Seksenlik ihtiyar ormanda yürürken bir anda karşısına bir ayı çıkıyor. Ayı ayağa kalkıyor, belli saldıracak. Tecrübeli ihtiyar biliyor koşarak kaçamayacağını ayıdan, son bir umut belki kandırırım, korkuturum diye bastonunu tüfekmiş gibi yapıp, nişan alıyor ve sanki ateşlemişmiş gibi puff sesi çıkartarak bastonunu doğrultuyor.

O sırada bir mucize oluyor ve bastondan gerçekten bir silah sesi çıkıyor ve ayı cansız bir şekilde devriliyor.

N’oldu, olamaz mı dediniz? Ama hani pozitif düşünceydi, evrene pozitif enerji yayarsak olurdu? Bize gelince ufacıcık vekalet ücretinden[1] kaçınıyorsunuz da psikologlara avuçla para döküyorsunuz, sonuç; olmasını istediğini kağıda çiz, beyin ayırt edemez kurgu ile gerçeği, ileride bu da gerçek olur. Bizim hikayemiz de böyle olamaz mı?

İstihbarat dünyasında geçerli bir kural vardır; eğer ortada birden fazla ihtimal varsa aralarında en basit olan ihtimal geçerlidir. Hikayemiz yukarıda yazdığı gibi olabilir ya da tam o esnada elinde gerçek bir silah tutan bir avcı tüfeğini ateşleyip ayıyı öldürmüş olabilir; duyduğumuz silah sesi de ondan çıkmıştır.

İşte bizim Hayrettin Amcamız[2]’ın da başına aynısı gelmiş; çocuk kendisinden sanarken meğer eşi başkasından hamile kalmış. NPHK m. 6 da evli kadının kürtaj olabilmesi için eş iznini şart koştuğundan aldıramamış çocuğu, yapmış bizim Hayrettin Amca’yı bu yaşta baba.

Yıllar geçiyor, bizimki çok seviyor çocuğunu; ileri yaşta baba olunca daha farklı oluyor o babalık duygusu. Lakin yakalıyor bir gün eşinin instagram mesajlarını, tüm acı gerçeği öğreniyor. Dedik ya bizim Hayrettin Amca çok gururlu, nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmez, boynuzlu olmayı kaldıramaz hemen eşini boşamış da, bırakamamış çocuğunu, hem garibin ne günahı var, seviyor da, almış velayeti hayatına devam etmiş.

Yıllardır da zaten Almanya’da çalışıyor, başvurayım oraya vatandaşlık için, çekip gideyim buralardan, göz görmeyince gönül de katlanır demiş. Demiş, demiş ama, Almanya çifte vatandaşlığı kabul etmiyor. TVK m. 25 yabancı bir devletin vatandaşlığını kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtiler bulunması halinde Türk vatandaşlığından çıkmaya izin veriyor. Üstelik TVK m. 28 seçme ve seçilme, muafen araç ithal etme, askerlik ödevi, memuriyet hakları dışında Türk vatandaşlarına tanınan tüm haklardan yararlandırmaya devam ediyor mavi kart sahiplerini.

Lakin gavur Alaman bu, sadece senin çıkman yetmez, madem mütemmim cüzünle geleceksin, çocuk da vatandaşlıktan çıkacak demiş. İyi, o da çıksın, ne de olsa TVK m. 21 çocuk ergin olduktan üç yıl içerisinde başvurursa tekrardan Türk vatandaşlığını alır diyor. Hatta seçme hakkını kullanmasa da ileride TVK m. 13, TVK m. 11’de istenen beş yıllık ikamet şartı olmaksızın bunları kabul ediyor.

Fakat gel gör ki TVK m. 27 böyle durumda eski eşin muvafakatini arıyor, yoksa çıkamıyor çocuk vatandaşlıktan. Bizim eski eş de gazoz ağacını kaybettiği için, belki bir çıkarım olur diye vermiyor izni.

Kanuna göre böyle durumda hakim kararına göre işlem yapılacağı için de bizim Hayrettin Amca mahkemenin takdirini bekliyor. Ya, imam nikahlı bile olsa boşanan eşin nafaka hakkı[3] olduğu gibi bir de böyle yabancı bir ülke vatandaşlığını kazanmada bile eski eşin önemi büyük. Bu yüzden güzel ayrılın diyeceğim de, en başta siz güzel eş seçin efendim.

----------

[1] https://www.hukukihaber.net/kanuni-vekalet-ucreti-vekilin-mi-ozgur-turkes

[2] https://www.hukukihaber.net/evlatlik-torunun-miras-hakki-ozgur-turkes

[3] https://www.hukukihaber.net/imam-nikahli-esin-nafaka-hakki-ozgur-turkes