce ve kanıtları ya da bunların doğruluğunu kanıtlayacak deliller bulunması gerekir.
Aslında gerek mantık gerekse argümantasyon, düşüncelerimizi daha net bir şekilde ifade etmemizi ve doğru çıkarımlar yapmamızı sağlar. Bu süreçte kullanılan temel kavramlar, sadece teorik bir bilgi olmaktan öte, günlük yaşamda karşılaştığımız durumları anlamlandırmamıza da yardımcı olur.
Düşünce sistemine dayalı bir açıklama şekli olan argümantasyon, bu çerçevede belirli bir düşünceyi kanıtlayıcı şekilde sunmayı amaçlayan ve bu amaçla düşünceye dayanak bulmaya ve göstermeye çalışan bir sistemdir. Buna göre argümantasyon, bir akıl yürütme, bir muhakeme yapma şeklidir.
Aynı zamanda bilimsel bir tartışma ve çalışma şekli olan argümantasyon, belli bir iddiayı kanıtlamak ya da çürütmek için, bir fikri, bir hipotezi veya bir düşünceyi delil ve ispat araçları kullanmak yoluyla savunmak, açıklamak ve dayanaklandırmak, bu amaçla doğru ve düzgün düşünebilme becerisini geliştirerek muhakeme yapma/akıl yürütme yeteneğini arttırmaktır.
Bununla birlikte hukuki argümantasyon işleminin temelleri ve çalışma şekli diğer argümantasyon türlerinden ve şekillerinden farklı değildir. Öyle ki, hukuk pratiğinin çalışma alanı davalar, mahkemeler, yargılama süreçleri, mahkemelerce karar verilmesi olmakla, hukuki argümantasyon işlemi bu alanlarda da çalışma yapar.
Bu bağlamda, hukuki argümantasyon, tarafların mahkeme önündeki iddia ve savunmalarını hangi argümanlarla ve sağlam akıl yürütmelerle yapmaları gerektiği, hatalı akıl yürütmelerden ve muhakeme yapmaktan nasıl kaçınılacağı, diğer tarafı retorik tuzaklara düşürmek için hangi ince noktaların kullanılacağı, yargılama süreçlerinin yürütülme şekli, mahkemelerin doğru karar vermeleri, mahkeme kararlarının sağlam, güçlü ve güvenilir kabul edilebilmesi için hangi şartların olması gerektiği, mahkeme kararlarının nasıl gerekçelendirileceği, farklı gerekçelendirme teorilerinin neler olduğu hususları üzerinde çalışır.
Nitekim bazı hukuk fakültelerinde bütün bu hususlar, “Hukuki Argümantasyon” dersi adıyla okutulmakta, bu ders kapsamında öğrencilere informel/şekli olmayan mantık ve muhakeme yapma/akıl yürütme çerçevesinde analitik ve Sokratik düşünme becerisi kazandırılmaya çalışılmaktadır. Buna göre argümantasyon tabanlı öğrenme yaklaşımında öğrenciler bilgiyi sorular sordukları, iddialar oluşturdukları ve bu iddialarını delillerle destekledikleri araştırma-sorgulamaya dayalı bir öğrenme ortamında yapılandırmakta ve bu sayede dinamik bir eğitim hedeflenmektedir.
Bu alanda başvurulan ve uygulanan teori, ahlak ve bilim felsefesi alanlarında da çalışmaları olan İngiliz asıllı Amerikalı düşünür ve yazar Stephen Toulmin’in argümantasyon modelidir. Toulmin, matematik, mantık ve dil felsefesi konularında yaptığı çalışmalarla modern felsefeye önemli katkılarda bulunan Avusturyalı filozof Ludwig Wittgenstein’den büyük oranda etkilenmiştir.
Çukurova Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Dr. Habibe Aldağ’ın, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 15, Sayı 1, 2006, s.13-34’de yer alan “Toulmin’ın Tartışma Modeli” isimli makalesinde, informal mantık ve retorik kuramının öncüsü olan Toulmin’ın “The Uses of Argument/Argümanın Kullanımı” isimli kitabında, mantıkta tartışmanın sadece “nedenlerden sonuçlara ulaşmak” olarak algılanışına karşı çıktığı; “iddia, veri, garanti, destek, niteleyen, reddedici” olmak üzere altı alt öğeden oluşan yeni bir tartışma şeması veya analiz yollu bir tartışma modeli sunduğu ifade edilmektedir.
Yine “Stephen Toulmin’ın Argümantasyon Kuramı” başlığı altında Cem Yaşın ve Can Cengiz “İletişim Ansiklopedisi”nde şu hususlara işaret etmektedirler: “… Toulmin’ın argümantasyon modelinin dört amacı vardır: ‘Dinleyici/izleyiciyi çözümlemek ve uyumlu hale gelebilme yetisini geliştirmek’, ‘Destekleyici materyallerin seçimini etkin hale getirmek’, ‘Fikir ile kullanılan malzemenin özelliklerini geliştirmek ve bunların bütünlüğünü sağlamak’, “Konuşmaları geliştirme ve eleştirme yetisini geliştirmek.’ (McCroskey, 1965: 91) Habibe Aldağ (2006) ise Toulmin’ın argümantasyon modelini tanımlayan altı özelliği şu şekilde sıralamaktadır: ‘Tartışma sosyal bir anlam oluşturma çabasıdır’, ‘Tartışma etkileşimsel ve dinamik bir süreçtir’, ‘Tartışma desteklenen iddiaların bütünüdür’, ‘Tartışma düşüncelerin test edilmesini sağlayan bir araçtır’, ‘Tartışmaya ilişkin özellikler tartışmanın içinde geçtiği bağlama göre belirlenir’, ‘Her tartışma özel bir alan altında incelenmelidir.’(Aldağ, 2006: 17)
Yine Toulmin’ın Argümantasyon Kuramında hatibin dinleyicinin kabul etmesini istediği ‘iddia’ (claim), dinleyicinin ve hatibin kabul ettiği olaylar ve fikirlerden oluşan ‘veri’ (data), veriden iddiaya geçişi sağlayan ‘garanti’den (warrant) oluşan üç temel unsur bulunmaktadır. McCroskey’nin (1965:92) aktardığı örnekte ‘Çelik endüstrisinde ücretlerin artması veri (data), ücret artışının fiyatlardaki artışa sebep olması garanti (warrant), çelik fiyatlarının artacak olması iddiadır (claim).’ (McCroskey, 1965: 91) Toulmin ‘Argümanın Kullanımında (The Uses of Argument) daha sonra yayınlanan argümantasyon kitaplarının birçoğunda yer alan bir örnek üzerinden veri, iddia ve garanti ilişkisini şemasıyla detaylandırmaktadır. Toulmin’a (1958:92) göre veri garantinin geçerli olduğu sürece iddiayı desteklemektedir. Örnekte veri için ‘Harry Bermuda’da doğmuştur’ ifadesi yer almaktadır. Garanti olarak Bermuda’da doğanların İngiliz vatandaşı olduğu ileri sürülmektedir. İddia ise ‘Harry İngiliz vatandaşıdır’ ifadesidir. Garanti geçerli olduğu sürece iddia geçerlidir. Üç temel elemana ek olarak niteleyici (qualifier), çürütücü (rebuttal) ve destekten (backing) oluşan üç destekleyici eleman da Toulmin’in modelini tamamlamaktadır. Burada niteleyici (qualifier), iddiayı destekleyecek verilerin gücünü ortaya koyar. Çürütücü (rebuttal) ise iddianın geçerli olmadığı koşulları ileri sürer. Destek (backing) ise garantide ifade edilen varsayımları destekleyecek malzemeyi düzenler. Toulmin’in örneğinde garanti olan ‘Bermuda’da doğanlar İngiliz vatandaşıdır zayıf kaldığında, bu örnekte Birleşik Krallık yasaları olan destek devreye girer. Çürütücü ise ebeveynlerin yabancı olmasıdır. Bu yüzden verinin iddiayı ispat etmesi için garantinin geçerli ve çürütücünün geçersiz olması gerekir.
Toulmin (1958: 100) modelinin klasik mantığın tasımının belirsiz olduğu durumlarda açık olduğunu en bilindik tasım örneği üzerinden açıklar. Bu örnekte Soktrates insandır ifadesi tikel öncül, insanlar ölümlüdür evrensel öncül ve sonuç ise Sokrates’in ölümlü olduğudur. Toulmin ise birçok argümanda bu kadar yalın ve kesin önermelerde bulunmamaktadır. Toulmin, argümanların çoğu zaman daha karmaşık olduğunu, bu nedenle veri garanti ve destek ayrımına gittiğini, bu kesin olmayış durumunu ise bir örnekle açıklamaktadır. Bu örnekte:
Petersen İsveçli’dir
İsveçliler nadir olarak Katoliktir
Bundan dolayı Peterson kesinlikle Katolik değildir
İfadeleri kullanılmıştır. (kaynak: Toulmin, 1958: 101) Toulmin’in (1958: 103) bu örnek ile modelinin çalışmasını açıklamıştır. Peterson’ın Katolik olmadığı iddiası Peterson’ın İsveçli olmadığı verisi ile sunulmakta, garanti olarak ise bir İsviçreli olarak kesinlikle Katolik olmamalıdır ifadesi kullanılmaktadır. Garanti, İsveçlilerin Katolik olma oranının %2’den daha az olması ile desteklenmektedir.
Toulmin’ın modeli retorik, hukuk, gibi birçok disiplinde tartışma ve iletişim sürecinin çözümlenmesi için analitik bir araç sağlamıştır. Salim ve Al-Deen William (2019) Shakespeare’in ‘Venedik Taciri’ eserini çözümlemek için Toulmin modelini kullanmıştır. Çalışmada modelin altı unsurunun karakterlerce kullanımı incelenir. Oyun bir tefeci olan Shylock ile aldığı parayı ödeyemeyen Antonio arasında geçmektedir. Salim ve Al-Deen (2019: 248) çalışma boyunca altı unsuru tüm taraflar için tek tek tanımlarlar ve bir tabloda dökümünü verirler. Shylock ise Antonio arasında sözleşmeye göre Antonio’nin ödemediği borcuna karşılık tüccar Shylock Antonio’nun etini kesebilecektir. Mahkeme sürecinde argümantasyonun gücü ile et kesme kan akıtmaya dönüşür ve Yahudi tacir Shylock bir Hıristiyanın canına kast etmeden suçlu bulunur ve Antonio’nun merhametine kalır. Salim ve Al-Deen (2019) çalışma boyunca her karakter için metin içinde geçen altı unsuru tek tek tanımlarlar ve şema üzerinden çözümlerler.
Toulmin’in argümantasyon kuramının yazılım, algoritma ve yapay zeka gelişiminde de önemli bir etkisi olmuştur. Gabriel ve diğerlerine (2020: 77) göre yapay zeka otonomisi İnançlar (Beliefs), İstekler (Desires) ve Niyetlerden (Intention) oluşan zihinsel tutumların temsil edildiği bir yazılım mimarisi ile temellenmelidir. İnsanla iletişime geçip konuşan tüm yazılım temelli yapılarda Toulmin modelini kullanmak mümkündür. Gabriel ve diğerlerine (2020: 87) göre, niteleyicilerin birleştirilmesi ile meydana gelen her yeni iddia (inançlar) oluşturan bir plan olarak akıl yürütme süreci uygulanmalıdır. Akıl yürütme amacıyla Toulmin’in argümantasyon modelinin kullanılması, yapay zeka ile çalışan kişisel asistanlar ve diğer insan makine arayüzleri için temel algoritmanın oluşumuna imkan sağlamaktadır. Yapay zekayı oluşturan algoritma veri, garanti ve çürütücüleri değerlendirecek iddia veya yargı oluşturmak için niteleyiciyi kullanacaktır. Başka bir deyişle Toulmin’in argümantasyon modelinin bileşenleri insan makine iletişiminde algılayıcı ve analitik yazılım mimarisinin iskeletini oluşturabilmektedir.
Toulmin’in klasik mantığa getirdiği eleştiriler ile gündelik yaşamadaki akıl yürütme biçimlerini çözümleyecek bir model oluşturmuştur. Toulmin’in argümantasyon modeli ve kuramı argümantasyon ve retorik çalışmalarını farklı bir boyuta taşımıştır. Öyle ki model mantık ve epistemoloji arasında köprü oluşturmuştur. Akıl yürütme üzerine geliştirdiği kuram bilimsel düşünceye uygulanması argümantasyon kuramını sağlık bilimlerinden hukuk bilimine birçok disipline taşımıştır. İnsan düşüncesini çözümleyen modelin, bilgisayar temelli tüm makine ve arayüzlere uygulanma imkanı bulunmaktadır.”
Bu sunumlardan da anlaşılacağı üzere, Toulmin klasik mantığa dahil ettiği argümantasyon modeli ve kuramı, hukukta da kullanılan akıl yürütme/muhakeme yöntemine uygulanabilir niteliktedir. Çünkü bu model, tartışma ve çatışma sürecinin çözümlenmesi konusunda çalışma yapan kişiye analitik bir araç sağlamaktadır.
Hukuk uygulamasının en önemli alanı olan yargılama sürecinin ve bu süreci düzenleyen ve disipline eden usul hukukunun, büyük ölçüde Toulmin’in argümantasyon modeli üzerine kurulu olduğu aşikardır. Bu bağlamda, yargılama sürecinde de Toulmin’in argümantasyon modelinin ve şemasının öngördüğü şekilde bir işleyiş vardır. Bu işleyişe göre, yargıç, tarafların iddia ve savunmalarını dinlemekte, tarafların ileri sürdükleri olaylardan, olgulardan ve delillerden oluşan toplanan verileri değerlendirmekte, bunlardan iddiaya ve savunmaya geçişi sağlayan güvenceleri, verilerle, yani kanıtlarla karşılaştırarak iddiayı ve savunmayı denetlemekte ve bunların sonuçlarına göre karar vermekte, kararını da bunları esas alarak gerekçelendirmektedir.
Günümüzde hukuk ve yargılama alanında da kullanılmaya başlanılan, fikir babası “makineler düşünebilir mi?” sorunsalını ortaya atarak makine zekâsını tartışmaya açan Alan Mathison Turing (İngiliz matematikçi, bilgisayar bilimcisi ve kriptolog. Bilgisayar biliminin kurucusu olan Turing geliştirmiş olduğu Turing testi ile makinelerin ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda bir kriter öne sürmüştür) olan ve insan zekâsına özgü algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme (belirtme), sorun çözme, iletişim kurma, çıkarımda bulunma, karar verme gibi yüksek bilişsel fonksiyonları veya otonom davranışları sergilemesi beklenen yapay bir işletim sistemi olan “yapay zeka” uygulaması da, büyük ölçüde Toulmin’in argümantasyon modeli ve şeması üzerine kuruludur.
O nedenle, hukuk eğitiminde ve öğretiminde, ileride avukat, yargıç ve savcı olacak olan öğrencilerin, argümantasyon eğitimi almalarında, mantık ve epistemoloji arasında köprü oluşturan bu modele göre akıl yürütme kuramını, özellikle avukatlık mesleği yönünden önem arz eden retorik ve tartışma yöntemini öğrenmelerinde yarar vardır.
Argümantasyon tabanlı öğrenme yaklaşımında öğrenciler bilgiyi sorular sordukları, iddialar oluşturdukları ve bu iddialarını delillerle destekledikleri araştırma-sorgulamaya dayalı bir öğrenme ortamında yapılandırmakta ve bu sayede dinamik bir eğitim hedeflenmektedir.