Ankara’da savunma sanayi şirketi bulunan iş insanı Ersan S., 2011 yılında geçimsizlik nedeniyle eşi A.S.E.’den boşandı ve velayeti annesinde kalan kızı için 1000 Euro nafaka ödemeyi kabul etti. A.S.E. 6 yaşındaki kızı ile birlikte ABD’ye yerleşti. 2015’te kalp rahatsızlığı yaşayıp, çalışamaz hale gelen Ersan S. yüzde 100 engelli raporu aldı. 2016 yılında ise iflas eden Ersan S. malulen emekli oldu. Emekli maaşı ile geçinmeye başlayan Ersan S., TL’nin Euro karşısında değer kaybetmesiyle aylık nafakayı ödeyemez duruma geldi.

Ersan S., 2017 yılında avukatı aracılığıyla nafakanın düşürülmesi için dava açtı. Ersan S., eski eşinin ABD’de evlendiğini, mali durumunun iyi olduğunu, kendisinin ise iflas ettiğini, engelli olduğu için çalışamadığını, tek geçim kaynağı emekli maaşının icra nedeniyle kesildiğini ve boşandığında 2,179 TL olan Euro’nun geçen sürede değer kazanmasıyla iştirak nafakasını ödeyemediğini, bu yüzden nafakanın 100 Euro’ya düşürülmesini istedi. Eski eş A.S.E. ise Ersan S.’nin iddialarının doğru olmadığını, şartlarında değişme olmadığını, emekli aylığı dışında kira gelirleri olduğunu, boşanma döneminde kızını yurtdışına götürme konusunda anlaştıklarını, bu yüzden iştirak nafakasının Euro olarak ödenmesini kararlaştırdıklarını ileri sürerek nafakanın azaltılması talebinin reddini istedi.

İKİ FARKLI EURO KARARI

Ankara 6’ncı Aile Mahkemesi ise tarafların mali durumunun araştırılması sonucunda Ersan S.’nin 3 bin 950 TL emekli maaşı aldığı, davalı A.S.E.’nin ise ABD’de evli olduğu ve geliri konusunda bildirimde bulunmadığı ve mali durumunun tespit edilemediğine dikkat çekildi. Mahkeme, Ersan S.’nin boşandıktan sonra mali durumunda değişme olduğu, geçen sürede Euro’nun TL bazında aşırı değer kazanması sonucu nafakayı ödemede zorlandığı ve borçlandığı anlaşıldığından çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 200 Euro’ya düşürülmesine karar verdi. Hem Ersan S. hem de eski eşi A.S.E, avukatları aracılığıyla kararı istinafa taşıdı. İstinaf mahkemesi, iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 500 Euro olarak belirlenmesine karar verdi.

'MAAŞIMIN 1.5 KATI'

Zamanla işlerinin bozulduğunu belirten Ersan S. “500 Euro şu anda yaklaşık 7 bin 800 lira yapıyor. Maaşımın 1.5 katı. Emekli maaşım şu anda 5 bin lira, 8 bin liraya yakın nafaka ödemem gerekiyor” dedi.

Ersan S., biriken nafaka borcu nedeniyle şu ana kadar 3 kez disiplin hapsine mahkûm edildiğini, bir dükkânının icradan satıldığını, şu anda annesiyle oturduğu ev ile birlikte 2 evinin icradan satışa çıkarıldığını belirtti. Cezaevinden arkadaşlarının aralarında para toplamaları sonucu çıkabildiğini anlatan Ersan S. “Sosyal ölüme terk edildim. Tek gelirimden fazlasını ödemekle yükümlüyüm. Bu aynı zamanda 3 ayda 1 hapis cezası almama sebep oluyor. Her ödeyemediğim 3 ay için hapis cezası yatmam gerekiyor. Sürekli hapis korkusuyla yaşamak istemiyorum. Adalet istiyorum, insan gibi yaşama hakkı istiyorum. Benim gibi bir sürü sayısız mağdur var” diye konuştu.

'FAZLA NAFAKA HAK İHLALİ'

Ersan S.’nin avukatı Canan Sönmez ise “Anayasa Mahkemesi ilgili kararında gelirden fazla nafakanın kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını ihlal ettiğini söylüyor. Bu durumda tarafımızca nafakanın tekrar indirilmesi için bir dava açılacak ve süreci takip edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

'DÖVİZLE ÖDENEN NAFAKA, SÖZLEŞME TARİHİNDEKİ KURUN ALTINA UYARLANAMAZ'

Öte yandan Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2021/8399 E.,  2021/7944 kararında "Sözleşmenin imzalandığı tarih ile dava tarihi arasında çok zaman olmaması ve kurda meydana gelecek artışların da olabileceğinin taraflarca öngörülebilir olduğunun kabulü gerekmektedir. O halde sözleşmenin uyarlanması talebinin kabulünde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları, paranın satın alma gücü, uzlaşma tarihinden itibaren değişen kur farkı ve hakkaniyet ilkesinin dikkate alınması doğru ise de sözleşmenin yapıldığı tarihteki kur miktarının altında bir miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır." denildi.