T.C.
GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2020/1178
K. 2022/521
T. 23.3.2022

ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ BONODAN KAYNAKLANAN ALACAĞIN TAHSİLİNE İLİŞKİN İCRA TAKİBİNE YAPILAN İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ ( Zamanaşımına Uğramış Bono Taraflar Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Oluşturacak Olup Davaya Konu Bonoda Davacı Lehtar Davalı ise Keşideci Konumunda Olduğundan Taraflar Arasındaki Temel İlişkiye Dayanılarak Alacak Talep Edilmesi Halinde Alacağın Varlığını İspat Külfetinin Davacı Üzerinde Olduğu - Davacının Zamanaşımına Uğramış Olan Bonodaki Alacağı Her Türlü Delille İspatlayabileceği )

ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLAN BONOLARA YAZILI DELİL BAŞLANGICI OLARAK DAYANILABİLECEĞİ ( Alacağın Varlığını İspat Külfetinin Davacı Üzerinde Olduğu - Davacının Aradaki Temel İlişkinin Niteliğine Göre Borçlar Kanunu Hükümleri Uyarınca Belirlenecek Zamanaşımı Süresi İçinde Dava Açabileceği ve Bu Davada Alacağın Tanık Dahil Her Türlü Delille Kanıtlanmasının Mümkün Olduğu )

DAYANILAN TANIK BEYANLARININ SOMUT UYUŞMAZLIĞI ÇÖZECEK NİTELİKTE OLMAMASI ( Davacı Tanıklarının Beyanlarının Yazılı Delil Başlangıcı Olan Belgedeki Borcu İspatlayacak Yeterlilikte Olmaması ve Davacı Tarafından Yemin Deliline de Dayanılmaması Nedeniyle İspat Olunamayan Davanın Reddine Karar Verilmesi Gerektiği/İspat Yükü Ters Çevrilmek Suretiyle Davalı Tarafından Bonoların Ödendiğinin İspatlanamadığı Gerekçesiyle Davanın Kabulüne Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

6098/m.146, 154

818/m. 125, 133

2004/m. 67

ÖZET : Dava, zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptaline yöneliktir.

Zamanaşımına uğramış bono taraflar yönünden yazılı delil başlangıcı oluşturur. Davaya konu bonoda davacı lehtar davalı ise keşideci konumundadır. Bu nedenle Zamanaşımına uğramış bono nedeniyle temel ilişkiye dayanılarak alacak talep edilmesi halinde alacağın varlığını ispat külfeti davacı üzerindedir. Davacı zamanaşımına uğramış olan bonodaki alacağı her türlü delille ispatlayabilir.

Zamanaşımına uğramış olan bonolara yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabileceğinden davacı aradaki temel ilişkinin niteliğine göre Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca belirlenecek zamanaşımı süresi içinde dava açabilir ve bu davada alacağın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür.

Olayda davalı, davacıya borcu olmadığını savunmaktadır. Davacı tarafından iddianın ispatı bakımından tanık deliline dayanılmış, mahkemece davacı tanıkları dinlenmiştir. Ne var ki tanık beyanlarının somut uyuşmazlığı çözecek nitelikte ve yazılı delil başlangıcı olan belgedeki borcu ispatlayacak yeterlilikte olmadığı görülmüştür. Öte yandan davacı tarafından yemin deliline de dayanılmamıştır.

Mahkemece ispat olunamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ispat yükü ters çevrilmek suretiyle davalı tarafından bonoların ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında /görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/02/2020 tarih ve 2018/751 Esas, 2020/129 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 Sayılı HMK'nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil şirkete olan 20.000 TL borcu karşılığında ...ve ... vade tarihli iki ayrı bono verdiğini, Gaziantep ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyası ile takibe konularak 1.800 TL tahsil edildiği, bakiye kalan 18.200 TL borcun tahsili için Gaziantep ...İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, bu borca davalının itiraz etmesi sonucu durduğunu, bu nedenle haksız yere yapılan itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibinin Gaziantep ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayısıyla açıldığını, davacı tarafın sürekli olarak takipsiz bıraktığından icra takibinin düştüğünü, akabinde dosyayı yenilettiklerini ve davalı tarafından açılan ve Gaziantep ...İcra Hukuk Mahkemesi tarafından icra takibine konu bonolar için 3 yıllık zaman aşımı yönünden hemde 10 yıllık genel zaman aşımı yönünden icra takibinin iptal edildiğini ve sair hususlardan bahisle, haksız ve kötü niyetli davanın öncelikle zaman aşımından olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, 12/01/2017 tarih, 2016/363 Esas-2017/25 Karar sayılı ilamı ile davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı tarafından istinaf edilmekle Dairemizin 15.02.2018 tarih ve 2017/1606 Esas 2018/273 Karar sayılı ilamı ile, "...Davacı, takibin taraflar arasındaki temel ilişkiye dayalı alacağın tahsili için yapıldığını belirtiğinden, mahkemece taraflar arasındaki temel ilişkinin neden ibaret olduğu davacıya açıklattırılarak buna göre olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesi, 818 Sayılı Borçlar Kanununun 125 vd. maddeleri ile 6098 Sayılı TBK'nın 146 vd. maddelerinde öngörülen zamanaşımını durduran ve kesen sebepler dikkate alınarak, davacının daha önce bu temel ilişkiye dayalı olarak verilen bonolara dayalı olarak yaptığı takibin zamanaşımını kesip kesmediği değerlendirilerek takip tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi, zamanaşımı süresinin dolmadığının belirlenmesi durumunda temel ilişkiye dayalı olarak alacağın ispatı konusunda tarafların delilleri toplanarak alacağın var olup olmadığı ve miktarı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun olmayan şekilde kambiyo senetlerine dayalı zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur...'' şeklindeki temel gerekçe ile kaldırma kararı verilmiş olup, mahkemece dosyanın 2018/751 esasına kaydı yapılarak kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonrasında;... tarihli karar ile, "...Davalı alacağın zaman aşımına uğradığını savunmuştur. Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda davacıya temel ilişkinin neden ibaret olduğu açıklattırılmış ve davacı tarafından yem alışverişine dayanan bir alacak ilişkisi bulunduğu, bonoların bu sebeple tanzim edildiği ileri sürülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme tarihi gözetildiğinde 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 818 Sayılı BK'nın 125.maddesi uyarınca dava 10 senelik zamanaşımına tabidir. Yine 818 Sayılı BK'nın 133.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup, icra takibi de zamanaşımını kesen nedenler arasında sayılmıştır. Zamanaşımının kesilmesinden maksat, kanunen belirli bazı olayların gerçekleşmesi üzerine, işlemekte olan zamanaşımının işlemiş kısmının hiçbir etkisi kalmamasıdır. Zamanaşımını kesen olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar. ... icra takibi ile zamanaşımı kesildikten sonra, takibe ilişkin her işlem zamanaşımını yeniden keser... Şayet kesinlen süre on yıllık zamanaşımı süresi ise yeni sürede on yıllık; kesilen süre beş yıllık zamanaşımı süresi ise yeni süre de beş yıllık olur. ...Yine 6098 Sayılı TBK'nın 146 ve 154.maddelerinin benzer düzenlemeler içerdiği, 6101 Sayılı yasanın 5.maddesi gözetildiğinde uygulanacak süreler bakımından bir farklılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf Gaziantep ... İcra Dairesinin ... takip sayılı dosyasında ödeme emrinin ...tarihinde düzenlendiği, son icra işleminin taşınmazların ihale tarihi olan ... tarihi olduğu kabul edilse bile, bu tarihte zamanaşımının kesilecek ve sürenin yeniden başlayacak olması nedeniyle zamanaşımı... tarihinde dolacaktır. Ancak davamız ... tarihinde açılmıştır. Bu nedenle zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.İcra takibine konu bonolar zamanaşımına uğramış olup yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Söz konusu bonolarda davacı lehdar, davalı ise keşidecidir. Aralarında temel ilişki bulunduğundan davacı, yazılı delil başlangıcı teşkil eden bonolarla ilgili olarak davalıyla aralarındaki temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. ...Takibe konu bonoların halen davacının elinde olduğu, Gaziantep ... İcra Dairesinin... takip sayılı dosyası ve daha sonra yapılan takiplerden takibe konu edilen bonoların tamamen ödenmediğinin sabit olduğu, davalı tarafça da bonoların ödendiğinin ispatlanamadığı sabit görülmüştür.Dosya kapsamı ve mahkememizce alınan bilirkişi raporundan bakiye asıl alacağın 18.200,00 TL olduğu, davalı tarafın ilk takip tarihinde (01/05/2002) temerrüde düşürüldüğü, davacının faiz başlangıç talebinin ise 08.04.2006 olduğu gözetildiğinde, faiz talebinin de yerinde olduğu kabul edilmiştir. " gerekçesiyle davanın kabulü ile; Gaziantep ...İcra Dairesinin .. esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, hükmolunan alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının(6.152,51 TL) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine

karar verilmiştir.

Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu icra dosyasından gönderilen ödeme emrinde borcun dayanağına ilişkin hiçbir açıklama bulunmadığını, İİK'nun 58/4 maddesinde; senet, senet yoksa borcun sebebinin takip talebinde gösterilmesi gerektiği, aynı maddenin 3. fıkrasında ise "alacak belgeye dayanmakta ise belgenin aslının veya alacaklı veya mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdiinin mecburi" olduğu hususlarının hüküm altına alındığını, borcun sebebinin takip talebinde gösterilmemesinin takibin iptali sebebi olup, buna ilişkin bir çok Yargıtay kararının bulunduğunu, davacının davaya konu temel ilişkinin yem alışverişine dayanan bir alacak ilişkisi olduğunu iddia ettiğini, ancak temel ilişkinin ispatına yönelik herhangi bir fatura, cari hesap ekstresi, ticari defter veya belge ibraz etmediğini, davacı tarafın, limited şirket olup, alacaklı olduğu çek ve senetleri şirket kayıtlarına işlemek ve alışverişlerinde fatura düzenlemek zorunda olduğunu, davacı taraf temel ilişkinin alım satıma dayalı bir alacak olduğunu iddia etmiş ise de buna ilişkin belge sunmadığından mahkemece zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, kaldı ki; her halükarda alacağın zamanaşımına uğradığını, yine tanık beyanları afaki, çelişkili olup, alacağın varlığını ispattan uzak olduğunu, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere; tanıkların borcun varlığına ilişkin görgüye dayalı bir bilgileri bulunmadığını, mahkeme kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda ise bilirkişi tarafından yapılan tespit ve incelemenin eksik, yetersiz ve alacağın ispatı yönünden karar vermeye elverişsiz olduğunu, bilirkişinin de raporda ifade ettiği gibi bonoların kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, bu nedenle, tek başına bonolara veya bonalara dayalı takibe dayanılarak karar verilemeyeceğini, ayrıca müvekkili aleyhinde verilen % 20 icra inkar tazminatının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın icra takibini başlatırken borcun sebebini takip talebinde ve müvekkile tebliğ edilen ödeme emrinde göstermediği gibi, borca dayanak teşkil eden herhangi bir senet belge de sunmadığını, borcun dayanağını bilmediği için haklı olarak ödeme emrine ve borca itiraz eden müvekkili aleyhinde, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki, yargılamayı gerektiren zamanaşımına uğramış senetler söz konusu iken, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini belirterek, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, yahut dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

HMK'nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.

İstinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptaline yöneliktir.

Mahkemece, Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

Zamanaşımına uğramış bono taraflar yönünden yazılı delil başlangıcı oluşturur. Davaya konu bonoda davacı lehtar davalı ise keşideci konumundadır. Bu nedenle taraflar arasındaki temel ilişkinin ve alacağın ispat yükü davacıya aittir. Davacı zamanaşımına uğramış olan bonodaki alacağı her türlü delille ispatlayabilir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/17981 Esas, 2018/2686 Karar sayılı Kararı) Zamanaşımına uğramış olan bonolara yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabileceğinden davacı aradaki temel ilişkinin niteliğine göre Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca belirlenecek zamanaşımı süresi içinde dava açabilir ve bu davada alacağın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2011/8995 Esas 2012/976 Karar sayılı Kararı)

Zamanaşımına uğramış bono nedeniyle temel ilişkiye dayanılarak alacak talep edilmesi halinde alacağın varlığını ispat külfeti davacı üzerindedir. Somut olayda davalı, davacıya borcu olmadığını savunmaktadır. Davacı tarafından iddianın ispatı bakımından tanık deliline dayanılmış, mahkemece davacı tanıkları dinlenmiştir. Ne var ki tanık beyanlarının somut uyuşmazlığı çözecek nitelikte ve yazılı delil başlangıcı olan belgedeki borcu ispatlayacak yeterlilikte olmadığı görülmüştür. Öte yandan davacı tarafından yemin deliline de dayanılmamıştır.

Hal böyle olunca, mahkemece ispat olunamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ispat yükü ters çevrilmek suretiyle davalı tarafından bonoların ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2. maddesi gereğince, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçeyle;

A-)1- Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/02/2020 tarih, 2018/751 Esas, 2020/129 karar sayılı kararın usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunmaması nedeniyle KALDIRILMASINA,

2-) Davalı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,

3-) Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

B-) HMK'nin 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,

1-) Davanın REDDİNE,

2-) Davacının takipte kötü niyeti ispat olunamadığından, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,

3-) Karar harcı olan 80,70 TL'nin peşin alınan 157,05 TL'den mahsubuyla fazla yatan 76,35 TL'nin davacıya iadesine,

4-) Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

5-) Davalı tarafından Uyap kayıtlarına göre bu dava nedeniyle yapılan toplam 9,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

6-) Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ne göre takdir edilen 5100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

7-) Gider avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,

8-) Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,

Dair, HMK.'nın 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile kesin olarak karar verildi. 23.03.2022

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır