I.GENEL OLARAK

Kiraya verenin hapis hakkı Türk Borçlar Kanunu 336. Maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Buna göre; taşınmaz kiralarında kiraya veren, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere, kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar üzerinde hapis hakkına sahiptir. Kiraya verenin hapis hakkı, alt kiracının asıl kiracıya olan kira borcunu aşmamak üzere, alt kiracının kiralanana getirdiği aynı nitelikteki taşınırları da kapsar. Hapis hakkı, kiracının haczedilemeyen malları üzerinde kullanılamaz.

Kiralayanın hapis hakkı, kiralanan yerde bulanan kiracıya ait taşınır eşyayı kira alacağına karşı alıkoymak ve kira borcunu ödemediği takdirde onu paraya çevirerek alacağını öncelikle tahsil etme yetkisi veren bir tür kanuni rehin hakkıdır. Taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle işlemiş bir yıllık ve işleyecek altı aylık kira nedeniyle hapis hakkı doğar. 

T.B.K’ nın 338. Maddesinde hakkın nasıl kullanılacağı düzenlenmiş olup buna göre; kiracı, taşınmak veya kiralananda bulunan taşınırları başka bir yere taşımak istediği takdirde, kiraya veren, alacağını güvence altına almasını sağlayacak miktardaki taşınırı, sulh hâkiminin veya icra müdürünün kararıyla alıkoyabilir. Alıkoyma kararının konusu olan eşya, gizlice veya zorla götürülürse, götürülmelerinden başlayarak on gün içinde kolluk gücünün yardımıyla kiralanana geri getirilir.

İ.İ.K 'nun 270. maddesinde; “Kiralayan evvelce yapılması lazım gelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için icra dairesinin yardımını isteyebilir. icra dairesi üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapar ve rehinin paraya çevirme yoluyla takip talebinde bulunması için kiralayana on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet verir” hükmü düzenleme altına alınmıştır.

Hapis Hakkına Dayalı Takipte İlk Talep

İcra ve İflas yönetmeliği çerçevesinde icra dairelerine sunulacak örnek yazılar düzenlenmiştir. Ancak yönetmelikle düzenlenen örnek yazılar çerçevesinde hapis hakkına dayalı bir takibin oluşturulmasında özel olarak düzenlenen bir örnek kâğıt yoktur.    

Alacaklı tarafından hapis hakkının kullanılmak istenmesi suretiyle defter tutulmasının talep edilmesi kanun ve yönetmelikte özel olarak belirlenmediğinden icra dairesine hitaben hazırlanacak kısa bir beyan ile takibin başlatılması gerekir.

Ancak kiracısı hakkında hapis hakkını kullanmak isteyen kiralayanın icra dairesine sunacağı ilk talebinin ekinde kira ilişkisini tevsik eden sözleşmenin bulunması önemlidir. Zira sözleşmenin bulunmaması yahut sunulan sözleşmenin inandırıcı olmaması halinde görevli memur tarafından mahallinde yapılacak araştırma ile kiracılık ilişkisinin tespit edilmesi gerekir.   

Bir başka deyişle gerek icra dairesine yapılan başvuru esnasında gerekse mahallinde yapılacak inceleme, araştırma sonrasında tanzim edilecek tutanaktan evvel talep edenin kiralayan olmadığı yahut hapis hakkı talebinin kiracıya karşı yöneltilip yöneltilmediğinin tespit edilmesi gerekir.  

Hapis hakkı talebinin kabulüne karar verilmesi halinde T.B.K 336/3 md düzenlemesi gereğince kiracının haczedilemeyecek malları üzerine hapis hakkı kullanılamayacağından İ.İ.K 82. md düzenlemesinde yer alan kiracıya ait malların haczi mümkün değildir.

Usulüne uygun şekilde defterin tanzim edilmesi (tutanağın tutulmasından sonra) ve kiralayanın (alacaklının) müddeti içindeki talebi doğrultusunda borçluya rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takipte bir ödeme emri gönderilir.   

Kiracı yedi gün içinde takibe itiraz etmezse takip kesinleşir ve on beş gün içinde borç ödenmezse hapis hakkına konu mallar satılabilir. Alacaklı takibin kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde hapis hakkına konu malların paraya çevrilmesini talep etmelidir. Altı aylık süre içinde taşınırların paraya çevrilmesi talep edilmezse takip düşer (İ.İ.K m. 150/e) ve defter hükümsüz hale gelir.

Hapis Hakkında İstihkak İddiası

İ.İ.K'nun 96/1. maddesinde, 3.kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak davası açabileceği öngörülmüştür. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, hapis hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir.

Bu kapsamda istihkak iddiası, hacizli mala istihkak davası hakkındaki hükümlere tabii olduğundan (İİK m. 96-99, 150/g) rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, haciz aşaması olmadığı için, istihkak iddiaları paraya çevirme aşamasında (rehinli malın satışının istenmesinden sonra) incelenebilir (İİK m. 150/g).

Kaçırılan Eşyayı Takip Hakkı

Kiralayan hakkında defter tutturduğu yahut defter tanzim ettirebileceği malların kaçırılması yahut zorla götürülmesi halinde bu malların icra dairesi marifetiyle geri alınmasını isteyebilir.

Gizlice veya cebirle götürülmüş eşya, götürülmelerinden on gün içinde icra dairesinin emri ile ve zabıta kuvvetiyle geri alınabilir. İyi niyet sahibi üçüncü şahısların hakları saklıdır. İhtilaf halinde mahkeme basit yargılama usulü ile meseleyi halleder ve karara bağlar. (T.B.K 338/2 md, İ.İ.K 271/1 md.) 

Hapis Hakkına Dayalı Takip İtiraz

Kiracı borçlu, rehinin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte kendisine ödeme emri tebliği üzerine hem hapis hakkına hem de talep edilen alacağa itiraz edebilir. Rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerle ilgili İ.İ.K'nun 147. maddesinde “ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72. maddeye kadar hükümlerin uygulanacağı” devamında (1) nolu bentte “Rehin hakkına açıkça itiraz edilmemiş ise, alacaklının rehin hakkının takip safhası içinde artık tartışma konusu yapılamayacağı” hükmüne yer verilmiştir.

İ.İ.K'nun 62. maddesinde ise “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur” olduğu belirlenmiştir.

İ.İ.K'nun 66. maddesine göre müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Takibin durması üzerine alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali yönünde bir karar getirmedikçe takibe devam olunamaz.

II.GÜNCEL YARGI KARARLARI  

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/5510 Esas ve 2020/5410 Karar

“… Hapis hakkı ve geminin yed'i emin olarak tersane müdürüne teslimine ilişkin itirazların değerlendirilmesinde; hapis hakkı için defter tutulması başlığını taşıyan TTK'nun 1398. maddesinin 1. fıkrasında, İcra ve İflas Kanununun 270 ve 271 inci maddelerinin, bu kanun hükümleri uyarınca eşya üzerinde doğan  hapis hakkının  paraya  çevrilmesinde de uygulanacağı, bu maddenin ikinci fıkrasında İcra ve İflas Kanunu'nun 270 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen sürenin, eşya üzerinde doğan hapis haklarının paraya çevrilmesinde onbeş gün olduğu, bu maddenin son fıkrasına göre de eşya üzerinde doğan hapis haklarının, teminat altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak yargılama veya icra konusu yapılamayacağı…”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/14973 Esas ve 2013/3748 Karar

İİK'nun 270. maddesinde; “Kiralayan evvelce yapılması lazım gelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için İcra Dairesi'nin yardımını isteyebilir. (BK.267, 269, 281) İcra Dairesi üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapar ve rehinleri paraya çevirme yoluyla takip talebinde bulunması için kiralayana on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet verir” hükmü mevcuttur.

Kiracı borçlu, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte kendisine ödeme emri tebliği üzerine hem hapis hakkına, hem de talep edilen alacağa itiraz edebilir. (M.Oskay, C.Kocak, A.Değnekli, A.Doğan-İİK Şerhi 4.cilt sayfa 5777)

Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerle ilgili İİK'nun 147. maddesinde “ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72. maddeye kadar hükümlerin uygulanacağı” devamında (1) nolu bentte “Rehin hakkına açıkça itiraz edilmemiş ise, alacaklının rehin hakkının takip safhası içinde artık tartışma konusu yapılamayacağı” hükmüne yer verilmiştir.

İİK'nun 62. maddesinde ise “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecbur” olduğu belirlenmiştir. İİK'nun 66. maddesine göre müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Takibin durması üzerine alacaklı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali yönünde bir karar getirmedikçe takibe devam olunamaz.

Bu yasal düzenlemelerde göstermektedir ki, kendisine ödeme emri tebliğ olunan borçlu tebliğden itibaren 7 gün içinde rehin hakkına (hapis hakkı) ilişkin itirazlarını da diğer itirazları ile birlikte İcra Müdürlüğü'ne bildirmek zorundadır. Bu husus alacaklı itirazın kaldırılması için İcra Mahkemesi'ne veya itirazın iptali için Genel Mahkeme'ye başvurduğunda incelenerek karara bağlanmalıdır. Somut olayda borçluya ödeme emri 20.07.2011 tarihinde tebliğ olunmuş 26 Temmuz 2011 tarihinde yasal 7 günlük süre içerisinde verdiği itiraz dilekçesinde yapılan işlemlerin usulsüz olması nedeniyle rehin hakkına itirazını ve borca itirazını bildirmiş takip durmuştur. Bu durumda alacaklı itirazın kaldırılması veya itirazın iptali kararı getirmedikçe hakkında takibe devam olunmayacağından ve rehin hakkına ilişkin itirazlar alacaklının bu başvurusu sırasında tartışılacağından ayrıca İcra Mahkemesi'nden defter tutma ve hapis hakkı işleminin iptalini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır.

O halde Mahkemece borçlu vekilinin isteminin bu nedenle reddi gerekirken ilamsız takipte her türlü itirazın İcra Müdürlüğü'ne yapılacağı gözardı edilerek alacaklının itirazın kaldırılması istemi incelenir gibi borcun miktarı belirlenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.