Deprem Sonrası Gündeme Gelen Koruyucu Aile Olma, Evlat Edinme Şartları ve Bu Durumların Çocuklar Üzerindeki Etkisi

İnsan yaşamını durduran, psikolojik, ekonomik ve fiziksel olarak zarara uğratan, hiçbir güç gerekmeksizin kendiliğinden oluşan afetlere doğal afet denir. Deprem de doğal afetlerin başında gelmektedir. Çok yakın bir zamanda ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş depremleri sonrası tüm ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Yaklaşık 15 milyon insanın hayatını doğrudan etkileyen bu depremde yüz binlerce insan yakınlarını ve evlerini kaybetti.  Bu durumdan doğrudan etkilenenler arasında en çok zarar gören şüphesiz ki çocuklar oldu. Yüzlerce çocuk evsiz kaldı. İçlerinden bazıları ebeveynlerini kaybetmişken bazılarının henüz kimlikleri bile belirli değil. Deprem sonrasında çıkarılan çocuklardan ailesi yanında olmayanlar sağlık kuruluşlarında tedavileri yapıldıktan sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından koruma altına alınıyor. Bu süre zarfı içinde çocukların biyolojik aileleri ve yakınlarının durumlarına ilişkin incelemeler yapılıyor ve hayatta oldukları takdirde kimlik tespiti yapıldıktan sonra çocuklar ailelerine teslim ediliyor. Çocukların biyolojik ailesi ya da birinci dereceden yakınlarının hayatlarını kaybetmeleri durumunda ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kurumlarda muhafaza altında tutuluyor. Biyolojik ailesini ve birinci dereceden akrabalarını kaybetmiş çocuklar için koruyucu aile olmak isteyen binlerce insan var ancak çocuklar hemen koruyucu ailelere teslim edilmiyor. Koruyucu aile olmanın belirli prosedürleri bulunmaktadır. Koruyucu aile olmak isteyenler depremden etkilenen çocuklara özel olarak koruyucu aile olmak istiyoruz gibi bir ibarede bulunamıyorlar. Depremzede olma durumu çocuklar arasında bir ayrım olarak gözetilmiyor. Peki koruyucu aile nedir ve nasıl koruyucu aile olunur?

Koruyucu ailelik kurumu, herhangi bir nedenden dolayı biyolojik ailesinin yanında bulunması mümkün olmayan çocukların, devlet denetimi altında aileler tarafından kendi aile ortamlarında yetiştirilmesi ve gerekli ihtiyaçlarının devlet ile paydaş bir şekilde karşılanmasıdır. Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli denetimler yapıldıktan sonra çocuk, aileye bir sözleşme sonrası teslim edilir. Unutulmamalıdır ki ‘’evlat edinme’’ ile ‘’koruyucu aile olmak’’ aynı şeyler değildir. Koruyucu aile olmak evlat edinmenin bir basamağı olarak da düşünülemez. Evlat edinme ve koruyucu aile olmak birbirinden ayrı durumlardır. Prosedürleri ve süreleri farklılık göstermektedir. Koruyucu aileliğe başvurabilmek için T.C vatandaşı olmak, 25-65 yaş aralığında olmak, Türkiye’de ikamet etmek, düzenli gelir sahibi olmak, en az ilkokul mezunu olmak temel şartlardır. Bekarlar ve biyolojik çocuk sahibi olan kişiler de koruyucu aile olabilir. Evlat edinmede ise çiftlerin 30 yaşını doldurmuş olmaları veya en az 5 yıldır evli olmaları gerekmektedir. Bunun yanında bekar kişiler de evlat edinmeye başvurabilirler. Çocuğun anne ve babası hayattaysa, evlat edinebilmek için biyolojik anne-babanın rızası gerekir. Ancak koruyucu aile olma durumunda biyolojik ailenin rızası aranmaz. Evlat edinmede süreç 3-5 yıl arasında değişirken, koruyucu aile olmak için 6 ay yeterli bir süreçtir.

Tüm dünyada ve ülkemizde yapılan araştırmalar sonucunda personel tarafından yapılan toplu bakım durumlarında, bakım altındaki çocukların gelişiminin fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan akranlarından geride kaldığı gözlemlenmiştir. Buna karşılık, birebir özel olarak ilgilenilen, aile ortamında aile şefkati ve sevgisi altında büyüyen, gerekli özen ve titizliğin koruyucu aile tarafından ya da evlat edinen aile tarafından gösterildiği çocuklar da ise bu durum fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan oldukça olumlu bir gelişme göstermiştir. Çocukların aile yanında büyümeleri sorunlarla baş etme kapasitelerinin gelişmesinde, yaşadığı travmaların atlatılmasında oldukça önemli bir konumda yer almaktadır. Gelişmiş olan çoğu ülkede, devlet aracılığıyla yapılan toplu bakım uygulamalarını azaltılmış, koruyucu aile ve evlat edinme durumlarının oranını ise artırılmıştır. Türkiye’de yaklaşık 20 bin çocuk devlet gözetimi altındadır ve bunların yalnızca 7 bine yakını koruyucu aile tarafından yetiştirilmektedir. Geri kalan 14 bine yakın çocuk hala toplu bakım altındadır. Bu sayının azaltılıp, koruyucu aile ve evlat edinme oranının artırılması ülkenin geleceği olan çocukların daha özenli yetiştirilmesi, sosyal açıdan gelişmiş ve toplum bilinci oluşmuş bir ülkenin zeminini hazırlamak için önemli bir husustur.

Av. Begüm GÜREL&Hukuk Fakültesi Öğrencisi Buğra GÜNDAY