Olaylar

Kamu makamlarınca başvurucu şirkete ait fabrika sahasında yapılan incelemede cüruf atıklarının fabrikanın faaliyet gösterdiği alanda gömülü olduğu tespit edilmiştir. Teknik analizler sonucunda atıkların tehlikeli olduğu belirlenmiş ve başvurucuya idari para cezası verilmiştir. Başvurucunun bu cezaya karşı İdare Mahkemesinde açtığı iptal davası reddedilmiştir. Karar, temyiz kanun yolundan geçerek kesinleşmiştir.

Fabrika sahasında daha sonra yapılan denetimlerde, şirkete tanınan sürede tehlikeli atıkların bertaraf edilmediği ve çevredeki su kuyularında yüksek oranda ağır metallerin olduğu tespit edilmiştir. Bunun üzerine başvurucu şirkete yeni bir idari para cezası uygulanmıştır. Başvurucunun İdare Mahkemesinde açtığı iptal davası reddedilmiş, temyiz edilen karar Danıştay tarafından onanmış, başvurucunun karar düzeltme istemi de kabul edilmemiştir.

İddialar

Başvurucu; tehlikeli atıkların bertaraf edilmesinin hukuken ve fiilen imkânsız olduğunu, cezai sorumluluk doğmadığı hâlde ölçüsüz bir ceza verildiğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Tehlikeli atıkların bertaraf edilmesi, çevrenin korunması ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı açısından büyük önem arz etmektedir.

Başvurucu şirkete verilen cezaya dayanak incelemede fabrika sahasından alınan numunelerin analiz edilmesi sonucu atıkların çevreyi kirlettiğinin sabit olduğu görülmüştür. İdari para cezası verilmesi suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kamu yararı ve çevrenin korunması amacına yönelik olduğu değerlendirilmiştir.

Tehlikeli atıkların bertaraf edilmesine ilişkin fiilî bir kısıtlama olmadığı ve mülkiyet hakkına müdahaleye karşı başvurucunun etkin bir biçimde itiraz edebilme olanağı bulduğu görülmüştür.

Başvurucu, olay tarihinde yürürlükte olmayan kanun hükmüne dayanılarak para cezası verildiğini ileri sürse de yapılan denetimlerde tehlikeli atıkların bertaraf edilmediğinin tespiti üzerine 2872 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası uygulanmıştır. İdari para cezası uygulanan eylemin gerçekleştiği tarihte söz konusu kanun hükmünün yürürlükte olduğu anlaşılmıştır.

İdari para cezası dışında başvurucuya herhangi bir adli veya idari yaptırım uygulanmamış, müsadere veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi ya da şirketin faaliyetlerinin engellenmesi gibi bir tedbir yoluna da gidilmemiştir. Ayrıca idari para cezası verilmesine yol açan fiilin başvurucunun kusurundan kaynaklandığı, kamu makamlarının özensiz bir tutum veya davranışının ise söz konusu olmadığı gözetilmiştir.

Başvurucunun mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

>> Anayasa Mahkemesinin 28/1/2020 Tarihli ve 2017/39159 Başvuru Numaralı Kararı için TIKLAYINIZ