Giriş
Dijital çağın getirdiği teknolojik gelişmeler, hukuk sisteminde de önemli dönüşümlere neden olmuştur. Günümüzde ceza ve hukuk yargılamalarında dijital deliller artık hayati öneme sahiptir. Bilhassa WhatsApp yazışmaları, HTS kayıtları, sosyal medya içerikleri, IP logları ve dijital dosyalar; davaların seyrini doğrudan etkileyebilmektedir.
Bu tür dijital içeriklerin mahkemeye sunulmasında ve değerlendirilmesinde teknik uzmanlık gerektiren bir ihtiyaç doğmaktadır. İşte bu noktada, adli bilişim uzmanlarının hazırladığı uzman mütalaaları, dijital delillerin hukuka uygun biçimde incelenmesi ve anlaşılabilmesi için vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. Ancak, uzman mütalaasının hukuki niteliği, bilirkişi raporundan farkı ve yargı organlarınca ne ölçüde dikkate alınması gerektiği hâlen tartışmalıdır.
Bu çalışmada, uzman mütalaasının yasal dayanakları, bilirkişilikten farkları, uygulamadaki etkileri ve Yargıtay kararları ışığında delil değeri detaylı olarak ele alınacaktır.
1. Uzman Mütalaası Nedir? Hukuki Dayanağı Neye Dayanır?
1.1. Kavramsal Çerçeve
Uzman mütalaası, tarafların kendi belirledikleri, alanında uzman kişi veya kurumlardan aldıkları teknik, bilimsel veya mesleki görüş yazısıdır. Mütalaa; davaya konu teknik hususların açıklanması, tartışılması veya değerlendirilmesi amacıyla hazırlanır. Bu mütalaalar, mahkemeye bilirkişi raporuna alternatif değil, tamamlayıcı nitelikte sunulur.
1.2. HMK m. 293 – Hukuk Yargılamasında Dayanak
Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 293 uyarınca:
“Taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak uzman kişilerin görüşüne başvurabilir ve aldıkları raporu mahkemeye sunabilirler. Hâkim, bu raporları serbestçe değerlendirir.”
Bu düzenleme sayesinde taraflar, mahkemenin atayacağı bilirkişiye bağlı kalmaksızın, teknik veya bilimsel konularda dışarıdan görüş alabilir. Bu, delil serbestliği ilkesinin yargılama sürecine yansımasıdır.
1.3. CMK m. 67 – Ceza Yargılamasında Uzman Görüşü
Ceza Muhakemesi Kanunu m. 67/6 ise uzman mütalaasının ceza yargılamasındaki dayanağını ortaya koyar:
“Taraflar, kendilerince belirlenen uzman kişilerin, uzmanlık alanlarına giren konularda görüşlerini alabilir.”
Bu hüküm, özellikle adli bilişim, adli tıp, grafoloji, balistik, gibi uzmanlık gerektiren konularda savunma makamının etkinliğini artıran bir imkândır. Ancak bu görüşler, resmî bilirkişi raporları gibi bağlayıcı değil, takdiri delil niteliğindedir.
1.4. Uluslararası Temel: AİHS m. 6
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6, adil yargılanma hakkı kapsamında, sanık ve müdafisinin:
- Delil sunma hakkını,
- Uzman desteği alma hakkını,
- Mahkemeye teknik açıklama sunma hakkını güvence altına alır. Dolayısıyla uzman mütalaaları, sadece iç hukukun değil, uluslararası insan hakları hukukunun da bir parçasıdır.
1.5. Bilirkişilik Kanunu ile Farkı
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu, sadece mahkeme tarafından atanan bilirkişileri kapsar. Uzman mütalaası ise bu kapsamda değerlendirilmez. Mütalaayı sunan kişi, bilirkişi siciline kayıtlı olmasa da, mesleki ve teknik yeterliliği ispatlamalıdır.
1.6. Doktrindeki Görüşler
Bu alanda yapılan incelemeler, uzman mütalaasının özellikle ceza yargılamasında "bilimsel savunma hakkının" bir uzantısı olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir. Adli bilişim gibi teknik içerikli konularda uzman görüşünün, tarafların iddialarını bilimsel ölçütlere uygun şekilde desteklemesi, hak arama süreçlerine önemli katkı sunar.
1.7. Uygulama Örneği: WhatsApp Yazışmalarında Uzman Mütalaasının Etkisi
Olay:
Sanık, müştekinin sunduğu WhatsApp ekran görüntüleri nedeniyle TCK m. 106 uyarınca tehdit suçuyla yargılanmaktadır. Sanık bu mesajları göndermediğini, görüntülerin sahte olabileceğini iddia eder.
Müdafi Ne Yaptı?
Savunma, adli bilişim uzmanından uzman mütalaası talep etmiştir. Yapılan teknik incelemede:
- Görüntüde font farklılıkları,
- Konuşma balonlarında hizalama sorunları,
- Ekran görüntüsünün EXIF verilerinde kes-yapıştır izleri
tespit edilmiştir. Uzman görüşü, ekran görüntüsünün orijinal dijital veriye dayanmadığını ve manipüle edildiğini ortaya koymuştur.
Mahkeme Ne Yaptı?
Mahkeme, mütalaayı ciddiyetle değerlendirmiş, resmi bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermiştir. Bilirkişi, mütalaayı teyit etmiştir. Sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
Hukuki Sonuç:
Bu örnek, CMK m. 67 ile savunmanın bilimsel destek alma hakkının, masumiyet karinesini koruyacak şekilde nasıl etkili kullanıldığını gösterir. Ayrıca AİHS m. 6 kapsamında adil yargılanma hakkının doğrudan uygulamasıdır.
2. Yargıtay Kararları Işığında Uzman Mütalaasının Değeri
Uzman mütalaaları, Yargıtay kararlarında da sıklıkla delil değerlendirmesinde dikkate alınmakta, hatta bazı durumlarda yargılamanın yenilenmesi gerekçesi olarak kabul edilmektedir.
- Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2025/4732 K.
“...Sanık müdafi tarafından sunulan uzmanlık raporunda senet asılları üzerinde yapılan inceleme sonucunda, imzaların farklı kişilere ait olduğu belirtilmiş, bu yeni delil niteliğinde değerlendirilmiş ve yargılamanın yenilenmesi kararı verilmiştir...” (5271 sayılı CMK m. 311/1-e gereği)
Bu karar, uzman mütalaasının sadece bir görüş değil, yeni delil teşkil edebilecek bir belge niteliğinde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle, adli bilişim uzmanlarınca hazırlanan bilimsel raporlar doğrudan yargılamayı etkileyebilecek güce sahiptir.
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2025/1199 K.
“...Dosyaya sunulan uzman mütalaası ile mahkemece alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği...” (HMK m. 293 kapsamında değerlendirme yapılmıştır)
Bu içtihat, uzman mütalaasının bilirkişi raporuna karşı ileri sürülebileceğini ve mahkemenin çelişki olması durumunda uzman görüşünü dikkate alarak yeni bir değerlendirme yapabileceğini göstermektedir. Yargıtay, uzman mütalaalarının bilirkişi raporları gibi bağlayıcı olmadığını, ancak teknik delillerin analizinde mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir.
3. Sonuç
Dijital çağda yargılamalarda kullanılan delillerin önemli bir bölümü artık elektronik ve dijital kaynaklardan oluşmaktadır. Bu tür delillerin doğru biçimde analiz edilmesi, yalnızca hukukçuların değil, adli bilişim uzmanlarının katkısıyla mümkündür. Uzman mütalaaları hem savunma hem de iddia makamının adil yargılanma ilkesi doğrultusunda teknik gerçekliği ortaya koymasına katkı sunar.
Her ne kadar uzman mütalaası, bilirkişi raporu gibi resmî bir delil olmasa da, takdiri delil olarak yargılamaya yön verebilecek güçtedir. Bu nedenle mahkemelerin, özellikle teknik içerikli mütalaaları değerlendirmemesi, hukuki isabetsizlik doğurabilir ve adil yargılanma hakkını zedeleyebilir.
Bu bağlamda hem hâkimlerin hem de avukatların, uzman mütalaasının içeriğini doğru okumaları, bilimsel ölçütlere göre değerlendirmeleri ve gerektiğinde yargılamaya dahil etmeleri büyük önem taşımaktadır.
Cüneyt ÜRE
Adli Bilişim ve Siber Güvenlik Uzmanı
Kaynakça
1. CMK m. 67 – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5271&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
2. HMK m. 293 - https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/02/20110204-2.htm
3. KVKK m. 3, 12, 28 – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=6698&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
4. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2025/4732 K.
5. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2025/1199 K.