Mafya Avukatı yazım yayınlanmış, ben de link kontrollerini yapıyorum. Bir yandan da sağda solda bir tipo hatası kalmış mı onu kontrol ediyorum. Malum, a porte’ta bekliyoruz bir hata var mı diye. Mümkün mertebe yorumlara da bakmaya çalışırım, sorulanları aklıma kazırım, bir başka yazımda elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım. Seviyesiz yorumlara tabii ki cevap vermem de, UYAP Tebligatı’nda yazının başında tefhimle başlamışız, tefkimle bitirmişiz. Haliyle alaylar gelmiş yazmayı bilmiyor diye. Bir düşündüm, ya yazının başında doğrusunu yazmamış olsaydım, nasıl anlatırdım ki yanlış bilmediğimi? Dilekçede en ufak tipografik de olsa bir hata kabul edilemez, üç kere kontrol yeterli değilse, dördüncüyü et; bunun mazereti olmaz.

Bir yandan da bir sonraki yazıyı düşünüyorum. Böyle hastalıklı bir durum bizimkisi. Gerçi aklımda Redd-i Mirasta Amme Alacağı var ama onun için öncelikle Erginin Kısıtlanması’nı yazmam gerekiyor anlam bütünlüğü için; üst üste iki mükerrer yazı yazmak istemiyorum, farklı bir konu lazım bana. Belki İşçinin Hapis Hakkı?

Kontrollere devam ederken de bir yandan da böyle hafif hülyalara daldım, gençlikteki beklentiler, hayaller, şu anda elde olanlar… Valsı zamanında bırakmamış olsaydım şu anda acaba ne durumda olurdum diye düşündüm. Bir F tipi cezaevinde sağımdan soluma yatıyor mu olurdum, yoksa uzak bir gurbette vatan hasretiyle mi yanıyordum? Belki de çoktan mezar olmuştum. Ya da belki de bir holdingin CEO’suydum. Holding CEO mu? Durun bir dakika, hikayeler karıştı, onlar paslı tüfek solcuların sonlarıydı.

O sırada telefon çaldı. Yoksa arayan o muydu? O da okudu yazımı, o da duygulandı, yeniden başlayalım, ilişkimize bir şans daha mı verelim diyecekti? Arayan o muydu, o hayallerimin beyaz Mercedesli mafya babası?

Tabii hayaller Sicilya olunca gerçekler de Pangaltı oluyor; mahalle spor salonu sahibi. Şişli Belediyesi bunlara evsel katı atık bedeli altında 22.000 liralık bir fatura çıkarmış, on yıllık esnaflara böyle özel bir kampanyaları varmış, bu yasal mıdır diye soruyor.

Geçenlerde ben hatırlıyorum Resmi Gazete’de böyle bir şeyler  okumuştum, bir düzenleme yapıldı. Peki neden Beşiktaş aynısını yapmıyor, bir usulsüzlük olmasın?

Her belediyenin kendi kaynakları farklıdır, politikaları farklıdır, ihtiyaç duymamışlardır, ileride yaparlar. Ama bu yasalsa nasıl oluyor da gidip konuşan indirim alabiliyor? Üstelik bunlar sadece atık kutular koymuşlar, istedikleri paralar bunun için mi?

Sen sana yapılan tebligatı gönder, tahakkuk fişini de, ben bir bakayım dedim. Postacı da tebliğ etmemiş, zabıta memuru vasıtasıyla olmuş. Şimdi TbK m. 2 diğer kanunlarda özel hükümler bulunması halinde veya zaruriyet halinde ya da mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla da tebligat yapılabilir der. Çok takılmayalım oraya bir usulsüzlük var mıdır yok mudur diye, esasa geçelim.

Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik m. 18 evsel katı atık hizmetleri için ücretlendirme Bakanlık tarafından Evsel Katı Atık Tarifelerinin Belirlenmesine Yönelik Kılavuz adıyla Bakanlığın İnternet sayfasında yayınlanır diyor. O zaman bir o kılavuza bakalım, bu 22.000 TL nasıl belirlenmiş, bir pazarlık imkanı veriyor mu kontrol edelim.

Ama buraya kadar okumuşken şu yönetmeliğe biraz daha devam edelim; malum kılavuz da bu yönetmeliğe esas olarak hazırlanacak ve yanlış yapabilirler. Faturalandırma başlığı altında 22. Madde dikkatimi çekiyor; evsel katı atık hizmetlerine ait ücretlendirme yapılan hizmetin karşılığı olarak müstakilen, düzenli aralıklarla su faturaları üzerinden yapılır.

Yani hem hangi hizmet adı altında aldığını yazacaksın, yani bizzat o hizmeti vermen gerekiyor, üstelik böyle 10 yılı birden isteyemezsin, ve üstelik bu masrafı ancak su faturası altında isteyebilirsin.

Biraz kafam karıştı. Yönetmeliğin 8. Maddesi evsel katı atık idareleri evsel katı atık ücretini toplamakla yükümlülerdir der. 4. Madde de evsel katı atık idarelerini büyükşehir belediyeleri, diğer belediyeleri ve belediye birlikleri olarak tanımlar.

Kanunlar doğurgandır. Anayasaya, AY m. 90 kapsamında usulünce yürürlüğe girmiş uluslararası andlaşmalara aykırı olmadıkları sürece her şeyi düzenleyebilirler. Ama yönetmelik mutlaka bir kanuna dayanmalıdır. Hangi kanunun yönetmeliği bu acaba?

3. Madde bunun cevabını veriyor. ÇvK m. 11 dayanağımızmış. Bakalım Çevre Kanunu’muz bu hususta ne diyor.

Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler evsel katı atık  bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmekle yükümlüdürler. Bu hizmetten yararlanan ve/veya yararlanacaklar, sorumlu yönetimlerin yapacağı yatırım, işletme, bakım, onarım ve ıslah harcamalarına katılmakla yükümlüdür. Bu hizmetten yararlananlardan, belediye meclisince belirlenecek tarifeye göre katı atık toplama, taşıma ve bertaraf ücreti alınır. Bu fıkra uyarınca tahsil edilen ücretler, katı atıkla ilgili hizmetler dışında kullanılamaz.

Şimdi, kanunlar genel çerçeveyi çizer, yönetmelikler de onların değinemeyeceği, değinmesi de beklenemeyeceği hususları açıklar. Kanuna göre Şişli Belediyesi’nin hazırladığı tahakkukta sıkıntı yok. Ancak kanunun sınırlamadığı bir hususu yönetmelik sınırlamış; bu tahakkuk su faturası üzerinden yapılır.

Kanuna aykırı bir tarafı var mı? Yok. Kanun temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir durum mu ki, yani onun sınırlamadığı bir hususu yönetmeliğin sınırlaması bana zarar veriyor mu? Hayır. O zaman geçmiş olsun Şişli Belediyemiz’e, bu parayı bu şekilde tahsil edemezler.

O zaman yasal değilse dava açalım. Neye dava açıyoruz, ortada ne bir idari işlem var ne de fiil.

Haciz işlemi yapmasınlar hani amme alacağı diye? Amme alacağı değil, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da sayılan kalemlerden değil bu; İİK m.42 gereği ancak ilamsız takip yapabilir. İİK m. 62 itiraz ettik mi ancak İİK m. 67 olarak itirazın iptali davası açabilir ama bu sefer de bize %20 icra inkar tazminatı öder.

Orada %20’den aşağı olmamak üzere yazıyor, neden daha fazlasını istemiyoruz? Orada öyle yazar ama asla daha fazlasını vermezler. Eskiden de %40’tan aşağı olmamak üzere yazıyordu, gene daha fazlasını vermiyorlardı. Fazla talep edersek fazlası üstümüze kalır karşı vekalet ücreti ihtimalinde.

E hani biz kesin kazanırdık? TBB Meslek Kuralları m. 34 teminat verme yasağı ülke gerçeklerinin bilinciyle oluşturulmuştur, bizde her şey olabilir.