T.C
YARGITAY 
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2012/25331 
KARAR NO. 2013/17973 
KARAR TARİHİ. 26.6.2013

DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: 

Davacı, sulh mahkemesine hasımsız yaptığı başvurusunda; babası F. D.'un 16.2.2012 tarihinde öldüğünü, miras bırakandan çok borç kaldığını belirterek mirasını istemediğini, üç aylık sürede mirası reddettiğini bildirmiş; 

mahkemece; “talebin mirasın gerçek reddi olmayıp, hükmen reddi isteğine ilişkin olduğu, hükmü ret talebinin, alacaklılar davalı gösterilmek suretiyle açılması gerektiği, hasımsız açılamayacağı” gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/1-b maddesine dayanılarak dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş; kararı davacı temyiz etmiştir.

Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. ( TMK. m. 605/1 ) Türk Medeni Kanununun 609'ncu maddesinde yer alan hükme göre; mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Sulh hakimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir. Mirasbırakanın 16.2.2012 tarihinde öldüğü, davacı mirasçının, “üç aylık süre içinde mirası reddediyorum” açıklamasıyla, davalı olarak herhangi bir şahsı göstermeksizin 5.4.2012 günü yazılı olarak sulh mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Başvuru dilekçesinde, ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi veya terekesinin borca batık olduğuna ilişkin bir açıklama ve bu yönde bir tespit kararı verilmesi isteği bulunmamaktadır. Başvuru dilekçesindeki “mirasbırakandan çok borç kaldığına” dair açıklama, Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesine dayalı bir dava açıldığını göstermez. Bu bakımdan istek, mirasın gerçek reddine ( TMK. m. 605/1 ) ilişkin olup, Yasanın 609'ncu maddesine göre yapılan bir başvuru niteliğindedir. Öyleyse davacının başvurusunun bu çerçevede değerlendirilerek, beyanının tutanakla tespit edilip, özel kütüğüne tesciline karar verilmesi ve davacıya reddi gösteren belge verilmesi gerekirken, davanın hatalı olarak hükmü ret olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oy birliğiyle, 26.06.2013 tarihinde karar verildi.