T.C.
YARGITAY
23. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/786
K. 2018/5502
T. 27.11.2018

* BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ ( Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan - Mahkemece Kısa Kararda 3 Numaralı Depo İle İlişkin Karar 4 Numaralı Tespit Kararı ve 5 Numaralı Fazlaya İlişkin Taleplerin Reddine Karar Verilmiş Olmasına Rağmen Gerekçeli Kararda Bu Hususlara Yer Verilmemesinin Bozmayı Gerektirdiği/Ayrıca Birleşen Dosyaların Yargılaması Esas Dosya İle Birlikte Yapılmasına Rağmen Müstakil Dava Özelliğini Koruyacağından Bu Dosyalar Hakkında Ayrı Hüküm Kurulması Gereği )

* GEREKÇELİ KARARIN TARAFLARIN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ AÇIKÇA GÖSTEREN TEFHİM İLE ALENİYET KAZANAN KISA KARARA UYGUN YAZILMASI GEREĞİ ( Tespit - Mahkemece Kısa Kararda 3 Numaralı Depo İle İlişkin Karar 4 Numaralı Tespit Kararı ve 5 Numaralı Fazlaya İlişkin Taleplerin Reddine Karar Verilmiş Olmasına Rağmen Gerekçeli Kararda Bu Hususlara Yer Verilmemesinin Bozmayı Gerektirdiği )

* MÜSTAKİL DAVA ( Tespit - Birleşen Dosyaların Yargılaması Esas Dosya İle Birlikte Yapılmasına Rağmen Müstakil Dava Özelliğini Koruyacağı/Bu Nedenle Bu Dosyalar Hakkında Ayrı Hüküm Kurulması Gerekirken Somut Olayda Birleşen Dosyanın Başlıkta Gösterilmemesi ve Ayrı Hüküm Kurulmamasının Doğru Görülmediği )

2709/m.141

6100/m.294/3,298/2

ÖZET : Davacı vekili davalı kooperatif ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı kooperatifin inşaat yapılmayan taşınmazların % 25 hissesini müvekkiline devretmediğini iddia ederek sözleşmede belirlenen taşınmazların % 25'inin tapularının iptal ve tesciline, davalı tarafından kira alacakları için girişilen icra dosyalarından borçlu olmadığının tespitine ve davalı kooperatife 12 adet villa ve 9 adet daire verileceğinin tespiti ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda mahkemece kısa kararda 3 numaralı depo ile ilişkin karar, 4 numaralı tespit kararı ve 5 numaralı fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda bu hususlara yer verilmemesi bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca birleşen dosyaların yargılaması esas dosya ile birlikte yapılmasına rağmen müstakil dava özelliğini korur. Bu nedenle bu dosyalar hakkında ayrı hüküm kurulmalıdır. Somut olayda birleşen dosyanın başlıkta gösterilmemesi ve ayrı hüküm kurulmaması da doğru değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davacı vekili ve davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 30.01.2018 tarihli duruşmada davacı vekili ile davalı vekilinin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili davalı kooperatif ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı kooperatifin inşaat yapılmayan taşınmazların % 25 hissesini müvekkiline devretmediğini iddia ederek sözleşmede belirlenen taşınmazların % 25'inin tapularının iptal ve tesciline, davalı tarafından kira alacakları için girişilen icra dosyalarından borçlu olmadığının tespitine ve davalı kooperatife 12 adet villa ve 9 adet daire verileceğinin tespiti ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Dosya ile birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/469 Esas sayılı dosyasında da başka bir taşınmazın tescilini talep etmiştir.

Davalı vekili edimlerin henüz yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; davacının eksik işlerle ilgili bedelin depo edilmesi şartıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.

1-)Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK'nın 298/3. (HUMK'nın 388.) maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK'nın 294/3. (HUMK'nın 389.) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki uygulamada HMK'nın 294/4. (HUMK'nın 381/son ) fıkra hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekle gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.

İşte bu gibi hallerde, HMK'nın 294/3. (HUMK'nın 389. ) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyeti ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK'nın 298/2. maddesinde, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı öngörülmüştür. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa'nın 141. maddesiyle HUMK'nın ve HMK'nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.

Somut olayda mahkemece kısa kararda 3 numaralı depo ile ilişkin karar, 4 numaralı tespit kararı ve 5 numaralı fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda bu hususlara yer verilmemesi yukarda belirlenen ilkelere aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Ayrıca birleşen dosyaların yargılaması esas dosya ile birlikte yapılmasına rağmen müstakil dava özelliğini korur. Bu nedenle bu dosyalar hakkında ayrı hüküm kurulmalıdır. Somut olayda birleşen dosyanın başlıkta gösterilmemesi ve ayrı hüküm kurulmaması da doğru değildir.

2-)Bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflar yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşılıklı olarak bir diğerinden alınarak yek diğerine verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr