Uppsala kentindeki İş Mahkemesi, ayırımcılıkla suçladığı şirketi 3 bin 829 euro para cezası ödemeye mahkum etti.

Mahkeme gerekçeli kararında, 'din ve vicdan özgürlüğünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca garanti altına alındığını' hatırlatarak, 'genç kadının kendi inancına göre el sıkışmama hakkı olduğu' yorumunu yaptı.

Şirket ise, el sıkışmamanın kurallarına aykırı olduğunu, kadın ve erkek meslektaşlar arasında sorun yaratacağı savunmasını getirdi. Şirket ayrıca, iç kurallar gereği her hangi bir siyasi ve dini sembolün görünür kullanımının yasak olduğunu savunarak, Avrupa Adalet Divanının başörtüsü kararına atıfta bulundu.

Mağdur Müslüman kadın

Farah Alhajeh İsimli 24 yaşındaki Müslüman kadın, el sıkışmadığı için çevirmenlik görevi için gittiği iş görüşmesi mülakatının kısa kesilip, kendisine gerekli şansın verilmediğini gerekçesiyle mahkemeye başvurmuştu.

Mağdur Farah Alhajeh, kamu yayın kuruluşu SVT'ye yaptığı açıklamada, iş mahkemesinin aldığı karardan dolayı mutlu olduğunu söyledi.

İş görüşmesine şirketin erkek bir sorumlusunun katıldığını kaydeden Alhajeh, ''Müslüman olduğumu, dini nedenlerden dolayı el sıkamayacağımı söyledim ve selamımı başımı eğerek verdim. O anda iş görüşmem yarıda kesildi ve iş verilmeyeceği söylendi." dedi.

Hızlı bir şekilde odayı terk ettiğini ve bindiği asansörde gözyaşlarına boğulduğunu anlatan Alhajeh, "Başıma önceden hiç böyle bir durum gelmemişti. Tazminat parasının önemi hiç yok. Önemli olan haklılığımın ortaya çıkması." ifadelerini kullandı.

"İnsan istediği gibi selam verir"

Ayrımcılık Ombudsmanı Basın Sözcüsü Clas Lundstedt de şirketlerin çalışanlarının belli eşitlik çerçevesinde kurallar koyması anlaşılabileceğini belirterek, ''Burada durum farklı. İnsan istediği gibi selam verir, buna kimse karışamaz.'' dedi. (euronews)