“Türkeş sana bir sorum var ama net cevap istiyorum”.
Pek öyle önyargılarım yoktur. Hele millet, din, topluluk ayrımları yapmamaya çalışırım; her yerde kötü örnekler olabilir ama bunu genele yayamayız. Ancak bildiğim bir şey varsa, eski sevgiliden dost, emekli albaydan da müvekkil olmayacağıdır. Dede ile sabık kayınpeder de emekli albay oldukları için iyi bilirim. Şuna bak ya, net cevap istiyormuş. Sanki hukukta, hele hele Türkiye’deki hukukta netlik varmış da ben kesin cevabını bilmiyormuşum gibi. Yahu TBB Meslek Kuralları Yönetmeliği m. 34 en başta benim net konuşmamı engelliyor.
“Savcılığa yapılmış bir suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı üzerine itirazımı nereye ve ne kadar sürede yapabilirim”?
Oo, dosyalarımız zenginleşiyor. Sende genellikle Kiralayanın İmzalamadığı Tahliye Taahhütnamesi ya da Kira Uyarlamasında Sebepsiz Zenginleşme gibi enteresan özel hukuk dosyaları olurdu, ceza davalarına nasıl geldik?
Bu arada, söz ilgili yazımızdan açılmışken, Sayın H. Şirin fevkalade nazik bir üslupla kira bedelinin tespiti davası yerine uyarlama davası kavramını kullandığımızı, bunların farklı davalar olduğunu söylemiş. Evet, mevzuat öyle diyor. TBK m. 344 bir der ki eğer taraflar kira bedeli konusunda anlaşamamışlarsa bir önceki yılın TÜFE on iki aylık ortalamalarını geçmemek koşuluyla hakim tarafından kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir; işte bu kira bedelinin tespiti davasıdır. Devamında da der ki, eğer beş yıl geçmişse, hakim bir de işin içine emsal kira bedellerini katarak yeni kirayı belirler.
TBK m. 138 ise olağanüstü durumlarda aşırı ifa güçlüğü durumunda yapılabilecekleri anlatır. İşte sözleşmenin kurulması esnasında taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de mümkün olmayan bir durum olacak, bu durum borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkacak ve borcun ifasını istemek dürüstlük kuralına aykırı olacak; bir de borçlu henüz borcunu ifa etmemiş ya da etmişse de bu hakkını saklı tutarak etmiş olacak. İşte bu da uyarlama davasıdır eğer sözleşmeden dönmek mümkün değilse.
Yalnız galat-ı meşhur fasih-i mehcurdan evladır. Havamız olsun dersek communis error facit jus. Özünde bizim buradaki yazma amacımız nedir? Okunmak. Bunu nasıl sağlarız? İlgi çekici başlık, vurucu bir giriş ve güzel bir gelişme. Buna bir de İnternet üzerinde yazılan yazılarda vatandaşın hangi anahtar kelimelerle arama yaptığını bilip ona göre cümleler kurmak gelir. Sizce vatandaş nasıl arama yapıyordur? Kira bedelinin tespiti mi yoksa uyarlama davası diye midir? Belki de kira bedelinin uyarlaması diyedir.
E bu etik midir? Vallahi başkalarının yazılarını, onların isimlerine yer vermeden kendi eserinmiş gibi yayınlamaktan daha etiktir sanırım hani Avukatlıkta Doğru Bilinen Yanlışlar’da bahsettiklerimiz gibi. Gerçi biz kiradır, işçidir diye arandığımızda çıkmıyoruz da, Mafya Avukatı yazılınca çıkıyoruz, o da basının işgüzarlığı, bizim tüm müvekkillerimiz saygın iş insanlarıdır efendim.
Neyse biz dönelim kumandanın sorusunun cevabına. Suç duyurusunda bulunulan suçun niteliğine göre asliye ya da ağır cezaya on beş gün içinde.
“Sulh ceza hakimliğine iki hafta içerisinde olmasın o?”
Emekli bir albay müvekkilden daha korkuncu varsa o da hukuk fakültesi mezunu bir emekli albay müvekkildir. Neden hukukçu ya da avukat değil de hukuk fakültesi mezunu dersek, çocukluğumuzda içimizde ukde kalan hukuku emekliliğimizde bitirdiğimizde ama sıfır uygulayıcılıkla, bu bizi hukukçu yapmaya yetmiyor. Olsa, olsa bir hukuk teknikeri, icra müdür yardımcısı.[1] Hayır onları da küçümsediğim için değil, onlara da ihtiyacımız var, ama hukukçuluk başka bir şey, doğal hukuksuz olmuyor.
Be adam vekalet mi verdin, sözleşme mi yaptın, danışma ücreti mi ödedin? Kayınpeder Evden Çıkarırsa korkusundan fakülteden çıkıp plaja giderken ayaküstü senin derdini dinliyorum. Merak etme, dilekçemizde dürüstlük kuralından bahsetmek gerekse bile açıp okuyacağız tekrardan TMK m. 2’yi. Bak gittim baktım şimdi de CMK m. 173’e, öyleymiş. Ceza muhakemesinde kaldırmışlar asliye ceza mahkemesini, yerine sulh ceza hakimliğini getirmişler. Sanki adli müzaheret yapıyoruz da ezbere bilmemiz gereksin.
“Sulh ceza hakimliği kamu davasının açılması için yeterli nedenler olmadığını tespit ederse istemi gerekçeli olarak reddeder ve itiraz edeni giderlere mahkum eder diyor. Bu giderler ne kadardır?”
Korkma öyle Kanuni Vekalet Ücreti Vekilin mi filan ödemezsin, harç da olmaz, işte en fazla tebligat gideri. Ülkedeki enflasyon hesap algımı bozduğu için de ne kadar oldu bilmiyorum normal posta ücreti. Ama geçenlerde resmi gazetede bir ilanen tebligat vardı, orada beş tane tebligat giderinden bahsediyorlardı, toplam dokuz yüz lira tutmuştu. İşte oradan hesapla. İlanen tebligatın kendisi bunun kaç katıdır o ayrı mes’ele ama senin zaten onunla işin olmayacak.
“Eğer sulh ceza hakimliği istemimi kesin olarak reddederse AİHM’e başvururum”.
E AİHS m. 34 iç hukuk yollarının tüketilmesi şartı n’olacak? Vekilsiz Bireysel Başvuru hesabı?
“AYM adil yargılanma hakkı kapsamındaki başvurulara bakmıyor artık. O yüzden direkt AİHM’e gidebilirim”
Sen AİHM’e hangi sebeple başvuru yapacaksın?
“Özel hayatımın gizliliği ihlal edildi”
Şu olayı bir en baştan anlat bakalım dedik de olay anlaşıldı. Kazık kadar adamın sınıf arkadaşlarıyla oluşturduğu bir whatsapp grubu var. Artık milleti nasıl bezdirdiyse, bir konu üzerine kızlardan biri “aman, şimdi Seçkin gelir de bu mesaja eksi atar” diye yazmış. Bir başkası da o yazının ekran görüntüsünü almış, Seçkin’in adını karalayarak kendi Twitter hesabında paylaşmış “bizim travmalarımız” diye. Kahramanımız da TCK m. 136 kişisel verilerim hukuka aykırı olarak yayıldı, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası gerekir diye suç duyurusunda bulunmuş. Yapma diyorum, bunlar senin meslektaşın, avukat, hakim, savcı, noter, akademisyen olacaklar, hep birbirinize işiniz düşecek, adamın dediği ben de olamasınlar diye uğraşıyorum! Bakınız dikkatinizi çekerim, kişisel veri dediği adı, o da üzeri karalandığı için okunamıyor. Evet, hukuk fakültesi mezunu ancak hangi fakülte olduğunu söylemekten ben edep ediyorum.
Hani şu Anayasa Mahkemesinin kararı var ya, ben artık uzun süren yargı süresi iddiasıyla önüme gelen adil yargılanma hakkı ihlallerine bakmayacağım dediği, bu yüzden direkt AİHM’e gidebiliyoruz ya, vazgeçtim onun için bir komisyon kurulduğu bilgisinden, adamın adil yargılanma hakkım ihlal edildiği dediği süre iki hafta efendim. Evet, iki hafta.
İki hafta içinde savcılık cevap vermiş. Üstelik çok da güzel vermiş. Yargıtay 12 CD 15.01.2020 Tarih ve 2019/12886 E. 513 Kararı’na atıf yaparak her ne kadar ismin de kişisel veri olarak kabul edilmesi gerekse de Yargıtay CGK 17.06. 2014 Tarih ve 2012/1510 Esas 331 Kararı gereği bu durumun ancak TCK m. 134 özel hayatın gizliliğini ihlal kapsamında değerlendirilebileceğini belirtmiş. Somut olayda da bu verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmediğini vurgulamış.
Hani bir de özel hayatın ihlalinden başvuru yapacaktı ya, artık bir zahmet siz söyleyin efendim bu ihlalin devlet, idare, bir kamu tüzel kişisi tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini, özel hukuk kişileri tarafından yapılan ihlallerin normun koruma alanı dışında kalacağını.
Yani ezcümle, oğlum Ayşe Ağa’nın Ahmet ile Mehmet adlı üç kızı olmuş, ben bu yanlışın neresini düzelteyim?
Daha devamı var da işte iddianame kabul edilseydi ama beraat etseydi ben onun avukatının vekalet ücretini öder miydim, burada bana hakaret edildi gibi adamın ceza genel hocasını bulup asıl onun diplomasını iptal etmeli, girmiyorum o fantezi konularına.
Peki bu durumda ceza yargılaması anlamında yapabileceğimiz hiçbir şey yok, onu anladık, zaten ortada suç yok. Hani lokantaya girdin yemek yedin ama parasını vermedin, hırsızlık mı güveni kötüye kullanma mı? Hiç biri, özel hukuk işlemi, git derdini hukuk mahkemelerine anlat hesabı.
TMK m. 24 hukuk hakiminden saldırının önlenmesini isteyebiliriz. Eğer gerçekten ortada bir saldırı varsa o paylaşım kaldırılır. TMK m. 25 gereği de bir manevi tazminat talebinde bulunabiliriz eğer gerçekten bu saldırının varlığını ispatlayabilmiş ve üstelik de bu saldırının bizde derin bir elem ve keder yarattığı konusunda hakimi ikna edebilirsek.
Artık bu saatten sonra Kayınpeder Ecrimisil İsterse bile umrumda değil, AvK m. 164 ihlaline son veriyorum.
------------------
[1] https://basin.adalet.gov.tr/adalet-bakani-tunc-icra-mudur-ve-icra-mudur-yardimciligi-kura-torenine-katildi