T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/3976

K. 2017/9562

T. 18.9.2017

* SAĞLIK TEDBİRİNİN UYGULANMASI İSTEMİ ( Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Tarafından Yapılması Gereken Zorunlu Aşıları Ailesinin Yaptırmaktan Kaçındıklarının İleri Sürüldüğü/Küçüğün Beden Sağlığının Korunması Bakımından Küçük Hakkında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5. Maddesinin (1.) Fıkrasının (D) Bendi Uyarınca Sağlık Tedbirinin Uygulanmasına Karar Verilmesinin Talep Edildiği )

* KORUYUCU VE DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER ( Çocuğun Öncelikle Kendi Aile Ortamında Korunmasını Sağlamaya Yönelik Danışmanlık Eğitim Bakım Sağlık ve Barınma Konularında Alınacak Tedbirleri Kapsadığı/Sağlık Tedbirinin Çocuğun Fiziksel ve Ruhsal Sağlığının Korunması ve Tedavisi İçin Gerekli Geçici veya Sürekli Tıbbi Bakım ve Rehabilitasyonuna Bağımlılık Yapan Maddeleri Kullananların Tedavilerinin Yapılmasına Yönelik Olduğu )

* KORUNMA İHTİYACI OLAN ÇOCUK ( Daha Erken Yaşta Ergin Olsa Bile On sekiz Yaşını Doldurmamış Kişiyi Kapsadığı/Korunma İhtiyacı Olan Çocuğun Bedensel Zihinsel Ahlaki Sosyal ve Duygusal Gelişimi İle Kişisel Güvenliği Tehlikede Olan İhmal veya İstismar Edilen Ya Da Suç Mağduru Çocuğu Kapsadığı )

* KİŞİNİN DOKUNULMAZLIĞI/MADDİ VE MANEVİ VARLIĞI ( Herkesin Yaşama Maddî Ve Manevî Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkına Sahip Olduğu )

* ANAYASA MAHKEMESİ BİREYSEL BAŞVURU KARARI ( Bebeklik Dönemi Aşılarının Uygulanmasına Muvafakat Etmeyen Ebeveynler Hakkında Bebeklik Dönemi Aşılarının Yapılması Hususunda Zorunlu Sağlık Tedbiri Uygulamasının Kanunilik Şartını Taşımadığı/Anayasa'nın 17. Maddesinde Güvence Altına Alman "Kişinin Maddi ve Manevi Varlığının Korunması ve Geliştirilmesi Hakkını İhlal Ettiği/İhlali ve Sonuçlarını Ortadan Kaldırmak İçin Yeniden Yargılama Yapılmak Üzere Dosyanın İlgili Mahkemesine Gönderilmesi Gerektiği )

* YENİDEN YARGILAMA YOLU ( Anayasanın ve AİHS İle Türkiye’nin Taraf Olduğu Eki Protokollerin Ortak Koruma Alanında Bulunan Temel Hak ve Özgürlüklerin İhlal Edildiği İddialarının Öncelikle Genel Yargı Mercilerinde Olağan Kanun Yollarında Çözüme Kavuşturulması Gerektiği/Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvurunun İkincil Nitelikte Bir Yol Olduğu - 5395 Sayılı Kanun'un 5/1-D Maddesine Dayanan Benzer Uygulamalarda Bireysel Başvuru Konusu Yapılması Halinde Yüksek Mahkemece Hak İhlalinin Tespit Edileceği ve İhlalin Sonuçlarını Ortadan Kaldırmak İçin Yeniden Yargılama Yolunun Açılacağı - Anayasa Mahkemesi'nin Bu Husustaki Bireysel Başvuru Sonucu Aldığı İhlal Kararı Karşısında Hak İhlaline Yol Açmamak İçin Hükmün Bozulması Gerektiği )

2709/m. 17

5395/m. 3/1-a, 5/1-d

ÖZET : Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, zorunlu aşıları ailesinin yaptırmaktan kaçındıklarını ileri sürerek, küçüğün beden sağlığının korunması bakımından küçük hakkında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5. maddesinin (1.) fıkrasının (d) bendi uyarınca sağlık tedbirinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece "Genişletilmiş Bağışıklama Programında yer alan aşıların önemiyle ilgili olarak yapılan açıklama ve eğitime rağmen ebeveynleri tarafından aşı uygulanmasına izin verilmeyen çocukların 5395 Sayılı Kanuncun 3. maddesinin (1.) fıkrasının (a) bendi uyarınca korunmaya muhtaç çocuk olarak kabulü gerektiğinden bahisle çocuk hakkında, belirtilen Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince sağlık tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, hüküm küçüğün yasal temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kararıyla; "bebeklik dönemi aşılarının uygulanmasına muvafakat etmeyen ebeveynler hakkında bebeklik dönemi aşılarının yapılması hususunda zorunlu sağlık tedbiri uygulamasının” kanunilik şartını taşımadığı böylelikle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alman "kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkını ihlal ettiğine" karar vermiş, aynı kararında ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesini de kararlaştırmıştır.

Anayasa Mahkemesi'nin saptadığı hak ihlalinin, mahkeme kararından kaynaklandığını belirleyen ve Kuruluş Kanununun 50. maddesinin (2.) fıkrasında dayanarak aldığı "ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak İçin yeniden yargılama yapılmasına" dair kararı karşısında, derece mahkemelerinin başvuru konusu somut olay ve kişi bakımından artık başka türlü karar vermesine olanak yoktur. Anayasa Mahkemesi'nin bu husustaki bireysel başvuru sonucu aldığı ihlal kararı karşısında hak ihlaline yol açmamak için hükmün bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 23.02.2015 doğumlu ...'e yapılması gereken zorunlu aşıları ailesinin yaptırmaktan kaçındıklarını ileri sürerek, küçüğün beden sağlığının korunması bakımından küçük hakkında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5. maddesinin (1.) fıkrasının (d) bendi uyarınca sağlık tedbirinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece "Genişletilmiş Bağışıklama Programında yer alan aşıların önemiyle ilgili olarak yapılan açıklama ve eğitime rağmen ebeveynleri tarafından aşı uygulanmasına izin verilmeyen çocukların 5395 Sayılı Kanuncun 3. maddesinin (1.) fıkrasının (a) bendi uyarınca korunmaya muhtaç çocuk olarak kabulü gerektiğinden bahisle çocuk hakkında, belirtilen Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince sağlık tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, hüküm küçüğün yasal temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi 2013/1789 numaralı bireysel başvuruda, 11.11.2015 tarihli kararıyla; "bebeklik dönemi aşılarının uygulanmasına muvafakat etmeyen ebeveynler hakkında bebeklik dönemi aşılarının yapılması hususunda zorunlu sağlık tedbiri uygulamasının” kanunilik şartını taşımadığı böylelikle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alman "kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkını ihlal ettiğine" karar vermiş, aynı kararında ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesini de kararlaştırmıştır.

Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararları, soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak, sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesi'nin saptadığı hak ihlalinin, mahkeme kararından kaynaklandığını belirleyen ve Kuruluş Kanununun 50. maddesinin (2.) fıkrasında dayanarak aldığı "ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak İçin yeniden yargılama yapılmasına" dair kararı karşısında, derece mahkemelerinin başvuru konusu somut olay ve kişi bakımından artık başka türlü karar vermesine olanak yoktur. Ne var ki, yukarda açıklanan 5395 Sayılı Kanun'un 5. maddesinin (1.) fıkrasının (d) bendine dayanan benzer uygulamalarda, bireysel başvuru konusu yapılması halinde Yüksek Mahkemece, bundan sonra da hak ihlalinin tespit edileceği ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunun açılacağı da muhakkak gözükmektedir. Anayasanın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Türkiyenin taraf olduğu eki protokollerin ortak koruma alanında bulunan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının, öncelikle genel yargı mercilerinde olağan kanun yollarında çözüme kavuşturulması asıldır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ikincil nitelikte bir yoldur.

Bu husus, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruya dair bir çok kararında ifade edilmiştir. O halde, yargılamanın yenilenmesi sebebi olabilecek bu hususun, derece mahkemelerinde yargılaması devam eden davalarda da göz önüne alınması gerekir. Anayasa Mahkemesi'nin bu husustaki bireysel başvuru sonucu aldığı ihlal kararı karşısında hak ihlaline yol açmamak için hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.09.2017(Pzt.)

kazanci.com.tr