T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
E. 2021/2912
K. 2021/1923
T. 14.10.2021

TEREKENİN BORCA BATIK OLDUĞUNUN TESPİTİ İLE MİRASIN HÜKMEN REDDİ İSTEMİ ( Mirasın Hükmen Reddine İlişkin Olarak Açılan Davalarda Terekenin Açıkça Borca Batık Olup Olmadığının Araştırılması Gerektiği - İcra Takibi Sonunda Aciz Vesikası Düzenlenmesi Halinde Terekenin Borca Batık Olduğunun Kabul Edileceği )

İCRA TAKİBİ SONUNDA ACİZ VESİKASI DÜZENLENMESİ ( Terekenin Borca Batık Olduğunun Kabul Edileceği - Aksi Halde Terekenin Borca Batık Olup Olmadığı ile Murisin Malvarlığı Bulunup Bulunmadığının Usulüne Uygun Olarak Bankalar Trafik Tescil Müdürlüğü Vergi Daireleri Belediyeler Tapu Müdürlüğü v.b. Kurum ve Kuruluşlardan Sorulacağı/Murisin Alacak ve Borçları Zabıta Marifetiyle de Araştırılarak Aktif Malvarlığı ile Takibe Konu Borç Miktarı Göz Önünde Tutularak Aktif ve Pasifinin Tereddüde Neden Olmayacak Şekilde Belirlenmesi Gerektiği )

TEREKEYİ BENİMSEME ( TMK'nın 610/2. Maddesine Göre Terekeyi Sahiplenen Mirasçının Mirası Reddetme Hakkı Bulunmadığı - Davacı Mirasçıların Mirası Kabul Anlamına Gelen Davranışlarda Bulunup Bulunmadıklarının Araştırılacağı/Mahkemece İntikal İşleminin Mirasçıların İstemi ile Olup Olmadığı Tespit Edildikten Sonra Bu Hususun Davacıların Terekeyi Benimsemesi Anlamına Gelip Gelmeyeceği Noktasında Değerlendirme Yapılarak Hüküm Kurulması Gerektiği )

4721/m. 605/2, 610

Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük/m. 39/2

ÖZET : Dava, TMK'nın 605/2 maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir.

Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.

Ayrıca, TMK'nın 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçının, mirası reddetme hakkı bulunmadığından, davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır.

Olayda, mahkemece, intikal işleminin mirasçıların istemi ile olup olmadığı tespit edildikten sonra bu hususun davacıların terekeyi benimsemesi anlamına gelip gelmeyeceği noktasında değerlendirme yapılması gerekir. Açıklanan nedenlerle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25/04/2013 gününde verilen dilekçeyle mirasın hükmen reddi talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/12/2020 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, TMK'nın 605/2 maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.

Davacılar vekili, davacıların murisi ...'un herhangi bir malvarlığı bulunmaksızın 09.06.2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin terekesinin borca batık olması nedeniyle davacıların terekeyi reddettiklerinin tespit ve tescilini dava ve talep etmiştir.

Davalı vekili, davanın öncelikle yetki, görev, iş bölümü, husumet, derdestlik ve zamanaşımı yönünden usulden reddine, bunun mümkün olmaması halinde murisin ölümünden geriye doğru beş yıl içinde sahip olduğu mal varlığı araştırılarak esas yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüyle TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.04.2016 gün 2016/2618 Esas, 2016/5044 Karar sayılı ilamı ile "...borcun, murisin ortağı ve müdürü olduğu .... İnş. Madencilik San. Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borcu olduğundan şirketin aktif ve pasifinin saptanarak murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi, murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın belirlenmesi; amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise davacıların terekenin borca batık olduğunun tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek istemin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde ise istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği'' gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacıların murise ait malvarlığının aktif ve pasifini ispat edemedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin, 25.06.2018 gün 2018/178 Esas, 2018/4806 Karar sayılı ilamıyla, ''Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, ölüm tarihi esas alınarak murisin borçlarının miktarının belirlenmediği, murise ait araç, taşınmaz ve banka kaydının bulunup bulunmadığı, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığı, Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazı yazılarak murisin %40 ortağı olduğu .... İnş. Madencilik San. Tic. Ltd Şti.'nin tasfiye memurlarının adı ve adreslerinin temin edilerek, şirket malvarlığı tasfiye memurlarından sorulmak suretiyle araştırılmadan hüküm kurulduğu'' gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davacıların murisi ...'un 30.04.2009 tarihinde öldüğü, ölüm tarihi itibariyle terekesinin aktifini oluşturacak mal varlığının saptanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olduğu ve davacıların mirası hükmen reddetmiş sayılmaları gerektiği hususunun tespitine karar verilmiştir.

Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.

Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesi uyarınca, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça, yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.

Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Ayrıca, TMK'nın 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçının, mirası reddetme hakkı bulunmadığından, davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır.

Somut olaya gelince; davacıların murisi ...'un ölüm tarihi olan 30.04.2009 tarihinden sonra muris adına kayıtlı 154 ada 4, 155 ada 7, 153 ada 5 ve 13, 127 ada 5 ve 11, 126 ada 7 parsel sayılı taşınmazların 26.03.2019 tarihli intikal işlemi ile davacı mirasçıların da aralarında bulunduğu ... mirasçıları adına intikal edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda mahkemece, intikal işleminin mirasçıların istemi ile olup olmadığı tespit edildikten sonra bu hususun davacıların terekeyi benimsemesi anlamına gelip gelmeyeceği noktasında değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr