Sıklıkla duyduğumuz ve söylediğimiz bir sözdür; “KİMSE BENİ ANLAMIYOR”. Çoğu zaman çevremizdeki çoğu insanla aynı dili konuştuğumuzu aynı duygu ve düşünceleri paylaştığımızı düşünürüz. Aslında öyle değildir. İnsanlar çoğunlukla birbirlerinden çok uzaktadır, paylaşımları azınlıktadır. Çağımız insanının kalabalıklar içindeki yalnızlığı da bundandır.

Her insan özünde ayrı bir dünyadır. Her insanın algılayışı, anlayışı, analiz ve sentezleri yetişme tarzına, içinde yaşadığı topluluğa, duygu durumuna, eğitim ve öğretim düzeyine, kavramları tanımlamasına, inançlarına ve ona dikte edilen davranış ve söz kalıplarına göre değişir. Tabii bir de her insanın zihnindeki zincir, gönlündeki kelepçe olan önyargıları vardır.  Bundandır çoğu zaman insanların iç dünyası ile görünüşlerindeki çatışma. İnsanoğlu çoğunlukla tercihlerini bir tarafa bırakır sosyal kabul görme güdüsüyle istediği gibi değil istenildiği gibi davranır ve söyler.  Bu sosyal kabulü sağlasa da insanın kendisine kendi iç dünyasına bir ikiyüzlülüktür.
     
HUKUK İNSANLARA NE KADAR ÇOK HAK VE ÖZGÜRLÜK TANISA DA İNSANLAR GÖNÜLLERİNDEKİ KELEPÇELERİN KİLİTLERİNİ AÇAMADIĞI, ZİHNİNDEKİ ZİNCİRLERİ KIRAMADIĞI SÜRECE ÖZGÜRLEŞEMEZLER. ÖZGÜRLÜK ÖNCE İNSANIN KENDİ İÇİNDE OLMALIDIR. DUYGULARIN YERİNİ AKIL ALIP, ÖNYARGILAR YIKILDI MI BİREY VE ÖZGÜR BİREYLERDEN OLUŞAN TOPLUM HÜRRİYETİNE KAVUŞABİLİR.
              
Ülkemiz örneğindeki gibi ülkelerde ise yaşanılan insan toplulukları içinde bu çoğu zaman özgürlükleri, insan hak ve hürriyetlerini savunan sivil toplum örgütlerinde,
siyasi partilerde, barolarda, derneklerde, vakıflarda ve meslek odalarında daha fazla olur, farklı bir ses verip siz değişimi dile getiriyorsanız konumlarını korumak isteyen   yerleşikler statükoyu değiştirme isteğinizi duyar duymaz sizi sindirmeye susturmaya gayret ederler. Bizim ülkemizde nerede, hangi kurum kuruluş veya hangi adla adlandırdığınız insan kümesinde olursanız olun farklı sese ve değişime vize yoktur. Ondan dolayıdır ki GÜZEL ÜLKEMDE HÜRRİYET; CADDE, SOKAK, MAHALLE, İNSAN VEYA GAZETE İSMİDİR. Fikriniz varsa siz çoğu zaman tehlikeli bir bireysinizdir. Düzen sahipleri için bir tehditsinizdir ve başınız derhal ezilmelidir.
       
Bu nedenledir ki kimse kimseyi anlamaz ve anlamayı dert etmez. Çünkü esas olan mevcuda itaat ve mevcudun istediği ve söylediği gibi düşünmek, inanmak ve söylemek hatta mevcudun söylediğini yapmaktır, nasıl olsa mevcut herkesin adına en doğrusunu düşünür ve siz de düşünmeye devam edersiniz; “KİMSE BENİ ANLAMIYOR”.
          
Aynı dünyada ikamet edip farklı dünyaları olan insanlarda; aynı dili konuşup anlaşamadan, birbirinin tercihlerine, inançlarına, düşüncelerine, yaşam tarzlarına saygı duymadan, anlamaya çalışmadan sürekli karşısındakini veya yanındakini sindirme ve baskılama güdüsüyle umutsuzluk, yakınma, ve mutsuzluk içinde yaşayıp giderler. Olması gereken birbirimizi anlamaya çalışmak, zor olan hayatı kolaylaştırmak, çirkinlikler yerine güzellikleri ortaya koymaktır.


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Halil Sarı tarafından www. hukukihaber. net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)