T.C.
KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/574
K. 2019/589
T. 29.5.2019

* ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİKTEN KAYNAKLANAN BOŞANMA İSTEMİ ( Erkeğin Cezasının Uzun Süreli Olmaması Halinde Erkeğin Cezasının İnfazı İçin Cezaevinde Bulunmasının Boşanmayı Gerektirir Bir Kusur Teşkil Etmediği/Erkeğin Cezasının 2 Yıl 1 Ay Hapis Cezası Olduğu - Ceza Hukuku Anlamında Kısa Süreli Hapis Cezası Sayılacak Bir Cezadan Bahsedilemeyeceği/Ancak 2 Yıl 1 Aylık Hapis Cezasının Erkeğe Kusur İzafe Edilebilecek Erkeğin Birlik Görevlerini Yerine Getiremeyecek Mahiyette Uzun Süreli Bir Hapis Cezası Olarak Nitelendirilemeyeceği )

* ERKEĞİN CEZASININ İNFAZI İÇİN CEZAEVİNDE OLMASI ( Erkeğin Cezasının Uzun Süreli Olmaması Halinde Cezaevinde Bulunmasının Boşanmayı Gerektirir Bir Kusur Teşkil Etmediği/ Olayda Erkeğin Cezasının 2 Yıl 1 Ay Hapis Cezası Olduğu - Ceza Hukuku Anlamında Kısa Süreli Hapis Cezası Kavramı İçerisinde Kalan Bir Cezadan Bahsedilemeyeceği/Ancak 2 Yıl 1 Aylık Hapis Cezasının Erkeğe Kusur İzafe Edilebilecek Erkeğin Birlik Görevlerini Yerine Getiremeyecek Mahiyette Uzun Süreli Bir Hapis Cezası Olarak Nitelendirilemeyeceği )

* KADIN TARAFINDAN AÇILMIŞ BİR DAVA BULUNMAMASI ( Davalı Yargılama Sırasında Açılan Davayı Kabul Ettiğini Beyan Etmiş ise de Bu Beyanın Çekişmeli Boşanma Davasında Mahkemeyi Bağlamayacağı - Davanın Reddine Karar Vermek Gerektiği )

4721/m. 163, 166

ÖZET : Dava, şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır.Erkeğin cezasının uzun süreli olmaması halinde erkeğin cezasının infazı için cezaevinde bulunması boşanmayı gerektirir bir kusur teşkil etmemektedir. Somut olayda erkeğin cezasının 2 yıl 1 ay hapis cezası olduğu, ceza hukuku anlamında kısa süreli hapis cezası kavramı içerisinde kalan bir cezadan bahsedilemeyecek ise de 2 yıl 1 aylık hapis cezasının erkeğe kusur izafe edilebilecek erkeğin birlik görevlerini yerine getiremeyecek mahiyette uzun süreli bir hapis cezası olarak nitelendirilemeyeceği, kadın tarafından açılmış bir dava da bulunmadığı her ne kadar davalı yargılama sırasında açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiş ise de bu beyanı çekişmeli boşanma davasında mahkemeyi bağlamayacağı anlaşılmış olup davanın reddine karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Dava dilekçesi:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 30/03/2018 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, tarafların anlaşarak evlendiklerini, müvekkilinin, davalının kendisini severek evlendiğini düşündüğünü, ancak bunun böyle olmadığını anladığını, davalının çalışmadığını, ekonomik durumunun iyi olmadığını, müvekkilini ekonomik bir dayanak ve garanti kapısı olarak gördüğünü, bu nedenle evlendiğini, davalının, esnaflardan, "Avrupadan kadın getiriyorum" diyerek sürekli borç para istediğini, sürekli ekonomik bir beklenti içinde olduğunu, müvekkilinden cep telefonu ve 3.000-4.000 TL para istediğini, müvekkilinin de davalının bu isteğini yerine getirdiğini, davalının sabıkasının bulunduğunu, evliliklerinin ertesi günü cezaevine girdiğini, müvekkilinin şoke olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin kayınvalidesinin yanına gittiğini, başlarda kayınvalidesinin iyi davrandığını, daha sonraları müvekkilinin ilk evliğinden olma çocuğunu bahane ederek evden göndermek istediğini, sürekli kavga çıkarttığını, davalının cezaevinden firar ederek, müvekkilini Güneysaray Köyündeki ninesinin köyüne götürdüğünü, davalının annesinin, davalının firar etmesini dahi müvekkilinden bildiğini, üzerine yürüdüğünü, küfürler ettiğini, müvekkilinin bu durumu gören babasının dayanamayarak kızını alarak Ekizce köyüne götürdüğünü, müvekkilinin manen yıprandığını, tarafların ayrı yaşadıklarını, müvekkili bakımından hayatın çekilmez bir hal aldığını, kadınlık onurunun zedelendiğini ileri sürerek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Cevap dilekçesi:

Davalı vasisi cevap dilekçesinde özetle; tarafların birbirlerini severek evlendiklerini, oğlunun kader mahkumu olarak cezaevine girdiğini, davacının boşanmaya karar verdiğini, kötü gününde oğlunun yanında olmayan kişinin evlilik birliğini surdürmesinin mümkün olmadığını, açılan davayı kabul ettiklerini, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüyle tarafların boşanmaları ile davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kendisinin cezaevinde olması nedeniyle davacı eşinin, babasının etkisi ve baskısı ile bu boşanma davasını açtığını, eşiyle birbirlerini sevdiklerini, eşinin cezaevinde ziyaretlerine geldiğini, eşi için cezaevinden firar edip mağdur olmaması için maddi ve manevi anlamda ona destek olduğunu, davacının babasının, kendisinin kısa dönemlik cezasını fırsat bilip davacıya bu boşanma davasını açtırdığını, eşinden boşanmak istemediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER :

Dava, TMK 166/1 maddesine göre açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır.

Karar davalı asil tarafından istinaf edilmiştir. Davalının kısıtlı olduğu, kısıtlılığının sebebinin hükümlülük olduğu, kısıtlı davalının ayırtım gücüne haiz olmadığına dair bir iddia ve ispat olmadığı, kısıtlılık durumunun hükümlülüğün yasal sonucu olarak doğduğu, bu nedenle şahsa sıkı sıkıya bağlı hak kapsamında değerlendirilmesi gereken boşanma kararına karşı kararı istinaf etmesinde usulen herhangi bir engel bulunmadığı, istinaf dilekçesinin incelenmesinde usulü bir eksiklik bulunmadığından, işin esasının incelenmesinin gerektiği değerlendirilmiştir.

Tüm dosya kapsamından, tarafların 30/03/2018 tarihinde evlendikleri, çocuklarının olmadığı, evlilikten iki gün sonra davalı erkeğin kesinleşen cezasının infazı için ceza infaz kurumuna alındığı, tarafların birlikte yaşadıkları iki gün için davalıya izafe edilip ispatlanmış bir kusur olmadığı, davalı cezaevine girdiğinde davacının, davalının anne ve babasının yanında kaldığı, davalının annesi ile davacı arasında bir takım tartışmaların yaşandığı, ancak yaşanan tartışmaların içeriğinin dosyaya yansımadığı gibi davalının tartışmalara müdahalesinin ailesinin yanında tavır almasının ispatlanmadığı, bu itibarla davacı ile davalının annesi arasında yaşanan tartışmada davalıya kusur yüklenemeyeceği değerlendirilmiştir.

Davalının ceza infaz kurumundan firar ettiği, kadını, anne babasının evinden alıp nenesinin evine götürdüğü, bu döneme dair de erkeğe izafe edilip ispatlanmış bir kusurun bulunmadığı anlaşılmıştır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2013/11803 Esas, 2013/25757 Karar sayılı ilamından anlaşılacağı üzere, erkeğin cezasının uzun süreli olmaması halinde erkeğin cezasının infazı için cezaevinde bulunmasının boşanmayı gerektirir bir kusur teşkil etmediği, somut olayda erkeğin cezasının 2 yıl 1 ay hapis cezası olduğu, ceza hukuku anlamında kısa süreli hapis cezası kavramı içerisinde kalan bir cezadan bahsedilemeyecek ise de 2 yıl 1 aylık hapis cezasının erkeğe kusur izafe edilebilecek erkeğin birlik görevlerini yerine getiremeyecek mahiyette uzun süreli bir hapis cezası olarak nitelendirilemeyeceği, kadın tarafından TMK 163 maddesi uyarınca açılmış bir dava da bulunmadığı her ne kadar davalı yargılama sırasında açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiş ise de bu beyanı çekişmeli boşanma davasında mahkemeyi bağlamayacağı, bu hususun Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2016/24000 Esas ve 2018/10176 Karar sayılı kararı ile de teyit edildiği, o halde davanın reddine karar vermek gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmış, davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,

A-)Davalı erkeğin istinaf talebinin HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,

Buna göre;

1-)Davacı kadının ispatlanamayan davasının REDDİNE,

2-)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

3-)Peşin olarak alınan 35,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

B-)Davalının istinaf incelemesine hasren yapmış olduğu yargılama giderleri açısından,

1-)Davalının peşin olarak yatırmış olduğu 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irat kaydına,

2-)Davalının peşin olarak yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya iadesine,

3-)Davalının istinaf kanun yoluna başvurma harcı olarak yaptığı 121,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK'nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi. 29.05.2019

kazanci.com.tr