Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliğinin sona erme hallerinden biri de boşanmadır. Boşanma davası açıldığında maddi ve manevi tazminat, velayet, mal paylaşımı, ziynet eşyaları gibi birçok husus davaya konu edilirken en çok karşımıza çıkan konulardan biri de nafakadır.

Boşanma davası devam ederken ve boşanma davası bittikten sonra, şartları oluşması halinde, eşlerden biri diğerinden hem müşterek çocuk hem de kendisi için nafaka talebinde bulunabilir. Nafaka, boşanma davası devam ederken ve boşanma sonunda eşler ile müşterek çocukların geçimlerini sağlayabilmesi için yapılan yasal bir düzenlemedir.

1) TEDBİR NAFAKASI:

Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken, henüz evlilik birliği sona ermediği ve aile birliği devam ettiği için, eşlerin birbirlerinden talepte bulunabilecekleri nafakadır. Tedbir nafakasının amacı; devam eden evlilik birliğinde dava süresince eşin ve müşterek çocuğun barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemlerin alınmasıdır. Tarafların maddi durumuna göre hakim tedbir nafakasını kimin ödeyeceğine karar verir. Tedbir nafakası geçici bir nafaka olmakla birlikte, boşanma davası devam ederken eşin ve çocukların yaşam şartlarının olumsuz etkilenmemesi için hükmedilen bir nafaka türüdür.

 2) İŞTİRAK NAFAKASI:

İştirak nafakası evlilik birliğinin sona vermesinden sonra boşanma davası ile müşterek çocuğun velayeti anne veya babaya verildiği durumda velayet hakkı kendisine verilen eşin, diğer eşten talep edebileceği nafakadır. İştirak nafakasının amacı; müşterek çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve bakım giderlerine diğer eşin de gücü oranında katılmasını sağlamaktır. Kendisi yoksul olan anne ya da babanın iştirak nafakası ile sorumlu tutulması mümkün değildir. Dolayısıyla kendi geçimini sağlamaktan yoksun olan eşin iştirak nafakası vermesi beklenemez.

Müşterek çocuk için boşanma davası devam ederken talep edilen nafaka tedbir nafakası olarak adlandırılırken, boşanma davası kararının kesinleşmesi ile birlikte bu nafaka iştirak nafakası olarak adlandırılır.

3) YOKSULLUK NAFAKASI:

Yoksulluk nafakası, evlilik birliği sona erdikten sonra boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan tarafa ödenen nafakadır. Yoksulluk nafakası verilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları Aile Mahkemesince araştırılır. Sürekli, düzenli ve yeterli geliri olan eş yararına yoksulluk nafakası verilmez. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre; ‘’Ekonomik ve sosyal durumları yetersizlik bağlamında birbirine benzer ve denk olan eşler’’ de birbirlerinden yoksulluk nafakası talep edemez.

Yoksulluk nafakası da tarafların ekonomik ve sosyal ödeme gücüne göre belirlenir ancak burada önemli nokta ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemeyeceğidir. Yani boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru ağır olan eş yararına yoksulluk nafakası verilemez. Yoksulluk nafakası talep eden eşin daha az kusurlu ya da kusursuz olması gerekmektedir.

Nafakaya ilişkin Aile Mahkemesince karar verildikten sonra tarafların mali durumları değişebileceği gibi, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları ve yaşam şartları da değişebilir. Bu durumda nafakanın artırılması ya da azaltılması gündeme gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 176. Maddesi’ne göre; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde Aile Mahkemesince nafakanın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Gerek boşanma davası gerekse nafakaya ilişkin taleplerde her somut olay kendine özgü detaylar içermektedir. Herhangi bir hak kaybı yaşamamanız için avukatınızdan detaylı hukuki yardım almanız tavsiye edilir. 

Av. Çağnur ERÇETİN