Çakır, "Başsavcının kamuoyuna hukukî gerekçelerini ortaya koyarak açıklama yapması gerekiyor." dedi. Çakır'ın Ergenekon kapsamında gazetecilere açılan 2 bin 407 soruşturmadan bin 566'sının altında imzası bulunuyor. Emekli olduktan sonra Burdur'un Çeltikçi ilçesinde noterlik yapmaya başladı.

Zaman'a konuşan Çakır, savcıların el çektirilmesiyle ilgili açıklamaları yetersiz bulduğunu ifade etti. Cumhuriyet savcılarının iş bölümünü cumhuriyet başsavcısının yaptığını belirten Çakır, "Başsavcı size bir görev verdiği gibi tekrar o işi sizden alabilir de. Bunun yasal bir engeli yok. Ama Başsavcı Engin'in savcıların elinden o görevi alıp onların yerine başkalarını vermesi kamuoyu nezdinde bir şaibe doğuruyor ve bunun açıklanması gerekiyor. Bu açıklamanın bizzat Başsavcı Engin tarafından yapılması gerekiyor. Kamuoyuna tatmin edici, hukukî gerekçelerin ortaya konulduğu bir açıklama yapılmalı." diye konuştu. Cumhuriyet başsavcılarının, savcılar üzerinde sadece gözetim ve denetim hakkı olduğunu belirten Çakır, şöyle devam etti: "Bu denetim görevi de savcıların yapacağı soruşturmaların hukuk dışına çıkmamasını temin yönündedir. Başsavcının müdahale etmemesi gerekir. Yapılan bir hata varsa disiplin soruşturması açar. 'Ben seni buradan aldım falan kişiyi verdim' denilmesinin hukukta yeri yok."

'HÜLYA AVŞAR VALLAHİ BİLLAHİ YALAN SÖYLÜYOR'

Eski Savcı Çakır, Hülya Avşar'a, etnik ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle açtığı soruşturmanın ardından basına yansıyan haberlerden dertli. "Hülya Avşar vallahi billahi yalan söylüyor." diyor. Çakır'ın iddiası şöyle: "Diyor ki, 'Savcı bana Kürt müsün yoksa Türk müsün?' diye sordu. Ben böyle bir soruyu soracak dünya görüşüne sahip değilim. Ama kamuoyuna onun verdiği demeç cazip geliyor. Asla ve asla ben böyle bir soru sormadım. İnsanları din, dil, ırk ayrımı gözeterek ayıran bir insan değilim. Hülya Avşar, dedi ki 'Savcı benim programıma katılacak.' Yalan konuşuyor. Soruşturmayı kafadan ya da keyfime göre yapmışım gibi tanıtıldım. Hülya Avşar'a açtığımız soruşturmadaki asıl gaye 'bir gazetenin ekinde çıkan demeçlerin delili veya belgesi var mı?' diye sormaktı. Soruşturmayı ihbar üzerine açtık." (Zaman)