Mülga 765 Sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen, ücreti karşılığı hizmet veren pansiyon, otel ve han gibi geçici ikamete tahsis edilmiş yerlerde kalan ve ücreti karşılığı hizmette bulunan lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen kişilere ilişkin karşılıksız yararlanma suçları, 5237 Sayılı YTCK’da karşılıksız yararlanma suçları arasında yer almamaktadır.
Bu eylemler hakkında, cumhuriyet savcılığına yapılacak olan suç duyurusu talepleri karşılığında, cumhuriyet savcılığı tarafından, T.C. Anayasası 38 ve TCK madde 2 uyarınca ve kanunsuz suç ve ceza olmaz prensibi (nullum crimens nulla poena sine lege) gereğince, KYOK (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) verilecektir.
Ancak, uğranılan maddi zarar, hukuk mahkemelerinde, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 147/2. madde gereğince, 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde, “alacak davasına” konu olabilecektir.
İlgili Mevzuat
1-Mülga 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu-Madde 521/a-Karşılıksız Yararlanma
2-Hükümet Tasarısı-Madde 222 (5237 Sayılı YTCK’ya Alınmamıştır)
3-5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu-Madde 163-Karşılıksız Yararlanma
4-5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu-Suçta ve Cezada Kanunîlik İlkesi
5-T.C. Anayasası-Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar
6-6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu-Madde 147-Zamanaşımı
Mülga 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Madde 521/a
Ödeme yeteneği olmadığını bildiği halde;
1. Ücreti karşılığı hizmet veren pansiyon, otel ve han gibi geçici ikamete tahsis edilmiş yerlerde kalan,
2. Ücreti karşılığı hizmette bulunan lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen,
3. Taksi ve benzeri ulaşım araçlarında kendisini bir yerden diğer bir yere taşıtan,
Ve ödemede bulunmayan kimseye onbeş günden üç aya kadar hapis ve borçlu olunan miktarın on katı kadar ağır para cezası verilir.
Bu maddedeki suçların kovuşturması şikâyete bağlıdır.
Hükümet Tasarısı- (5237 Sayılı YTCK’ya alınmamıştır)
Karşılıksız yararlanma
Madde 222- Ödeme yeteneği olmadığını bildiği halde;
1-Ücret karşılığı hizmet veren pansiyon, otel ve han gibi geçici ikamete tahsis edilmiş yerlerde kalan,
2-Ücreti karşılığı hizmette bulunan lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen,
3-Taksi ve benzeri ulaşım araçlarında kendisini bir yerden diğer bir yere taşıtan
Ve ödemede bulunmayan kimseye onbeş günden üç aya kadar hapis veya borçlu olunan miktarın on katı ağır para cezası verilir. Suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Karşılıksız yararlanma
Madde 163- (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) (Ek: 2/7/2012-6352/83 md.) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur
Madde Gerekçesi
Madde 163- Madde metninde karşılıksız yararlanma suçu tanımlanmıştır. Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanmak, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır. Otomatlar aracılığı ile satışa sunulan hizmetlerden, otomatın teknik işleyişini devre dışı bırakan müdahalelerle, bedeli ödenmeksizin yararlanılması durumunda, ortada bir taşınabilir mal bulunmadığı için, hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Örneğin, toplu taşım sistemlerinde yolcuların geçişlerini kontrol eden otomatlara müdahale edilmek suretiyle ücret ödenmeksizin yolculuk yapılması durumunda, karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Burada, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü bu durumda herhangi bir kişi aldatılmamaktadır. Yapılan müdahale ile bir otomatın teknik işleyişinin devre dışı bırakılması durumunda, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü dolandırıcılık suçu açısından hilenin varlığı için muhatabın mutlaka insan olması gerekir.
Keza, başkasına ya da kamuya ait telefon şebekesinden bedeli ödenmeksizin ve hukuk dışı yollarla yararlanılması durumunda, hırsızlık suçu oluşmaz. Çünkü ortada taşınabilir bir mal yoktur. Başkasına ya da kamuya ait telefon şebekesinden bedeli ödenmeksizin ve hukuk dışı yollarla yararlanılması fiili, karşılıksız yararlanmanın tipik bir örneğini oluşturmaktadır.
Kamu veya özel kuruluşlarca kurulmuş bulunan telli ve telsiz telefon hatları ile sistemlerinden veya elektromanyetik dalgalar yolu ile şifreli veya şifresiz yayın yapan televizyon yayınlarından sahiplerinin veya zilyetlerinin rızası olmadan yararlanılması durumunda da bu suç oluşur. Bu durumlarda bir mal söz konusu olmadığı için hırsızlık suçunun oluştuğundan söz edilemez.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi
Madde 2- (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
Madde Gerekçesi
Madde 2- Kanunun amacına ilişkin maddesinde ifade edilen kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için, hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin kanunda açık bir şekilde belirlenmesi gerekir. Aynı şekilde, suç işlenmesi dolayısıyla verilecek ceza ve tedbirlerle, cezaya mahkûmiyetin hukukî sonuçları ve bu yaptırımların süre ve miktarlarının da kanunla düzenlenmesi zorunludur.
Anayasamızda da ifade edilen ve evrensel nitelikteki “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin gereği olarak suçların tanımlanması ve ceza hukuku yaptırımları koyma yetkisine sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi sahiptir. Yine Anayasamıza göre yasama görevi, devredilmesi mümkün olmayan bir yetkidir. Bireyin maddî ve manevî varlığı üzerinde derin etkiler doğuran suç ve cezaların, ancak ulusal iradeyi temsil eden organ tarafından yapılacak kanunla düzenlenebilmesi, kişi hak ve özgürlüklerine sağlanan en önemli anayasal garantilerden birini oluşturmaktadır.
Anayasada temel hak ve özgürlükler alanının, kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceğinin öngörülmesi de, bu garantinin bir ifadesidir. Kişi hak ve özgürlükleri konusunda kanun hükmünde kararname çıkarılmaması bakımından anayasal normla getirilen bu yasağın, idarenin diğer düzenleyici işlemleri için de geçerli olduğu kuşkusuzdur. İşte maddenin ikinci fıkrasındaki düzenlemeyle, Anayasada yer alan emredici normların gereği yerine getirilerek, idarenin düzenleyici işlemleriyle bir suç tanımının kapsamının belirlenemeyeceği ve ceza konulamayacağı açıkça düzenlenmiş olmaktadır.
Yine suçta ve cezada kanunilik ilkesinin doğal bir sonucu olan evrensel ilke niteliğindeki ceza kanunlarının uygulanmasında kıyasa başvurulamayacağı, maddenin üçüncü fıkrasında açıkça düzenlenmiştir. Böylece ceza kanunlarının bireye güvence sağlama işlevinin bir gereği daha yerine getirilmiş olmaktadır. Yeni tarihli ceza kanunlarında da kıyas yasağına ilişkin olarak açık hükümlere yer verilmektedir. Örneğin yeni Fransız Ceza Kanununda bu husus “ceza kanunları dar yorumlanır” biçiminde ifade edilmiştir. Kıyas yasağıyla getirilen güvencenin tam anlamıyla uygulanabilmesini mümkün kılmak amacıyla, kıyasa yol açacak şekilde yapılacak geniş yoruma da başvurulamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Ancak bu hükümle ceza hukukunda genişletici yorum tümüyle yasaklanmamakta, sadece bu yorum biçiminin kıyasa yol açacak şekilde uygulanmasının önüne geçilmek istenmektedir.
T.C. Anayasası
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 38- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
İkinci Ayırım
Zamanaşımı
A. Süreler
Beş yıllık zamanaşımı
Madde 147-
Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır:
2- Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.