Uyuşturucu suçları ile ilgili soruşturmalarda karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, ele geçen uyuşturucu miktarına göre failin narkotik maddeyi kullanmak için bulundurup bulundurmadığının tespit edilmesi ile ilgilidir.

Bu tip olaylarda failde uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliğindeki suç unsurları ele geçirilmiştir. Ancak, narkotik maddenin satışı, ticareti, devri, nakli ile ilgili herhangi bir delil veya emare bulunmamaktadır.

Belirtmek gerekir ki, narkotik madde 1 gram bile olsa, şayet satış, temin, devir, nakil ve benzeri eylemler varsa, 5237 sayılı TCK’nin 188/3 maddesi uygulanacaktır. Yani, 1 gram uyuşturucu bile ticaret suçuna konu olabilir.

Failde sadece uyuşturucu madde ele geçirilmiş ve fail de uyuşturucuyu kullanmak için bulundurduğu yönünde savunmada bulunmuş ise, iki husus değerlendirme konusu yapılmalıdır:

1. husus; ele geçen narkotik maddenin satışına yönelik dosya kapsamında delil olup olmadığı incelenmelidir.

2. husus; uyuşturucu miktarına göre failin narkotik maddeyi kullanmak için bulundurup bulundurmadığı değerlendirilmelidir.

Burada failin kastının belirlenmesi açısından karşımıza “yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı” kavramı çıkmaktadır.

Failin uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik veya fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti ve benzeri somut ve yeterli delil bulunmadığı hallerde,

Başka bir söylemle, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi durumunda, uygulamada ilke olarak kabul edilen yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı göz önünde bulundurularak failin narkotik maddeyi kullanma amaçlı bulundurup bulundurmadığı tespit edilecektir.[1]

YARGITAY UYGULAMASI

Yargıtay’a göre, failin eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturacağının belirlenmesinde etkin rol oynayan husus failin amacıdır.

Uyuşturucu madde bulundurmanın kullanma amacına yönelik olup olmadığının tespit edilmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı ölçütlerin gözetilmesi gerekmektedir.[2]

Yargıtay’ın kabul ettiği ölçütler şunlardır:[3]

Birinci ölçüt: Failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma veya devir veya temin etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği tespit edilmelidir.

İkinci ölçüt: Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş şekline göre failin eylemi değerlendirilmelidir. Şahsi kullanımı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin evinde veya işyerinde kolayda ulaşabileceği yerde bulundurmaktadır.

Kullanım dışı amaçla bulundurulduğuna işaret eden hususlar şunlardır:

1) Uyuşturucu maddenin çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde bulunması,

2) Her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartı sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması,

3) Uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer veya yakınında hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması.

Şayet yapılan araştırmada yukarıda belirtilen hususlar tespit edilmiş ise failin narkotik maddeyi kullanım dışında bir amaçla bulundurduğu kabul edilecektir.

Kişisel kullanımı için kabul edilebilecek miktar

Üçüncü ölçüt: Failde ele geçen uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarıdır.

Burada ele geçen narkotik madde miktarının, failin yıllık kişisel kullanımı için gereken miktardan fazla olup olmadığı değerlendirilmelidir.

Örneğin; 300 kg narkotik madde ele geçirilmiş ise, fail bu maddeyi kullanmak için bulundurduğunu söylemesi ikna edici olmayacaktır.

Failin kişisel kullanımı için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliği, cinsi ve kalitesi ile somut olayın özelliklerine göre farklılık arzeder.

Adli Tıp Kurumu tarafından uyuşturucu kullananların (örneğin esrar) her defasında bir ila bir buçuk gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebilecekleri değerlendirilmektedir.[4]

Bundan başka, narkotik madde kullanma alışkanlığı olanların (örneğin esrar kullananların), birkaç aylık ihtiyacı karşılayabilecek miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında ya da kolay ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur.

Buna göre narkotik madde kullananların (örneğin esrar kullanan faillerin), olağan sayılan bir süre içerisinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde narkotik madde (örneğin esrar maddesi) bulundurmaları durumunda, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmeli ve fail hakkında 5237 sayılı TCK’nin 188/3 maddesi uygulanmalıdır. Yani bu halde failin narkotik maddeyi kullanım amacı dışında bulundurduğu (örneğin ticaret, temin, nakil vb) kabul edilmelidir.

Şayet uyuşturucu maddenin ticaret amacıyla bulundurulduğuna ilişkin başkaca somut delil yoksa ve failin kişisel ihtiyaç miktarı düzeyinde veya daha az miktarda uyuşturucu madde bulundurulması halinde, failin narkotik maddeyi kullanmak amacı ile taşıdığı veya bulundurduğu kabul edilmelidir.

Failin kastının belirlenmesinde şüpheden sanık yararlanır ilkesinin dikkate alınması zorunluluğu

Ceza yargılamasının amacı, maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir.

Bu amacı gerçekleştirmek için girişilen ceza yargılamasının en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir.[5]

Şüpheden sanık yararlanır ilkesine göre, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin kuşku, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmelidir.

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi oldukça geniş bir uygulama alanı bulmaktadır.

Bu ilke, yargılama konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir kuşku bulunması durumunda uygulanabilir. Ayrıca bu ilkenin suç niteliğinin tespit edilmesi açısından da geçerli olduğunu ifade edebiliriz.

Ele geçen uyuşturucu miktarının fail sayısına bölünerek kişisel yıllık kullanım miktarı sınırı belirlenemez

Yargıtay, ele geçen uyuşturucu miktarının fail sayısına bölünerek, kişisel yıllık kullanım miktarı sınırının belirlenmesini ve eylemin bu nitelendirmeye göre belirlenmesini hukuka aykırı bulmaktadır.[6]

Yargıtay, adli raporda belirtilen 345,510 gramlık esrar maddesinin yıllık şahsi kullanım sınırları içerisinde olduğu belirtilen ve ticarete ilişkin herhangi bir delil bulunmayan olayda, sanığın 345,510 gramlık esrar maddesini kullanmak amaçlı bulundurduğunu kabul etmiştir.[7]

Yargıtay, sanığın aracında yapılan arama sonucu kenevir bitkisi ele geçirilen olayda, ekspertiz raporunda belirtilen 340 gramlık uyuşturucu madde miktarının yıllık kişisel kullanım sınırları içerisinde bulunduğunu, eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir.[8]

Yargıtay, araç içerisinde yapılan aramada, sanığa ait poşet içerisinde net 780 gr esrar ele geçirildiği ve araç içerisinde sanığın başkaca bir eşyasının bulunmadığı olayda, sanığın narkotik maddeyi 750 TL’ye aldığını beyan etmesi karşısında, mevcut gelir düzeyini göz önünde tutarak sanığın narkotik maddeyi kullanma amacı dışında satın alıp almadığının yargılama aşamasında tartışılması gerektiğini ifade etmektedir.[9]

Bu olayda Yargıtay, "sadece miktardan yola çıkarılarak sanığın mahkûmiyetine gidilemeyeceği'' denilmek suretiyle başkaca hiçbir ölçüt değerlendirilmeden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasını bozma nedeni yapmıştır.[10]

Yargıtay, bir kararında; yapılan kontroller esnasında görevlileri görmesi üzerine üzerinde bulunan kişisel kullanım miktarından fazla 114 adet amfetamin içeren hapı park halindeki aracın altına atan sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir.[11]

Yargıtay, sanığın bahçesinde dikili vaziyette bulunan 324 kök kenevirin ele geçirildiği olayda, ele geçen kenevir bitkisinden elde edilebilecek esrar miktarının 22.651 gr olduğunu, bu miktarın da kişisel kullanım miktarını aştığını ifade ederek eylemin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğuna karar vermiştir.[12]

SONUÇ

1. Ele geçen narkotik madde miktarı failin kastının belirlenmesinde önemli bir role sahiptir. Burada failin eylemdeki amacı dikkate alınmalıdır.

2. Failde ele geçirilen narkotik madde miktarının yıllık şahsi kullanım sınırları içinde kalıp kalmadığı hususunda bilirkişiden (Adli Tıp Kurumu vb.) rapor aldırılmalıdır.

3. Yargılama dosyasında narkotik maddenin ticaret, temin, nakil ve benzeri amaçlarla bulundurulduğuna ilişkin delil yoksa failin kastı narkotik madde miktarına göre tayin edilmelidir.

4. Bu durumda narkotik madde miktarı kişisel kullanım miktarı sınırları içinde ise, kullanmak amaçlı bulundurma suçu, değilse kullanma amacı dışında bulundurma yani ticaret veya temin suçu oluşacaktır.

5. Ele geçen narkotik madde miktarı, fail sayısına bölünerek, kişisel yıllık kullanım miktarı sınırı belirlenemez.[13]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

----------------------------------

[1] YCGK, E: 2012/10-1335, K: 2013/423, KT: 22.10.2013.

[2] YCGK, E: 2012/10-1335, K: 2013/423, KT: 22.10.2013.

[3] YCGK, E: 2012/10-1335, K: 2013/423, KT: 22.10.2013.

[4] YCGK, E: 2012/10-1335, K: 2013/423, KT: 22.10.2013.

[5] “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilmektedir.

[6] Y.20.CD, E. 2017/4155, K. 2017/6865, T. 06.12.2017: “…Somut olayda; 24.08.2009 tarihinde Konya'dan Uşak'a giden otobüste Akşehir'de yapılan aramada, sanıkların kendilerine ait çanta içerisinde toplam net 852,6 gram esrar ile yakalandıkları; otobüsün bagajında başkaca bir eşyalarının bulunmadığı; savunmalarında; esrarı Konya'da bir şahıstan 1000 TL'ye aldıklarını, Konya'ya sebze almak için gittiklerini, sanıklardan ...'ın manav olup aylık gelirinin 700 TL olduğunu, sanık ...'in ise aylık gelirinin 400 TL olduğunu beyan ettikleri; sanıkların gelirlerinin çok üzerinde bir para ile satın aldıkları uyuşturucu maddeyi yanlarında bulundurmalarına rağmen, esrardan başka bir eşyaları bulunmadığı sabit olması karşısında net 852,6 gr. gelen ve bir yıllık ihtiyaçları sayılacak esrarı yanlarında bulundurup nakletmelerine ilişkin eylemlerinin, gerekçe de belirtilen şekilde "kişi başına 426,3 grama tekabül ettiği ve bu miktarın sanıkların bir yıllık tüketim miktarını aşar mahiyette olmadığı'' denilmek suretiyle başkaca hiçbir ölçüt değerlendirilmeden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,…”

[7] YCGK, E: 2012/10-1335, K: 2013/423, KT: 22.10.2013.

[8] YCGK, E: 2012/10-294, K: 2012/253, KT: 26.06.2012: “Aracında yapılan arama sonucu ele geçen kenevir bitkisi dışında, sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda başka bir kanıtın elde edilememesi, uygulamada kabul edilen günlük kullanım miktarı dikkate alındığında, ekspertiz raporunda belirtilen üçyüzkırk gramlık uyuşturucu madde miktarının yıllık kişisel kullanım sınırları içerisinde bulunması, sanığın söz konusu uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla bulundurduğu yönündeki aksi kanıtlanamayan savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunu işlediği kuşku boyutunda kalmaktadır. Bu nedenle sübuta eren eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kesin bir kanaat vermekten uzak kanıtlara dayanılarak, yerel mahkemece sanığın uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle suç niteliğinin hatalı belirlenmesi isabetsizdir.”

[9] Y.21.CD, E: 2017/4166, K: 2017/6864, T: 06.12.2017.

[10] Y.21.CD, E: 2017/4166, K: 2017/6864, T: 06.12.2017: “…Somut olayda; 16.09.2009 tarihinde araç içerisinde yapılan aramada, sanığa ait poşet içerisinde net 780 gr esrar ele geçirildiği; araç içerisinde sanığın başkaca bir eşyasının bulunmadığı; savunmasında esrarı Tarlabaşı'nda bir şahıstan 750 TL'ye aldığını ve oto elektrikçisi olup aylık gelirinin 750 TL olduğunu beyan etmesi, karşısında; geliri ile mütenasip olmayan bir para ile satın aldığı net 780 gr gelen esrarı yanında bulundurup nakletmesine ilişkin eyleminin, gerekçe de belirtilen şekilde "sadece miktardan yola çıkarılarak sanığın mahkumiyetine gidilemeyeceği'' denilmek suretiyle başkaca hiçbir ölçüt değerlendirilmeden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,…Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan üyeler ... ve ...'ün karşı oyları ve oy çokluğu ile BOZULMASINA,…”

[11] Y.9.CD, E: 2015/12739, K: 2016/6806, T: 20.06.2016.

[12] Y.21.CD, E: 2015/4573, K: 2015/114, T: 15.04.2015.

[13] Y.20.CD, E. 2017/4155, K. 2017/6865, T. 06.12.2017.