49 milyon 611 bin 709 vatandaşın kimlik bilgileri internete sızdı. Kamuya ait bugüne kadar en büyük sızıntı olan veri tabanında, vatandaşların pasaport numarası, TC kimlik numarası, adı, soyadı, anne ve baba adı, cinsiyet, doğum yılı, doğduğu şehir, nüfus kayıt yeri ve açık adres gibi ayrıntılı bilgiler yer alıyor. 

Konuyla ilgili Hukuki Haber'e birbirinden önemli açıklamalar yapan Ahi “Kimlik bilgileri dediğimiz şeyleri bir kuruma, bir iş merkezine hatta kuryeye bile veriyoruz. Bu kimlikler ortada bu kadar dolaşmamalı. Bir sınırlama getirilmeli. Bunlar illaki bir yerlerde birikiyor tutuluyordur. Bu çok büyük bir açık, çok büyük bir skandal!” ifadelerini kullandı.

İşte Ahi’nin dikkat çeken o açıklamaları:
 
HERKES BİR SİSTEM ÜZERİNDEN BİLGİ ALMALI
Teknik olarak bu bilgilerin data veri şeklinde hiç bir kurumla paylaşılmaması lazım. Twitter, Facebook ve Google gibi kurumlar bilgilerini paylaşmayı 'ati' gibi uygulamalar yazarak yapıyorlar. Burada yapılacak şey Vatandaşlık Bilgi Sistemi üzerinden bir protokol yapıp, bu sistem üzerinden veri çekilerek işlem yapılması. Yani bu verilerin tamamı gözükmemeli. Sadece sorgulandıkça görünebilmeli. YSK'nın sitesinden seçmen sorgulama yaptığında da direkt sistem üzerinden veri akışı olmalı. Siyasi partiler de bunu aynı şekilde yapabiliyor olmalı.

YÜZDE YÜZ GÜVENLİK HİÇBİR YERDE SÖZ KONUSU DEĞİL
Dünyadaki hiçbir bilişim sisteminde yüzde yüz güvenlik diye bir şey söz konusu değildir. Her zaman unuttuğunuz, açıkta bıraktığınız noktalar olur. Bu Avrupa'da, Amerika'da hatta çok güvenli denilen MasterCard şirketinde dahi olur.

KİM, NEREDEN, NASIL, NE KADAR ULAŞABİLİYOR?
Bunun çokça örnekleri var. Sürekli bir güncelleme yapmaları gerekiyor, güvenliği geliştirmeleri gerekiyor. Sadece bizim devletimizde güvenlik açığı var dersek biraz haksızlık etmiş oluruz. Güvenlik açığı konusu ayrı bir yanda tartışılmalı ama bu bilgileri kim, nereden, nasıl, ne kadar ulaşabiliyor olduğu politikası yapılmalı.

DÜZENE SOKULMASI LAZIM
Bütün bu bilgiler sigorta şirketlerinde,  bankalarda, GSM operatörlerinde, sabit telefon operatörlerinde var. Cep telefonlarından tut, anne kızlık soyadı verilerine kadar kayıtlı. Bu bilgiler de aynı şekilde risk altında. Sorun bu bilgilerin nasıl işlendiği, nasıl tutulduğu, nasıl saklandığıdır. Bunların bir düzeni sokulması lazım.
 
SIZINTIYLA AMAÇ NEDİR?
Bilgi güçtür. Bu verilerde bir bilgidir. O zaman siz bunu satabilirsiniz, pazarlayabilirsiniz, onu da bırak algoritmasıyla soy ağacını, aynı mahallede, aynı apartmanda oturan insanların listesini dahi yapabilirsiniz, daha ne diyeyim. Bir isim ve soy isimden istediğiniz şeye ulaşabiliyorsunuz.

2008’DE RESMİ GAZETEDE MİLYONLARCA KİŞİNİN BİLGİSİ YAYINLANDI
2008'de Resmi Gazetede 1 milyondan fazla kişinin konut hakkı kazanıp kazanmadığına dair kimlik bilgileri yayınlandı. Bunu alıp gerekli sistem üzerine kurup data yapmak zor bir şey değil. 

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNABİLİR
Vatandaşlar ilgililerin cezalandırılması için bir suç duyurusunda bulunabilir. Türkiye'nin birçok yerindeki suç duyuruları tek bir yerde birleştirilerek tek bir soruşturma olabilir ama burada da ilgili kurumların yetkilileri tespit edilebilir mi edilemez mi, edilirse üst makamlardan soruşturma izni çıkar mı çıkmaz mı bunlar hep muamma.

İDARE MAHKEMESİNDE DAVA AÇABİLİRLER
Bunun dışında vatandaşlar idare mahkemelerine başvurarak bireysel olarak ‘kişisel verilerimiz yeterli’ derecede korunmadı diye ‘hizmet kusuru davası’ açabilir. Fakat çok büyük bir tazminat kimse beklememeli. Herkes, gördüğü zarar kadar tazminat alabiliyor.


>> 'Kişisel Veriler Kanunu eski ve detaylı değil'

BU ÇOK BÜYÜK BİR SKANDAL
Kimlik bilgileri dediğimiz şeyleri bir kuruma,  bir iş merkezine, hatta kuryeye bile veriyoruz. Bu kimlikler ortada bu kadar dolaşmamalı. Bir sınırlama getirilmeli. Bunlar illaki bir yerlerde birikiyor tutuluyordur. Bu çok büyük bir açık, çok büyük bir skandal!
 
HUKUKİ HABER - ÖZEL