T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2021/4211
K. 2021/9795
T. 7.10.2021

İTİRAZIN İPTALİ ( Tapulu Taşınmazın Satışına İlişkin Adi Yazılı Sözleşmeden Kaynaklı Alacak - Tüzel Kişiliğin Kötüye Kullanıldığı Bazı İstisnai Hallerde Tüzel Kişilik Perdesi Aralanmak Suretiyle Gerçek Ya da Tüzel Kişi Ortakların Sorumluluğu Cihetine Gidilebileceği Kabul Edilerek Davalının Sorumlu Olup Olmadığı Noktasında Değerlendirme Yapılması Gerektiği )

TAPULU TAŞINMAZIN SATIŞINA İLİŞKİN ADİ YAZILI SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLI ALACAK ( İtirazın İptali - Davalı Hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde Bu Davaya Konu Eylem İle İlgili Olarak Şirket Yöneticilerinin Dolandırıcılığı Suçundan Ceza Davası Açıldığı/Ceza Mahkemesince Verilecek Mahkumiyet Kararı İle Bu Kararda Kabul Edilen Maddi Vakaların Hukuk Hakimini Bağlayacağı Gözetilerek Ceza Davasının Bekletici Mesele Yapılması Gerektiği )

TÜZEL KİŞİLİK PERDESİNİN KALDIRILMASI TEORİSİ ( Tapulu Taşınmazın Satışına İlişkin Adi Yazılı Sözleşmeden Kaynaklı Alacak/İtirazın İptali - Tüzel Kişiliğin Kötüye Kullanıldığı Bazı İstisnai Hallerde Tüzel Kişilik Perdesi Aralanmak Suretiyle Gerçek Ya da Tüzel Kişi Ortakların Sorumluluğu Cihetine Gidilebileceği Kabul Edilerek Davalının Sorumlu Olup Olmadığı Noktasında Değerlendirme Yapılacağı )

CEZA DOSYASININ BEKLETİCİ MESELE YAPILMASI ( Tapulu Taşınmazın Satışına İlişkin Adi Yazılı Sözleşmeden Kaynaklı Alacak/İtirazın İptali - Davaya Konu Eylem İle İlgili Olarak Şirket Yöneticilerinin Dolandırıcılığı Suçundan Ceza Davası Açıldığı/Ceza Mahkemesince Verilecek Mahkumiyet Kararı İle Bu Kararda Kabul Edilen Maddi Vakaların Hukuk Hakimini Bağlayacağı Gözetilerek Ceza Davasının Bekletici Mesele Yapılacağı )

2004/m.67

6098/m.74,77

ÖZET : Dava ; tapulu taşınmazın satışına ilişkin adi yazılı sözleşmeden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hallerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu cihetine gidilebileceği kabul edilerek, davalının sorumlu olup olmadığı noktasında değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Davalı hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde bu davaya konu eylem ile ilgili olarak şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan ceza davası açıldığı, dosyanın gönderildiği Yargıtay'da temyiz sırasını beklediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, mahkemece; 6098 Sayılı TBK'nun 74. maddesi uyarınca, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ile bu kararda kabul edilen maddi vakaların hukuk hakimini bağlayacağı gözetilerek, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılardan...Emlak Tur. İnş. Taah. Tic. San. İth. İhr. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı; 30/05/2013 tarihli harici taşınmaz alım satım sözleşmesi ile davalı ... ve ...'nin sahibi olduğu diğer davalı şirketten daire satın aldığını, davalı tarafa 47.300 Euro ödeme yaptığını, mülkiyetin tapuda devredilmemesi üzerine davalılar aleyhine ödediği bedelin tahsili için icra takibi başlattığını, davalıların icra takibine mesnetsiz olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalıların %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davaya cevap vermemiştir.

... 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesince; davanın kısmen kabulüyle davalı şirket bakımından takibin 46.500 Euro üzerinden devamına, İİK'nın 67/2. maddesi gereğince takip konusu 46.500 Euro alacağın takip tarihi itibari ile kur üzerinden TL karşılığının %20'si oranında tazminatın davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine dair verilen karar; davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 27/09/2017 tarihli ve 2016/2709 Esas 2017/12730 Karar sayılı kararıyla; davalının 6502 Sayılı yasa anlamında satıcı niteliği taşıyıp taşımadığının araştırılması, bu şekilde davalının satıcı olduğunun anlaşılması halinde uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla çözümlenmesi, aksi halde genel mahkeme sıfatıyla davaya devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece; davalının 6502 Sayılı yasa anlamında satıcı niteliği taşıdığı gerekçesinde; davalı şirketin borcun 46.500 Euro'luk kısmına itirazının iptaline, davalı şirket bakımından takibin 47.300 Euro üzerinden devamına, İİK'nın 67/2. maddesi gereğince takip konusu 46.500 Euro alacağın takip tarihi itibari ile kur üzerinden TL karşılığının %20'si oranında tazminatın davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 16/01/2020 tarihli ve 2019/1965 Esas 2020/259 Karar sayılı kararıyla; hükmedilen alacak miktarı hususunda çelişkili ve infazda duraksama uyandıracak nitelikte hüküm kurulduğu gerçekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; davalı şirketin borcun 46.500 Euro'luk kısmına itirazının iptaline, davalı şirket bakımından takibin 46.500 Euro üzerinden devamına, İİK'nın 67/2. maddesi gereğince takip konusu 46.500 Euro alacağın takip tarihi itibari ile kur üzerinden TL karşılığının %20'si oranında tazminatın davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı şirketin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Davacının davalı ...'ye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dava konusu uyuşmazlık; tapulu taşınmazın satışına ilişkin adi yazılı sözleşmeden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.

Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK'nın 77 ve devamı maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.

Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.

Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından, hukuken geçersizdir. O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar, verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.

Yukarıda açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı ile davalı şirket arasında 30/05/2013 tarihli emlak alım satım başlıklı satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersiz olduğu, davacının sebepsiz zenginleşmeye dayanarak davayı açtığı, sebepsiz zenginleşme halinde sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altına girdiği, davalı şirketin limited şirketi olup tüzel kişi ile ortakları arasında mal varlığı ile sorumluluğu ayrılmakta ise de; davalı ...'nin diğer davalı şirketi 17/06/2010 tarihinde kurduğu, 200 hisse üzerinden 199 hissenin sahibi olan davalı ...'nin aynı zamanda şirket yetkili müdürüde olduğu, davalı ... hakkında şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan ceza davası açıldığı birlikte değerlendirildiğinde; ticaret şirketlerinde sınırlı sorumluluk ya da ayrı malvarlığı ilkesinin alacaklıların menfaatlerine zarar verecek şekilde kötüye kullanılması durumunda alacaklıların hak ve menfaatlerini korumak için “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi”nin geliştirildiği ve tüzel kişiliğin arkasına sığınarak durumu kötüye kullanan ortakları sorumlu tutma imkanı getirildiği, böylece hakkaniyet gerektirdiği zaman tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılmasının önlenmesinin amaçlandığı ve yasal dayanağının dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağını düzenleyen TMK'nın 2. maddesi olduğu gözetildiğinde, tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hallerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu cihetine gidilebileceği kabul edilerek, davalı ...'nin sorumlu olup olmadığı noktasında değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Bu durumda, davalı ... hakkında ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinde bu davaya konu eylem ile ilgili olarak şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan ceza davası açıldığı, ceza davası sonunda verilen beraat kararının katılan ... tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin 12/07/2017 tarihli ve 2016/321 Esas 2017/1337 Karar sayılı kararıyla, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanığın beraatine ilişkin hükmünün kaldırılmasına, üzerine atılı şirket yöneticisinin dolandırıcılığı suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine kararı verildiği işbu kararın sanık ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay'da temyiz sırasını beklediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, mahkemece; 6098 Sayılı TBK'nun 74. maddesi uyarınca, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ile bu kararda kabul edilen maddi vakaların hukuk hakimini bağlayacağı gözetilerek, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketin tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.416,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılardan ... Tur. İnş. Taah. Tic. San. İth. İhr. Ltd. Şti. 'ne yükletilmesine, 6100 Sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr