Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaştırma Nedir ? Hangi Suçlar Uzlaştırma Kapsamına Girer ? Uzlaştırma Şartları Nelerdir ? Uzlaşmanın Amacı Nedir ? Sonuçları Nelerdir ? Yargıtay Kararları ile Genel Bir Değerlendirme

Ceza Muhakemesi Hukukunda, mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri hâlinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla, suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreçtir. Uzlaşmada taraflar, mağdurun zararının giderilmesi hususunda bir anlaşmaya varmaya çalışırlar. Mağdurun zararının giderilmesi, mağdura bir miktar tazminat ödenmesi şeklinde olabileceği gibi, mağdur veya toplum için belirli bir kamu hizmetinde bulunulması şeklinde veya hukuka uygun başka herhangi bir edim şeklinde de olabilir.[1]

Uzlaşmanın Amacı

Faillerin kendi fiillerinin sonuçlarını görerek bizzat anlamaları için, suçun faili ile mağduru arasında doğrudan iletişim kurulmasıdır. Bu tür toplantılar mağdurların, klasik yargı sisteminin üstesinden gelmekte zorlandığı zayıflık duygusunu yenmelerine yardımcı olur. Eğitimli ve gönüllü uzlaştırmacılar, tarafların anlaşmaya varmalarına yardım etmek suretiyle adalet sistemini, mücadeleci ve cezalandırıcı bir süreçten işbirliğine dayalı bir sürece dönüştürebilir. Uzlaşma, mağdurların ve faillerin, gerçek anlamda sorumluluklarını bilmeleri ve uzlaşmaları için neye ihtiyaç duyduklarını anlamalarını sağlar.[2]

Uzlaşmada, hem faillerin, hem mağdurların topluma yeniden kazandırılarak, uğradıkları zararların giderildiğine inanılır. Uzlaşmaya katılım her iki taraf için de tamamen gönüllüdür ve süreçte gizlilik ilkesi esastır.

Uzlaştırmanın temel amaçları ise şu şekilde özetlenebilir:

1) Onarıcı adalet anlayışının amaçlarını gerçekleştirebilmek,

2) Mağdurun suçtan doğan zararını kısa bir süre içerisinde gidermek,

3) Tarafları “tarafsız ve bağımsız” bir uzlaştırıcı tarafından barıştırmak,

4) Sosyal ve bireysel barışa hizmet ederek mahkemeler önünde birikmiş olan davaları, adalet sistemi dışına çıkararak çözmek ve böylece ceza mahkemelerinin iş yükünü azaltmak.[3]

Uzlaştırmanın Hukuki Niteliği

Uzlaştırma bu usul tamamlanmadan muhakemeye devam olunamayacağından , bir muhakeme engelidir.Bu yönüyle bir ceza muhakemesi kurumudur. Uzlaştırma kurumunun hukuki niteliği sadece ceza muhakemesi kurumu olması ile sınırlı değildir. Uzlaştırmada taraflar ve devlet arasındaki ceza ilişkisini bitirmesini olanak sağladığından maddi ceza hükümlerine tabidir. Bu özelliği ile uzlaştırma kurumu karma niteliğe sahiptir.[4]

Ceza adalet sistemimizde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesiyle uzlaşmaya başvurulması olanaklı kılınmıştır. Uzlaştırmanın amacı, ceza adalet sisteminde, mağdurun yararlarının gözetilmesi, mağdurun tatmin edilmesi, suça karşı salt ceza yaptırımı uygulamak yerine zararın giderilmesi ve onarıma ağırlık verilmesidir. Uzlaştırmanın hedefi, suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir uzlaştırmacının girişimiyle çözmektir. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Fail-mağdur arasında uzlaşma dışında da, zararın gideriminin sağlanması olanaklıdır. Ancak uzlaşma kurumunda, zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir de moral unsur vardır. Bu nedenle uzlaşma, suçun faili bakımından cezanın “özel önleme” fonksiyonuna yardım ettiği gibi, mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail, uzlaşma ile, kural olarak, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma bundan başka, kamuda da, fille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla toplumsal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur. Uzlaşmayla sonuçlanan suçlarda mükerrerlik oranı daha düşük olmaktadır. Keza, tarafların özgür iradesi ile başarıyla sonuçlanan uzlaşmada, klasik yargılama sonucunda ortaya çıkan kararın yarattığı memnuniyetsizlik dolayısıyla ortaya çıkan yeni suç işleme ve hakkını bizzat alma eğilimleri de ortadan kalkmaktadır. Nihayet uzlaşma, bu kapsamdaki suçlar dolayısıyla kişilerin mahkûm olmamaları dolayısıyla, ceza infaz kurumlarındaki kapasitenin azaltılması bakımından da olumlu bir etkiye sahiptir. Uzlaşma kapsamında kalan suçlara verilebilecek olan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması bakımından bir yarar sağlayamadığı bilinmektedir.[5]

Uzlaştırmada Edim[6]

- Fiilden kaynaklanan maddi veya manevi zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi

- Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddi veya manevi zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi

- Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması,

- Mağdur, suçtan zarar gören, bunların gösterecekleri üçüncü şahıs veya bir kamu kurumu ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi,

- Topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılımın sağlanması,

- Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi olabilir.

- Taraflar uzlaştırma süreci sonunda edimsiz olarak da uzlaşabilirler.

Uzlaştırmanın Genel Hükümleri ve Şartları

(1) Uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için mağdur ya da suçtan zarar görenin gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması gerekir.

(2) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda uzlaştırma hükümleri her bir şüpheli ya da sanık için ayrı ayrı değerlendirilir, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.

(3) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.

(4) Birden fazla suç olmasına rağmen kanunda tek ceza öngörülen hâllerde her suç için ayrı ayrı uzlaştırma yapılır.

(5) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

(6) Uzlaşmanın sağlanması hâlinde, soruşturma veya kovuşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.

(7) Soruşturma evresinde mağdur veya suçtan zarar görenin ölümü hâlinde uzlaştırma işlemi sonlandırılır. Kovuşturma evresi için Kanunun 243 üncü maddesi hükmü saklıdır.

(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma ya da kovuşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.

(9) Uzlaştırmaya tâbi suçlarda, uzlaştırma girişiminde bulunulmadan, kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.

(10) Şüpheli, sanık, mağdur ya da suçtan zarar görene Cumhuriyet savcısının onayı ile görevlendirilen uzlaştırmacı uzlaşma teklifinde bulunur.

(11) Uzlaştırmacı kendisine tevdî edilen görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen veya tamamen başka bir kimseye bırakamaz.

(12) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.

(13)Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.

(14)Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.

(15)Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin

(16)Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

Çocuklar Hakkında Uzlaştırma Hükümleri[7]

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 13. Maddesine

göre; “Anlaşmazlıkların önüne geçmek veya çözmek, adli bir merci önünde çocukları ilgilendiren davaları önlemek için Taraflar, arabuluculuk ve anlaşmazlıkların çözümüne yönelik diğer tüm yöntemlerin uygulanmasını ve Taraflarca belirlenen uygun durumlarda bu yöntemlerin bir anlaşmaya varmakla kullanılmasını teşvik ederler.”

5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3/1-a göre Suça Sürüklenen Çocuk

“Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilençocuğu’’ ifade eder.

CMUK 253/1-c “Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar’’ ifade edilerek suça sürüklenen çocuklar ayrıca belirlenmiştir. Söz konusu hükümde belirtildiği üzere suça sürüklenen çocukların işlemiş olduğu suçlarda iki koşul ön plana çıkmaktadır.

Bunlardan ilki suçtan zarar görenin gerçek ve özel hukuk tüzel kişisi olması, ikinci olarak hapis veya adli para ceza sınırının üst sınırı üç yılı geçmemiş olmasıdır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde, sadece suça sürüklenen çocuklar bakımından uzlaştırma kapsamında kalan suçlar şu şekildedir;

TCK 86/1, 86/2, 86/3. Mad.- Kasten Yaralama,

TCK 90/1 mad. - İnsan Üzerinde Deney,

TCK 91/2, 91/6 mad. - Organ ve Doku Ticareti,

TCK 97/1 mad. – Terk,

TCK 98/1, 98/2 mad. - Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi,

TCK 101/2 mad. – Kısırlaştırma,

TCK 107/1, 107/2 mad. – Şantaj,

TCK 108/1 ( TCK 86/2, 86/3 ile birleşmesi halinde) mad. – Cebir,

TCK 114/1 mad. - Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

TCK 115/1, 115/2, 115/3 mad. - İnanç Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasının

Engellenmesi,

TCK 117/2, 117/3, 117/4 mad. - İş ve Çalışma Hürriyetinin Kullanılmasının

Engellenmesi,

TCK 118/1, 118/2 mad. - Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

TCK 122/1 mad. - Nefret ve Ayrımcılık,

TCK 124/1 mad. - Haberleşmenin Engellenmesi,

TCK 125/3 mad. – Hakaret,

TCK 135/1 mad. - Kişisel Verilerin Kaydedilmesi,

Ceza Muhakemesi Kanunu Kapsaminda Uzlaştirma Kapsamina Giren Suçlar: Kuramsal Ve Hukuksal Bir Değerlendirme

338

TCK 138/1 mad. - Verileri Yok Etme,

TCK 144/1-a, 1-b mad. - Paydaş veya Elbirliği ile Malik Olunan Mal Üzerinde veya

Bir Hukuki ilişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla Hırsızlık,

TCK 162/1 mad. - Taksirli İflas,

TCK 163/1, 163/2, 163/3 mad. - Karşılıksız Yararlanma,

TCK 165/1 mad. - Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi,

TCK 166/1 mad. - Bilgi Vermeme,

TCK 231/1 mad. - Çocuğun Soy Bağını Değiştirme,

TCK 232/1, 232/2 mad. - Kötü Muamele,

TCK 233/2, 233/3 mad. - Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali,

TCK 234/1, 234/2 mad. - Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması,

TCK 243/1, 243/3, 243/4 mad. - Bilişim sistemine girme,

TCK 244/2 mad. - Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme Veya Değiştirme,

TCK 261/1 mad. - Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf,

TCK 265/1 mad. - Görevi yaptırmamak için direnme,

TCK 287/1 mad. - Genital Muayene,

TCK 298/1 mad. - Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme.

Dikkat edilmesi gereken ilk husus, suça sürüklenen çocuğun işlediği eylemin mağdurunun kamu yahut toplumu oluşturan tüm bireyler olmamasıdır. Bu ihtimalde uzlaştırma mümkün olamaz.

Örneğin, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu (m.216), kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçu (m.228), dilencilik suçu (m.229)gibi.

İkinci olarak, bu hükmün uygulanmasında, ilgili suç tipinin yalnızca temel şeklinin yaptırımı değil, nitelikli unsurların varlığı halinde uygulanması ihtimali bulunan ceza miktarı dikkate alınır, yaş küçüklüğü sebebiyle (TCK.m.31) vaki indirim göz önünde tutulmaz (Yenidünya, 2017).

UZLAŞTIRMA KAPSAMINA GİREN SUÇUN UZLAŞTIRMA KAPSAMA GİRMEYEN SUÇLA BİRLİKTE İŞLENMESİ

T.C. Yargıtay [8]

3. Ceza Dairesi

E: 2016/3159 K: 2016/19031 K.T.: 09.11.2016

Özet: 09.07.2009 tarih ve 27283 numaralı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı yasanın 8.maddesiyle 5271 sayılı CMK’nın 3.maddesine eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz”şeklindeki düzenleme karşısında ,uzlaşma kapsamına giren hakaret suçunun uzlaşma kapsamına girmeyen kemik kırığı oluşacak şekilde kasten yaralama suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle tebliğnamenin hakaret suçu nedeniyle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

HÜKÜM: Sanığın mahkumiyetlerine dair Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 09.07.2009 tarih ve 27283 numaralı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı yasanın 8.maddesiyle 5271 sayılı CMK’nin 3.maddesine eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz”şeklindeki düzenleme karşısında ,uzlaşma kapsamına giren hakaret suçunun uzlaşma kapsamına girmeyen kemik kırığı oluşacak şekilde kasten yaralama suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle tebliğnamenin hakaret suçu nedeniyle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 09.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı : 2013/20

Karar Sayısı : 2013/50

Karar Günü : 3.4.2013

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU : 4.12.2004 günlü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin (3) numaralı fıkrasının sonuna, 26.6.2009 günlü, 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesiyle eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” cümlesinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.

I- OLAY

Sanık hakkında basit yaralama, hakaret, geceleyin konut dokunulmazlığını ihlâl ve tehdit suçlarından açılan kamu davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ

“Sanık ...’ün 06.12.2012 tarihinde müşteki ...’a karşı basit yaralama, alenen hakaret, geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal ve tehdit suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, soruşturma dosyasının tetkikinde isnat edilen suçlardan basit yaralama, alenen hakaret ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal etmek suçlarının 5271 sayılı CMK.’nın 253/1. maddesi kapsamında uzlaşma kapsamında kalmasına karşın uzlaşma işleminin yapılmaksızın mahkememize kamu davası açıldığı gerekçesiyle iddianamenin 5271 sayılı TCK’nın 174/1-c maddesi gereğince iadesine karar verildiği, bu karara C. Savcısı tarafından 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesi gereğince sanığın aynı anda işlediği iddia olunan tehdit suçunun uzlaşma kapsamında kalan suçlardan olmadığı bu sebeple uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle iddianamenin iadesi kararına yapılan itiraz üzerine Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14.01.2013 gün ve 2013/19 D.iş sayılı kararıyla C. Savcısının itirazının kabulüne ve mahkememizin iddianamesinin iadesine yönelik kararın kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmakla;

5271 sayılı Kanunla yasa koyucu bazı suçlar açısından kovuşturma aşamasına geçilmeden önce şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören kişilerin uzlaştırılması yoluna gidilerek tüm uyuşmazlıkların mahkeme önüne götürülmeden halli ile mahkemelerin iş yükünün artmaması hedeflenmiş olup 04.12.2004 tarihinde kabul edilen 5271 sayılı CMK.’nın 253. maddesinin ilk hali ile 06.12.2006 gün ve 5560 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik düzenleme ile de bu yönde hükümler getirilmesine karşın, 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine eklenen bir cümle ile “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü getirilerek uzlaşma kapsamında kalan bir suçla beraber işlenen ve kapsama girmeyen bir suçun birlikle işlenmesi hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı yönünde düzenleme yapıldığı;

Mahkememizce bakılmakta olan kamu davasına uygulanacak bir kanun hükmü olan 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile getirilen düzenleme ile sanık hakkında uzlaşma hükümlerinin uygulanabilecek suçlardan olan kasten basit yaralama; alenen hakaret ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının sanığın bu suçlarla birlikte tehdit suçunu da işlediği iddiası ile artık uzlaşma kapsamında kalmadığı oysa sanığın işlediği iddia edilen her suçun birbirinden bağımsız ve ayrı olarak değerlendirilmesinin gerektiği, uzlaşma kapsamında kalan bir suçun sırf uzlaşma kapsamında kalmayan bir suçla beraber işlendiği gerekçesiyle uzlaşma kapsamından çıkartılmasının Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10. maddesindeki kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu kanısıyla 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 40. ve devam maddeleri gereğince Anayasa Mahkemesine 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmünün iptali için itiraz kanun yoluna başvurulmasına ve başvuru sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar vermek gerekmiştir.

Gerekçesi yukarda izah edildiği üzere;

5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğundan iptali için Anayasa Mahkemesine itiraz kanun yoluna başvurulmasına;

Anayasa Mahkemesinin başvuru sonucunda vereceği kararın bekletici mesele yapılmasına,

Dair dosya üzerinden yapılan değerlendirme sonucu tensiben karar verildi.”

Uzlaştırma Kapsamına Giren İki Suçun Birlikte İşlenmesi

Aralarında yer veya zaman birlikteliği bulunan veya aynı amaç kapsamında işlenen birden fazla suçun tamamı uzlaştırma kapsamında ise, her bir suç bakımından ayrı ayrı uzlaştırma hükümleri uygulanır.[9]

Uzlaştırma Kapsamına Giren suçlar ve İstisnaları[10]

  • TCK 86/1, 86/2, 86/3. Mad.- Kasten Yaralama,

  • TCK 90/1 mad. - İnsan Üzerinde Deney,

  • TCK 91/2, 91/6 mad. - Organ ve Doku Ticareti,

  • TCK 97/1 mad. – Terk,

  • TCK 98/1, 98/2 mad. - Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi,

  • TCK 101/2 mad. – Kısırlaştırma,

  • TCK 107/1, 107/2 mad. – Şantaj,

  • TCK 108/1 ( TCK 86/2, 86/3 ile birleşmesi halinde) mad. – Cebir,

  • TCK 114/1 mad. - Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

  • TCK 115/1, 115/2, 115/3 mad. - İnanç Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasının Engellenmesi,

  • TCK 117/2, 117/3, 117/4 mad. - İş ve Çalışma Hürriyetinin Kullanılmasının

  • Engellenmesi,

  • TCK 118/1, 118/2 mad. - Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

  • TCK 122/1 mad. - Nefret ve Ayrımcılık,

  • TCK 124/1 mad. - Haberleşmenin Engellenmesi,

  • TCK 125/3 mad. – Hakaret,

  • TCK 135/1 mad. - Kişisel Verilerin Kaydedilmesi,

Ceza Muhakemesi Kanunu Kapsaminda Uzlaştirma Kapsamina Giren Suçlar: Kuramsal Ve Hukuksal Bir Değerlendirme

  • 338

  • TCK 138/1 mad. - Verileri Yok Etme,

  • TCK 144/1-a, 1-b mad. - Paydaş veya Elbirliği ile Malik Olunan Mal Üzerinde veya

  • Bir Hukuki ilişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla Hırsızlık,

  • TCK 162/1 mad. - Taksirli İflas,

  • TCK 163/1, 163/2, 163/3 mad. - Karşılıksız Yararlanma,

  • TCK 165/1 mad. - Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi,

  • TCK 166/1 mad. - Bilgi Vermeme,

  • TCK 231/1 mad. - Çocuğun Soy Bağını Değiştirme,

  • TCK 232/1, 232/2 mad. - Kötü Muamele,

  • TCK 233/2, 233/3 mad. - Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali,

  • TCK 234/1, 234/2 mad. - Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması,

  • TCK 243/1, 243/3, 243/4 mad. - Bilişim sistemine girme,

  • TCK 244/2 mad. - Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme Veya Değiştirme,

  • TCK 261/1 mad. - Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf,

  • TCK 265/1 mad. - Görevi yaptırmamak için direnme,

  • TCK 287/1 mad. - Genital Muayene,

  • TCK 298/1 mad. - Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme.

Uzlaştırma Kapsamında Kalan Suçlar ve Tablosu[11]

YETİŞKİNLER -SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR BAKIMINDAN UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA KALAN SUÇLARAİLİŞKİN TABLO

SIRA NO

SUÇUN ADI

MADDE/FIKRA

ŞİKAYETE TABİ Mİ

KANUNDA ÖNGÖRÜLEN CEZA MİKTARI

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU

1

Kasten yaralama

86/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

2

Kasten yaralama

86/2

Evet

Dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

3

Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi

88

-

-

4

Taksirle yaralama

89/1

Evet

Üçaydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

5

Taksirle yaralama

89/2

Evet (bilinçli taksir halinde hayır)

Birinci fıkraya göre belirlenen cezanın, yarı oranında artırılması

6

Taksirle yaralama

89/3

Evet(bilinçli taksir halinde hayır

Birinci fıkraya göre belirlenen cezanın bir kat artırılması

7

Taksirle yaralama

89/4

Evet(bilinçli taksir halinde hayır

Altı aydan üç yıla kadar hapis cezası

Yorumlar