MADDE 359- (1) Anonim şirketin, esas sözleşmeyle atanmış veya genel kurul tarafından seçilmiş, bir veya daha fazla kişiden oluşan bir yönetim kurulu bulunur.

(2) Bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur; ayrıca, tescil ve ilanın yapılmış olduğu, şirketin internet sitesinde hemen açıklanır. Tüzel kişi adına sadece, bu tescil edilmiş kişi toplantılara katılıp oy kullanabilir.

(3) Yönetim kurulu üyelerinin ve tüzel kişi adına tescil edilecek gerçek kişinin tam ehliyetli olmaları şarttır.

(4) Üyeliği sona erdiren sebepler seçilmeye de engeldir.

(5) (Ek: 28/3/2013-6455/79 md.) Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahibi olduğu şirketlerde, sayılan tüzel kişiler veya bunların gerçek kişi temsilcileri yönetim kuruluna seçilebilir. Yönetim kurulu üye sayısı ikiden fazla olan şirketlerde üyelerin tamamının aynı kamu tüzel kişisinin temsilcisi olmaması şartıyla kamu tüzel kişisini temsilen birden fazla gerçek kişi yönetim kuruluna seçilebilir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yapılan yeni düzenleme ile Anonim Şirketlerde yönetim kurulu üyesi olabilmenin şartları yeniden belirlenmiştir. Anılan Kanun gereğince artık yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olması zorunlu olmayıp yönetim kurulu üyelerinde olması gereken nitelikler 359. Maddesi ve devamında düzenlenmiştir.

GENEL OLARAK

TTK MADDE 359/1’de; “Anonim şirketin, esas sözleşmeyle atanmış veya genel kurul tarafından seçilmiş, bir veya daha fazla kişiden oluşan bir yönetim kurulu bulunacağı” düzenlenmiştir. Yönetim kurulu şirketi temsil ve yönetmeye yetkili olan şirketin zorunlu organlarından birisidir. Yönetim Kurulu Genel Kurul tarafından alınan kararları uygulamaktadır.

Yönetim Kurulu Üyelerinin Görev Süreleri

TTK MADDE 362/1’e göre yönetim kurulu üyelerinin en çok üç yıl görev yapabileceği düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre esas sözleşmede sadece yasa maddesinin öngördüğü süreler içinde görev süresi belirlenebilmektedir. Örneğin esas sözleşmede yönetim kurulu üyelerinin “üç yıldan fazla bir süre için seçilebilir” şartının yazılması durumunda bu hüküm batıl olup geçersizdir. Kısaca üç yıldan fazla süreli yönetim kurulu üyesi seçilemeyip bunun aksi ancak yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilmesi durumunda mümkün olabilecektir.

11. Hukuk Dairesi 2020/6310 Esas 2021/5300 Karar

6102 sayılı TTK'nın 340. maddesi, ile getirilen "Emredici Hükümler İlkesi uyarınca TTK'da anonim şirketlere ilişkin hükümler kaideten "emredici" nitelikte olup, şirket ana sözleşmesi ile bu hükümlerden, "ancak TTK hükümlerince izin verilmesi halinde" sapılabilecektir. Yönetim kurulu başkanının seçimine ilişkin aynı kanunun 366/1. maddesinde, ise yönetim kurulu üyelerinin her yıl kendi üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçebileceği düzenlenmiş olup, bu hükümler karşısında, yönetim kurulu başkanının yönetim kurulu üyeleri arasından 3 yıl süre ile anonim şirket genel kurulu tarafından seçilmesine ilişkin esas sözleşme hükmünün 1 yıldan fazla süreler yönünden geçerliliğinden söz edilemez. Davalı ... Sicilinin yönetim kurulu başkanı seçimini 1 yıllık süre yönünden tescil etmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktır. O halde davanın reddi gerekirken bölge adliye mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerektirmiştir.

Yönetim kurulu üyelerinin görev süresi ortaklık genel kurulunda genellikle bir veya iki yıl gibi bir süre belirtilmek suretiyle karara bağlanmaktadır. Bu halde, genel kurul karar tarihinin esas alınması gerekmektedir. Eğer yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanmışsa bu atamaya ilişkin esas sözleşmenin tescil ve ilan tarihinin esas alınmasında zorunluk vardır. Zira, tescil ve ilanın kurucu niteliğini gözden kaçırmamak gerekir. Eğer, genel kurul kararlarında hiçbir süre belirtilmemişse, bu sürenin “bir faaliyet dönemi” için olduğunu benimsemek uygun olur.

Yönetim kurulu üyeliğinde bir boşalma olması durumunda bu boşluk TTK’nın 363’üncü maddesindeki koşullar çerçevesinde doldurulacak ve yeni seçilen üyenin görev süresi de, kimin yerine seçim yapılmışsa, onun geri kalan üyelik süresi kadar olacaktır.

A) Yönetim Kurulu Üye Sayısı ve Üyelerin Nitelikleri

- Yönetim Kurulu Tek Kişiden Oluşabilir

Yönetim kurulunda en az bir üye olabileceği gibi iki, üç, dört veya daha fazla üye de olabilecektir. Birlikte çalışma ve karar verme kolaylığı yönünden üyelerin çift sayılı olmaması daha uygun olacaktır.

- Yönetim Kurulu Üyesi, Gerçek Kişi de Tüzel Kişi de Olabilir

TTK MADDE 359/2: Bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur; ayrıca, tescil ve ilanın yapılmış olduğu, şirketin internet sitesinde hemen açıklanır. Tüzel kişi adına sadece, bu tescil edilmiş kişi toplantılara katılıp oy kullanabilir.

Kanun maddesine göre tüzel kişiler de yönetim kuruluna seçilebilmektedir. Ancak kanun koyucu tüzel kişilerin toplantılara sürekli olarak farklı farklı kişiler göndererek kurulun çalışma düzeninin ve istikrarının bozulmasının önüne geçilmesi amacıyla tüzel kişinin toplantılara katılacak gerçek kişiyi bizzat belirleyerek bu kişiyi de tescil ve ilan ettireceği akabinde hemen şirketin internet sitesinde açıklayacağı düzenlenmiştir.

Toplantılara katılma ve oy kullanma yetkisi yalnızca tescil edilen kişiye aittir. Ancak her ne kadar TTK 359/2 fıkrasında sadece tescil edilen kişinin oy kullanabileceği belirtilmişse de tüzel kişi adına hareket eden gerçek kişinin de şirketi temsil etme, bilgi alma, inceleme ve diğer kurul üyelerine karar şeklinde yazılı öneride bulunma gibi yetkileri vardır.

Belirtmek gerek ki esas sözleşmeye tüzel kişi adına tescil ve ilan edilecek gerçek kişinin genel kurul tarafından seçileceğine dair bir hüküm konulamaz.

- Gerçek kişiler bakımından; tam ehliyetli olması şarttır.

TTK MADDE 359/3’e göre Yönetim kurulu üyelerinin ve tüzel kişi adına tescil edilecek gerçek kişinin tam ehliyetli olmaları şarttır. TMK’ye göre tam ehliyetli kişiler Fiil ehliyetinin tüm koşullarına sahip kimselerdir. Bu kişiler ayırt etme gücü olan ergin ve kısıtlı olmayan kişilerdir. Ayırt etme gücü olmasına rağmen ergin olmayan küçükler ve kısıtlılar sınırlı ehliyetsiz grubuna gireceğinden bu kişilerin yönetim kurulu üyesi olmaları mümkün değildir. Küçüğün veya kısıtlının 15 yaşını doldurması halinde kendi rızası ve velisinin onayı ile mahkemece ergin kılınması sonrasında yönetim kurulu üyesi veya tüzel kişiyi temsil eden gerçek kişi olarak tescil edilebilecektir.

- Pay sahibi olması gerekmemektedir.

Eski TTK 312/II fıkrasınca pay sahibi olmayan kişinin üye seçilmesine imkan tanımasına rağmen bu kişinin göreve başlayabilmesi için ortak sıfatının kazanılmasını gerektirmekte idi. Ancak Yeni TTK 359. Maddesi ile pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyesinin pay sahibi olması zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır. Böylelikle az ortaktan oluşan anonim şirketlerde dahi çok kişiden oluşan yönetim kurulu oluşmasına olanak tanınmış, profesyonel ve uzman yönetim kurulunun kurulabilmesine zemin hazırlanmıştır.[1] Ancak anılan hüküm tahdidi nitelikte olmayıp aksi sözleşme hükümlerinde ek şart olarak belirlenebilmektedir.

- Esas Sözleşmede Yer Alan Ek Şartlar

TTK 340 maddesi gereğince kanunun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak kanunda buna izin verilmişse esas sözleşmeden sapılabileceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla esas sözleşmeye, yönetim kurulu üyeleri başta olmak üzere yöneticiler, işlem denetçileri, denetçiler ve benzeri kişiler için ek mesleki nitelikler, yaş ve kişisel şartlar getirilebilmektedir.

11. Hukuk Dairesi 2014/15813 Esas 2015/8851 Karar

Davalı, şirketin esas sözleşmesinin önceki ve değişik 8. maddesi ancak hissedarların Yönetim Kuruluna seçileceğini öngörmektedir. Anonim Ortaklık'da esas sözleşme ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmalarının zorunlu kılınmasının önünde bir engel yoktur. (Doç. Dr. Nejla Akdağ Güney, Anonim Şikret Yönetim Kurulu, Sayfa 25). Ayrıca 6102 sayılı TTK m.359 tahdidi hüküm niteliğinde değildir. Bir konu tahdidi bir şekilde düzenlenmediği sürece, konu hakkında tamamlayıcı nitelikte esas sözleşme hükümleri kararlaştırılabilir. Bu nedenle yönetim kuruluna seçilecek kişilerde esas sözleşme ile Kanun'un aradığı nitelikler dışında başka nitelikler de aranabilir. Örneğin pay sahibi veya asgari belli bir paya sahip olma gibi. Bu niteliklere ilişkin esas sözleşme hükümleri TTK'nın 359. maddesini tamamlayan sözleşme hükümleri olarak değerlendirilmelidir. Bu düzenlemeler TTK'nın 340. maddesine de aykırılık oluşturmaz (Doç. Dr. Raif Karasu, Anonim Şirketlerde emredici hükümler ilkesi, 2. bası, sayfa 150). Bu durum karşısında Yönetim Kuruluna seçileceklerin pay sahibi olmaları zorunluluğunu düzenleyen esas sözleşme hükümleri yeni TTK'nun uygulandığı dönemde de geçerlidir. Bu nedenle 6762 sayılı TTK'nun 312/2. maddesine atıf yapıldığı ve bu maddedeki Yönetim Kurulu üyesinin pay sahibi olma zorunluluğunun yeni TTK ile kaldırıldığı gerekçesiyle bu kısma yönelik davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

- Seçilme Engelinin Bulunmaması Gerekir

TTK 359/4 hükmü gereğince “üyeliği sona erdiren sebepler”in seçilmeye de engel olduğu benimsenmiştir.

- Seçilmeye engel sebepler neler?

TTK MADDE 363/2’ye göre Yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilir veya ehliyeti kısıtlanır ya da bir üye üyelik için gerekli kanuni şartları yahut esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kaybederse, bu kişinin üyeliği, herhangi bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer.

Yönetim Kurulu’nun üyeliğinin boşalması TTK 362-363’te öngörülen ve bunlar dışındaki hallerde de meydana gelebilmektedir. Örneğin; üyenin görev süresinin son bulması, ölüm, ehliyetin kaybı ve kısıtlanması, istifa, azil, esas sözleşmede öngörülen özel nedenler, TCK’da belirtilen güvenlik tedbirlerinin mahkemece karara bağlanması veya şirkete kayyım atanması bu hallerdendir. Ayrıca İİK 179/a hükmüyle atanan kayyım tayini sonucunda da yönetim kurulu üyelerinin yetkilerinin kalktığının kabulü gerekecektir. Ancak kayyımın görevinin sona erdiği halde, yönetim kurulu üyelerinin görev süresi de sona ermişse, yeni bir yönetim kurulunun şirket genel kurulunca oluşturulması gerekmektedir. Aşağıya derç edilen Yargıtay kararında da bu durum izah edilmiştir.

11. Hukuk Dairesi 2015/3435 Esas 2015/13262 Karar

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6102 sayılı TTK'nın 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte 6103 sayılı TTK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'nun 25. maddesi gereğince yönetim kurulunda yer alan tüzel kişi temsilcilerinin istifa etmesi üzerine yine aynı yasa maddesi gereğince yönetim kurulunun 6102 sayılı TTK'nın 362/1. maddesi gereğince istifa eden üyelerin yerine seçim yapmaya yetkili bulunmasına, seçimden sonraki 26.11.2012 tarihli ilk genel kurulda yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin onaya sunulmamış olmasının yönetim kurulunun yapmış olduğu genel kurul çağrısını usulsüz kılmayacak olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Yönetim Kurulu üyelerinin tümü veya bir kısmı genel kurulca görevden alınabilmektedir. Böyle bir kararda, özel bir gerekçe gösterilmesi zorunlu değildir. Ancak, şirket pay sahiplerini duraksamaya veya güvensizlik içine düşürülecek biçimde bir anlayışa neden olmaması da göz önüne alınmalıdır. Bu durumda, yönetim kurulu üyelerinin en kısa zamanda görev yapabilecek duruma getirilmesi ve yönetim boşluğunun giderilmesi gerekmektedir.

- Süreleri sona eren yönetim kurulu üyeleri, görev süreleri sona ermemiş gibi görevlerine devam ederlerse, anonim ortaklık sorumlu olacak mıdır?

Görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyelerinin yaptığı işlemler ortaklıkça benimsenmiş olmasına ve bu işlemlere ortakların yahut alacaklıların uygun sürede itiraz etmemeleri nedeniyle bu işlemlerin ortaklığı bağlayacağının kabulü gerekir. Başka bir söyleyişle, görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyelerinin yaptığı işlemler, iç ilişkide, vekaleti olmadan başkası hesabına tasarruf olarak kabulü gerekir (TBK 526-531). Dış ilişkide ise, ortaklıkla ilgili olanların ortaklığa başvurarak, görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyeleri yerine yeni üyelerin seçilmelerinin sağlanmasını isteyebilirler. (TBK 514, TTK. 36,37).

Yönetim Kurulu üyelerinin seçilme süresi sona erdiğinden ortaklığın organsız kaldığı dahi ileri sürülebilecektir. Böyle bir durumda, ortaklar organ boşluğunun doldurulması bakımından kayyım tayinini isteyebilecekleri gibi, ortaklığın TTK’nın 530’uncu maddesi uyarınca feshine karar verilmesini de, görevli mahkemeden talep edebilirler.[2]

B) YÖNETİM KURULUĞU ÜYELİĞİNİN KAZANILMASI

- Genel Kurul Tarafından Seçim

TTK' 359/1'e göre yönetim kurulunun esas sözleşmeyle atanacağı veya genel kurul tarafından seçileceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla genel kurulun bu yetkisi emredici olup esas sözleşmede bu hükme aykırı bir hüküm konulamayacaktır. Bununla birlikte esas sözleşmede yer almak kaydıyla yönetim kuruluna yedek üye seçimi de mümkündür. Yedek üye, yönetim kurulunda bir boşalma durumu söz konusu olduğunda yönetim kurulu üyelik sıfatı kazanacaktır. Bu durumda genel kurulun üyeliği onaylamasına ihtiyaç yoktur.

Mevcut üyelerin azli ile yerlerine yenilerinin seçilmesi, gündemde madde olmasa bile her zaman, haklı nedenle (m.364/1) veya gündemdeki finansal tabloların müzakeresi maddesine dayanılarak (m.413/3) gerçekleştirilebilecektir. Özellikle sermaye büyüklüğü yüksek olan şirketlerde, yedek üye seçimi üye boşluğunun kısa sürede doldurulacak olması açısından yararlı olacaktır. Aşağıda konuyla ilgili Yargıtay kararı derç edilmiştir.

11. Hukuk Dairesi 2020/7274 Esas 2020/4809 Karar

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, dava konusu Genel Kurulda alınan yönetim kurulunu oluşturacak bir kişinin Karadeniz Birlik tüzel kişiliği tarafından görevlendirme yoluyla oluşturulmasına ilişkin kararın TTK'nun 447.maddesinde yer alan pay sahibinin Genel Kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran anonim şirketin temel yapısını bozan bir karar niteliğinde olduğu, yönetim kurulunun genel kurul tarafından seçileceği, genel kurula verilen bu yetkinin devredilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle genel kurulun yönetim kurulunu seçme yetkisini devreder nitelikte bir kararın alınmış olması nedeniyle bu kararın batıl olduğu, yok hükmünde olduğu yönündeki raporu gerekçe gösterilerek davacının davasının kabulü yönündeki kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

- Esas Sözleşme İle Atama

Anonim şirket esas sözleşmesinin ticaret siciline tescili ile tüzel kişilik kazanmaktadır. TTK 339. Maddede düzenlenen esas sözleşmede yazılması gereken hususlarda başlığının 3. Fıkrasında ilk yönetim kurulu üyelerinin esas sözleşme ile atanacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla her ne kadar yönetim kurulunun seçilmesi yetkisi şirket genel kurul organına ait olsa da şirketin ani kuruluşunun niteliği gereğinden ilk yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanacak, genel kurul seçim yetkisini ancak şirket kurulduktan sonraki süreçte kullanabilecektir.

- Anonim Şirkette Pay Sahibi Olan Devlet, İl Özel İdaresi, Belediye, Köy ile Diğer Kamu Tüzel Kişilerinin Yönetim Kurulunda Temsilcilerinin Görevlendirilmesi

TTK Madde 359/5: “Devlet il, özel idaresi belediyeyi köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahibi olduğu şirketlerde, sayılan tüzel kişiler veya bunların gerçek kişi temsilcileri yönetim kuruluna seçilebilir. Yönetim kurulu üye sayısı ikiden fazla olan şirketlerde üyelerin tamamının aynı kamu tüzel kişisinin temsilcisi olmaması şartıyla kamu tüzel kişisini temsilen birden fazla gerçek kişi yönetim kuruluna seçilebilebilir.

Söz konusu maddeye yapılan eklemeyle, kamu tüzel kişilerinin yönetim kuruluna üye seçilebileceği öngörülmektedir. Yani kamu tüzel kişisinin; anonim şirkete ekonomik amaç ve konusu ne olursa olsun pay sahibi olması halinde, genel kurul tarafından şirket yönetim kuruluna üye seçme hakkı tanınmıştır.

Ayrıca TTK m. 334’e göre de, işletme amaç ve konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerde pay sahibi olmasalar da, esas sözleşmede öngörülebilecek bir hükümle, işletme amaç ve konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim kurullarında temsilci bulundurmak hakkı kabul edilmiştir. İki hükümde de aynı anlam ifade edilmektedir. Zira, temsilci yönetici ile sadece yönetim kurulu üyesinin görev ve yetkileri aynı niteliktedir.

Söz konusu fıkranın ikinci cümlesine göre de, şirket yönetim kurulu sayısı iki üyeden fazla şirketlerde, üyelerinin tamamının aynı kamu tüzel kişisinin temsilci olmaması şartıyla, kamu tüzel kişisini temsilen birden fazla gerçek kişi yönetim kuruluna seçilebilmesi öngörülmüştür. Buna göre, örneğin yönetim kurulunda 4 üye olması halinde 2, 5 üye olması halinde 4 kişi seçilebilecektir.

- Boşalan Üyeliğe Yönetim Kurulunun Kendisinin Üye Ataması

TTK’nın 363’üncü maddesi, yönetim kuruluna üye seçildikten sonra, bu yönetim kurulunda herhangi bir nedenle boşalma olması halinde bu boşluğun nasıl doldurulabileceği konusunu düzenlemiştir. Yönetim kurulunun üyelerini kendi seçme hakkı olmadığı gibi seçebileceğine dair esas sözleşmeye hüküm konulamamaktadır. Ancak üyelerden birinin ölümü ve iflası gibi durumların sebebiyet vermesi ve üyeliğin boşalması halinde esas sözleşmeye ve kanuna uygun özellikleri taşıyan birisinin geçici olarak seçilerek genel kurulun onayına sunulması gerekmektedir. Yönetim kurulunun, genel kurulun onayına sunma yetkisi, ilk esas sözleşmeyle atanan, genel kurul tarafından seçilen veya üyeliğin boşalma sebebiyle yönetim kurulunca seçilip henüz genel kurulun onayına sunulmayan üyelikteki boşalmayla sınırlıdır.[3] Bu yolla seçilen üye, onaya sunulduğu takdirde genel kurul toplantısına kadar görev yapacak ve onaylanması hâlinde selefinin süresini tamamlayacaktır. Seçilen üyenin genel kurul tarafından onaylanması durumunda yönetim kurulunun sonrasında seçtiği üyeyi azletme yetkisi bulunmamaktadır.

- Sermaye Piyasası Kurulunca Atama

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 128/1'nci maddesine göre; Halka açık ortaklıkların yönetim kurullarında, yönetim kurulu üyelerinin tamamının veya bir kısmının görev süresinin dolması veya üyeliklerinin boşalması sebebiyle yönetim kurulu toplantı yeter sayısının sağlanamaması ve görev süresi dolan veya üyeliği boşalan yönetim kurulu üyelerinin yerlerine görev sürelerinin bitimini veya üyeliğin boşalmasını takip eden 30 gün içinde yeni yönetim kurulu üyelerini seçmek üzere genel kurulun toplanamaması veya genel kurulda yeter sayıda yönetim kurulu üyesinin seçilememesi durumunda, Kurul, yerlerine halka açık ortaklık genel kurulunca yeni üyeler seçilinceye veya Kurulca başka üyeler atanıncaya kadar görev yapmak üzere yönetim kurulu toplantı yeter sayısını sağlayacak asgari sayıda, Kurulun kurumsal yönetim ilkelerinde sayılan bağımsızlık kriterlerini sağlayan yönetim kurulu üyelerini resen atar. Görev süresinin dolması nedeniyle boşalan halka açık ortaklık yönetim kurulu üyeliklerine Kurulca atamalar yapılıncaya kadar, görev süresi dolan yönetim kurulu üyeleri görevlerine devam eder. Kurulca yapılan resen atama sonucunda geriye kalan boş üyelikler için, kurumsal yönetim ilkelerinde sayılan bağımsızlık kriterlerini sağlayan, boş üye sayısının 3 katı kadar kişiyi halka açık ortaklığın ortaklarından aday göstermelerini talep eder. Kurul bu talebini ortakların halka açık ortaklıkta sahip olduğu pay oranlarını dikkate alarak belirler ve bu bentteki esaslara uygun olarak atama yapar. Olağan genel kurul toplantısını kanuni süresi içinde üst üste iki hesap dönemi içinde yapmayan ve yönetim kurulu üyeleri kısmen veya tamamen Kurulca yukarıdaki fıkralar uyarınca atanmış halka açık ortaklıklarda genel kurulun yetkileri YTM tarafından kullanılabilir. Bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir.

Sermaye Piyasası Kurulu’na eklenen bu bent ile yönetim kurulu atama yetkisi verilmiştir. Böylece sermaye piyasası kurulu, kurulca belirlenen standartlar, mevzuat, fon, iç tüzüğü ve esas sözleşme hükümlerine aykırı faaliyetlerinin tespit edilmesi ve sermaye piyasası kurumlarının mali durumunun bozulması halinde de yönetim kurulu üyelerini görevden almaya ve yapılacak ilk genel kurul toplantısına kadar yenilerini atayabilme yetkisine sahiptir.

- Belirli Grupların Yönetim Grubunda Temsili

Yeni kanunda esas sözleşmede öngörülmek şartı ile, belirli pay gruplarına, özellik ve nitelikleriyle belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine ve azlığa yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınmıştır.

360’ıncı maddenin gerekçesinde, 11. Hukuk Dairesi’nce “hukuk imtiyazı” olarak kabul edilen belirli bir grup oluşturan pay sahiplerini daha keskin çizgilerle belirlemek gereği duyulmuş, bu sebeple ibarenin başına “özellik ve nitelikleriyle" şeklinde bir tanımlama unsuru eklenmiştir. Bu hükmün uygulanabilir olması için hem azlığın hem de belirli pay sahipleri gruplarının belirlenebilir ve tanınabilir bir şekilde tanımlanması gerekmektedir. Yani bir anlamda her ikisinin de birbirinden ayrılabilir olmaları gerekmektedir.

Bunlarla birlikte anılan madde gereğince “Genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine önerilen adayın ve hakkın tanındığı gruba ve azlığa mensup adayın haklı bir sebep bulunmadığı takdirde üye seçilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Böylelikle genel kurul haklı bir sebep bulması halinde gösterilen adayı sürekli reddetme hakkına sahiptir. Eğer, belirli pay gruplarına seçim hakkın kullandırılmamış olması halinde, bu durum imtiyazın ihlali sayılarak alınan genel kurul kararı batıl sayılacaktır. Konuyla ilgili Yargıtay kararı aşağıya derç edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu 2017/140 Esas 2020/1013 Karar

Somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin 1991 yılında kurulduğu ve davacının davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğu, davalı şirketin 31.08.2006 tarihinde yapılan 2005 yılı olağan genel kurul toplantısında esas sözleşmenin 7. maddesinin değiştirildiği ve esas sözleşmeye “geçici madde 5” eklendiği, esas sözleşmenin değiştirilen 7. maddesi ile davalı şirketin kurucu ortaklarına yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanındığı ve davacının da bir üye ile yönetim kurulunda temsil edileceğinin düzenlendiği, esas sözleşmeye eklenen “geçici madde 5” ile de yönetim kurulunda bir üye ile temsil edilme hakkına sahip olan kurucu ortakların bu haklarının 21 yıl süreyle saklı olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirketin dava konusu olan 07.08.2009 tarihli olağan genel kurul toplantısında, esas sözleşmenin “Yönetim kurulu 9 üyeden oluşur. Yönetim kurulunda; TOBB üç, KOSGEB iki, HALKBANK bir, TESK bir, MEKSA bir ve TOSYÖV bir üye ile temsil edilirler…” şeklindeki 7. maddesi; “Şirket Yönetim Kurulu 9 (dokuz) üyeden oluşur. Bu üyelerden dört üye şirket ortağı KOSGEB’in sahip olduğu paylara bu ana sözleşme maddesi gereğince tanınan imtiyaz ile pay sahibi KOSGEB’in göstereceği adaylar arasından; kalan beş üye ise TOOB’un sahip olduğu paylara bu ana sözleşme maddesi gereğince tanınan imtiyaz ile pay sahibi TOBB’un göstereceği adaylar arasından şirket Genel Kurulunca seçilir…” şeklinde değiştirilmiş; ayrıca “Genel Kurul kararına binaen MEKSA, TOSYÖV, TESK ve HALKBANK’ın yönetim kurulunda birer üye ile temsil edilme hakları, işbu Genel Kurul Kararının tescilinden itibaren 21 yıl süreyle saklıdır” şeklindeki “geçici madde 5” ise kaldırılmıştır. Dava konusu olan davalı şirketin 09.09.2009 tarihli ve 08.10.2009 tarihli genel kurul toplantılarına ise yeni oluşturulan yönetim kurulu tarafından çağrı yapılmıştır. Görüldüğü üzere 6762 sayılı TTK döneminde davalı şirketin kurucu ortaklarına 31.08.2006 tarihli esas sözleşme değişikliği ile tanınan yönetimde belli bir süre ile bir üye tarafından temsil edilme hakkı; paya bağlanan bir hak olmayıp, pay sahibine esas sözleşme ile tanınan sözleşmesel bir hak niteliğindedir. Bu itibarla yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 6762 sayılı TTK döneminde davacıya tanınan bu hak, sözleşmesel temele dayanan bir hak olduğundan sadece ilgililerin muvafakati ile kaldırılabileceği veya sınırlandırılabileceği kabul edilmelidir. Kaldı ki 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 28/2 maddesinde; 6762 sayılı eski TTK zamanında ve 6102 sayılı TTK’nin kabul edilmesinden en az bir yıl önce esas sözleşme hükmü ile bazı pay gruplarına (belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine) tanınmış olan yönetim kurulu üyeliği için aday gösterme hakkı müktesep hak sayıldığı; 6102 sayılı TTK’nin 360. maddesi gereğince de artık belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine de yönetimde temsil edilme hakkı tanınmasının mümkün olduğu gözetildiğinde davacıya tanınan yönetim kurulunda belli bir süre ile bir üye tarafından temsil edilme hakkı emredici hükümler ilkesine de aykırılık oluşturmayacaktır. O hâlde 31.08.2006 tarihli esas sözleşme ile davacıya tanınan yönetim kurulunda belli bir süre ile bir üye tarafından temsil edilme hakkının sadece davacının muvafakati ile kaldırılabileceği, davacının bu hakkını kaldıran genel kurul kararlarının geçersizliğinin dava edilmesi genel kurul kararlarının iptalini düzenleyen 6762 sayılı TTK’nin 381. maddesinde belirtilen koşullarına tabi olmadığı gözetilerek davadaki taleplerin buna göre değerlendirilmelidir. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

----------------------

[1] Gezmiş, Şeyma/Başaran, Mustafa, Yeni Türk Ticaret Anonim Şirket Rehberi, Ankara 2013, s. 271.

[2] Gönen Eriş – Yargıtay Onursal Daire Başkanı

[3] Akdağ Güney, Anonim Şirketler Yönetim Kurulu