ANAYASA HUKUKUNA ÖZGÜ YORUM YÖNTEMLERİNDEN  “PRATİK UYUŞUM İLKESİ”(PRAKTİSCHE KONKORDANS)

Av. Yunus ÇAK

 

ÖZ

Yorum, bir hukuk normunun somut olaya uygulanması için norm metninin anlamlandırma faaliyeti olarak ifade edilmektedir. Öyle ki, bazı hukuk normları açık, anlaşılır veya net olmayabilir. Bu yüzden soyut hukuk normunun somut olaya veya uyuşmazlığa uygulanabilmesi için söz konusu norm metninin belirli ilke ve yöntemler aracılığı ile anlamlandırılması, yorumlanması ve uygulanabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Yorum faaliyetinin gerçekleştirilmesinde klasik yorum yöntemleri bu kapsamda, lafzi yorum, sistematik yorum, amaçsal yorum ve tarihsel yorum gibi yorum yöntemleri kullanılmaktadır. Ancak, klasik yorum yöntemleri Anayasal norm metinlerinin yorumlanmasında başlı başına yeterli değildir. Bunun içindir ki, klasik yorum yöntemleri ile anayasa hukukuna özgü yorum yöntemleri birlikte kullanılmaktadır. Anayasa hukuka özgü yorum yöntemlerinden birisi de “pratik uyuşum ilkesi”dir. Pratik uyuşum ilkesi, birbirleri ile çatışan veya çelişen birden fazla anayasal norm metinlerini biri diğerine feda edilmeden diğer bir ifade ile her bir norma optimal(azami) anayasal etki sağlanacak şekilde yorumlanması olarak ifade edilmektedir. İşte bizler bu çalışmamızda bu ilke kapsamında birtakım açıklamalarda ve değerlendirilmelerde bulunacağız.

Anahtar Kelimeler: Yorum, Anayasa Hukukuna Özgü Yorum, Pratik Uyuşum İlkesi, Anayasanın Bütünlüğü İlkesi.  

I. GİRİŞ:

Yasal mevzuatımızda yer alan norm metinleri, düzenleyici makamlar tarafından sosyal yaşama ayak uydurmak amacıyla genel- geçer, soyut nitelikte ve hatta bazen yoruma açık şekilde hazırlanmakta veya değiştirilmektedir. İşte bu yüzden soyut nitelikteki hukuk kuralının somut olaya veya uyuşmazlığa uygulanabilmesi için söz konusu hukuk kurallarının bir takım yorum yöntemleri aracılığı ile anlamlandırılması ve de yorumlanması gerekmektedir. Bu kapsamda anayasal norm metinleri de yorumlanması gerekebilir. Böyle bir durumda, anayasal metinler veya kurallar klasik yorum yöntemleri ile birlikte anayasa hukukuna özgü yorum yöntemleri ile birlikte yorumlanmalıdır.

Anayasa hukukuna özgü yorum yöntemlerinden birisi de “pratik uyuşum ilkesidir.” Bizler bu çalışmamızda bu yorum ilkesine dair öğreti ve Anayasa Mahkemesi Kararları ışığında birtakım açıklamalara, değerlendirmelere ve uygulama alanına ilişkin açıklamalara bulunacağız. Bu kapsamda, öncelikle yorum ve klasik yorum yöntemleri üzerinde bundan sonra pratik uyuşum ilkesi üzerinde duracağız.

II. YORUM KAVRAMI VE KLASİK YORUM YÖNTEMLERİ:

A. Yorum:

Yorum, genel olarak,  bir hukuk kuralının somut bir olaya, olguya veya uyuşmazlığa uygulanabilmesi için anlamlandırılabilme veya hüküm çıkarabilme faaliyetidir. Bilindiği üzere, her hukuk kuralı genellikle genel, soyut, yer ve zamana göre değişmeyen şekilde düzenlenmektedir. Hukuk kurallarının bu sayılan nitelikte olması dolayısıyla bir somut olaya veyahut uyuşmazlığa uygulanması sırasında bir takım anlam karmaşası ya da anlamlandırma problemi ortaya çıkabilir. İşte bu yüzdendir ki, gerek hukuk öğreticileri gerekse hukuk uygulayıcıları hukuk kurallarını anlamlandırabilme veya somut uyuşmazlığa uygulayabilmesi için yoruma ihtiyaç duymaktadırlar.

Hukuk uygulayıcıları/öğreticileri, hukuk kurallarını yorumlarken bir takım yorum yöntemlerine de başvurması gerekmektedir. Eş söyleyişle, yapılan yorum faaliyetinin tam ve doğru bir şekilde yapılabilmesi dolayısıyla somut uyuşmazlığa cevap verebilmesi veyahut adil bir sonuç almak amacıyla birtakım yöntemlere ya da yollar ihtiyaç duymaktadır. Bu anlamda, hukukumuzda klasik birkaç tane yorum yöntemleri( lafzi, sistematik, amaçsal, tarihsel vs.)  bulunmakta ve de kullanılmaktadır. Bu yorum yöntemlerine (B) başlığı altında açıklamalarda bulunacağız.

B. Yorum Yöntemleri:

Az yukarıda, (A) başlığı altında ifade ettiğimiz üzere, klasik yorum yöntemleri, lafzi, sistematik, tarihsel, amaçsal yorum olmak üzere dörde ayrılmaktadır.

1. Lafzi Yorum:

Lafzi yorum, bir hukuk kuralının veya normunun dil bilgisi kuralları ve sözlük anlamları ile yorumlanması olarak ifade edilmektedir. Bu yorum yöntemine göre, bir hukuk normu, sözlük anlamına, dilbilgisi kurallarına, kullanılan ifadelere göre yorumlanmaktadır.

Aynı şekilde lafzi yorum yöntemini Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında[1] şu şekilde ifade etmiştir: “Lafzi yorum, yasanın metnine, yazılış biçimine, dilbilgisi kurallarına, kullanılan ifadelere, sözcüklerinin gerek günlük gerekse hukuk dilindeki anlamlarına, başlık ve kenar başlıklarına göre yapılır

Ancak öğretide, salt lafzi yorum yöntemi kullanılarak bir hukuk kuralının yorumlanması yoruma konu edilen hukuk kuralının gerçek amacının ortaya konulması, diğer bir ifade ile doğru bir sonuca ulaşmak veya hukuk kuralının gerçek amacına ulaşmak için yeterli olmadığı ifade edilmektedir[2].

2. Sistematik Yorum:

Sistematik yorum, bir hukuk kuralının düzenleme içerisindeki yer aldığı bölüm veya kısım ile birlikte yorumlanmasıdır. Eş deyim ile, hukuk normunun düzenlendiği kanunun veya sözleşmenin bütünü içerisindeki yeri dikkate alınarak yapılan yorum yönetmenine sistematik yorum olarak adlandırılmaktadır[3].

3. Amaçsal Yorum:

Amaçsal yorum, somut olaya veya uyuşmazlığa uygulanacak olan bir hukuk kuralının veyahut normunun çıkarılış amacına uygun şekilde yorumlanması olarak ifade edilmektedir. Söz konusu hukuk kuralının amacının yorumlanmasında öğretide subjektif ve objektif teori olmak üzere temel iki görüş esas alınmıştır.

Subjektif teoriye göre, bir hukuk kuralı daha özelde bir kanun metni amaçsal olarak yorumlanmasında bu amacın ortaya çıkarılması veya belirlenmesi için yasa koyucunun subjektif iradesi esas alınması gerektiğini belirtmektedir[4].

Objektif teoriye göre[5] ise, bir yasa metni daha üst bir ifade ile hukuk kuralı amaçsal olarak yorumlanırken söz konusu kuralın çıkarıldığı andaki yasa koyucunun subjektif iradesi, amacı değil yasanın yorumlandığı andaki nesnel koşullara, yaşam ilişkilerine, günün şartlarına uygun şekilde yorumlanması belirtmektedir. Bu görüşe göre, yasa yapıldıktan sonra yani yasalaştıktan sonra yasa, yasa koyucunun subjektif iradesinden soyutlaşır eş söyleyişle bağımsızlaşır.

Amaçsal yorum, hukuk kuralının yorumlanmasında sözel yorumun yeterli olmadığından dolayı önemi artmış bulunmaktadır.

4. Tarihsel Yorum:

Tarihsel yorum, bir hukuk kuralının yasa koyucunun o kuralı koyduğu tarihteki güttüğü amacı, subjektif iradesi esas alınarak yapılan yorum yöntemidir. Bu yorum yönteminde başvurulan başlıca kaynaklar, komisyon raporları, hazırlık çalışmaları, gerekçeler gibi metinlerdir.

III. ANAYASA HUKUKUNA ÖZGÜ YORUM YÖNTEMİ;PRATİK UYUŞUM İLKESİ:

Diğer hukuk dallarında olduğu gibi Anayasa Hukukunda da yorumlanması gereken anayasal metinler veya normlar yahut kurallar bulunmaktadır. Bu yüzden Anayasa hukuku normlarının somut olay ve olgulara ya da uyuşmazlıklara yorumlanması gerekmektedir. Anayasal normların yorumlanmasında özel hukukta uygulanan klasik yorum metotları bu anlamda lafzi, sistematik, amaçsal veya tarihsel yorum yöntemleri yeterli olmamakta veya bazen niteliğine uygun düşmemektedir. Daha doğrusu, klasik yorum yöntemleri, daha çok özel hukuk ilişkilerinden kaynaklanan kuralların yorumlanmasında kullanıldığı için tek başına kabul görmemektedir.  İşte bu sebeple klasik yorum yöntemlerine ilave olarak Anayasa Hukukuna özgü bir takım yorum yöntemleri bulunmuştur.

Anayasa hukuku özgü yorum yöntemleri başlıca şöyledir: Tereddüt Halinde Özgürlük lehine Yorum İlkesi; Anayasaya Uygun Yorum İlkesi; Anayasanın Bütünlüğü İlkesine Göre Yorum İlkesi;  Pratik Uyuşum İlkesi;  Anayasanın Normatif Gücü İlkesine Göre Yorum İlkesidir.

Anayasa hukukuna özgü yorum yöntemlerinden biriside az yukarıda ifade ettiğimiz üzere, Pratik Uyuşum İlkesi’dir. Pratik Uyuşum İlkesine göre, birbirleri çelişen birden fazla anayasa kuralının veya normunun, birinin diğerine feda etmeden her bir anayasal norma optimal etki sağlayacak şekilde yorumlanması olarak tanımlanmaktadır.

Öğretiye göre, Pratik Uyuşum İlkesi, Federal Alman Anayasa Mahkemesinin Kararlarında geliştirmiş olduğu bir ilke olduğu, birbiri ile çatışan iki anayasa normunu, birini diğerine üstün tutmadan diğer bir ifade ile her iki çatışan ilke arasında hiyerarşi kurmadan ölçülülük ilkesi gözetilerek her iki norma optimal( azami) bir hukuksal etki tanınmak suretiyle çatışan normların yorumlanması durumunu ifade eden bir ilke olarak ifade edilmektedir[6].

Hatta Türk Anayasa Mahkemesi bir kararında[7] aynen şu şekilde ifade etmiştir: “Anayasa hükümlerinin anayasanın bütünlüğü (Die Einheit der Verfassung) ilkesi gözönünde tutularak yorumlanması zorunludur. Anayasa hükümlerinden birinin diğeri ile çatışır gözükmesi halinde bunlardan herbirine optimal etkililik sağlayarak, yani birini diğerine feda etmeden bir sonuca varmak, pratik uyuşum (Praktische Konkordans) ilkesinin bir gereğidir. Oysa çoğunluğun kararında yukarda anılan anayasa kuralları, ceza siyasetinin rasyonelliği ilkesine feda edilmiş olmaktadır.” Aynı şekilde, pratik uyuşum ilkesi, gerçek kişilerin aralarındaki hak çatışmalarında da uygulanmaktadır[8]. Hatta bunun kanıtı olarak da öğretide, Anayasa Mahkemesinin Tansel Çölaşan kararı gösterilmektedir[9]. Tansel Çölaşan kararının ilgili kısmı şöyledir: ”Devletin, bireylerin maddi ve manevi varlığının korunması ile ilgili pozitif yükümlülükleri çerçevesinde şeref ve itibarın korunması hakkı ile diğer tarafın Anayasa’da güvence altına alınmış olan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünden yararlanma hakkı arasında adil bir denge kurması gerekir (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Von Hannover/Almanya (no.2) [BD], B. No: 40660/08 ve 60641/08, 7/2/2012, § 99). Bu denge kurulurken Anayasanın 13. ve 26. maddeleri kapsamında demokratik toplum düzeninin gerekleri gözetilerek, sınırlama amacı ile aracı arasında ölçülü bir dengenin gözetilmesi ve hakkın özüne dokunulmaması gereklidir (Nilgün Halloran, § 43).”Bu ve bu benzeri kararlar çoğaltılabilir.

Bununla birlikte son olarak şu hususu ifade etme gerekir ki: Pratik Uyuşum İlkesi, aynı zamanda Anayasa Hukukuna Özgü Yorum Yöntemlerinden “ Anayasanın Bütünselliği İlkesi” yorum yönteminin gereği olup; birbirini tamamlamaktadır. Aynı şekilde, pratik uyuşum ilkesi anayasal normlar arasında bir hiyerarşi olmadığını tam tersine anayasal normlarının bir bütün olduğunu varsaymaktadır[10].

IV. SONUÇ:

Anayasal normların veya kuralların somut bir uyuşmazlığa ya da olaya uygulanması sırasında bazen söz konusu normun yorumlanması ihtiyacı ortaya çıkabilir. Klasik yorum yöntemleri ile bu manada lafzi, sistematik, amaçsal veya tarihsel yorum metotları ile somut uyuşmazlığa uygulanacak olan anayasal normun yorumlanması tek başına yeterli olmayabilir. Bu yüzden Anayasa yargısı ve öğretisinde klasik yorum metotlarının yanında Anayasa Hukuka özgü bir takım yorum metotları geliştirilmiştir ve de uygulanmıştır. Anayasa hukuku özgü yorum yöntemleri başlıca şöyledir: Tereddüt Halinde Özgürlük lehine Yorum İlkesi; Anayasaya Uygun Yorum İlkesi; Anayasanın Bütünlüğü İlkesine Göre Yorum İlkesi; Pratik Uyuşum İlkesi; Anayasanın Normatif Gücü İlkesine Göre Yorum İlkesidir.

Anayasa Hukukuna Mahsus yorum yöntemlerinde birisi de çalışmamızın konusunu oluşturan ve de sıkla belirttiğimiz “pratik uyuşum ilkesidir.” Adı geçen bu ilkeye göre, birbirleri çelişen birden fazla anayasa kuralının veya normunun, birinin diğerine feda etmeden her bir anayasal norma optimal etki sağlayacak şekilde yorumlanması olarak tanımlanmaktadır. Eş söyleyişle, birbiri ile çelişen-çatışan birden fazla anayasal norm veya anayasal koruma altına alınmış olan hukuk değerler, biri diğerine üstün tutulmadan her ikisi arasında ölçülülük ilkesi kapsamında “adil bir denge” kurmak suretiyle yorumlanmasıdır.

Bu yorum ilkesinin çıkışı Federal Almanya Anayasa Mahkemesi olsa da Türk Anayasal öğreti ve yargı kararları ile de benimsenmiştir.

-------------

[1]YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas Numarası: 1989/10-391 Karar Numarası: 1990/83 Karar Tarihi: 14.02.1990: ( https://legalbank.net/arama/mahkeme-kararlari) Erişim Tarihi: 02.03.2023

[2] Şahin Şengül, E.; Çelt Özden, D: (2019),  "SÖZLEŞMENİN YORUMLANMASI MESELESİNE TÜRK VE İNGİLİZ HUKUKLARININ FARKLI YAKLAŞIMI." Legal Hukuk Dergisi 17.194, s. 723.

[3] Şahin Şengül, Çelt Özden: s. 725.

[4] Kaya, A: (2014),  "Amaçsal Yorum." Ankara Barosu Dergisi 4, s. 367-368.

[5] Kaya, s. 367-368.

[6] Keskinsoy, Ö; Kaya, S.B:(2021),  "ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINI BİÇİMLENDİRME ÇABASI OLARAK YORUM." Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi 11.1, s. 86.

[7] Keskinsoy, Kaya s. 86-87; Anayasa Mahkemesi Kararlar Bilgi Bankası, Tuğçe Tuğçu, Fazıl Sağlam Karşı Oy yazısı (AYM, E.2002/143, K.2004/46, 31/03/2004, § …),(https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/ND/2004/46?EsasNo=2002%2F143) Erişim Tarihi: 02.03.2023.

[8] Keskinsoy, Kaya s.87.

[9] Keskinsoy, Kaya s.87; (Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § …)

[10]Sağlam, F:(2020),ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ÜRETTİĞİ YAPAY BİR KAVRAM: “ORTAK KORUMA ALANI”, Atılım Üniversitesi Yayınları, Prof. Dr. Metin Günday’a Armağan, C.2, Ankara, s. 1135.