Yasal düzenleme gereği vergi incelemesinde amaç mükelleflerin ödenmesi gerekli doğru vergiyi bulmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Yasa hükmü uyarınca vergi incelemesindeki murat ödenmesi gerekli vergilerin doğruluğunu araştırmak, saptamak ve sağlamak amacına yönelik bütün çalışmalar vergi incelemesi maksadını ifade etmektedir. [1]

Vergi incelemesine tabi olanlar konusunda VUK md.137 de ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. diğer yandan, vergi incelemesinin yapılacağı yer ve vakti konusunda VUK md. 138 ve 139 da ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. esasen vergi incelemesinin prensip olarak mükellefin iş yerinde yapılmasının lazım geldiği bilinmektedir.[2] Yüksek mahkeme Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen bir kararda vergi incelemesinin mükellefin işyerinde yapılmasını gerektiği karar altına alınmıştır.[3]

213 sayılı VUK md. 134 ila 141. madde hükümlerinde incelemedeki usuller, tutanaklar ve neticede düzenlenecek raporlar madde hükümlerinde ayrıntılı olarak izah edilmiştir.

31.12.2010 tarihinde yapılan düzenlemeler neticesinde vergi incelemelerinde uyulacak normlar 2 yönetmelik ile düzenlenmiştir.[4]

Vergi incelemesi mükellefler üzerinde önemli bir psikolojik baskı olarak karşımıza çıkmaktadır. İncelemenin başından sonuna kadar bu sürecin iyi idare edilmesi gerekmektedir.[5]

Vergi incelemesi sonucunda mutlaka bir vergi inceleme raporu düzenlenmektedir. Bu raporlar bazı iddiaları içerir ve bu iddialara dayanarak mükellef adına tarhiyat yapılması ve ceza kesilmesi vergi dairesi tarafından önerilir.[6]

Vergi inceleme raporunda yer alan bu iddialar, vergi kanunlarına uygun, yani doğru da olabilir, yanlış yorumlar içeriyor da olabilir. Ya da iddialara sağlam delillerle desteklenememiş olabilir. Böyle bir durum karşısında ispat yükü inceleme elemanına düşer.[7]

Yani inceleme raporunda yazan her şey doğru demek değildir. Bunun aksi mükellef tarafından her zaman çürütülebilir. Bu durumda yapılan tarhiyat ortadan kalkacaktır.

Nitekim vergi inceleme raporlarına dayalı tarhiyatlara karşı mükellefler tarafından kazanılmış ve binlerce vergi davaları bulunmaktadır. [8]

Ancak, vergi idaresinin, vergi inceleme raporlarının doğruluğunu tartışmak, ya da yargılamak yetkisi yoktur. Sadece, kendisine intikal eden vergi inceleme raporunun gereğini yerine getirip, cezalı tarhiyat yapmak durumundadır. Bazı inceleme raporları tarhiyat önermez, sonraki döneme devreden KDV miktarı veya zarar miktarını azaltabilir. Bu gibi durumlarda da vergi dairesi kendisine intikal eden rapora göre hareket etmek zorundadır.

Bu nedenle vergi inceleme raporları vergi dairelerince hemen işleme konulur.

Zaten mükellef açısından vergi inceleme raporları değil raporlara dayanılarak vergi dairesince yapılan bu tarhiyatlar önem arz etmektedir.

Vergi inceleme raporuna dayanarak tarhiyatı istenen vergiler ve cezalar konusunda mükellefin itiraz hakkı yani dava açma hakkı olduğu gibi, uzlaşma talep edip vergi ve cezalar konusunda indirim talep etme olanağı da bulunmaktadır.[9]

Burada itirazdan amaç, vergi incelemesi sonucunda istenilen vergi ve cezalara vergi mahkemesinde dava açılmasıdır.[10]

Vergi inceleme elemanı yazdığı raporu vergi dairesine gönderir. Vergi dairesi rapora dayanılarak hazırladığı vergi ve ceza ihbarnamesini mükellefe tebliğ eder. İşte bu tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde mükellefin vergi mahkemesinde dava açma hakkı bulunmaktadır. Kendisine vergi ve ceza ihbarnamesi tebliğ edilen mükellefler 30 günden sonra dava açamazlar. Ancak, mali tatil veya adli tatil dönemlerinde dava açma süreleri uzayabilmektedir. Mali tatilde Danıştay’da temyiz süreleri uzamaz.

Mükellef tarafından dava açılması halinde, dava sonuçlanana kadar vergi dairesi her hangi bir işlem yapamaz. Vergi mahkemesi kararının neticesinin beklenilmesi gerekecektir. Ancak ödeme emrine dava açılması durumunda ise durum biraz daha farklıdır. Ödeme emrine karşı yürütmenin durdurulması talepli olarak dava açılması durumunda vergi mahkemesi öncelikle karar vermek mecburiyetindedir. [11

Başka bir ifade ile, vergi mahkemesine dava açılması inceleme raporuna dayanılarak istenen verginin tahsilatını durduracaktır. Bu kural, yukarıda da değinildiği gibi ödeme emrine karşı açılan davalar için geçerli değildir.[12]

Tarh edilen vergi konusunda idarenin haklı olduğu yani inceleme raporundaki iddiaların doğru olduğu düşünülüyorsa bu kez tarhiyat öncesi uzlaşma talep edilebilir. Ancak, zamanaşımının bitmesine 3 ay kala tarhiyat öncesi uzlaşma talep olunamaz.

Gerek tarhiyat öncesi uzlaşma ve gerekse tarhiyat sonrası uzlaşma ise mükellefle vergi idaresinin bir anlamda masaya oturup pazarlık yapması gibi değerlendirilebilir.[13]

Tarhiyat öncesi uzlaşmada rapordaki iddiaların sağlamlığına bağlı olarak vergi aslında da indirim yapılabilmekle beraber, bu pek karşılaşılan bir durum değildir. Ancak, cezalarda genelde büyük oranlarda indirim yapılmaktadır.[14]

Uzlaşma iki aşamada talep edilebilir.

Tarhiyat öncesi uzlaşma olarak tanımlanan uzlaşma, raporu düzenleyen vergi inceleme birimi yetkilileri ile yapılan bir tür uzlaşmadır. Eğer mükellef tarhiyat öncesi uzlaşma talep ederse, uzlaşma görüşmesi yapılır. Uzlaşma gerçekleşir ise vergi dairesi uzlaşılan tarhiyat ve cezaları uygular. Uzlaşma komisyon kararı kesin olup, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaların 30 gün içerisinde ödenmesi zorunludur. Aksi takdirde üzerinde uzlaşılan karar geçerli olup, daha sonra gecikme zammı ile beraber uzlaşılan vergi ve cezalar ödenebilir.[15] Üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar içerisinde “vergi hatası” mevcut ise bu konuda uzlaşmaya varılsa dahi düzeltme talep edilebilir.

Tarhiyat sonrası uzlaşma da ise, rapor yazılır, vergi dairesine gider, tarhiyat yapılır ve yine ihbarnamenin tebliğinden 30 gün içerisinde uzlaşma talep etme hakkı bulunmaktadır. İstenilen vergilerin tutarına bağlı olarak uzlaşma, vergi dairesinde, vergi dairesi başkanlıklarında (başkanlık olmayan yerlerde defterdarlıklarda) ya da doğrudan Ankara’da Gelir İdaresi Başkanlığı’nda yapılabilir.

Uzlaşma müracaatının nereye yapılacağı vergi ve ceza ihbarnamesinde yer verilmek zorundadır.

İster tarhiyat öncesi olsun, ister tarhiyat sonrası olsun, uzlaşma sağlanamazsa dava açma hakkı deva eder.

Uzlaşma görüşmesi esnasında dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise, dava açma süresi tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak otomatikman uzar. [16]

----------------------------------

[1] 213 sayılı VUK md.134

[2] Bkz. ÜREL Gürol, Vergi Usul Kanunu Uygulaması, 2. Baskı, Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s.280-285. Konuyla ilgili yargı kararları bu kitabın 280 ila 285. bölümlerinde ayrıntılı olarak yer verilmiştir.

[3] Dnş. 4.D., 11.10.1995 gün ve E:1994/4263-K:1995/3872 sayılı kararları.

[4] Bkz. RG 31.12.2010 incelemede uyulacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik.

[5] Ayrıntılı açıklamalar için bkz. KIZILOT Şükrü – ŞENYÜZ Doğan – TAŞ Metin – DÖNMEZ Recai, Vergi Hukuku, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, Ekim 2006.

[6] DÖLARSLAN Atilla, “Vergi İncelemelerinde Yeni Dönem”, İzmir SMMMO Dayanışma Dergisi, s.87 ve bkz. 213 sayılı VUK md. 35.

[7] DÖLARSLAN Atilla, “Vergi İnceleme Raporu Sadece Bir İddianamedir”, Gözlem Gazetesi, 27.05.2011 ve bkz. 213 sayılı VUK md.3.

[8] Bkz. AKDOĞAN Abdurrahman, Türk Vergi Sistemi ve Uygulaması, Gözden Geçirilmiş 2. baskı, Ankara, s.63-69.

[9] 213 sayılı VUK md.376. Bkz. VUK uzlaşma ek md.9.

[10] 213 sayılı VUK md.378 ve bkz. VUK uzlaşma ek md.7

[11] 6183 sayılı AATUHK md.58

[12] 2577 sayılı İYUK md.27, 28.

[13] Uzlaşma komisyonlarının yetki sınırı hakkında ayrıntılı açıklamalar için bkz. Topluca Türk Vergi Kanunları, Yaklaşım Yayınları, 2010, s.566-567.

[14] 213 sayılı VUK’nun 359’ncu maddesinde düzenlenen ve vergi suçu olarak tanımlanan filler (sahte fatura kullanma veya düzenleme fiilleri) sonucu salınan vergi ve kesilen cezalara uzlaşma kapsamına girmemektedir.

[15] 213 sayılı VUK md. tarhiyattan önce uzlaşma ek md.8, 9, 11.

[16] 213 sayılı VUK uzlaşma ek md.7