Ülkemizin en büyük sorunlarından vatandaşların mağduriyetlerinin giderilememesi nedeniyle yargıya ve dolayısıyla DEVLETE duyulan güvenin giderek azalmasıdır. Aşağıda vereceğimiz somut örnek konuyu açık ve net bir şekilde ortaya koymakta olup aktaracağımız olayda BAHSİ GEÇEN YARGISAL SÜREÇ TAMAMEN GERÇEKTİR.

YASA KOYUCU TEMSİLCİLER TARAFINDAN KONUNUN HASSASİYETLE ELE ALINARAK GEREKEN DÜZENLEMELERİN YAPILMASI ÜLKEMİZ YARGI SİSTEMİ AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEME HAİZDİR.

Saygılarımla.

---

OLAY :

Davacıların desteği olan Z.U., davalı M.A.K. sevk ve idaresindeki araç ile seyahat etmekte iken geçirdiği trafik kazası neticesinde 14.01.2017 tarihinde yaşamını yitirir.

Davacılar Y.A. desteğin kız kardeşi, H.U. ise annesidir. Davalılardan M.A.K. dava tarihinde yaşamını yitirmiş olup C.K. mirasçıdır, F.Z.K. aracın işleteni ve T.S.R. ise aracın sigortacısıdır.

YARGI SÜRECİ             :

1- Olay sonrası davacılar Y.A. ve H.U. adına aracın sigorta şirketine yapılan başvuru sonuçsuz kalır ve C.K., F.Z.K. ve T.S.R. hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinde 05.04.2017 tarihinde Maddi ve Manevi Tazminat talepli dava açılır. 11.09.2019 tarihinde Kısmen kabul ile sonuçlanan davada 92.661,05 TL Maddi Tazminat, 15.000,00TL Manevi Tazminat olmak üzere TOPLAM: 107.661,05 TL (Olay tarihi 14.01.2017 tarihinden itibaren YASAL FAİZİ ile) tazminata hükmedilir.

2- İlk derece Mahkemesinin bu kararı icra takibine koyulur. Ancak davalı sigorta şirketi tarafından teminat gösterilerek takip durdurulur ve İSTİNAF kanun yoluna başvurulur.

3- Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4.H.D. 30.11.2021 tarihli kararı ile dosyayı İş Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapması için yerel mahkemeye geri gönderir.

4- Buldan Asliye Hukuk Mahkemesi bu kez İş Mahkemesi sıfatıyla 22.05.2022 tarihinde aynı içerikle dosyayı karara bağlar.

5- Yine bu karara karşı da istinaf yoluna başvuran sigorta şirketinin itirazı üzerine dosyayı inceleyen Antalya BAM 4.H.D. bu kez 19.10.2022 tarihinde GÖREVİZLİK kararı vererek dosyayı BAM 9.H.D. ne gönderir.

6- Dosyanın gönderildiği 9.H.D. ise 28.12.2022 tarihli kararı ile yerel mahkeme hükmünü kaldırarak davanın yeniden görülmesi için tekrar ilk derece mahkemesine gönderir.

7- BÖYLELİKLE DOSYA 3.KEZ ÖNÜNE GELEN BULDAN ASLİYE (İŞ) MAHKEMESİNDE DOSYA İLE İLGİLİ YARGILAMA MAYIS-2023 İTİBARİYLE HALEN DEVAM ETMEKTEDİR.

DEĞERLENDİRME      :

Görüleceği üzere bahsi geçen dosya olayın meydana geldiği tarihten itibaren geçen 6 yıl içinde 2 kez istinaf incelemesi görmüş, istinaf dairelerinin çelişik kararları arasında 3 hukuk dairesi dolaşmış, 3 kez yerel mahkeme önüne gelmiş ve İlk Derece Mahkemesi 14.07.2017 tarihli kararında 107.661,05 TL nin 14.01.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine hükmetmiş olup 107.661,05TL*(%9*2308=61.269,45TL yasal faizi ile)= 168.930,50TL yapmaktadır.(11.05.2023 itibariyle)

Diğer yandan yasal faiz ile elde edilen tutarın MAĞDURİYETİ GİDERİP GİDERMEDİĞİNİ yani ADALETİ TESİS EDİP ETMEDİĞİNİ görmek için başka bir takım verilerin değerlendirilmesi zaruridir. Buna göre;

14.01.2017 tarihinde çeyrek altın: 243,54 TL iken 11.05.2023 itibari ile 2.363,00TL dir. Yani yaklaşık değer artışı 10 katıdır.

14.01.2017 tarihinde 1Euro: 4.04 TL iken 11.05.2023 tarihi itibari ile 1euro=21.38 TL dir. Yaklaşık değer artışı 5 katıdır.

14.01.2017 tarihinde 1 USD: 3.80 TL iken 11.05.2023 tarihi itibari ile 1usd=19.57 TL dir. Yaklaşık değer artışı 5 katıdır.

14.01.2017 tarihinde X Marka Sıfır Araç: 109.000TL iken Mayıs 2023 Tarihinde aynı aracın 2017 modeli 900.000,00TL-1.000.000,00TL aralığında olup değerini yaklaşık 9-10 kat arttırmıştır.

2017 yılı Aralık ayında metrekare başına hesaplanan konut değeri 2.112,17TL/m2 iken bu değer 2023 yılı için 18.682,80TL/m2 olarak hesaplanmış olup yaklaşık 6 kat değer kazanmıştır.

Görüleceği üzere ülkemizde 2017 yılından 2023 yılına kadar yukarıda baz alınan yatırım araçları 5 ila 10 kat değerlenmiş olmasına rağmen yargı yolu ile hakkını arayan müvekkillerin alacağı tazminat tutarı ancak ve ancak yarı oranında değer kazanmış, daha doğrusu ekonomik koşullar karşısında değerini ve anlamını yitirmiştir.  

SONUÇ                          :

Türkiye de maalesef yargı çok geç işlediği gibi neticede elde edilen netice de vatandaşları tatmin etmekten çok uzaktır. Ülkemizde ekonomik koşullar çok ağır olduğu halde yıllar sonra karara bağlanan ve ardından tahsil edilen/belki de tahsil imkanı kalmayan davalara uygulanan yasal faiz, hakkını yargı yolu ile arayan mağdurların yargı ve dolayısıyla da devlete olan güvenini sarsmaktadır. Oysa ki ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR!

Somut örnekle aktardığımız bu durum aynı zamanda borcunu ödemek istemeyen kişi ve kurumlar tarafından DAVA HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASINA ve yargının gereksiz yere işgal edilmesine de yol açmaktadır.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ   :

Yargı yolu ile hakkını arayan vatandaşın hak ve alacaklarının günümüz ekonomik koşullarında eriyip gitmesini engelleyecek çağdaş yasal düzenlemelerin yapılması elzemdir.(Bu kapsamda fikir olarak, dava açan davacıya alacağını tahsil tarihindeki değere göre çeşitli yatırım araçlarının değer artışı nispetinde belirleme yetkisi gibi haklar verilmesi düşünülebilir.)

Bu taktirde HEM VATANDAŞLARIN, YARGI VE DEVLETE OLAN GÜVENİ PEKİŞECEK HEM DE DAVA SONUCUNDA BİR KAZANÇ ELDE EDEMEYECEĞİNİ ÖNGÖREN VE BİLEN KİŞİLERİN DAVA HAKKINI KÖTÜYE KULLANARAK SUİİSTİMAL ETMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEKTİR. Dolayısıyla yargının üzerindeki GEREKSİZ İŞ YÜKÜ DE KENDİLİĞİNDEN HAFİFLEYECEK ve BİRÇOK UYUŞMAZLIK DAHA BAŞLAMADAN DAVA ÖNCESİ ALTERNATİF ÇÖZÜM YOLLARI İLE (ARABULUCULUK, UZLAŞMA GİBİ) GİDERİLEBİLECEKTİR.

Adaletli günler dileğiyle…

Av.Uğur ŞİMŞEK