Giriş

Kaynağını 1889 İtalyan Zardanelli Kanunundan alan 01.03.1926 Tarih ve 765 Sayılı Eski Türk Ceza Kanunu üç komisyon tarafından uzun yıllar süren çalışmalar neticesinde 26.09.2004 Tarih ve 5237 Sayılı Kanun ile mülga edilerek yerini yeni Türk Ceza Kanuna bırakmıştır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunumuz “Genel Hükümler" ve "Özel Hükümler" başlıklarını taşıyan iki kitaptan oluşmaktadır. Kitaplar kısımlara ve kısımlar da bölümlere ayrılmıştır.

Diğer yandan, her ne kadar Ceza Kanunumuz da Özel Hükümler başlığı ile özel suç türleri düzenlenmiş ise de ceza hukuku mevzuatı ve dolayısıyla özel suç türleri sadece ceza kanunumuzda sayılanlarla sınırlı değildir. Zira TCK md.5 de belirtildiği üzere “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.”

Genel Hükümler – Özel Hükümler İlişkisi

Öncelikle belirtmek gerekirse suç, kanunla yasaklanan ve müeyyide altına alınan insan fiilleridir. Dolayısıyla bir suçun cezalandırılabilmesi için her şeyden önce TCK ikinci kitap özel hükümler ve diğer ceza mevzuatında belirtilen bir ceza normu ile yasaklanmış olması lazımdır. Zira Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md.7, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi md.11, Anayasa md.38, TCK md.2 ile güvence altına alınmış en temel insan haklarından biri olan “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin bir uzantısı olarak kanuni tipe uygun olmayan bir fiilin cezalandırılması mümkün değildir.

Doktrinde bir kısım yazarlar kanunun Anayasa’ ya aykırı olamayacağı ilkesinden hareketle suçla korunan hukuki değerin Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler ile de açıkça yasaklanmış olması gerektiğini ifade etmektedirler.(Bkz.HAFIZOĞULLARI Zeki, GÜNGÖR Devrim, TBB Dergisi, Sayı 69, 2007, s.25)

Bu sebeple bir fiilin suç teşkil edip etmediği konusunda öncelikle TCK Özel Hükümler Kitabı veya diğer ceza mevzuatında yasaklanmış olup olmadığı yani KANUNİ TİPE UYGUNLUK hususu tespit edilecektir.(-elbette bu yapılırken yine tüm suçlar için geçerli olan tanımlamalar ile fail, mağdur, manevi unsur gibi hususlarda yine genel hükümlerden faydalanılacaktır)

Yapılan bu tespit sonrası TCK Genel Hükümler kitabından faydalanılarak karine olarak hukuka aykırı olduğu kabul edilen tipik suç fiilinin herhangi bir HUKUKA UYGUNLUK SEBEBİ taşıyıp taşımadığı ya da ceza sorumluluğunu azaltan bir sebebin bulunup bulunmadığı üzerinde durulacaktır.

Yine bu fiil açısından herhangi bir hukuka uygunluk sebebi de yok ise bu kez fiilin, kişisel-subjektif olarak suç isnadında bulunmaya elverişli olup olmadığına yani KUSURLULUK bahsine geçilecektir.

Zira Cezanın Belirlenmesi başlıklı TCK md.61 ve Duruşmanın Sona Ermesi ve Hüküm başlığını taşıyan CMK md.223 hükümlerini de birlikte değerlendirdiğimizde paralel şekilde suçun kanuni tanımı ile ilgili tespit ve değerlendirmenin cezanın belirlenmesi ve hükmün tesisinde temel alındığı görülmektedir.

Velhasıl TCK İkinci Kitabı olan ve suç tiplerinin düzenlendiği Özel Hükümler Ceza Hukukunun özü niteliğinde olup Maddi Ceza Hukuku olarak adlandırılır ve Genel Hükümlere vücut verir. Bir diğer ifade ile TCK Genel Hükümlerin varlık sebebi, İkinci Kitapta düzenlenen Özel Hükümlerdir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki bu durum Genel Hükümlerin daha önemsiz olduğu anlamını taşımamaktadır. Zira Genel Hükümler ile Özel Hükümler arasındaki bu ilişki alt-üst ilişkisinden ziyade tamamlayıcı bir fonksiyon ifa etmektedir.