Post kolonyal dönem ve teknolojik gelişmelerin ardından dünyadaki sınırlar esnemiş, küreselleşme hızlanmıştır. Bunun pek çok sonucundan biri de yabancılar hukukuna artan ihtiyaçtır. Öte yandan Türkiye gibi gelişmekte olan ve coğrafi konumu itibariyle tarihin her döneminde göçlere ev sahipliği yapmış veya yabancıların ilgisinde olan bir ülkede yabancılar hukuku gelişmiş olmalıyken ne yazık ki ülkemizde yabancılar hukuku yeterince gelişmemiştir. MÖHUK başta olmak üzere mevzuatta yeni değişen şartlara uygun bir reform yapılması gerekmektedir. Konuya ilişkin 2023 Aralıkta ilk baskısı yapılan MÖHUK’ta Reform adlı eserin (Prof. Dr. Sibel Özel, Prof. Dr. Mustafa Erkan, Prof. Dr. Hatice Selin Pürselim editörlüğünde) incelenmesini tavsiye ediyorum.

Bu yazıda ise teorik bazı tartışmalardan ve incelemelerden ziyade yabancılar hukukuna ilişkin pratik bilgiler vermeyi amaçlıyorum. Yazıların ilk bölümünde gerçek kişilerle alakalı karşılaşılan bazı konulara değinmeyi planlıyorum. Bu konular oturma izin süreci,  banka hesabı açmaya ilişkin bazı bilgiler, sınır dışı edilme, giriş yasağı, INAD yolcu, geri gönderme merkezleri, boşanma davaları, babalık davası, yabancıların emlak edinimi, yabancıların iş sözleşmeleri gibi birtakım konulardır.

Sonraki yazılarda ise benim de daha çok içinde bulunduğum ticaret hukuku-vergi hukuku-sözleşmeler hukuku bağlamındaki konuları (yabancı şirket kurulumu, yabancı unsurlu sözleşme hazırlama, sözleşmelerde yetki unsuru, tahkim, ödeme yöntemler, tanıma-tenfiz davaları, gümrükte karşılaşılan sorunlar, vergiye ilişkin konular, INCOTERMS, uluslararası yaptırımlar ve bankacılık kuralları, uluslararası hava hukuku (sivil havacılık İşlemleri vs.) vd.) ele almayı planlıyorum.

Yazıların her birini çok uzun tutmamak adına konuları parçalar halinde yazmayı hedefliyorum. Bu yazıları akademik etik kurallar çerçevesinde ancak akademik kaygı gütmeden, pratik bilgiler vermeyi amaçlayarak kaleme aldığımı da belirtmek isterim. Benim gibi henüz meslekte ilk yıllarında olan meslektaşlarıma veya bu alana yeni eğilim gösteren üstatlara faydalı olmasını umuyorum. 

1-Oturma İzni

Yabancılar hukuku deyince herhalde pratikte en çok karşılaşılan işlemlerden biri oturma izni konusudur. Öncelikle bu işlemlerin matematiği oldukça basittir: Göç idaresinden sistem üzerinden randevu alıp belgeleri topluyor, randevu gününe gidiyor, teslim ediyorsunuz. Burada randevuya mutlaka müvekkil ile birlikte gitmeniz gerektiğini unutmayın çünkü dosya teslimi sırasında parmak izi de alınacaktır. Eksik belgeleriniz olduğu takdirde size süre verilecektir. O süre içerisinde eksik belgeleri tamamlamanız gerekir.

Bu konuda, e-başvuru yapmakta sorun yaşarsanız eğer “manuel başvuru” yapabilirsiniz. Bu bilgi pek çok yerde işe yarayacaktır. Manuel veya elektronik başvuru sonrasında belirtilen telefona sms gelecek ve randevu tarihi belirtilecektir.

Diğer yandan oturma izni başvurularında asıl sorun (eğer göç idarelerinin karmaşıklığını saymazsak) başvuru türüdür. Başvuru türlerine ilişkin bilgiler 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda düzenlenmiştir. Müvekkilin durumu iyi analiz edilip doğru başvuru türü seçilmelidir.  Ayrıca oturma iznine başvuran yabancının “kapalı mahallede” oturmaması da önemlidir.

Son dönemlerde değişen göç politikaları nedeni ile kısa dönem ikamet izni başvurularında ret oranları oldukça yüksektir. Bu nedenle göç idarelerinde, müvekkilinizin Türkiye’de yaşama amacı taşıdığına ilişkin bir kanı oluşma ihtimali varsa bu başvuru türünü tercih etmemenizi öneririm. Ayrıca Göç İdareleri, öğrenci ikamet izinlerini de ciddi mercek altına almış durumdadır. Yine Türkçe dil kursları veya dil öğrenme amacıyla yapılan başvurular da son zamanlarda ret sonucuyla fazlaca karşılaşılmaktadır.

Oturma izni ret gelen yabancıya tebligat yapılır ve ülkeyi terk etmesi çağrısı yapılır. 6 ay içerisinde aynı nedene dayalı olarak oturma izni başvurusunda bulunulamaz.

Oturma izinlerinde şu anda en tercih edilesi yöntem büyükşehirlerde 200.000 USD değerinde taşınmaz alımı sonrasında yapılan başvurudur. Buradaki önemli nokta ise döviz bozum belgesi ve taşınmazın değerinin gerçeği yansıtmasıdır. 

2-Sınır Dışı Edilme Kararı-INAD Yolcu-Geri Gönderme Merkezleri-Giriş Yasağı

Bir yabancı Türkiye’de yasal kalış süresini ihlal ettiyse veya başka nedenler söz konusuysa hakkında sınır dışı edilme kararı verilir. Bu noktada öncelikle şu hususu açıklamak istiyorum: Eğer bir yabancı, yasal kalış süresini (vize, oturma izni süreleri) ihlal ettiyse, gönüllü olarak başvuru yapıp süre alarak ülkeyi terk edebilir. Bu durum, yabancının herhangi bir kontrol noktasında yakalanıp geri gönderme merkezlerinde tutulması sonucunu önler. Bilindiği üzere geri gönderme merkezlerinde standartlar oldukça kötü durumdadır. Ayrıca bu durum 6458 sayılı kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 8-2/c sonucunu da doğurabilir.

Diğer yandan yasal kalış süresini ihlal eden ve yakalanan bir yabancı hakkında sınır dışı işlemi tesis edilir ve geri gönderme merkezine götürülür. Eğer yabancı henüz Türkiye’deyken itirazları yapmak isterse iki ayrı başvuru yapılabilir: Geri Gönderme Merkezinde tutulmasına ilişkin Sulh Ceza Hakimliklerinde itiraz ve sınır dışı işleminin iptali için İdare Mahkemelerinde iptal davası.

2.A. Giriş Yasağı

Bu iki başvuruyu incelemeden evvel şu hususa belirtmek gerekir: Eğer yabancı ülkeden çıktı/çıkarıldıysa ihlal süresi kadar ceza öder ve ihlal süresine göre hakkında giriş yasağı tesis edilir. Konuya ilişkin 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrası şu şekildedir:

“(2) Giriş yasağına ilişkin usuller şunlardır:

a) Sınır dışı edilecek yabancılar için ülkeye giriş yasağının başlangıcı yabancının ülkeden çıkış tarihidir.

b) Vize, vize muafiyeti, çalışma izni veya ikamet izni süresini on günden fazla aşan ve hakkında sınır dışı etme kararı alınmadan veya bu karar

henüz ilgiliye tebliğ edilmeden önce, Türkiye dışına çıkmak için valiliklere başvuruda bulunan yabancıların Türkiye’ye giriş yasağı süresi, başka bir nedenle giriş yasağı kapsamına alınmasını gerektirir durumu saklı kalmak kaydıyla, vize, vize muafiyeti ya da ikamet izni ihlalinden kaynaklanan harç ve buna bağlı tahakkuk edecek cezaların ödenmiş olması koşuluyla bir yılı geçemez.

c) Vize, vize muafiyeti, çalışma izni veya ikamet izni süresini on günden fazla aşan ve hakkında sınır dışı etme kararı alınmadan çıkış yapmak üzere sınır kapısına kendiliğinden gelen yabancılar hakkında ise başka bir nedenle giriş yasağı alınmasını gerektirir durumu saklı kalmak kaydıyla vize, vize muafiyeti ya da ikamet izni ihlalinden kaynaklanan harç ve buna bağlı tahakkuk edecek cezalarını ödemiş olması koşuluyla vize veya ikamet ihlali gerekçesiyle giriş yasağı kararı alınmayabilir.

ç) Seyahat giderlerinin bir kısmı veya tamamı Genel Müdürlük tarafından karşılanarak sınır dışı edilen yabancıların seyahat masraflarının sonradan tahsil edilmesinin takibi amacıyla gerekli veri girişi yapılır. Genel Müdürlük tarafından karşılanan seyahat masraflarını ödemeyen yabancının ülkeye girişine izin verilmeyebilir.

d) Giriş yasağı en fazla beş yıl süreyle alınır. Beş yılın sonunda kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit söz konusu ise önceden alınmış beş yıl süreli giriş yasağı tek seferde veya ayrı ayrı olmak üzere on yıl daha uzatılabilir. Ancak, giriş yasağı süresi aynı gerekçeye dayalı olarak on beş yıldan fazla olamaz.

e) Genel Müdürlük, gerekli gördüğünde sürenin dolmasını beklemeden giriş yasağını kaldırabilir veya giriş yasağını saklı tutarak yabancının belirli bir süre için Türkiye’ye girişine izin verebilir.

(3) Kamu düzeni veya kamu güvenliği sebebiyle, bazı yabancıların ülkeye kabulü ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi ile veya doğrudan Genel Müdürlük tarafından ön izin şartına bağlanabilir. Sistemde ön izin şartına bağlı olduğu görülen yabancıların Genel Müdürlüğün olumlu görüşü alınmadan ülkeye girişlerine izin verilmez.”

Eğer yabancıya giriş yasağı tesis edildiyse bu durumda 60 gün içerisinde idari işlemin iptaline yönelik idare mahkemelerinde dava açılabilir. Bu davalarda eğer usule aykırı bir işlem varsa olumlu sonuç alınabilmektedir. Ancak kamu güvenliğine ilişkin yabancı hakkında bir rapor tesis edildiyse bu durumda sonuç alınma ihtimali yok denecek kadar azdır. Çünkü yabancılar hukuku, idareye geniş takdir yetkisi verilen alandır.

Bu noktada daha evvel giriş yasağının kaldırılmasına ilişkin açtığım ve neticelendirdiğim bir davanın gerekçesini paylaşmak istiyorum:

“Dava dosyasının incelenmesinden davacının ülkemizden ayrılmak istediği sırada illegal giriş çıkışı bulunması nedeniyle İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü'nün 05/05/2022 tarihli Ç-113 tahdit kodlu iki (2) yıl süreli giriş yasağı ve N-135 kodlu 6.464,00 TL idari para cezasına ilişkin işleminin tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda metnine yer verilen 6458 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 1. ve 2. fıkrasına göre sadece kamu güvenliği, kamu düzeni veya kamu sağlığı sebebiyle sakıncalı olan yabancılar ile hakkında sınır dışı kararı bulunan yabancılar hakkında yurda giriş yasağı uygulanabileceği, anılan maddenin 7. fıkrasına göre ise hakkında idari para cezası uygulanan yabancıların ülkeye girişinin ön izin şartına bağlanabileceği düzenlendiğinden, adına idari para cezası kesilen yabancılar hakkında kamu güvenliği, kamu sağlığı veya kamu düzeni açısından sakıncalı olduğuna dair bir tespit bulunmaması ya da hakkında herhangi bir sınırdışı kararı alınmamış olması durumunda salt idari para cezası kesilmiş olması nedeniyle yurda giriş yasağı kararı alınamayacağı, bu yabancıların sadece ülkeye girişinin ön izin şartına bağlanabileceği açıktır.

Uyuşmazlıkta davacı hakkında kamu güvenliği, kamu sağlığı veya kamu düzeni açısından sakıncalı olduğuna dair bir tespit bulunmaması ve davacı hakkındaki kişi durum raporu uyarınca hakkında herhangi bir sınır dışı kararı alınmamış olması karşısında, davacı hakkında bir sınır dışı kararı alınmaksızın doğrudan illegal giriş çıkış yaptığından bahisle yurda giriş yasağı konulamayacağından, dava konusu işlemlerde  hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” İSTANBUL 1. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/6783 KARAR NO: 2023/1632

Giriş yasağına konusuna son vermeden evvel giriş yasağına ilişkin bazı kodlardan da bahsetmek gerektiğini belirtmem gerekiyor. Bu kodlar yabancıların neye istinaden giriş yasağı aldığını belirten tahditlerdir. Örneğin G-82 kodu Milli Güvenlik Tehditi, G-89 kodu Terör Faaliyetleri, Ç-101, Ç-102, Ç-103, Ç-104 Yasal Kalış Süresi İhlali iken Ç-113 ise yasadışı giriş olduğunu göstermektedir.

Yeri gelmişken son dönemlerde neye ilişkin olduğunu anlayamadığım kodlar çıktığını da ifade etmem gerekir. Bu kodları Göç İdaresi’ndeki yetkililere sorduğumda ise “adli olaylara karışanlar hakkında alıyoruz” şeklinde şifahen bir cevap alabildiğime de buraya not düşmek isterim.

Son olarak giriş yasağı demek tam anlamıyla ülkeye girişin yasak olması demek değildir; meşruhatlı vize alınarak ülkeye giriş yapılabilir.

Giriş yasağı konusuna kısaca değindikten sonra “sınır dışı kararı ve geri gönderme merkezlerine itirazlara da kısaca değinmek istiyorum:

2. B. Sınır Dışı İşlemi

Öncelikle, sınır dışı işlemine idare mahkemelerinde 7 günlük süre zarfında itiraz edilerek iptal davası açılabilir. Dava duruşmalı istendiği takdirde, IYUK m.17 gereği duruşmalı yapılır.

Kanun gereği sınır dışı işlemine ilişkin yapılan başvuruların 15 gün içerisinde sonuçlandırılması gerekir ancak yoğunluk nedeniyle bu süre normal davalar kadar uzamaktadır.

Yabancı, sınır dışına karşı açılan dava sonuçlanıncaya kadar ülkeden deport edilmez.

2. C. INAD Yolcu

INAD yolcu ülkeye girişi istenmeyen/hakkı olmayan yolcudur. Havalimanlarında, karşılaşılan sorunlardan biridir. Prosedüre göre ilk uçakla gönderilmesi gerekir. Eğer yolcunun parası yoksa havayolları kredi işlemi sağlar.

Bu tip durumlarda müvekkilin yapılan işlemleri anlaması, formu alması önemlidir. Genellikle yabancılar bu tip durumlarda panik yaparlar bir avukatın yanlarında bulunmasını önemserler. Ayrıca geri dönüşün hızlandırılması da INAD yolcunun avukattan beklentisidir.

2. D. İdari Gözetim Kararı

Geçtiğimiz günlerde TİHEK’ten bir kurul üyesi tanıdığım ile oturuyorken geri gönderme merkezlerinin durumunu üzerine konuştuk. Bana göre geri gönderme merkezlerinin standartları Türkiye’nin değer sistemi ile bağdaşmamaktadır. Bu küçük girizgahtan sonra geri gönderme merkezinde tutulan yabancı hakkında yapılabileceklere bakalım.

Geri gönderme merkezine götürülen yabancı hakkında ilk olarak kayıt yapılır. Eğer müvekkilinizin, gittiğiniz geri gönderme merkezinde olduğundan eminseniz ancak kaydı çıkmıyorsa önce adının doğru anlaşıldığından emin olmak gerekir ancak adı doğruysa ve yine de çıkmıyorsa bu durumda kaydı yapılmamıştır. Israrcı olarak “gelen listesinden” kontrol ettirebilirsiniz.

Bir yabancının geri gönderme merkezinde tutulmasının hukuki karşılığı İdari Gözetim Kararı’dır. Bu kararlara sulh ceza hakimliklerinde itiraz edilir. Ayrıca bu kararlar, valiliklerce de incelenebilmekte ve kaldırılabilmektedir. 

Bir yabancının geri gönderme merkezlerinde tutulma süresi en fazla 6 aydır. Ancak istisnai olarak bu karar 6 ay daha uzatılabilir. 

Bu konuda ne yazık ki uygulamada oldukça farklılıklar söz konudur. Örneğin geçen yıl, eğer yabancının oturduğu eve ilişkin ve düzenli hayata ilişkin deliller dosyaya kazandırıldığında  sınır dışı işlemi de dava edildiyse eğer dava süresince yabancı GGM’lerde tutulmak yerine diğer tedbirler (kontrol vs.) uygulanarak tahliye edilirdi. Ancak son zamanlarda bu durum daha da güçleşmiştir. Yine de pek çok yargı kararı konuya ilişkin durumu oldukça iyi şekilde ele almaktadır. Bu kararların bazıları şu şekildedir:

"muterizin ulaşılabilir bir adresinin bulunması hususu göz önüne alındığında muterizin idari gözetimde kalmasının bu aşamada orantısız olabileceği, başvurucu hakkında 6458 Sayılı Kanunun 57/A maddesi gereği idari gözetime alternatif yükümlülükler yüklenebileceği nazara alınarak talebin kabulü ile 6458 Sayılı Kanunun 57/6'ıncı maddesi gereğince idari gözetim kararının kaldırılmasına karar verilmesi kanaatine varılmıştır." (EK-3  Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği 2021/7843 Değişik İş KARARI)

"Her ne kadar muteriz hakkında il göç idaresi Müdürlüğünce idari gözetim kararı verilmiş ise de; itiraz edenin ulaşılabilir bir adresinin bulunduğu, sağlık problemleri ile birlikte muterizin bakımına muhtaç çocuklarının bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde idari gözetim tedbirinin orantısız olabileceği, başvurucu hakkında 6458 Sayılı Kanunun 57/A maddesi gereği idari gözetime alternatif yükümlülükler yüklenebileceği nazara alınarak talebin kabulü ile 6458 Sayılı Kanunun 57/6'ıncı maddesi gereğince idari gözetim kararının kaldırılmasına karar verilmesi kanaatine varılmıştır." Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği 2022/1031 Değişik İş

"dair her türlü şüpheden uzak kesin delil ve emareye rastlanılamadığı ve Türkiye'de yasal kalış hakkı olmadığı, kaçma ve kaybolma riski bulunduğundan bahisle her ne kadar hakkında idari gözetim kararı verilmiş ise de adı geçen yabancının kaçacağına veya kaybolacağına dair somut bir delil bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, adı geçenin bu aşamada hakkındaki idari gözetim kararının kaldırılarak serbest bırakılmasına karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

"Aydın 2. Sulh Ceza Hakimliği 2023/1313 D.İş

"Ancak Çankırı Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 11/08/2022 tarihli cevabi yazısı ve tüm dosya bir bütün halinde değerlendirildiğinde; idari gözetim altında geçirilecek sürenin yasal olarak en çok 6 ay olarak belirlendiği, yabancı şahsın idari gözetim altında geçirdiği sürenin 6 ayı geçtiği, 6458 sayılı yasanın 57/3 maddesinde bu durumun istisnasının belirtildiği, hakimliğimize gönderilen dosya muhteviyatında istisnai durumların mevcut olmadığı, şüpheli şahsın idari gözetim altında bulunma halinden beklenen menfaatin uygun görülecek yükümlülükler yüklenerek de sağlanabileceği sonuç ve kanaatine varıldığından mevcut gözetim halinin sonlandırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir." Çankırı Sulh Ceza Hakimliği 2022/1558 Değişik İş

"muterizin ülkemizde geçirdiği zaman dilimi içinde hakkında adli yada idari herhangi bir soruşturmanın bulunmaması, aramanın icrası esnasında suç unsurunun ele geçirilmemiş olması, muterizin idari gözetimde geçirdiği süre, muterizin adresinin belli veya belirlenebilir olması da dikkate alındığında itiraz eden hakkında bu aşamada aynı amaca alternatif tedbirlerin uygulanması ile de ulaşılabileceğinden itiraz eden vekilinin itirazının kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir." İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği 2022/6170 Değişik İş

İlgili konularla alakalı pratik bilgiler vermeye çalıştığım bu yazıyı daha fazla uzatmayarak burada noktalıyorum. Bu yazı dizisinin bir sonraki yazısında yabancılar hukukuna ilişkin diğer konulara ilişkin bazı pratik bilgiler vermeye çalışacağım.