T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2021/11642
K. 2021/15756
T. 24.11.2021

İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ ( Davalı/Birleşen Davada Davacı Vekili Dava Dilekçesinde 7 Tane Tanık İsmi Bildirmiş Mahkemece Ön İnceleme Duruşmasında Taraf Vekillerinin 2'şer Tanığının Dinlenilmesi İçin Davetiye Çıkartıldığı - HMK Md. 241'e Göre Mahkeme Gösterilen Tanıklardan Bir Kısmının Tanıklığı ile İspat Edilmek İstenen Husus Hakkında Yeter Derecede Bilgi Edindiği Takdirde Geri Kalanların Dinlenilmemesine Karar Verebilir ise de Mahkemenin Tanıkları Dinlemeden Tanıklar Bakımından Sınırlama Getirme Yetkisi Bulunmadığı/Kararın Bozulması Gerektiği )

TANIKLARIN BİR KISMININ DİNLENMEMESİ ( Mahkemece Davacı Vekilinin Bildirdiği 7 Tanıktan 2'sinin Dinlenilmesine Karar Verildiği - Mahkemenin Tanıkları Dinlemeden Delilleri Toplamadan Başlangıçta Tanıklar Bakımından Sınırlama Getirme Yetkisi Bulunmadığı/İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince Tüm Tanıklar Dinlenmeden Deliller Toplanmadan Birleşen Davanın Reddine Karar Verilmesinin Açıkça Hukuki Dinlenilme Hakkının İhlali Niteliğinde Olup Tek Başına Bozma Nedeni Olduğu )

HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI ( İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince Tüm Tanıklar Dinlenmeden Deliller Toplanmadan Birleşen Davanın Reddine Karar Verilmesinin Açıkça Hukuki Dinlenilme Hakkının İhlali Niteliğinde Olduğu - Kararın Bozulması Gerektiği )

2709/m.36

2004/m.67

6100/m.27,241

ÖZET : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davalı/birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde 7 tane tanık ismi bildirmiş, Mahkemece ön inceleme duruşmasında taraf vekillerinin 2'şer tanığının dinlenilmesi için davetiye çıkartılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 241. Maddesine göre mahkeme gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir ise de mahkemenin tanıkları dinlemeden, delilleri toplamadan başlangıçta tanıklar bakımından sınırlama getirme yetkisi yoktur. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince davalının birleşen davanın davacı vekilinin bildirdiği tüm tanıklar dinlenmeden, deliller toplanmadan birleşen davanın reddine karar verilmesi açıkça hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup tek başına bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde 12/02/2009-01/09/2015 döneminde aralıksız matematik öğretmeni olarak çalıştığını, ilk dönemde davalıya ait kolejde sonraki dönemde davalıya ait dershanede çalıştığını, her yıl sözleşmenin yenilendiğini, en son davacının 2014-2015 dönemi için 26/05/2014 tarihinde sözleşme yaptığını, sözleşmeye göre en son aylık ücretinin net 2.300,00 TL olduğunu, ücretin asgari ücret tutarının bankaya yatırıldığını, geri kalanın elden ödendiğini, dershanenin 01/09/2015 tarihinde kapandığını, tüm öğretmenlerden istifa alındığını, ancak haklarını isteyen davacının işine gerçeğe aykırı gerekçelerle son verildiğini, davalının her ayın 1' inde ücretleri ödediğini, son olarak 01/08/2015 tarihinde Temmuz maaşının ödendiğini, 01/09/2015 tarihinde ücretin yatmadığının görülmesi üzerine davacının davalı şirket yetkilisini aradığını, davalı şirket yetkilisinin davacının işine Ağustos başında son verdiğini beyan ettiğini, alacakları için ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnameye cevap verdiğini, iş akdinin 01/09/2015 tarihinde davalı tarafından haksız feshedildiğini, 01/09/2015 tarihine kadar iş akdinin sona erdiğinin bildirilmediğini, davalı şirket yetkilisinin telefonda "İstediğin yere git, sana bir şey ödemiyorum" dediğini, iş akdinin haklı nedenle önceden fesih ettiği izlenimi oluşturmak için tedbir almaya çalıştığını, aynı gün iki ayrı savcılık şikayeti yaptığını, geriye dönük davacının sigorta çıkışını yaptıklarını, 05/08/2015 tarihinde yaşandığı iddia edilen olay nedeniyle iş akdini sonlandırabilmesi için 6 iş günü içinde işçiye yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini, ancak davacıya bildirim yapılmadığını, olaydan hemen sonra savcılık şikayetini yapmadığını, 01/09/2015 tarihli telefon görüşmesinden sonra davalının şikayet ettiğini, Keçiören İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan belgeye göre davalının Ağustos ayında davacıyı işten çıkarmaya yönelik hiç bir işlem yapmadığını İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne davacının 03/09/2015 tarihinde istifa nedeniyle işten ayrıldığının bildirildiğini, öğlen yemeğinin işyeri tarafından verildiğini, ... 5. İcra Müdürlüğü 2015/20302 Sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, yapılan itiraz ile takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalıya dava dilekçesi ve ekleri usule uygun tebliğ edilmiş olmasına karşın, cevap dilekçesi süresinden sonra ileri sürülmüştür.

Birleşen dosya ile davalı/ birleşen dosya davacısı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; işçinin saldırgan tutumları nedeniyle şirketin öğrenci kaybına maruz kaldığını, bir kısım velilerin kurumda görev yapan tüm öğretmenler hakkında yanlış bir izlenime kapılarak diğer öğretmenlerin de benzer tavırlar içinde olabileceği ya da olduğu vehmiyle öğrencilerin kaydını yaptırmaktan vazgeçtiğini, bu nedenle şirketin maddi zarara uğradığını, şirketin manevi olarak da yıprandığını, marka değerinin zarar gördüğünü, kurum çalışanlarında derin üzüntü meydana getirdiğini, 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle davacı işçiden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl davanın gerekçesiyle kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu :

İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu :

Kararı, davalı-birleşen dava davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Savunma hakkı Anayasa'mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.

İddia ve savunma hakkı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesiyle usul hukukumuza yansıtılmıştır.

Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.

Somut uyuşmazlıkta, davalı/birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde 7 tane tanık ismi bildirmiş, Mahkemece ön inceleme duruşmasında taraf vekillerinin 2'şer tanığının dinlenilmesi için davetiye çıkartılmıştır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 241. Maddesine göre mahkeme gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir ise de mahkemenin tanıkları dinlemeden, delilleri toplamadan başlangıçta tanıklar bakımından sınırlama getirme yetkisi yoktur. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince davalının birleşen davanın davacı vekilinin bildirdiği tüm tanıklar dinlenmeden, deliller toplanmadan birleşen davanın reddine karar verilmesi açıkça hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup tek başına bozma nedenidir.

SONUÇ: Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.11.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr