Avukatlık Kanunu’nda yapılması istenen değişiklikler ile iktidarın barolar ve Türkiye Barolar Birliği’nin seçim sistemlerini değiştirmeyi amaçladığı ortadadır. Türkiye Barolar Birliği Başkanının bu değişikliği destekler açıklaması sonrası Birlik Yönetim Kurulu’ndan 4 üye de söz konusu değişikliklere karşı açıkça tavır aldılar. Bu gelişmelerin akabinde aralarında Ankara, İstanbul ve İzmir barolarının da olduğu toplam 51 baro -ki Türkiye’deki avukatların sayıca çok büyük bir oranını temsil eden barolardır- yaptıkları yazılı açıklama ile kanun değişikliğinin özellikle baroların seçim sistemi ve delegasyon seçimi ile ilgili kısımlarına itiraz ettiklerini beyan ettiler.

Türkiye’deki mevcut yapı ile getirilmek istenen sistem tartışılırken dünyadan birkaç örnekle yabancı ülke barolar birliği ya da benzer kurumların yapılarını incelememiz gerekmektedir. Böylelikle aslında genel kabul gören ve temsilde adaletin sağlandığı sistemlerin de daha iyi anlaşılacağı kanaatindeyim.

Fransa’da birlik üyeleri iki ayrı kurul tarafından seçilmektedir. Her iki kurul da Paris ve Paris dışı şeklinde iki seçim çevresine bölünmüştür. Bu kurullardan ilkine “Collège Ordinal” adı verilmektedir. Bu kurul baro başkanları, halihazırdaki baro konseyi üyeleri ve geçmişte görev yapmış olan ulusal ve bölgesel hukuk konseylerinin başkan ve üyelerinden oluşur. Seçim gizli oyla ve tek turlu yapılmaktadır. Paris’te her seçmen tek oy vermektedir. Ulusal seçim çevresinde ise çoklu oy kullanılır. Her seçmen üyesi olduğu baronun “Collège Ordinal”de yer alan seçmen sayısının, o baronun üye sayısına bölünmesi suretiyle bulunan katsayı kadar oy kullanır. Üye sayısının belirlenmesinde baroların nüfusu dikkate alınır. Diğer kurul ise “Collège Général” adını taşır. Burada onursal avukatlar da dahil olmak üzere oy hakkı olan tüm avukatlar oy kullanır. Vekaleten oy kullanmak mümkündür ancak bir kişi ancak bir vekalet alabilmektedir. Seçim çarşaf liste usulüyle tek turlu olarak yapılır.

Genel Kurul, kararlarının icrasını sağlamak amacıyla kendi içerisinden 7 kişi seçer. Paris Barosu Başkanı ve Baro Başkanları Konferansı Başkanı, başkan yardımcıları olarak Yönetim Kurulunun doğal üyesidirler. Böylece kurulun 9 kişilik yapısı tamamlanmış olur. Yönetim Kurulunun görev paylaşımı şu şekildedir; başkan, iki başkan yardımcısı, genel sekreter, sayman ve dört üye. Yönetim Kurulu, Genel Kurul tarafından iki turlu bir seçimle üç yıllığına seçilir. Başkanın görev süresi bir yıldır fakat üç kez seçilebilir. Böylece tüm bir dönemi tek bir başkanın tamamlaması mümkün olmaktadır. Yönetim Kurulu üyelerinden biri herhangi bir sebeple görev süresini tamamlayamazsa, yerine üç ay içinde yeni bir üye seçilir. Seçilen üye, önceki üyenin dönemini tamamlar.

İtalya’da ise, İtalya Barolar Birliği (Organismo Unitario dell’Avvocatura -OAU), her bir bölgenin orantılı temsiliyle seçilen 88 kişilik bir Ulusal Delege Meclisinden oluşur; bu meclis, Başkan, iki başkan yardımcısı, Sekreter ve Sayman dahil 9 üyeden oluşan bir İcra Kurulu seçer.

Avrupa’dan bir başka örnek olarak İsveç’i inceleyebiliriz. Türkiye’deki Barolar Birliği yapılanması benzer bir yapılanma da İsveç Hukuk Topluluğu şeklindedir. İsveç Hukuk Topluluğu 1887'de bireysel bir girişimde kurulmuş ve 1948'de yürürlüğe girdiğinde resmi statü kazanmıştır. Son olarak 5.600'den fazla üyesi vardır. Üye sayısı son 20 yılda keskin bir şekilde artmıştır. Topluluk bazı kamu görevlerini de yerine getirir.

Topluluk coğrafi olarak her biri yerel organizasyonlara ve bölüm kurullarına sahip yedi bölüme ayrılmıştır. Üyelerin Hukuk Topluluğu üzerindeki belirleyici etkisi, birimler tarafından atanan bir konsey aracılığıyla gerçekleştirilir. Genel Kurul yılda bir kez toplanır ve on sekiz üye, başkan ve başkan yardımcısından oluşan Hukuk Topluluğu Yönetim Kurulunu seçer.

Denetçiler aracılığıyla Yönetim Kurulu'nun idaresi için hesaplarını inceler ve borçtan sorumlu olmaya karar verir. Konsey ayrıca ücretlere karar verir.

Konsey ayrıca Disiplin Kurulu Başkanını, Başkan Yardımcısını ve altı üyeyi seçer. Disiplin Komitesi'nin geri kalan üç üyesi, kamu temsilcileri, hükümet tarafından atanır. Disiplin Kurulu, faaliyetlerinde tamamen bağımsızdır.

Bunun yanında Kanada Barolar Birliği ise, Kanada'da yaklaşık 36.000 avukat, hakem, noter, hukuk öğretmeni ve hukuk öğrencisini temsil etmektedir.Ortak çıkar ve karşılıklı yarar konularında aktif olarak Kanada hukuk camiasının temsilcisi konumunda olan örgüt; hukuk alanında tüm işbirliği ve çalışmaları yapmamaktadır. Birliğin 13 alt örgütü bulunmaktadır. Genel kurulu, söz konusu 13 alt örgütün üye sayılarına göre belirlenen delegeler ile birliğin işbirliği yaptığı kuruluşların temsilcilerinden oluşur. Genel kurul, 14 üyeden oluşan bir yönetim kurulu seçer ve içlerinden biri başkan olarak seçilir. Birlik CEO’su da yönetim kurulu üyesidir.

Yukarıda kısaca açıklanan farklı yapı ve coğrafyadaki ülkelerdeki barolar birliği yapılanmalarının ortak özelliği, ülkenin her bölgesinden o bölgenin avukat sayısı oranında temsilci ile üst yapının organlarının seçilmesi hususlarıdır. Görev, sorumluluk ve işleyişleri farklı olsa da genel hatlarıyla barolar birliği ülke genelinde hukuksuzlukları dile getiren, yasa çalışmalarında öncü ve işbirliğini benimseyen bir rol üstlenmektedir. Bu açılardan ülkemizdeki mevcut yasal düzenleme ile amaçlanan ve uygulanan barolar birliği yapısı ve görevleri diğer ülkeler ile benzerlik göstermektedir. Bu bakımdan Avukatlık Kanununda baroların ve barolar birliğinin seçim sistemine yönelik değişikliğin değil, avukatların güncel sorunlarına yönelik düzenlemelerin yapılması daha acil ve önemli işlerdendir. Şayet böylesi bir düzenlemeye ihtiyaç dahi duyuluyorsa, öncelikle barolar ve Türkiye Barolar Birliği ile akademi dünyasından uzmanlardan destek alınarak bir taslak çalışması yapılmalıdır. Oluşturulan bu taslağa yasama organınca son hali verilmeli ve metin yürürlüğe girmelidir. Çağdaş ve hukuk devleti olmanın gereği de bu olduğu gibi; ihtiyaçlarına cevap veren bir yasal düzenlemede ancak bu şekilde ortaya çıkacaktır.