Kiracının Haklı Tahliyesi ve Konut ve Çatılı İşyerlerinde Sözleşmenin Sona Ermesi’nde hiç TBK m. 344’e hiç değinmemişiz; hani şu meşhur beş yıl geçtikten sonra açılabilen uyarlama davası. Malum, siz dükkanı bir yıllığına kiraladığınızı sanıyorsunuz, TBK m. 347 pratikte bunu size on iki yıla çıkarıyordu. İşte özellikle enflasyonun olduğu durumlarda can suyu vazifesi görüyor. Gerçi artık dövizle kiralama çok ciddi şekil şartlarına tabi Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun m. 2 sayesinde ama bizim TBK m. 138’in ev sahibini koruyan hali.
Ev Sahibi Depozitoyu Vermezse’den Kiracının Kombi Sorumluluğu’na kadar yakaladığı bir konuyu öldürmeden bırakmayan sevgili yazarınız bu hususu nasıl atlamış olabilir acaba? Çok basit, geçen haftaya kadar sormamıştınız da ondan.
Hani şeyhi müridi uçurur ya, san’atçıyı da hayranları var eder, siz sormazsanız vallahi bizim aklımıza böyle orijinal sorular gelmez, işletme körlüğü işte. Yoksa Kiralayanın İmzalamadığı Tahliye Taahhütnamesi hangimizin aklına gelebilir ki?
Söz ilgili yazımızdan açılmışken, okuyucularımızdan Sayın Mete DİNLER ne dediğini anlamak için beş kere okumak zorunda kaldım, sonunda hukuki bir metin yazıldığını anladım ama bu araya başka örnekler vererek olmaz, odak noktası tek olmalı diyor. İlla da böyle yazacaksan araya kanun maddeleri, içtihatlar sıkıştırma, uzun uzun örnekle.
Bizim için saygı sınırları çerçevesinde yapılan her yorum çok değerli. Sizlerin yönlendirmeleriyle hukuki okuryazarlığı kazandıracağız. Lakin Mete Beyciğim biz dayanaksız yazamayız; mutlaka görüşümüzü bir kanun maddesine dayandırmalıyız. Ha, kanuna aykırı Yargıtay kararı oldu mu onu da dayanak olarak kullanırız işimize gelirse, hiçbiri yoksa doğal hukuk var elimizde, ama mutlaka bir gerekçemiz olmak zorunda. Hem siz de kontrol edersiniz, bu adam bir şeyler anlatıyor ama bunu neye göre diyor, bir açıp bakayım o maddeye, o karara, hakikaten böyle miymiş?
Daha uzun uzun örnek vermelisin diyor da, sadece yazımızın bu bölümüne kadar eski yazılarımızdan beş tanesine link verdik; e oralarda zaten uzun uzun anlatmışız, bir daha neden aynı şeyleri burada yazalım ki? Detaylı okumak isteyen o yazılarımıza bakar. Bir de her zaman da vatandaş için yazmıyoruz. Yeri geliyor doktrine karşı çıkıyoruz, yeri geliyor Yargıtay’ı eleştiriyoruz, bunları öyle kafamıza göre “bence, bana göre, ama bu haksızlık, dürüstlük kuralına aykırı…” diye yapamayız ki! Mutlaka bir dayanağa ihtiyacımız var.
Neyse, çok dağılmayalım konumuzdan, bir eski yazımıza daha link verelim Kiracı Anahtarı Vermezse, yani bu konular sizlerden gelmedi mi ortaya çıkabilecek konular değil ki, kimin aklına gelir? Şimdi adamlar toplanmışlar bir yerde, biri 17 diyor, diğerleri gülüyor. Öbürü 37 diyor, geri kalan kahkahalarla gülüyor. Hani Törensiz Nişanlanmanın Geçerliliği’ndeki kayınpederin şarküteriyi boşaltması hesabı, sayıyı söyleyen diğerlerini güldürüyor. Adam sormuş, nedir sizin olayınız? Demişler biz çok fıkra biliriz, artık aynı fıkraları uzun uzun anlatmak yerine hepsini numaralandırdık, aklımıza gelen sayıyı söylüyoruz, böylece o fıkrayı hatırlıyoruz.
Bizim adam da tutmuş 83 demiş. Lakin kimse gülmemiş. Neden diye sorunca da “onu biraz önce anlattık” diye cevap vermişler.
E bizim de sadece köşe sahibi olduktan sonra 52 yazımız yayınlanmış, ondan önce de 30’a yakın makalemiz var gene sitemizde, e daha önceden de başka sitelerde yazdıklarımız var, haliyle aynı şeyleri yazmayacağız, link verip geçeceğiz. Ben vallahi konu bütünlüğü olsun diye başka mecralarda yazdığım yazıları güncelleyerek yayınlıyorum arada sırada ama vallahi utanarak. Burada neler neler yazıldı, “haydi bunu yazan utanmadı, yayınlayan da mı utanmadı”dan tut “insanları kandırmayın”a kadar. Neden? E onun pozitif hukukçuluğu o kadarcık, gerekçelerini maddeleriyle, içtihatlarıyla açıkladığımızda diyecek bir şeyi kalmıyor zaten de, onun üslubu olsa olsa TBB Meslek Kuralları m. 5 ihlali olur en fazla. Ama biri çıkar da aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun, geçen seneki yazının aynısı bu dese, ne yaparız?
Neyse efendim, geçti beş yıl, ev sahibiniz açacağım diyor uyarlama davasını. Siz de resmi enflasyonun %80 olduğu yerde %25 kira arttırımı olur kararını sonuna kadar uygulamışsınız, çok komik bir kira ödüyorsunuz. Haliyle belli davayı kaybedeceğiniz, eski enflasyon farklarını hesaplayarak yeniden bir güncelleme yapıyorsunuz. Ama ev sahibi duruşmada uyarlama olmamıştır diyor.
E hani ben TÜFE-TEFE hepsinin yeniden değerleme oranına göre geçmişe yönelik arttırmıştım, nasıl olmadı bu uyarlama? Çok basit, kanun maddesinin devamını okumadın. Orada hakim sadece enflasyon oranına göre değerlemeyi yapar demiyor, kiralananın durumu ve civardaki emsal yerlere göre bir belirleme yapar. Kanunda yazmaz ama Yargıtay sayesinde de yüzde on ile yirmi arasında bir de hakkaniyet indirimi olur. Yani civardaki emsalin kirası 40 diye seninki de o değerde olmaz, bunu önceden bil.
Kiracımızın da on yıllık avukatı madem ortada bir uyarlama yok, o zaman bizim yatırdığımız o resmi artış dışındaki paralar sebepsiz zenginleşmeye girer, onun iadesini istiyoruz diye gitmiş karşı dava açmış. Ne de olsa davayı kaybetse kendi cebinden çıkmayacak, kazansa Kanuni Vekalet Ücreti Vekilin mi olacak.
Bazen düşünüyorum da hiç böyle kanundu, içtihattı gözleri parçalamaya gerek yok. Dürüstlük kuralını bilsen, adil yargılanma hakkı desen, kazanılmış hak desen, bir de sebepsiz zenginleşmeyi bilsen, ha bir de bunlardan hangisini hangi zaman kullanabileceğini bilsen çok güzel İnstagram hukukçusu olursun.
Hak, hukuken korunan menfaat anlamına gelir. Ama her hak da helal değildir. Nasıl mı oluyor? Sırf kanun, ya da maddi anlamda kanun sana bu yetkiyi verdi diye senin de TÜİK enflasyonunun bile çeyreğinde olan bir zammı uygulayacağın anlamına gelmez. Ha, şu ana kadar ben de devletten daha mı iyi bileceksiniz diyordum, Reis %25 demişse onun lafı üstüne söz olmaz derdim ama ne zamanki gazete haberlerinde kiracısını domuz bağıyla bağlayan ev sahibi haberlerini gördüm, görüş değiştirdim. Anlaşarak arttırın bu kirayı, sadece kanuni sınıra takılmayın. Sebep? Huzurun, gönül rahatlığıyla evine gelebilmen, domuz bağını sadece Hizbullah’tan biliyor olman…Daha sayayım mı?
Adam hala bana ortada bir Yargıtay kararı var mı diyor. Sinirlendim artık şu kadar basit bir hukuki muhakemeyi yapamayacak olmasından dolayı. Sen gerçekten onun sebepsiz zenginleşmesine sebep olacak şekilde bir kira artırımı yapmış olsaydın zaten onun uyarlama davası kabul edilmeyecekti, bizim ihtiyacımız olan tam tersi yönde bir Yargıtay kararı ev sahibi vekili olduğumuzda.