Barolara göre: Müdahillik bir hak olduğu kadar kamusal bir görev

“Kadın Hakları Davalarında Kamu İçin Bir Müdahil: Barolar” başlıklı rapor, Avukatlık Kanunu’nun barolara insan haklarını koruma görevi verdiğini hatırlatarak, kadın hakları davalarına müdahil olmanın barolar açısından hem yasal bir sorumluluk hem de toplumsal bir yükümlülük olduğunu ortaya koyuyor.

Rapora göre barolar, müdahillik yoluyla:

  • Yargılamalara toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi kazandırıyor.
  • Haksız tahrik ve ceza indirimlerinin denetlenmesini sağlıyor.
  • Mağdur kadınların adalete erişimini güçlendiriyor.
  • Cezasızlıkla mücadelede önemli bir rol üstleniyor.

En büyük engel: “Doğrudan zarar” gerekçesiyle yapılan retler

Rapor kapsamında 79 barodan toplanan veriler, Türkiye genelinde müdahillik taleplerinin büyük oranda reddedildiğini gösterirken, aynı zamanda bir çok baroda veri tutulmadığı da gözlendi. Ret gerekçelerinin başında ise “baronun suçtan doğrudan zarar görmediği” yönündeki değerlendirme geliyor.

Şanlıurfa Barosu’na göre bu yaklaşım, hem Avukatlık Kanunu’nun ruhuna hem de kadınların adalete erişimini güçlendirmeye yönelik uluslararası normlara aykırılık teşkil ediyor.

Baro Başkanı Av. Abdullah Öncel: “Kadınların adalet mücadelesinde baroların varlığı hayati önemdedir”

Şanlıurfa Baro Başkanı Av. Abdullah Öncel, raporun kamuoyuyla paylaşılması sırasında yaptığı değerlendirmede kadın hakları davalarında baroların rolünün görmezden gelinemeyeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, yalnızca yargısal bir sorun değil; toplumsal bir adalet ve insan hakları meselesidir. Barolar olarak bizim müdahilliğimiz, kadınların sesi olmak, adalete erişimlerini güçlendirmek ve cezasızlık kültürüne karşı kararlı bir duruş sergilemektir. Bugün Türkiye’nin her yerinde kadınlar öldürülüyor, şiddete uğruyor ve çoğu zaman adalet kapısında yalnız bırakılıyor. Şanlıurfa Barosu olarak bu yalnızlığı reddediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Öncel, müdahillik hakkının reddedilmesinin kadınların adalet mücadelesi üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirterek şöyle devam etti:

“Müdahillik taleplerimizin ‘doğrudan zarar’ gerekçesiyle reddedilmesi, hukuki bir formalitenin ötesine geçip kadınların yaşam hakkı, güvenlik hakkı ve adalete erişim hakkı üzerinde ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Baroların varlık nedeni; hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve toplumsal eşitliği savunmaktır. Bu nedenle, müdahillik mekanizmalarının güçlendirilmesi ve baroların bu süreçlere aktif katılımının önünün açılması artık ertelenemez bir ihtiyaçtır.”

Son olarak Av. Abdullah Öncel, toplum ve yargı mekanizmasına şu çağrıda bulundu:

“Kadınların yaşam hakkı için, şiddetsiz bir toplum için, adaletin tesisi için hep birlikte daha güçlü bir mücadele yürütmeliyiz. Şanlıurfa Barosu olarak biz bu mücadelede kararlıyız; hukuk devleti ancak kadınların güven içinde yaşadığı bir toplumda mümkün olabilir.”

Şanlıurfa Barosu Genel Sekreteri ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Yasemin Güleç: “Müdahillik, kadınların yaşam hakkının korunmasında kritik bir araçtır”

Şanlıurfa Barosu Genel Sekreter ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Yasemin Güleç ise şöyle konuştu:

““Kadın hakları davalarında baroların müdahilliği, yalnızca bir hukuki süreç değil; kadınların yaşam hakkını, güvenliğini ve onurunu koruma mücadelesidir. Sahada ve mahkeme salonlarında gördüğümüz gerçek şu: Birçok kadın, şiddet karşısında yalnız bırakılıyor. Baroların müdahil olması, bu yalnızlığı kıran en önemli mekanizmalardan biridir.”

Koordinatör, kadınlara yönelik şiddet davalarında yaşanan cezasızlık sorununa da vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Bugün cezasızlıkla mücadelede en güçlü araçlardan biri, davaların sistematik şekilde izlenmesi ve hukuki argümanların toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle geliştirilmesidir. Müdahillik taleplerinin reddedilmesi ise bu mücadeleyi zayıflatmaktadır. Kadınların adalete erişimini güçlendirecek her adımın desteklenmesi gerekiyor.”

Kısa bir çağrıyla sözlerini sonlandırdı:

“Kadınların adalete erişimi bir lütuf değil, temel bir haktır. Baroların müdahilliği bu hakkın teminatıdır. Her kurumun bu sorumlulukla hareket etmesi gerekiyor.”

Türkiye’de az sayıda örneği olan kapsamlı bir çalışma

Rapor;

  • Ceza, hukuk ve idari yargılamalarda müdahillik türlerini,
  • AYM ve AİHM’de üçüncü taraf müdahalesi (amicus curiae) imkânlarını,
  • Farklı barolardan elde edilen güncel verileri,
  • Seçilmiş iyi örnek dava kararlarını

tek metinde bir araya getirerek kapsamlı bir analiz sunuyor.

Urfa Barosu’ndan ortak çağrı: “Müdahillik mekanizması güçlendirilmeli”

Şanlıurfa Barosu, raporla birlikte tüm barolara müdahillik talepleri yapmalarını, bunun yanında adalet mekanizmasına da kadına yönelik şiddet davalarında baroların müdahillik taleplerinin reddedilmesine son verilmesi çağrısında bulundu.

Raporun tamamı Şanlıurfa Barosu’nun internet sitesinde ve Etkin Savunuculuk projesinin sosyal medya hesaplarında yayımlandı.

>> İlgili rapor için TIKLAYINIZ

Sosyal Medya İletişim:

İnstagram: https://www.instagram.com/etkinsavunuculuk/

X (Twitter): https://x.com/etkinsavunculuk

BlueSky: https://bsky.app/profile/etkinsavunuculuk.bsky.social

NOT: Bu yayın Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamı ile Şanlıurfa Barosu’nun sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.