Gündemi işgal eden gizli dinlemelerin hukuki durumunu konuşmak üzere davet edildiğim televizyon kanalına giderken Başbakan’ın yeni bazı konuşma kayıtlarının internete düştüğü haberleri geldi.

Yayına başlamadan yarım saat önce, program yapımcıları yeni bir dinleme kaydı çıktısını ‘son dakika’ gelişmesi olarak elimize tutuşturdular belki bu konu da konuşulur diye.

Konuşma kayıtlarının ilki Başbakan ile eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği iddia ediliyor. İkincisi Başbakan ile yeni Adalet Bakanı arasında yapıldığı iddia olunan kayıtlar.

Bu dinlemeler yasal olabilir mi ?

Bu dinlemeleri diğerlerinden ayıran kesin bilgi var elimizde. O da bu dinlemelerin yasal olmadığıdır. Yasal olma olasılığı dahi yoktur.

Başbakan ve bakanları hakkında soruşturma yapılabilmesi Meclis’in kararıyla mümkün. Başbakan ve bakanlar hakkında nasıl soruşturma yapılacağı, yasama dokunulmazlığı dışında özel olarak düzenlenmiş. Meclis üye sayısının onda birinin talebi ile genel kurulun karar vermesi gerekiyor.

Kısaca  Cumhuriyet savcılarının vatandaşlar hakkında mahkemeden dinleme kararı alarak yaptırdıkları dinlemeleri Başbakan ve bakanlar hakkında yaptırma ihtimalleri hukuken sıfır. Anayasa ve kanunlar bu konuda gayet açık ve net.

Başbakan ve bakanlar hakkında, kamuoyundan saklanarak gizli oturumda alınmış bir Meclis Soruşturması kararı olamayacağına, alenen de Meclis soruşturması olmadığı bilindiğine göre, gizli kalması gereken bu konuşmaların internete düşmesinin adını doğru koymamız gerekir.

Yasalara göre, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek suçtur.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçtur.
Kayda alınan konuşmaların ifşa edilmesi suçtur.
İfşa edilen verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması ayrıca suçtur.

Hemen şunu ifade edelim, bir soruşturma sebebiyle yasal bir dinleme yapılmış olsa dahi, dinleme verilerinin ifşa edilmesi de soruşturmanın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Dinlemenin yasal prosedürüne uygun yapılması dinleme kayıtlarının basın yayın yoluyla ifşa edilmesini meşru kılmaz.

Başbakan ve bakanların aralarındaki konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması ve basın yayın yolu ile yayımlanmasını sadece haberleşmenin gizliliğinin ihlali olarak görmek, ceza hukuku bakımından doğru ama eksik bir tespit olacaktır.

Başbakan ve bakanlar arasındaki konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması, ifşa edilmesi eylemlerini devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçu teşkil edip etmeyeceği yönünden öncelikle değerlendirmek gerekir.

Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibariyle gizli kalması gereken konuşmaları, bilgileri, belgeleri siyasal casusluk maksadıyla temin etmek, kaydetmek, başkalarına aktarmak, yayımlamak eylemleri daha ağır yaptırımı gerektiren suçlardır.

Gerek siyasal casusluk, gerek haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları, kamu adına doğrudan soruşturulması gereken suçlardır. Cumhuriyet Başsavcılıkları bu konuda suç duyurusu, ihbar ve şikayet beklemeden kendiliğinden soruşturma başlatmakla yükümlüdür.

Yargı içinde bir kısım savcı ve hakimlerin illegal oluşumlar içinde girip, siyasal operasyon yaptıkları iddialarının gündemde olduğu bugünlerde, Başbakan ve bakanlar arasındaki konuşmaların ifşası siyasal casusluk suçu kapsamında soruşturulması gerekir.

İfşa edilen dinleme içeriklerini tartışmak, siyasal casusluk eylemlerini de organize eden Türkiye düşmanı odakların istediğidir. Mesele Ak Parti ve Erdoğan sorunu olmaktan çoktan çıkmıştır. Bu oyuna gelinmemelidir.

Yapılması gereken, yargı, emniyet başta olmak üzere kamu bürokrasisi içinde oluşturulduğu anlaşılan illegal yapılanmayı hukuka uygun soruşturma mekanizmaları harekete geçirilerek deşifre etmek, sorumlular hakkında adli ve idari yaptırımları uygulamaktır.