2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu; yardım toplama ile ilgili özel bir kanun olup, bağıştan ziyade yardım toplamaya yetkili kılınan kişi ve kuruluşlar tarafından kamu yararını gözetmek suretiyle üçüncü kişilerden yardım toplanması için çıkarılmış, yardımın hangi amaçla toplanabileceğini, toplanmasına, kullanılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemiştir.

Yardım isteğe bağlıdır ve kimse yardım etmeye zorlanamaz. Yardım toplama şekilleri, 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 5. maddesinde gösterilmiştir. İzin almaksızın yardım toplanamaz. Hangi makamların izin vermeye yetkili olduğu, 2860 sayılı Kanunun 7. maddesinde gösterilmiştir.

“Yardım toplama” ile “bağış” kavramları birbirinden farklıdır. Yardım toplamada, ayni veya nakdi gelir veya kaynak toplama çalışması vardır. Bağışta ise; bağışta bulunacak kişiden bir talepte bulunulmaz, bağış yapacak kişi kendiliğinden harekete geçmek suretiyle özgür iradesini kullanıp, maliki bulunduğu veya kullanma hakkına sahip olduğu bir malın mülkiyetini veya kullanma hakkını bir başkasına bırakır.

Yardım toplamada izin alınmamışsa, izin alınmadan girişilen yardım toplama faaliyetleri güvenlik kuvvetlerince derhal men edilir ve sorumlular hakkında da kovuşturma yapılır (2860 sayılı Kanun m.6/2).

Kamu kudreti kullanma yetkisine sahip olan belediye; inşaat hakkı verebilir, kaçak yapıları yıkar, Belediye Gelirleri Kanunu’nda yazan vergileri ve harçları toplar, kamulaştırma yetkisine sahip olup, Devletin tüzel kişiliği dışında bir kamu idaresi olarak kamu kudreti kullanır. Ülkemizde ortaya çıkan tehlikeli salgın hastalık karşısında; “yer yönünden yerinden yönetim/mahalli idare” olarak Anayasa m.127’de düzenlenen, bu nedenle yetkilerini Anayasa m.6/3 gereğince Anayasadan alan, yasal dayanakları bulunan belediyelerin, kamu hizmetlerinin gereklerini en iyi şekilde yerine getirebilmesi için gelire ihtiyaç duyduğu, bağışın da belediyenin gelirleri arasında sayıldığı tartışmasızdır.

Yardım toplama bakımından belediyeler 2860 sayılı Kanunun kapsamına girer mi? 2860 sayılı Kanun incelendiğinde; belediyeleri bu Kanunun kapsamına alan veya dışlayan herhangi bir hüküm olmadığı, sadece “Yardım toplayabilecek olanlar” başlıklı 3. maddesinde “kurumlar” kavramına yer verildiği, esasen Anayasa m.127’de “mahalli idareler” başlığı altında düzenlenen belediyelerin 2860 sayılı Kanunda geçen “kurum” olarak kabul edilemeyeceği ve dolayısıyla belediyelerin yardım toplayamayacağı ileri sürülebilir. Belediye; İdare Hukuku anlamında “kamu kurumu” veya “kurum” olmayıp, “kamu idaresi” veya “mahalli idare” olarak adlandırılan yer yönünden yönetim teşkilatı kabul edilmekte, bulundukları yerde birçok kamu hizmeti verdiğinden, hizmet yönünden yerinden yönetim (“Kamu kurumu” sayılan TRT, üniversite ve SGK gibi kamu kurumlarından ayrılmakta) niteliği taşımayıp, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu da sayılmaz (barolar, veteriner, ticaret ve sanayi odaları gibi).

Yukarıda yer alan “kamu kurumu” tanımına rağmen, belediyelerin yardım toplama yetkisine sahip olduğu kabul edildiğinde; 2860 sayılı Kanunun “kapsam” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında sayılan istisnalar arasında “belediyeler” yer almadığından, 2860 sayılı Kanunda öngörülen şekil ve şartlara uymaları kaydıyla belediyelerce de yardım toplanabileceği söylenebilir. Belediyenin; 2860 sayılı Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrasında sayılan istisnalar kapsamına girmediği, bu nedenle “Yardım toplayabilecekler” başlıklı 3. madde kapsamında “kurumlar” içinde değerlendirilmesinin uygun olacağı, kamu hizmetlerinden birisini veya birkaçını gerçekleştirmek amacıyla Kanunun 5. maddesinde gösterilen yöntemleri kullanarak yardım toplayabileceği, ancak bunun için de 2860 sayılı Kanun m.6 ila 10’da gösterilen izin prosedürüne uygun hareket etmesi gerektiği ileri sürülebilir. 2860 sayılı Kanunun tatbikini gösteren Yardım Toplama Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik hükümleri incelendiğinde; 2860 sayılı Kanun hükümlerinin tekrar edildiği, “belediye”, “bağış” ve “yardım toplama” kavramları arasında olan fark yönünden bir açıklamaya yer verilmediği görülmektedir.

Belirtmeliyiz ki, yukarıda kısa tanımlarına yer verdiğimiz “yardım toplama” ile aşağıda bahsedeceğimiz “bağış” kavramları ayrı değerlendirilmelidir.

Konu ile ilgili belediye mevzuatı incelendiğinde ise; “yardım toplama” kavramına yer verilmediği, ancak bağıştan bahsedildiği, bağışların şartlı ve şartsız bağışlar olarak ele alındığı, bağışın belediyenin gelirleri arasında sayıldığı, herhangi bir harici izin prosedürüne gerek olmaksızın, belediyenin bağış kabul edebileceği, bunun için bulunduğu yer valiliğine veya İçişleri Bakanlığı’na başvurulmasına ve bu idari makamlardan müsaade alınmasına ihtiyaç olmadığı ve bu yönde bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Belediyelere bağış; 5393 sayılı Belediye Kanunu m.15, 18, 28, 59 ve 60 ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 18 ve 23. maddeleri ile 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 20. ve 89. maddelerinde düzenlenmiştir. Özetle; belediyenin bağış kabul edebileceği, bağışın bir gelir türü olarak kabul edildiği, 5393 sayılı Kanunda şartlı bağışın belediye meclisinin kabulüne, şartsız, yani herhangi bir şarta bağlanmamış bağışın ise belediye başkanının yetkisine bırakıldığı, 5216 sayılı Kanunda ise, yine bağışın gelirlerden kabul edildiği, şartlı ve şartsız bağışın kabulünün ve tasarrufların belediye başkanının yetkisine bırakıldığı, ancak büyükşehir belediye meclisinin kabulünün arandığı, 2860 sayılı Kanunda da bağışın belediyenin gelirleri arasında sayıldığı anlaşılmakla,

Belediyelerin bağış kabulü ve tasarrufu konusunda valiliğin ve İçişleri Bakanlığı’nın izin veya onay yetkisinin bulunmadığı, çünkü kanunlarda öngörülen bir hakkın, yetkinin veya görev alanının da, normlar hiyerarşisine göre daha alt bir normla kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğu, bağışların kullanıldığı yerlerle ilgili, iç ve dış denetimin, ilgili mevzuatta öngörüldüğü üzere yapılacağı, Anayasa m.127’ye göre belediyenin “mahalli idareler” içinde yer aldığı, yer yönünden yerinden yönetim gereğince kamu hizmetlerini “Devlet” adına yerine getirdiği, İdari Teşkilat içinde kabul edildiği, idarenin bütünlüğü içinde yer alıp, kamu tüzel kişiliği içinde faaliyette bulunduğu, belediyenin kamu hizmetleri sunabilmek için gelirlere ihtiyaç duyacağı, bağışın bu gelirler arasında sayıldığı, üçüncü kişilerce yapılacak şarta veya şarta bağlı olmayan bağışların kabulünde taşra veya merkez teşkilatının iznine gerek olmayacağı, bağışların kabul edilmesi ve tasarrufunda yukarıda yer verdiğimiz belediye mevzuatına göre hareket edilmesi gerektiği, buna göre belediyelerin bağış toplamasının 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu kapsamına girmediği, bir an için girdiklerinin kabulü halinde de, bağış kabul etmelerinde 2860 sayılı Kanunla bağlı olmadıkları, esas itibariyle yazı içeriğinde açıkladığımız şekilde yardım toplama usullerinin tatbik edildiği noktada, 2860 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin belediyeleri de bağlayacağı, ancak bağışların 2860 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği, nitekim 1999 yılında gündeme gelen 2860 sayılı Kanunun 2. Maddesinin değişiklik Tasarısında, yardım toplama ile bağışta bulunma kavramları ile ilgili uygulamada çıkan karışıklıkların giderilmesine yönelik bir ayrıştırmaya gidildiği, yine kimlerin yardım toplayabileceğine dair Kanunun 3. maddesinde de değişikliğin düşünüldüğü, bu yolla kimlerin yardım toplayabileceğine ilişkin muğlaklığın giderilmesinin hedeflendiği, fakat bu Tasarının kanunlaşmadığı, yukarıda yer verdiğimiz belediye mevzuatının “belediye gelirleri” ve bu gelirlerden olan bağışlar yönünden “özel kanun” niteliği taşıdığı, bu yönüyle belediyelerin gelirlerinden sayılan bağışın, Yardım Toplama Kanunu’nun dışında değerlendirilmesi gerektiği, aksi halde bağışın belediyenin gelirlerinden sayılmasının önemini yitireceği, belediyenin yardım toplamanın dışında tutulduğuna dair 2860 sayılı Kanunda özel bir hüküm olmamasının mefhum-u muhalifinden, üçüncü kişilerin her türlü maddi desteğinin belediyelerce kabul edilemeyeceği sonucuna varılamayacağı, yukarıda ele aldığımız mevzuata göre, belediyelerin gelirlerinden sayılan “bağış” kavramı kapsamında değerlendirilmesinde isabet olacağı, buna göre 2860 sayılı Kanunun belediyelere tatbik edilmemesi gerektiği, “yardım toplama” ile “bağış” kavramlarının birbirinden farklı olduğu düşüncesinden hareket edildiğinde ise, 2860 sayılı Kanunun 5. maddesinde gösterilen yardım toplamak isteyen belediyelerin, 2860 sayılı Kanunda yer almadıklarından bahisle yardım toplamanın dışında tutulamayacağı, bu düşüncenin kabulünde de 2860 sayılı Kanunun 6 ila 10. maddelerine uygun hareket eden belediyelerin, bu Kanunun 3. maddesinde gösterilen amaçla ve 5. maddesinde gösterilen şekillerde para toplayabileceği sonucuna varılmalıdır.

Özetle; belediyelerin, 2860 sayılı Kanunun kapsamına girmediğinden bahisle yardım toplayamayacakları kabul edildiğinde, “bağış” belediyenin gelirlerinden sayıldığından, bu yolla belediyelerin maddi yardım toplayabilmeleri mümkün olup, belediyeler hakkında 2860 sayılı Kanunda öngörülen izin prosedürü tatbik edilmeyecektir. Aksi görüşte, yani belediyenin 2860 sayılı Kanuna göre “kurum” sayılıp yardım toplayabileceği kabul edildiğinde; belediyeye yapılan bağışlar hariç 2860 sayılı Kanunun 5. maddesinde gösterilen usullerle yardım toplayabileceği, ancak bunun için 2860 sayılı Kanunun 6 ila 9. maddelerinde gösterilen izin prosedürünün uygulanması gerektiği düşünülmelidir.

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.