T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2021/11015
K. 2022/9421
T. 27.6.2022

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN MADDİ TAZMİNAT ( Trafik Kazası Sonucu Davacıda Oluşan Malûliyetin Tespitine Yönelik Olarak Alınan Adli Bilirkişi Kurulu Raporu İçeriğinde Davacıda Oluşan Maluliyetin Zamanla Gelişen ve Artan Bir Durum Olduğuna Dair Açıklama Mevcut Olmayıp İbradan Sonraki İki Yıllık Hak Düşürücü Süre İçerisinde Tahkime Başvurulmamış Olmasına Göre Başvurunun Hak Düşürücü Süre Nedeniyle Reddi Gerektiği )

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat - 2918 Sayılı KTK 111/2 Maddesinde Düzenlenen İki Yıllık Süre Hak Düşürücü Süre Olup Zamanaşımında Olduğu Gibi Durması Ya da Kesilmesinin Söz Konusu Omadığı )

İBRANAME ( Trafik Kazası Sonucu Davacıda Oluşan Malûliyetin Tespitine Yönelik Olarak Alınan Adli Bilirkişi Kurulu Raporu İçeriğinde Davacıda Oluşan Maluliyetin Zamanla Gelişen ve Artan Bir Durum Olduğuna Dair Açıklama Mevcut Olmayıp İbradan Sonraki İki Yıllık Hak Düşürücü Süre İçerisinde Tahkime Başvurulmamış Olmasına Göre Başvurunun Hak Düşürücü Süre Nedeniyle Reddedileceği )

2918/m.111

ÖZET : Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.

Somut olayda, talebe konu trafik kazası 14/12/2014 tarihinde meydana gelmiş, davacının başvurusu üzerine davalı sigorta şirketi ile aralarında 31/05/2016 tarihli tazminat makbuzu ve ibraname başlıklı anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma metninde belirlenen 26.332,00 TL tutarındaki tazminat miktarı da davacının belirttiği banka hesap numarasına 10/06/2016 tarihinde ödenmiştir. Her ne kadar İtiraz Hakem Heyetince anlaşma metninde davacının “belirlenen tazminatın önceden bildirdiğim banka hesap numarasına ödenmesi şartıyla tamamen aldım” şeklindeki beyanı şerh olarak değerlendirilerek, anlaşmanın şarta bağlı olarak imzalandığı kabulüyle hüküm tesis edilmişse de kullanılan bu ifade teknik olarak geçerli bir şerh olarak değerlendirilemez. Kaldı ki anlaşmada mutabık kalınan tazminat miktarı da 10/06/2016 tarihinde başvuru sahibinin banka hesabına ödenmiş ve edim yerine getirilmiştir. 2918 Sayılı KTK.'nın 111/2. maddesinde düzenlenen iki yıllık süre hak düşürücü süre olup, zamanaşımında olduğu gibi durması ya da kesilmesi de söz konusu değildir. Yine söz konusu trafik kazası sonucu davacıda oluşan malûliyetin tespitine yönelik olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nden alınan 18.01.2018 tarihli adli bilirkişi kurulu raporu içeriğinde davacıda oluşan maluliyetin zamanla gelişen ve artan bir durum olduğuna dair açıklama da mevcut değildir. Açıklanan bu yönler birlikte gözetildiğinde, ibradan sonraki iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde tahkime başvurulmamış olmasına göre, başvurunun hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 2019/İHK-2466 Sayılı kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; davacının yolcu olarak bulunduğu davalıya ZMSS ile sigortalı aracın karıştığı 14/12/2014 tarihli tek taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve maluliyet oluştuğunu, sigortanın yapmış olduğu kısmi ödemenin davacının zararını karşılamadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalarak şimdilik 41.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuş ve ıslah dilekçesiyle talebini 66.324,28 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı vekili; talebe konu olay nedeniyle davacıya ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, başvurunun iki yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra yapıldığını belirterek, talebin reddi gerektiğini savunmuştur.

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; ibranamenin düzenlendiği tarihten itibaren iki yıllık hak düşürücü süre geçirildiği gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş; davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine, itiraz hakem heyetince, itirazın kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kabulüyle 66.324,28 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 29/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.

2918 Sayılı KTK'nın Sorumluluğa ilişkin anlaşmalar başlıklı 111. maddesinde” Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.

Somut olayda, talebe konu trafik kazası 14/12/2014 tarihinde meydana gelmiş, davacının başvurusu üzerine davalı sigorta şirketi ile aralarında 31/05/2016 tarihli tazminat makbuzu ve ibraname başlıklı anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma metninde belirlenen 26.332,00 TL tutarındaki tazminat miktarı da davacının belirttiği banka hesap numarasına 10/06/2016 tarihinde ödenmiştir. Her ne kadar İtiraz Hakem Heyetince anlaşma metninde davacının “belirlenen tazminatın önceden bildirdiğim banka hesap numarasına ödenmesi şartıyla tamamen aldım” şeklindeki beyanı şerh olarak değerlendirilerek, anlaşmanın şarta bağlı olarak imzalandığı kabulüyle hüküm tesis edilmişse de kullanılan bu ifade teknik olarak geçerli bir şerh olarak değerlendirilemez. Kaldı ki anlaşmada mutabık kalınan tazminat miktarı da 10/06/2016 tarihinde başvuru sahibinin banka hesabına ödenmiş ve edim yerine getirilmiştir. 2918 Sayılı KTK.'nın 111/2. maddesinde düzenlenen iki yıllık süre hak düşürücü süre olup, zamanaşımında olduğu gibi durması ya da kesilmesi de söz konusu değildir. Yine söz konusu trafik kazası sonucu davacıda oluşan malûliyetin tespitine yönelik olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nden alınan 18.01.2018 tarihli adli bilirkişi kurulu raporu içeriğinde davacıda oluşan maluliyetin zamanla gelişen ve artan bir durum olduğuna dair açıklama da mevcut değildir. Açıklanan bu yönler birlikte gözetildiğinde, ibradan sonraki iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde tahkime başvurulmamış olmasına göre, başvurunun hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 27.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır