TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SEYDİ TERCAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/27697)

 

Karar Tarihi: 23/10/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Saliha AKSOY

Başvurucu

:

Seydi TERCAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumu disiplin kurulu kararına karşı yapılan şikâyetin tanıklar mahkeme huzurunda dinlenmeden ve ileri sürülen diğer deliller incelenmeden reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucunun hükümlü olarakbulunduğu İzmir 3 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) 27/2/2020 tarihinde kapalı görüş için bulunan hükümlü ve tutuklulara ziyaret süresinin bittiği görevli personel tarafından bildirilmiş, ancakM.Ö. ve S.İ., ziyaretçilerinin geç geldiği gerekçesiyle görüşe devam etmek isteyerek ziyaret mahallinden çıkmamışlardır.

3. İnfaz koruma memurlarının M.Ö. ve S.İ. ile görüş mahallinden çıkmaları gerektiği konusunda konuştuğu sırada başvurucunun, koğuş arkadaşı S.İ.ye "Senin 30 dakika hakkın var seni görüştürmek zorunda" dediği, buna istinaden görevli personel tarafından söz konusu tutumunun yanlış olduğunun başvurucuya bildirildiği, ancak başvurucunun uyarıları dikkate almayarak görevli personel ile tartışmaya başladığı hususunda tutanak düzenlenmiştir. Bu olay üzerine Kurum tarafından, başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

4. Kurum Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin Kurulu) 5/3/2020 tarihli kararıyla, başvurucunun, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 40. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde düzenlenen "kurum görevlilerine uygunsuz söz sarf etmek veya davranışta bulunmak" eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle 1 (bir) ay süreyle bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma (tüm etkinlikler) cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.

5. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararına karşı Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. Başvurucu şikâyetinde; verilen disiplin cezasının memurun tuttuğu tutanak ve ifadesine dayandığını, haksız ceza verildiğini, olay günü kimseyi galeyana getirmediğini ifade etmiştir. S.İ. isimli kişinin başka bir ceza infaz kurumundan nakil geldiğini, kendisine ceza infaz kurumu uygulamasını sorması nedeniyle 30 dakikalık görüşmenin kanunen zorunlu olduğunu ve dilekçe verdiği takdirde telafi edileceğini söylediğini ve kanuni haklarını hatırlattığını belirtmiştir. Başvurucu kimseye hakaret veya tehdit içeren bir söz söylemediğini, cezaya konu hareketleri gerçekleştirmediğini belirterek olaylara şahit olan kişilerin dinlenilmesine karar verilmesini ve olayların geçtiği yerleri gösteren kamera görüntülerinin izlenmesini talep etmiştir.

6. İnfaz Hâkimliği, duruşmada sadece başvurucuyu dinlemiş, Kuruma yazdığı yazı ile de olaya ilişkin kamera görüntülerinin ve olay anında olay yerinde bulunduğu tespit edilecek olan hükümlü ve tutuklular ile varsa görevli memurlardan olayla ilgili bilgisi ve görgüsü olduğu düşünülenlerin tanık sıfatıyla beyanlarının alınarak düzenlenecek tutanakların gönderilmesini istemiş; diğer deliller yönünden dosya üzerinden inceleme yaparak 29/6/2020 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararda olay tutanağını düzenleyen tutanak mümzilerinin tanık olarak beyanlarının alındığı ve olay tutanağının doğrulandığı, başvurucunun savunmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, görevli memurların hükümlü hakkında gerçeği yansıtmayacak şekilde tutanak tutmasını gerektiren bir husumetin dosyaya yansımadığı belirtilerek başvurucunun şikâyetinin reddedildiği belirtilmiştir.

7. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğine verdiği şikâyet dilekçesini tekrarlamak suretiylesadece cezaevi personelinin tanık olarak dinlendiğini, ancak olaya tanık olan tutuklu ve hükümlülerin İnfaz Hâkimliğince dinlenmediğini ifade ederek Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz etmiştir. Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 10/7/2020 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

8. Başvurucu, nihai kararı 20/7/2020 tarihinde öğrendikten sonra 11/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurucu 8/12/2021 tarihinde denetimli serbestlik kapsamında tahliye olmuştur.

10. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Başvurucu, adli yardım talebinde bulunmuştur. Başvurucunun ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

12. Başvurucu; uyuşmazlığa konu olaya tanık olan tutuklu ve hükümlülerin mahkeme huzurunda dinlenilmesi yönündeki talebine rağmen İnfaz Hâkimliğince dinlenilmediğini, sadece infaz koruma memurlarının beyanlarının dikkate alınması suretiylesonuca varıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun savunmasının hâkim önünde alındığı, başvurucunun savunmalarında geçen hususların İnfaz Hâkimliği tarafından dikkate alınarak bu iddiaların incelenmesi için Kuruma yazı yazıldığı ifade edilmiştir. Bakanlık, tanık dinletme ve sorgulatma hakkı bağlamındaadil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği iddiası konusunda inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında formda yer alan iddialarını yinelemiştir.

14. Anayasa’nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

15. Başvuru adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri yönünden incelenmiştir.

16. Anayasa Mahkemesi Cihan Yeşil (B. No: 2013/8635, 6/5/2015, § 35) kararında başvurucunun yirmi gün süreyle hücreye koyma disiplin cezasının infazıyla haberleşme veya iletişim araçlarından ve ziyaretçi kabulünden yoksun bırakılması sonucu ortaya çıkacağından disiplin cezasının kişisel hak ve bu bağlamda medeni hak niteliğinde olduğu, başvurucunun söz konusu disiplin cezasından dolayı yaptığı şikâyetin İnfaz Hâkimliği tarafından incelenmesinin de medeni hak ve yükümlüklere ilişkin uyuşmazlık kapsamında kaldığı kabul edilmiştir. Dolayısıyla somut olayda başvurucunun hakkında uygulanan disiplin cezası nedeniyle yaptığı şikâyetin infaz hâkimliği tarafından incelenmesinin medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlık kapsamında kaldığının ve dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinin uygulanmasının mümkün olduğunun kabul edilmesi gerekir.

17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

18. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı maddi adaleti değil şeklî adaleti temin etmeye yönelik güvenceler içermektedir. Bu bakımdan adil yargılanma hakkı davanın taraflardan biri lehine sonuçlanmasını garanti etmemektedir. Adil yargılanma hakkı temel olarak yargılama sürecinin ve usulünün hakkaniyete uygun olarak yürütülmesini teminat altına almaktadır (M.B. [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 80).

19. Ceza davaları ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin davaların usul kuralları da dâhil olmak üzere yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ilkesi ve çelişmeli yargılama ilkesinin güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Asıl kural tarafların eşit şartlarda yargılamaya katılımının sağlanması, gösterdikleri kanıtlardan ve sundukları görüşlerden bilgi sahibi olması, bunlarla ilgili görüşlerini bildirebilme imkânının kendilerine verilmesidir (benzer değerlendirmeler için bkz. Taylan Özgür Tor, B. No: 2013/2454, 12/3/2015, § 43).

20. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının unsurlarından biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir. Adil yargılanma hakkının unsurlarından olan çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını ve bu nedenle tarafların yargılamanın bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Bu anlamda mahkemece tarafların dinlenilmemesi, taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hâle gelmesine neden olabilecektir (Abdullah Özen, B. No: 2013/4424, 6/3/2014, § 21). Ceza davalarının yanı sıra medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davaları ve idari davalarda da bu ilkeye uyulması gerekir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

21. Bireysel başvuruya konu olayda başvurucunun aldığı disiplin cezası, Kurum tarafından düzenlenen tutanak ve buna dayalı olarak başlatılan disiplin soruşturmasında alınan beyanlara dayanmaktadır. İnfaz Hâkimliğince söz konusu bilgi ve belgelere dayanılarak netice ve kanaate ulaşıldığı anlaşılmaktadır.

22. Somut olayda değerlendirilmesi gereken temel mesele uyuşmazlık konusu disiplin cezasına esas olan tutanak ile bu tutanağın düzenleyicilerinin beyanlarına karşı başvurucunun olayların tutanak içeriğinde belirtildiği gibi gerçekleşmediğine yönelik savunmasının ispatı için ileri sürdüğü delillerinin dikkate alınıp alınmadığıdır. Silahların eşitliği ilkesi bağlamında yargılamada adaletin sağlanması için tutanağa karşı başvurucunun iddia ve delillerinin dosyaya celp edilerek bunların İnfaz Hâkimliği huzurunda tartışılarak söz konusu güçler dengesinin sağlanması gerekir.

23. Bu itibarla yargılamada hükme esas alınan delillerin aksinin ispat edilmesi imkânının ilgili tarafa verilmesi, gerekirse tanıkların yeniden dinlenmesi ya da varsa başkaca tanık beyanlarına başvurulması, olayın oluş şekline uygunluğunun tespit edilmesi açısından zorunlu olabilir. Aksi durum yargılamayı bir bütün olarak adil olmaktan uzaklaştıracaktır.

24. Somut olayda, başvurucunun 1/3/2020 tarihli savunma yazısında ve 9/3/2020 tarihli dava dilekçesinde; sadece görevli memurun düzenlediği tutanak ve alınan ifadesine dayanılması suretiyle hüküm kurulduğu, tutanakta yazılanların gerçeği yansıtmadığı, etrafta olaya tanık olan mahpusların bulunduğu ileri sürülerek gerçekleştirilen tanıkların dinlenmesi talebine karşın İnfaz Hâkimliğince tanıkların dinlenilmediği, buna yönelik bir gerekçe de sunulmadığı görülmüştür. Bununla birlikte mahkemece ilgili ceza infaz kurumuna yazı yazılarak olayla ilgili bilgi ve görgüsü olan mahpuslar ve görevlilerin tanık olarak dinlenilmesinin talep edildiği ancak Kurum tarafından sadece tutanağı düzenleyen üç görevlinin ifadelerinin alınması ile yetinildiği,mahkemece bu tutanağa itibar edilerek kamera kayıtlarının celp edilmesi suretiyle çözümlerinin yaptırılmadığı ve söz konusu diğer delillere başvurulmamasının nedeninin de açıklanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkeme hükmünde başvurucunun savunmasını destekler mahiyette bir delilin dosyada bulunmadığı belirtilmiş, diğer yandan dinlenilmesi talep edilen tanık beyanları bu süreçte alınmamıştır.

25. Başvurucunun benzer şikâyetlerle itiraz merciine yaptığı başvuruda da yargılamanın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki bu iddialarının karşılanmadığı görülmüştür. Bu itibarla disiplin soruşturması ve yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucu hakkında verilen disiplin cezası ile ilgili belirleyici nitelikte bir delil olan tanıkların dinlenmemesinin ve ileri sürülen diğer delillerin incelenmemesinin başvurucuyu önemli ölçüde dezavantajlı duruma düşürdüğü, menfaatlerini koruyan güvencelerin başvurucuya sağlanmadığı, bu durumun yargılamayı bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkardığı sonucuna ulaşılmıştır.

26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

27. Başvurucu, ihlalin tespit edilmesi, yeniden yargılama yapılması ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019 §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). İhlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Tazminat talebinin REDDİNE,

E. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (E.2020/1717, K.2020/2210) GÖNDERİLMESİNE,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/1889 D.İş sayılı dosyasına GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 23/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.