Etrafımızdaki her şeye bakıyoruz, itina gösteriyoruz. Ben, şahsen yılda birkaç kez arabamı bakıma götürüyorum, kontrolden geçiriyorum. Evlerimizin de yaz ve kış bakımları var. Kiremitler aktarılır, boyalar elden geçirilir, bahçeli ise çitler onarılır.

Aslında sağlığımıza da dikkat eder olduk. Yılda birkaç kez genel sağlık kontrolünden geçiyoruz. Elbette, bütün bunlar çok güzel.

Sormak istediğim, ya bizi insan yapan duygularımız, kalbimiz ne olacak? Onlar için bir bakım gerekmez mi dersiniz? Hayatın karmaşası ve zorlukları, bazen bizi üzerinde yürüdüğümüz düz çizginin dışına kaydırmakta. Adımlarımız yalpalamaya başlamakta.

Tam bu bahar aşamasında sizleri ve kendimi bir bahar bakımına, temizliğine davet ediyorum. Kirlenen, örselenen duygularımızı yeniden onarsak, aşınan değerlerimizi bir daha bakıma alsak. Hele kalbimiz? İçinde bir yıl boyunca yerleşen ayrık otlarını temizlesek, sahtelikleri ayıklasak, kinleri kurutsak, dürüstlük kaymalarını budasak. 

Ne zaman kalp bakım vaktidir?

Önceleri çok kınadığımız haller, zamanla normal geliyorsa, şaşırmıyorsak, “olabilir” diyorsak bakım vakti gelmiştir sanırım. Bu örselendiğimize işarettir.

Bir başka işarette dostlarımızın değişmesidir. Eğer birkaç yıl önceki dostlarımız yoksa etrafımızda düşünmek gerekir, vakit gelmiştir. 

Konuşmalarımız sevgi odaklı değil de hakaret ve alaycılık odaklı ise, vakit gelmiştir. Küçümsüyorsak etrafımızdakileri sürekli, insanca duyguları ne zamandır hatırlamıyorsak, bir televizyon dizisinde konudan ibaret görüyorsak bunları, bu şekildeki hatırlatmalara aldırmayıp geçiyorsak vakit gelmiştir demektir.

Kalp, eskilerin deyimiyle nazargah-ı ilahidir. Bizim Yunus’un deyişiyle yere göğe sığmayan Çalap, orayı mesken tutmuştur kendisine. Bu yüzden oraya ancak layık duyguların girmesi ve yerleşmesi gerekir. Tanımadığım ama gönül insanı olduğunu düşündüğüm bir ihtiyarın sözlerini hiç unutmam. Demişti ki bir konuşmasında, Allah’ı sevdiğini söylüyorsun, neyle? Kalple. Ama sen, parayı da seviyorsun, makamı da, görünmeyi de… Onları neyle seviyorsun. “Kalple”. “O zaman burası işe yaramaz eşyaların doldurulduğu ardiye midir, çöp tenekesi midir” dediğinde gerçekten sarsılmıştım.

Ben kendi adıma, oturup bir kalp bakımı yapmak istiyorum. Elimden geldiğince tabii. Nasıl mı?    

Önce bir liste yapacağım. Neleri yaptım yıl içinde, neleri sevdim diye? Sonra kimlerle görüştüm, insanca bir şeyler yapabildim mi diye bir liste daha sıralayacağım. Daha sonra vaktimi nasıl harcadığıma bakacağım, nerelerde kimlerle? Kimdi dostlarım? Neler konuştum onlarla? Neye harcadım vaktimi? Sadece kendime mi? Cevaplarım olumsuzsa, o zaman iyi bir bakıma ihtiyacım var demektir.

Ben de merak ediyorum ne çıkacağını. Ama biliyorum kalbimde yer eden birçok yabancı malzemenin dışa atılması gerektiğini, iyi bir onarım gerektiğini… Sevilmeye layık olmayanların terk edilmesi gerektiğini, kine dönen kıblenin yeniden sevgiye döndürülmesi gerektiğini.

Ben ceketimi çıkardım şimdi, kollarımı da sıvadım işte… Hazırım…

Siz de var mısınız benimle bir bahar temizliğine, bir kalp bakımına?