İstanbul Kadıköy'de 17 Ocak günü, Söğütlüçeşme metrobüs turnikelerinin girişinde kendisini durduran bekçiler tarafından darp edilen avukat Mürsel Ünder, bekçiler hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Avukat Ünder'in suç duyurusunda bulunmasının ardından, bekçilerin de Ünder hakkında suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı.

DARP EDİLEN AVUKAT ŞÜPHELİ SIFATIYLA İFADE VERDİ

Bekçilerin şikayeti üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu'nda ifade veren avukat Mürsel Ünder, olay günü GBT yapmak isteyen bekçilere, kendisine GBT yapamayacaklarını fakat kimlik gösterebileceğini söylediğini, ancak bekçilerin GBT yapmak için ısrar ettiklerini anlattı.

Ünder, “Tartışmanın akabinde avukat olduğumu söyledim. 7245 sayılı yasanın kendilerine bu yetkiyi vermediğini hatırlattım. Kendileri de bu yasaya göre işlem yapacaklarını söylediler” dedi.

>> GBT sorgusuna itiraz eden avukata bekçi dayağı!

KİMLİK GÖSTERMEMEK İÇİN DİRENMEDİĞİNİ SÖYLEDİ

Durdurma yetkisinin makul bir sebebe dayanması gerektiğini söyleyen Ünder, “O gün işlerim nedeniyle Ankara’dan gelmiştim. Mevcut olayın yaşanacağını bilsem hiçbir şekilde buna müsamaha etmezdim fakat bekçilerin kaba tavırları nedeniyle olay bu noktaya geldi. Yoksa benim kimlik göstermemek gibi bir direnişim asla söz konusu değildir” dedi.

Bir bekçinin kendisi için ‘Cumhurbaşkanına hakaret etti’ şeklindeki beyanına ilişkin asla böyle bir ifade kullanmadığını söyleyen Ünder, “İfadeler tümüyle kurmaca, işledikleri suçu örtbas etmek için atılan iftiralardır” dedi. Ünder ifadesinde bekçiler hakkında iftira suçundan da suç duyurusunda bulunacağını belirtti.

TBB VE İSTANBUL BAROSU BAŞKANLARI DESTEK VERDİ

Avukat Mürsel Ünder'in ifade işlemlerinin ardından Anadolu Adliyesi önünde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, İstanbul Barosu yöneticileri ve çok sayıda avukat katıldı.

GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELDİĞİNİ SÖYLEDİ

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan şöyle konuştu:

“Bugün burada altını çizmek istediğimiz husus, aslında yasal gerekçesi yurttaşların güvenliğini sağlamak üzere oluşturulmuş ve kurulmuş olan bekçilik kurumunun çok büyük bir güvenlik sorunu haline gelmiş olmasıdır.

Maalesef ki canımızı, malımızı başta olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerimizi korumak üzerine oluşturulduğu söyleyen bu kurum artık ciddi anlamda en temel Anayasal hak ve özgürlüklerimizi, başta bu somut olayda seyahat özgürlüğü olmak üzere engelleyen, yok eden ve şiddet göstermek suretiyle hakları ihlal eden bir kuruma dönüşmüş olmasıdır.”

‘TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAK İÇİN BURADA BULUNUYORUZ'

Mürsel Ünder'in dosyasının sadece bir örnek oldığunu belirten Sağkan şöyle devam etti:

“Biliyoruz ki, çok sayıda bekçi şiddetiyle ve bekçiliğin 7245 sayılı yasanın tamamen dışındaki hukuksuz uygulamalarıyla yok edilen yurttaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini korumak için burada bulunuyoruz.

Meslektaşımız nezdinde yaşanan olay tamamen yasaya ve usul kurallarına aykırı bir uygulamadır. Seyahat hakkı özgürlüğünü yok eden bir uygulamadır. Gerek GBT, gerekse durdurma ve kimlik sorma olsun, yasadaki unsurların hiçbirini taşımadan yapılan bir uygulamadır.

Geldiğimiz nokta itibariyle ise yapılan uygulamanın bir ters kelepçeyle ve neredeyse silah kullanma tehdidiyle, işkence boyutuna vardığını üzülerek görmüş bulunuyoruz. Bekçi şiddetiyle, bekçilerin temel hak ve özgürlükleri ihlal eden bu uygulamalarıyla sonuna kadar mücadele etme kararlılığımızı bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz.”

“BEKÇİLER GÜVENLİK SORUNUNA DÖNÜŞTÜ” 

Darp edilen avukat Mürsel Ünder de, “Türkiye'de yaşayan her insana hizmet etmekle yükümlü olan bekçiler, bugün Türkiye'de yaşayan her insanla ilgili bir güvenlik ve özgürlük sorununa dönüşmüş durumda. Kimse sizi keyfine göre durduramaz, keyfine göre kimlik soramaz, bir sebep bildirmek zorunda” dedi.

“MAKUL SEBEP GEREKİR” 

TBB Eski Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Filiz Saraç ise, “Meslektaşımıza yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bir kimsenin durdurulması ve kimlik sorulması için makul sebep olması gerekir. Meslektaşımız şiddete maruz bırakılmıştır. Bu keyfiyeti kınıyoruz. Meslektaşımızın yanındayız” dedi.

Yapılan basın açıklamasının imzacıları arasında; Adalet İçin Hukukçular, Avukat Dayanışması, Avukat Hakları Grubu, Avukat Hareketi, Avukatlar Sendikası, Bağımsız Avukatlar, Çağdaş Avukatlar Grubu, ÇHD İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Kartal Hukukçular Derneği, Katılımcı Avukatlar, Önce İlke Yükseliş Hareketi, ÖHD İstanbul Şubesi yer aldı.


Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

Basına ve Kamuoyuna;

Meslektaşımız Mürsel Ünder, 16 Ocak 2022 tarihinde, Pazar gecesi evine gitmekte iken Kadıköy-Söğütlüçeşme metrobüs durağında bekçilerin hukuksuz GBT dayatmasına maruz kalmış ve bu hukuksuz uygulamayı kabul etmediği için bekçiler tarafından işkence ile gözaltına alınmıştır. Götürüldüğü karakolda kendisine hiçbir bilgi verilmeyen meslektaşımız uzun süre bekletildikten sonra serbest bırakılmıştır. Akabinde ilgili bekçilerden şikayetçi olan meslektaşımız hakkında bekçiler de şikayette bulunmuş ve bugün meslektaşımız kendisini darp eden bekçilerin bu şikayeti nedeniyle şüpheli olarak ifade vermek üzere adliyeye gelmek zorunda kalmıştır.

Gerek bekçiler gerekse polislerden kaynaklı olmak üzere kolluk şiddetinin her geçen gün arttığı, vatandaşların her geçen gün türlü hukuksuz uygulamaya, kötü muameleye ve işkenceye maruz kaldığı günlerden geçmekteyiz. Topluma yöneltilen bu organize şiddet, tüm vatandaşlar üzerinde varlığını hissettirmekte, gelinen noktada biz avukatlar da her vatandaş gibi bu şiddetten nasibimizi almaktayız. Görmekteyiz ki; kolluk güçleri ve son dönemde özellikle bekçiler, durdurma ve kimlik sormaya ilişkin kanuni yetkilerini keyfi bir şekilde kullanmakta, makul şüpheyi gerektiren hiçbir sebep bulunmamakta iken vatandaşları durdurmakta, özgürlüklerinden mahrum etmekte ve buna direnenlere de şiddet uygulamaktadır. Meslektaşımız Av. Mürsel Ünder’e uygulanan da tam olarak budur. Kendisini durduran bekçilere avukat olduğunu, kanunları bildiğini ifade eden ve yaptıkları uygulamanın hukuka uygun olmadığını belirten meslektaşımız, buna rağmen büyük bir keyfilikle karşı karşıya kalmış, üzerlerine kanun tanımazlığı kuşanmış bekçilerin şiddetine maruz kalmıştır.

Meslektaşımız Av. Mürsel Ünder’in maruz kaldığı hukuksuz GBT uygulaması ve bekçi şiddeti ilk örnek değildir, güçlü bir mücadele yürütmediğimiz sürece son da olmayacaktır. Bir süredir Türkiye’de GBT uygulaması tüm vatandaşlara olduğu gibi avukatlara yönelik olarak da bir baskı aracı olarak kullanılmakta, hak ve özgürlüklerin kolluk gözetim ve kısıtlamasına tabi tutularak ihlal edilmesine yol açmaktadır. Bugün Türkiye’de kolluk görevlilerinin keyfi olarak GBT yapması karine, kanuni yetkileri dahilinde GBT işlemi yapmaları istisna teşkil eder hale gelmiştir. Bu nedenle meslektaşımızın maruz kaldığı keyfi uygulama münferit değildir. Bugün bekçi şiddeti hiçbir ayrım yapmaksızın tüm vatandaşlara yönelmekte ve her geçen gün derecesini daha da arttırmaktadır.

Meslektaşımızın maruz kaldığı şiddet nezdinde ayrıca belirtmek gerekir ki; avukat olduğunu ve kanunları bildiğini ifade etmesine rağmen bekçilerin hukuksuz uygulamalarını sürdürmeleri ve meslektaşımızı darp etmeleri, avukatlık mesleğine yönelik sindirme ve baskı altına alma çabalarının da bir tezahürüdür. Gelinen aşamada kolluk güçleri, yetkilerini keyfi olarak kullandıklarının kendilerine bir avukat tarafından hatırlatılmasına dahi tahammül edememekte ve cezasızlığa olan güveni kendisine zırh edinerek avukatları ve savunmanlığı kendince terbiye etmeye çalışmaktadır. Bugün meslektaşımıza yönelen şiddette zuhur eden kanunsuzluk, gücünü tüm vatandaşlarla birlikte savunma mesleğini de kendisine biat ettirme amacı güden anlayıştan almaktadır. Bekçilerin meslektaşımıza yönelik bu hukuksuz muamelesi savunmaya yönelik saldırılardan ve bunların cezasız bırakılması pratiğinden azade değildir.

Hukuksuz GBT uygulamasının ve kolluk şiddetinin devam ediyor olmasının nedeni; kolluk güçlerinin cezasız bırakılacaklarına yönelik duydukları güvendir. Bu nedenle meslektaşımıza hukuksuz uygulamaya direndiği için şiddet uygulayan bekçiler bugün büyük bir aymazlık ve özgüvenle meslektaşımız hakkında şikayette bulunabilmektedir. Önemle belirtmeliyiz ki; soruşturmaya ve kovuşturmaya yetkili makamlar başta olmak üzere ilgili tüm bakanlık ve kurumların bu hususta aktif tutum alması ve kanunsuz kolluk uygulamalarının soruşturulması ve cezalandırılması için çaba sarf etmesi gerekmektedir. Aksi durum, Türkiye’de yükselen bekçi şiddeti ve diğer kanunsuz kolluk uygulamalarının meşrulaştırılmasına, yoğunlaşmasına ve elbette keyfi uygulamaların ve kolluk şiddetinin avukatlar üzerinde de baskı aracı olarak kullanılmaya devam edilmesine yol açacaktır. Gerek vatandaşlara gerekse meslektaşlarımıza yönelik kanunsuz kolluk uygulamalarının ve kolluk şiddetinin ortadan kaldırılması en başta bağlı oldukları kurumların sorumluluğudur. Bu nedenle buradan bir kez daha, ilgili bekçilerin açığa alınması ve görevden uzaklaştırılmaları için İstanbul Valiliği’ne çağrıda bulunuyor, bu konuda yaptığımız hukuki girişimlerin de sonuna kadar takipçisi olacağımızı duyuruyoruz.

Bizler, meslektaşımız Av. Mürsel Ünder’in maruz kaldığı bekçi şiddetinin takipçisi olduğumuzu, mesleğimizi keyfi kolluk uygulamalarına ezdirmeyeceğimizi, toplumu ve mesleğimizi sindirme amacı güden saldırıların karşısında olacağımızı bir kez daha dile getiriyoruz. Meslektaşımızı darp eden bekçiler görevden alınana ve cezalandırılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”