Süresiz şikayet sebeplerinden biri, İcra İflas Kanunu’nun 58. maddesinde belirtilen takip talebinde bulunması gereken zorunlu unsurların bulunmaması durumudur. Örneğin takip talebinde borcun sebebi, hangi takip yolunun seçildiği belirtilmemişse bu husus süresiz şikayet sebebidir ve takibin iptali gerekir.

Yargıtay HGK. 27.04.2011 tarihli 2010/641 E.- 2011/218 K. Sayılı ilamında:"... Takip talebinde bulunması gereken zorunlu unsurlar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 58. Maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede sıralanan diğer unsurların yanı sıra, maddenin ikinci fıkrasının dördüncü bendi gereği borcun sebebinin gösterilmesi ve üçüncü fıkrası uyarınca da “Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii…” zorunludur. İcra dairesi, İcra ve İflas Kanunu’nun 58. maddesinde sıralanan unsurları taşıyan bir takip talebini kabul etmek ve buna dayanarak ödeme emri göndermek zorundadır. Buna karşılık, icra müdürünün Kanunda yer alan unsurları taşımayan bir takip talebini kabul etmemesi gerekir. Şayet kabul eder ve borçluya ödeme emri gönderirse, işte bu halde borçlu İcra Mahkemesine başvurarak şikayet (m.16) yolu ile takibin iptalini sağlamalıdır...Bir diğer ifadeyle, İcra ve İflas Kanunu’nun 58. maddesinde öngörülen takip talebi şartlarının eksikliği ve buna dayalı ödeme emrine karşı çıkılması, aynı Kanunun 16. maddesi doğrultusunda İcra Mahkemesine yapılacak şikayetle olanaklıdır..."

Ödeme emrinin, takip talebine aykırı olarak düzenlenmesi de süresiz şikayet sebebi olup, bu durumda ödeme emrinin iptali gerekmektedir. Örneğin takip talebinde faiz talep edilmemişse, ancak ödeme emrinde faiz talep edilmişse şikayet yolu ile ödeme emri iptal edilebilir.

Yargıtay 12. HD. 4.5.2017 tarihli 2016/16125 E.- 2017/7094 K. Sayılı ilamında: “…İİK'nun 60. maddesi uyarınca ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. O halde mahkemece, ödeme emrine takip talebine aykırı olarak eklenen kısmın ödeme emrinden çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...”

Yine bir diğer süresiz şikayet sebebi ise tebligatta usulsüzlük olması durumudur. Tebligat Kanunu’na aykırı olarak ödeme emri tebliğ edilmişse , borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi esas alınarak itiraz süresi tayin edilir. Uygulamada şuan UYAP vatandaş sistemi üzerinden dosyada doküman okuma işlemi yapıldığı tespit edilebildiğinden yeni kararlarda sistem üzerinden yapılan doküman okuma tarihinin de esas alındığı görülmektedir.

Ayrıca, takibin veya ödeme emrinin iptal edilmesi halinde takip kesinleşmediğinden hacizlerin de kaldırılması gerekmektedir.

Yargıtay 12. HD. 25.4.2017 tarihli 2016/13663 E.- 2017/6375 K. sayılı ilamında:"... İİK.'nun 78.maddesi gereğince, takibin şekline göre, borçluya ödeme emri tebliğ edilip, ödeme emrindeki müddet geçtikten sonra alacaklı haciz talep edebilir. Mahkemece, borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyan ettiği ''30.06.2015'' tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğinden ve belirlenen bu tarihe göre de, hacizler takip kesinleşmeden önce konulmuş sayılacağından, ödeme emri tebliğ tarihinden önce konulan hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu yöndeki istemin reddi isabetsizdir.”

Ödeme emrinin veya takibin iptali sebepleri yukarıda saydıklarımızla sınırlı olmayıp, dosya üzerinde inceleme yapılarak usulsüzlüklerin tespiti gerekmektedir. Takibin türü de iptal sebepleri bakımından önem arz etmektedir. İcra takibinin iptal edilmesi, borçtan kurtulduğunuz anlamına gelmemektedir, alacaklı aynı borçla ilgili olarak yeni bir icra takibi başlatabilir. Ancak yeni bir icra takibi başlatılması durumunda da icra takibine süresi içerisinde itiraz hakkınız olduğu gibi, bu süreçte borç zamanaşımına uğramış olabilir veya değerlendirilmesi gereken başkaca hususlar olabilir. Tekrar başlatılan icra takibine süresi içerisinde itiraz etmeniz durumunda, alacaklının itirazın iptali davası açması gerekmektedir.

Kısacası itiraz süresi kaçırıldığında menfi tespit davası açmak yerine takibin iptali yoluna gitmek hem ekonomik olarak, hem yargılama süresi bakımından, hem de İcra Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu iptal kararları kesinleşmeden infaz edilebilir olduğundan genelde daha mantıklıdır.

Hem icra takibi başlatırken, hem de tarafınıza ödeme emri tebliğ edildiğinde bir avukattan hukuki yardım almak, işlemleri avukatla takip etmek daha doğru olacaktır.

Av. Sıla AKDOĞANLAR