“Eleştiri”, elbette yapılması gereken bir şeydir. Birey veya toplum yaşantısında yanlış şeyleri ortaya koymak, eleştirmek gereklidir.

İnsanlar genel olarak övülmekten hoşlanırlar, eleştiriye pek tahammül edemezler ancak  gerçek dostlar, pek sevilmeseler de, eleştiriden kaçınmazlar. Bu yüzden “dost acı söyler” atasözü yerleşmiştir.

Yalnız başına eleştiri yeterli değildir. Eleştirilen şeyin “doğrusunu” ortaya koymak, doğru seçeneği göstermek gereklidir.
Ancak, yapıcı ve yol gösterici eleştiri de yeterli değildir. Eleştiri, “eylemle birlikte” olmalıdır. Yani hatalı ve olumsuz hareketi eleştirmenin, bunun karşıtı olan doğru seçeneği ortaya koymanın yanında, doğru seçeneği eyleme dönüştürmek ve gerçekleştirmek de gereklidir.

Eyleme dönüşmeyen eleştiri, yalnızca söz olarak kalır.

 Eyleme dökülen ve gerçekleştirilen eleştiri, artık eleştiri olmaktan çıkmış, elle tutulan, gözle görülen fiili bir varlık, yaşanan bir gerçek olmuştur.

Eleştiriyi gerçekleştirmenin, eyleme dönüştürmenin en sağlam yöntemi, elbirliği ve güçbirliği ile yapmaktır. Demokratik toplumlarda bunun adı; Sivil Toplum Kuruluşları (STK) olarak geçer.

Sivil Toplum Kuruluşları”; resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak, kar amacı gütmeden ve gönüllülük esasına göre çalışan, Oda, Sendika, Dernek, Vakıf olarak tanımlanan kuruluşlardır. Bunların arasında yer ve tarih boyunca Türk-İslam geleneğinin damgasını taşıyan Vakıflar; belirli bir hizmetin yerine getirilmesi, kişilerin ve toplumun yararlanması için malın, paranın veya mülkün bağışlanması suretiyle oluşturulan kuruluşlardır.

Bu şekilde çalışan, kurucusu, kimliği, yaptığı iş toplum tarafından pek bilinmeyen bir çok sivil toplum örgütü vardır ve bunlar toplumun “yüzakı”dırlar. Bu örneklerin bilinmesinde yarar vardır. Bu yazımızda, bu olumlu örnekler arasında yer alan bir STK’dan söz etmek istiyoruz.

Çağımızın ortak özelliği; stres ve sağlıksız beslenmedir. Bu ortak özelliğin sonucu da; kalp, damar ve dolaşım sistemindeki hastalıklarının artmasıdır. Pek çoğumuzun bildiği ve yaşadığı üzere bu hastalıkları inceleyen bilim dalının adı “Kardiyoloji”dir. Bu yaygın bilginin temeli, nerede ise iki insandan birinin, en azından hayatının ilerleyen dönemlerinde, mutlaka bu tetkikleri yaptırmış ve hatta anjiyo geçirmiş olmasıdır.

Toplumda bu kadar yaygın olan bir hastalığın ve hastalığa maruz kalanların; gönüllü kuruluşlar tarafından aranması ve desteklenmesinin gerekliliği açıktır.

İşte bu kuruluşlardan birisi “Türk Girişimsel Kardiyoloji Vakfı” dır.

Vakfın kurucusu ve Başkanı Prof.Dr.Ferhan Özmen, Vakıf ile aynı adı taşıyan bir Derneğin ve aynı isim altında yayın hayatı yılları bulan bir derginin de yöneticisi durumundadır.

Vakfın amacı; kalp ve damar hastalıklarını önleyici, teşhis ve tedavi edici çalışmalar yapmak, bu amacı gerçekleştirmek için araştırmalar yapmak, kurumlar açmak ve özellikle tıp öğrencilerine tıbbi bilgi ve yardımlar yanında burslar vermektir.
Kardiyoloji ana bilim dalının önemi ve genişliği dikkate alındığında Vakfın işlevi de daha net olarak görülecektir.
Kardiyoloji içinde bulunan iki önemli daldan biri; Girişimsel Kardiyoloji, diğeri Kalp Elektofizyoloji’dir. Bir tıp elemanı olmamakla birlikte, bu iki yan dal hakkında bilgi sahibi olmak, adı geçen vakfının amacını ve işlevini anlamakta yararlı olacaktır.

Kalp elektrofizyolojisi (non-invaziv); kalbimizin tıpkı bir şehrin elektrik şebekesi gibi işleyen sistemini, uyarı ve iletkenlerini, ritmini inceleyen bir bilim dalıdır.

Girişimsel kardiyoloji (invaziv) ise; koroner anjiyografi, stent, balon, perkütan, kalp pili takılması gibi çalışmaları kapsamaktadır.

Toplumun aksayan yönlerinin ortaya konulması için yapılan eleştiriler yanında, çözüm yollarını gösteren ve bunlara ek olarak aktivite yani eylemli çalışmalar yapan bu ve benzeri kuruluşlara çok gereksinmemiz olduğu kadar, çok şey borçluyuz.

Sessiz sedasız çalışan “Türk Girişimsel Kardiyoloji Vakfı” gibi pek çok kurum, kuruluş ve değerli insanımızın olduğunu bilmek, en azından moralimizi yükseltecek ve geleceğe daha umutla bakmamıza neden olacaktır.

Bize düşen görev ise; bu kişi, kurum ve kuruluşlara destek olmaktır.
 


Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.