Yargıtay HGK E. 2013/12-1711, K. 2015/1024, T. 13.03.2015

Taraflar arasındaki “tazminat ve ceza” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 2. İcra Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 11.10.2012 gün ve 2012/605 Esas, 2012/683 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı (3. şahıs) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 08.03.2013 gün ve 2012/31868 Esas, 2013/8244 Karar sayılı ilamı ile; (... Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı, icra mahkemesine başvurusunda; 3. şahıs A.Ltd.Şti.’nin haciz ihbarnemesine itiraz neteliğindeki cevabının gerçeğe aykırı nedeniyle 3. kişinin İİK’nın 89/4. maddesi uyarınca tazminata mahkum edilmesi ve İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırılması isteminde bulunmuştur. Mahkemece işin, cezalandırma ve tazminata ilişkin olması nedeniyle icra ceza mahkemesinde bakılması gerektiği ve görevli olunmadığından bahisle hukuk bölümünün görevsizliğine dosyanın mahkemenin ceza esasına kaydının yapılmasına karar verilmiştir.

İKK’nın 89/4. maddesi gereğince üçüncü şahıs icra ihbarnamesine müddeti içerisinde itiraz ederse, alacaklı üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek, üçüncü şahsın İİK.nun
338/1. maddesine göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder. Bu durumda alacaklının isteminin tazminatı da kapsadığı dikkate alındığında, genel hükümlere göre icra mahkemesince sonuçlandırılması İİK.nun 89/4. maddesine göre mümkün olup, salt cezalandırma istemi olduğu gerekçesi ile icra hukuk mahkemesinde incelenemeyeceğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.

Bu durumda mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yenidne yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı (3. Şahıs) vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü;

Dava İKK’nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat ve aynı Kanun’un 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılma istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece, mahkemenin görevsizliğine dair verilen karar davalı (3. şahıs) vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını, davalı (3. şahıs) vekili temyize getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler esnasında uyuşmazlığın esasının incelenmesintden önce İİK4nun 89/4. maddesi uyarınca tazminat ve aynı Kanunun 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılma istemiyle açılan dava sonucunda icha hukuk mahkemesince söz konusu talepler hakkında karar vermekle icra ceza mahkemesinni görevli olduğu belirtilerek hukuk bölümünün görevsizliğine dosyanın ceza esasına kaydının yapılmasına dair kararın temyizinin mümkün olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

Bilindiği üzere, icra mahkemeleri icra ve iflas işleri için kurulmuş özel bir mahkeme konuunda (2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 4) olup, hukuk ve ceza şeklinde iki bölümü bulunmaktadır.

Belirtilmelidir ki, icra mahkemesinin hukuk bölümü ile ceza bölümü arasındaki ilişki görev olmayıp, iş bölümü ilişkisidir.

Bu iş bölümü kararının temyizinin mümkün olup olmadığı ise icra mahkemesinin hangi kararlarının temyiz edilebileceğini düzenleyen 2004 sayılı İKK’nın 363. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.

İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz edilebileceği aynı Kanun’un 363. maddesinde 18 bent halinde sayılmıştır. Doktrinde bu sayımın tahdidi olarak yapıldığı ifade edilmektedir (Baki Kuru, İcra ve İflas
Kanunu El Kitabı, 2. Bası, İstanbul, 2013, s. 68).

İcra mahkemelerinin hukuk bölümünün hangi kararlarının temyizi kabil olduğu düzenleyen İİK4nun 363. maddesi; icra mahkemesinin vereceği kararlardan;

1. İlamın icrasının geri bırakılması hakkında vukubulan talebin kabul veya reddine ve paradan gayrı ilamların infazı suretine veya 40’ıncı maddeye göre icranın iadesi talebinin kabul veya reddine;

2. Göreve ve yetkisizliğine;

3. Ödeme veya tahliye emirlerine veya bunların tebliğ şekline ve 71’inci maddeye müsteniden takibin iptali veya taliki talebinin red veya kabulüne;

4. Gerek bu Kanuna ve gerek diğer kanun hükümlerine dayanarak bir malın haczi caiz olup olmadığına;

5. Maaş veya ücretlerin haczinde miktara veya bunun artırılması veya eksiltilmesi taleplerine;

6. Üçüncü şahıslardaki mal ve alacağın haczinden doğan ihtilaflara;

7. İstihkak davalarına ve istihkak advalarına ilişkin takibin taliki kararlarına;

8. İştirak taleplerinin red veya kabulüne;

9. Değişik: 6/6/1985-3222/45 md.) Taşınır ve taşınmaz malların ihale kararlarının feshine veya fesih talebinin reddine;

10. Sıraya dair şikayet ve itirazın red veya kabulüne;

11. İhtiyati haciz kararlarının kalkıp kalmadığına;

12. (Yürürlükten kalktı: 17/7/2003-4949/103 md.)

13. Fevkalade mühlet talebinin red veya kabulüne;

14. Fevkalade mühletin uzalıtlamsı talebinin ret veya kabulüne;

15. 356’ncı madde mucibince maaş ve mallardan tazmin suretiyle yapılacak tahsilat hakkında vukubulan şikayetlerin red veya kabulüne;

16. Yedieminden tazminat hakkındaki taleplerin ret veya kabulüne;

17. (Ek: 16/7/1981-2494/38 md.) 223’üncü maddenin ikinci fıkrasının ikinci bendine göre iflası idare edenlerin ücretleriyle masrafları da dahil olmak üzere hesap pusulalarının tasdikine;

18. (Ek: 9/11/1988-3494/60 md.) Takip tarihinden sonra işleyen faiz, masraf ve sair alacak kalemlerinin hesabına dair şikayetlerin kabul veya reddine; (Değişik: 9/11/1988-3494/60 md.) İlişkin kararlarla bu Kanunda temyiz kabiliyeti kabul edilen kararlar tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz edilebilir. Şu kadar ki, 1, 2, 3, ve 5’inci bemntlerde takip konusu alacakta ihtilaflı kalan değer ve miktarın; 4, 6, 7, 8, 9, 11, 15, 16 ve 17’inci bentlerde icra mahkemesi kararının taalluk ettiği malın veya hakkın değerinin; 10’uncu bentte sırası itiraza uğrayan alacağın tutarının ve 18’inci bentte de yanlışlığı öne sürülen alacak miktarının ikimilyar lirayı geçmesi şarttır.
İcra kararlarının, muameleleri uzatmak gibi kötü niyetle temyiz edildiği anlaşılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 422’nci maddesi hükmü uygulanır.
Temyizi kabil olmayan bir kararı kötü niyetle temyiz edenler hakkında dahi bu fıkra hükmü tatbik olunur.”

Hükmünü içermekte olup, belirlenen parasal sınırlar 4949 sayılı Kanun’un Ek Madde 1/1. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan yeniden değerlenme oranında artırılmaktadır.

Az önce de belirtildiği üzere, icra mahkemesi hukuk bölümünün temyizi kabil kararları İİK’nu 363. maddesinde tahdidi olarak sayıldığından yorum yoluyla kapsam dışı kalan kararların buraya dahil edilmesi mümkün değildir.

Somut olayın incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı 3. kişi hakkıda İKK’nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat ve aynı Kanun’un 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılma istemiyle dava açılmıştır.

Davacının talebi icra mahkemesinin hukuk bölümüne kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda mahkemece, İKK’nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat ve aynı Kanun’un 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılma istemiyle açılan davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinden mahkemenin hukuk bölümünün görevsizliğine, dosyanın mahkemenin ceza esasına kaydının yapılmasına, müteakip işlemlerin ic ra cezası esası üzerinden yürütülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında icra mahkemesinin hukuk bölümü ile ceza bölümü arasıdaki ilişkinin görev ilişkisi olmayıp, iş bölümü ilişkisi olduğu; İKK’nın 363. maddesinde icra mahkemesinin hukuk bölümünün hangi kararlarının temyizi kabil olduğunun tahdidi olarak sayıldı ğı ve gönderme kararları bu kapsamda kabul edilmediğinden söz konusu yerel mahkeme kararının temyizi mümkün değildir.

O halde, davalı 3. kişinin temyizi kabil olmayan icra mahkemesinin gönderme kararına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3. kişinin temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.