Son günlerde Cumhurbaşkanı adayının ne zaman belirleneceği konusunda çeşitli tartışmalar sürerken; 02 Martta yapılan Altılı Masa toplantısı sonrasında yapılan açıklama ile hemen herkes Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda bir uzlaşı olduğunu düşündü. Buna karşın; dün yapılan toplantılar ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamaları ile açıkça Kemal beyin adaylığına karşı olduklarını ilan etmiş oldu.

Aslında bu hal; sürpriz ya da yeni bir gelişme mi? Bana kalırsa hayır. Adayın kim olacağı sorusu kamuoyunun sürekli tartıştığı; cevabı merakla beklenen bir soruydu ki; ne kadar haklı olunduğu da ortaya çıkmış oldu. Seçime sadece 70 küsür gün kalmışken; ülkede 13 milyon vatandaşın depremden doğrudan etkilendiği; 50 milyon vatandaşın ise deprem korkusu yaşadığı bir ortamda aday tartışmaları ile gündemin değiştirilmesi öncelikle ve başlıbaşına bir siyasi strateji hatasıdır.

Bunun yanında; dünkü dili çok sert; zamanlaması yanlış bir açıklama ile özellikle kendi partisinden aday çıkarmayan İyi Partinin başka bir partinin belediye başkanlarına çağrı yapması da siyaseten hata ve nezaketsizliktir kanaatimce.

21 yıldır iktidarda kalmış bir parti ile ona en azından kamuoyunda şartsız destek veren ittifak ortağı orada duruyorken; halkın ekonomik kriz yanında maalesef deprem felaketiyle can çekişmesi devam ediyorken; muhalefetin kendi içinde tartışma ve ayrılma görüntüsü vermesi stratejik hataların bir başkasıdır.

Altı siyasi partinin; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden Güçlendirilmiş Parlementer Sistemine geçiş ile devlet yönetiminde reform niteliğindeki değişikliklerle ilgili olarak mutabakata varması; seçmenin güvenini kazanmasına ve rüzgarın muhalefetin lehine esmesine neden olmuştu. Son 3 gündür yaşananlar tam da bu havanın dağılmasına neden olduğu için yanlıştı.

Bu durumdan sonra; Merak Akşener’in çok büyük ve riskli bir zar attığı ortada. Bundan sonra özellikle seçime kadar ittifakın kazandığı belediyeler dahil olmak üzere siyasetin hangi çizgi üzerinden yürüyeceği de ayrı bir tartışma konusu ancak seçmen belirsizlik sevmez. Seçmen, varsayım üzerinden değil kötü bile olsa net olandan yana tavır alır. Bu nedenle; muhalefetin acilen bu net duruşa ihtiyacı var. Bunun yanında; özellikle deprem konusunda somut ve acil eylem planını ortaya çıkarak daha önce yaratılan havanın yakalanması gerekiyor. Aksi halde; milletvekili transferler ile seçime girme hakkı kazanmasıyla başlayan; özellikle İstanbul ve Ankara seçimleri başta olmak üzere yerel seçimlerde yakalanan başarı ile devam eden ve altı farklı siyasi partiyi bir masada buluşturan bu emek ve çabanın boşa gitmesi söz konusudur. İtidalli, aklı selim ile hareket eden, partizanca bakmak yerine fotoğrafı bir bütün olarak değerlendirmek şu an için her şey ve herkes için zorunluluk olmakla beraber; masanın en büyük iki partisi arasında diplomasi trafiğiyle masanın devrilmesi özellikle Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu öncülüğünde engellenebilir. Pazartesi gününe kadar İyi Partinin tekrar masaya dönmesi karşılıklı müzakereler ile sağlanabilir düşüncesindeyim.

Av. Çağrı Ayhan ŞENEL