İstanbul Barosu, bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde; CMK kapsamında zorunlu müdafilik yapan avukatların emeğine ve avukatlık haysiyetine yaraşır ücret alması için CMK ücretlerinin, Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne (AAÜT) eşitlenmesi ve vergiden muaf tutulması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi.
"ÜCRETLER SEFALET DÜZEYİNDE"
Avukatlar adına basın açıklamasını yapan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Ekim Bilen Selimoğlu, CMK ücretlerinin sefalet seviyesine gerilediğini, ücretlerin avukatlık haysiyetine yaraşır bir noktaya ulaşmasını talep ettiklerini belirterek, TBB'nin ağır ceza mahkemeleri için belirlediği asgari ücretin 48 bin TL olduğunu ve meslektaşlarının bu tutarın altında iş almasının da yasaklandığını, ancak aynı ağır ceza mahkemene CMK kapsamında müdafi olarak görevlendirilen meslektaşlarına aynı iş için sadece 7 bin 50 TL takdir edildiğini ifade etti.
İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI
Bunun sadece meslektaşlarının sorunu olmadığını, tüm yurttaşları ilgilendiren bir konu olduğunu kaydeden avukat Selimoğlu, zorunlu müdafiliğin bir kamu görevi olduğunu, yurttaşların savunma, adil yargılanma ve hak arama hürriyetinin de teminatı olduğunu belirtti. Selimoğlu, Ocak ayında açıklanacak olan 2025 yılı CMK tarifesinin avukatlık haysiyetine yaraşır bir seviyeye ulaşması ve vergiden muaf tutulması talebiyle, başta İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları olmak üzere birçok Baro ile eş zamanlı olarak imza kampanyası başlattıklarını belirterek, toplayacakları imzaları Adalet Bakanlığı'na teslim edeceklerini kaydetti.
"SAVCI VE YARGICIN HAYSİYETİNİ DE İLGİLENDİRİYOR"
İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, haysiyetli bir yaşam standardına sahip olmayan bir avukatın, mesleğini de haysiyetli olarak icra edemeyeceğini kaydederek, "Avukat haysiyetine yaraşır bir yaşam standardı aslında sav-savunma-hüküm üçlüsünde savcı ve yargıç haysiyetini de ilgilendiren temel bir sorun. Bu sorun adil yargılanma sorunudur. Düzgün yargılama ve hakkaniyete uygun yargılamanın asgari gereklerini yerine getirme sorunudur. Eğer avukat haysiyetli bir yaşam şartlarına sahip değilse mesleğini haysiyetli olarak icra edemez. Edemeyince de yurttaşların hakkını savunamaz. Bunu savunmak aynı zamanda mahkemede adaleti savunmanın ötesinde toplumda adaleti savunmaktır. İşte savunma özneleri avukatlar bunu yapabilmek için, asgari olanı istiyorlar. Bütçe görüşmelerinin devam ettiği bugünlerde aslında bütçe hakkı bütün yurttaşların hakkıdır. Sosyal devlet gerekleri olarak yurttaşların hakkı olan bütçeden avukatların da adil bir biçimde pay almaları gerekmektedir" dedi.
"HUKUK DEVLETİNE AYKIRI"
Bütçede yer alan harcamaların, şatafata yönelik harcamalar ve fantezi harcamaları olduğunu söyleyen Kaboğlu, bunun Anayasa'ya aykırı olduğunu kaydederek, "Sosyal devlet kuralına aykırıdır, hukuk devletine aykırıdır. Biz bugünkü eylemle aslında bir yola çıkıyoruz. Yola çıkışımız burada 9 Ekim günü İstanbul Barosu Genç Avukatlar Merkezi tarafından başlatılan eylemin bütün Türkiye'de başlatılan çalışmaların, dayanışmanın, eylemlerin Ankara'ya taşınması ve bütçe görüşmeleri sonuçlanıncaya kadar avukatların avukat haysiyetine yaraşır bir yaşam standardına kavuşmaları için asgari olan Anayasal haklarının verilmesi mücadelesidir. Bizim İstanbul Barosu'nun genç avukatlar merkezi üyelerini nöbetleri için kutluyorum. Türkiye'de İstanbul Barosu'nun büyüklüğüne yaraşır imza sayısıyla Ankara'ya gidebilmek için bütün avukat arkadaşların imzasını talep ediyoruz. Bugünden cuma gününe kadar zamanımız var" diye konuştu. (Fahrettin Öztürk / Cumhuriyet)