“Beyaz Kod” sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek için kullanılan bir tedbir ve acil durum yönetim aracıdır. Sağlık çalışanları sözlü yahut fiziksel şiddet olaylarına maruz kaldıklarında gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması ve bu şiddete karşı yasal sürecin başlatılması için beyaz kod bildiriminde bulunulur.

Kurumunuzda/biriminizde görevlendirilen birim/personel en kısa sürede sizinle irtibata geçecektir. Söz konusu birim/personel başvurunuza ilişkin olarak  bilgi ve belgeleri temin ederek beyaz kod sistemine kaydedecek ve asıllarını İl Beyaz Kod koordinatörlüğüne intikal ettirecektir.

Bu süreçte doldurulması gereken belgeler

- Olay tutanağı: Şiddete maruz kalan çalışan, adli süreçlerde kanıt teşkil etmesi açısından olaya tanık olan diğer personel ile birlikte, olayı anlatan ve belgeleyen bir tutanak düzenlemelidir. Tutanakta, tarih ve saat bilgileri ile failin kimlik bilgilerine (eğer bilinmiyorsa açık eşkâline), olayın gelişim seyrine ve mağdur çalışana yönelik saldırının ayrıntılarına yer vermesinin yanı sıra mutlaka olaya tanık olan personelin adları ve imzaları, ayrıca tutanağın düzenlendiği tarih de yer almalıdır. Tutanak el yazısı ile düzenlenebilir, ancak okunaklı olması gerekir.

Tutanakta yer alan tanıkların olay yerinde olmalarına dayanarak tutanağa oradaydım, gördüm, duydum gibi net ifadeleri tutanakta belirtmeleri gerektiğine dikkat etmeleri hukuksal süreç için önem arz etmektedir.

- Hukuki Yardım Talep Formu: Hukukî yardım talep formu; bu form beyaz kod kapsamında hukukî yardım talep edip etmediğinizi belirtir. Görevli birim/personel tarafından hazırlanarak size imzalatılır. Hukukî yardım talep etmeniz halinde, söz konusu başvurunuz beyaz kod kapsamında ise, ceza yargılaması aşamasında Bakanlık avukatlarınca tarafınıza hukukî yardım verilecektir. Fakat bu süreçte özel avukatınızdan da hukuki yardım alabilirsiniz. Bu durumda Bakanlığımız avukatlarından hukuki yardım almaya devam edip etmeyeceğiniz hususunda il koordinatörlüğünü bilgilendirmeniz gerekmektedir.

- Onam Formu: Beyaz kod kapsamında yapılan başvuru nedeniyle yürütülen adli süreçte edinilen bilgi ve belgelerin, kişisel bilgilerin anonimleştirilerek analizlerin yapılmasında ve sağlık profesyonellerine karşı gerçekleştirilen şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla kullanılmasına yönelik bir izin onam formu olup mağdur tarafından imzalanıp ÇHGB’ye teslim edilecektir.

Olayı doğrulayan diğer kanıtlar; şiddet uygulayanın kimlik bilgileri, kamera kayıtları, tanıklar, olaya ilişkin diğer tutanaklar ve benzeri tüm bilgi ve belgeler görevli birim/personel tarafından toplanarak sisteme kaydedilir.

Haklarınızın korunması ve faillerin cezalandırılması, adli mercilerin yetki ve görevi kapsamındadır. Bu nedenle, mümkünse hemen en yakındaki karakola bizzat başvurarak ya da aciliyet teşkil bir durum var ise, derhal bulunduğunuz yere polis çağırarak söz konusu adli süreci başlatmanız gerekmektedir. 2559 sayılı Polis, Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun 15 inci maddesine, 27/03/2015 tarihinde 6638 sayılı Kanunla eklenen fıkra ile “Polis; müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini, talepleri halinde ikamet ettikleri yerlerde ve işyerlerinde de alabilir” hükmü getirilmiştir. Bu itibarla; ifadeniz, talep etmeniz halinde görev yaptığınız yerde alınabilecektir.

Ancak, pratikte hem kolluk görevlilerinin hem de sağlık çalışanlarının bu konudaki bilgi eksikliği nedeniyle sağlık çalışanları hala ifade vermek için karakola çağrılmakta, bu durum işgücü ve zaman kaybı yaratmaya devam etmektedir.

Kamu sağlık kuruluşunda görev yapan bir personelin, görevi esnasında maruz kalacağı bir şiddet, 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası’nın 131. maddesinde yer alan açık hüküm gereği, şikâyete tabi değildir. Yani bu durumda kolluk, siz şikâyetçi olmasanız da resen olaya el koymalı ve gerekli ön soruşturmayı derhal başlatmalıdır. Aksi durumda kolluk personeli açısından görevi ihmal suçu oluşacaktır.

Duruşma davetiyesi geldi. Duruşmaya gitmesem olur mu? Hukuki yardım talebiniz var ise duruşma davetiyesinden İl Koordinatörlüğünü haberdar etmelisiniz. Duruşmaya iştirakiniz yargılama sürecinin sağlıklı işlemesi açısından önemlidir. Mahkemece duruşmada hazır olmanız istenmektedir. Duruşmaya katılmadığınız takdirde, Mahkeme bir sonraki duruşmaya zorla getirilmenize karar verebilir.

Şiddete uğrayan bir hekimin veya sağlık çalışanının haklarının yeterince savunulmadığı ileri sürülse de, bu yönde bir takım hukuki düzenlemeler bulunmakta, ancak bunlar uygulayıcılar ve sağlık çalışanları tarafından maalesef yeterince bilinmemekte ve bu nedenle uygulama içerisinde mağduriyetler doğmaktadır.

3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 2014 yılında eklenen ek 12. maddesinde, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak pratikte bu hükmün göz ardı edildiği ve tutuklamanın yapılmadığı görülmektedir. Kanaatimizce, bu düzenleme, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanununu esas alarak işlem yapan ilgililer tarafından yeterince bilinmediğinden uygulanmamaktadır. Düzenlemenin Türk Ceza Kanunu içerisinde yer alması durumunda daha kolay ve yaygın olarak uygulama alanı bulacağı açıktır. Şimdiki durumda, bu düzenleme sağlık çalışanları tarafından bilinmeli ve uygulanmadığı durumlarda gerektiğinde bir itiraz nedeni olarak ileri sürülmelidir.

Yine aynı madde hükmüne göre, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılır. Bu da bir ceza yargılaması olması durumunda, yargılamanın suçun nitelikli hali gözetilerek yapılması ve daha ağır cezalar verilmesini sağlayan bir düzenlemedir.

Sağlık çalışanlarımızın bütün bu sebeplere dayanarak uğradıkları şiddet karşısında haklarını aramalı, yoğun çalışma temposuna rağmen kendilerine yapılan haksızlıkların karşısında olmalıdır. Sağlık çalışanlarımızın mesleğini şiddetin olmadığı, sağlıklı bir psikolojiyle icra edebileceği günler dileğiyle..

Av. Nilay DOLU