Evleviyetle belirtmekte fayda vardır ki tüm hukuki süreç hakkında mutlaka bir avukata danışılmalıdır. Zira uzun ve meşakkatli bu yolda, atılacak en ufak yanlış bir adım mağduriyetinizin daha da artmasına sebep olabilir.

Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanunu m.157 ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre "Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir." Nitelikli dolandırıcılık suçu ise Türk Ceza Kanunu m.158 ile hüküm altına alınmış olup "Dolandırıcılık suçunun; Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ayrıca hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz."

Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık eyleminde phishing yani oltalama tekniği, sim kart kopyalama, malwere yani kötü amaçlı yazılımlar kullanma ve yetkisiz para transferi işlemleri en çok karşılaşılan yöntemlerdir. Phishing yani halk arasında bilinen ismi ile oltalama tekniği; sahte e-posta veya sms gönderilme sureti ile mağdurun kişisel verilerinin ele geçirilmesidir. Sim kartı kopyalama tekniğinde ise Telefon numarasının ele geçirilerek banka hesaplarına erişim sağlanmasıdır. Kötü amaçlı yazılım olarak da bilinen malwere ile ise, cep telefonuna yüklenen birtakım uygulamalar aracılığı ile mağdura ait olan tüm kişisel veriler ele geçirilmektedir. Yetkisiz para transferi işlemleri ise en çok kullanılan yöntemlerden biri olup özellikle hukuksuz bir şekilde telefon ile aranarak kendisini hakim, savcı veya avukat olarak tanıtmak sureti ile şahıslardan para talep etmesi şeklinde meydana gelmektedir. Günümüzde oldukça yaygın olarak kullanılan bu yöntem, birçok vatandaşı mağdur etmektedir.

Bankanın Aracı Edilmesi Sureti İle Dolandırıcılık İşlemlerinde Mağdurun Maddi Zararından Bankanın Sorumluluğu Var mıdır ? Sorumluluğunun Sınırı Nedir ?

Öncelikle Müşterilerin internet bankacılığını kullanmakta olması bankaların mevduatı koruma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gibi, sorumluluğunu da hafifletmeyecektir. Bu kapsamda işlemlerini internet ortamına taşıyarak daha fazla müşteri kitlesine ulaşmak ve dolayısıyla daha fazla kâr elde etmek isteyen bankanın, buna paralel olarak gerekli teknolojik ve yazılımsal önlemleri alması, gelişen teknoloji karşısında kötü niyetli üçüncü kişilerin internet bankacılığı sistemine girişimlerini anında engelleyecek güvenlik mekanizmasını oluşturması, sistemini sürekli güncelleyerek yenilemesi, herhangi bir usulsüz işlemle karşılaşıldığında gerekli önlemleri almanın yanı sıra müşterilerini de anında bilgilendirmesi gerekmektedir. Belirtilen bu yükümlülüklerin ihlali yukarıda da izah edildiği üzere güvenlik zafiyetini doğuracak, sunulan hizmetin ayıplı olmasından dolayı ortaya çıkan zarar, belirli şartlar çerçevesinde ilgili Bankadan talep edilebilir hale gelecektir.

Bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Bu hususta ilgili Yargıtay Kararı aynen şöyledir;

Mahkemece, yazılı gerekçe ile davalı banka yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumunda olup bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. Bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Bankacılık Kanunu'nun 76. maddesi bankaların, müşterilerinin, verilen hizmetlerden kaynaklanan her türlü sorularına cevap verecek bir sistem kurmakla ve bu hizmetle ilgili bilgiyi müşterilerine bildirmekle yükümlü oldukları hükmünü, 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 8. maddesi Kart Çıkaran Kuruşların kart çıkarma ve buna ilişkin yükümlülüklerini düzenlenmiştir. Aynı Yasa'nın 33. maddesinde kart çıkaran kuruluşların ilgili düzenlemeler ile getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gerekli basiret ve özeni göstermekle yükümlü oldukları öngörülmüştür.

Buna göre somut uyuşmalıkta davacı ile davalı banka arasında imzalanan G. Kredi Kartları Üyelik Sözleşmesinin tarafı olan davalı bankaya husumet düşeceğinden mahkemece davalı banka yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, HMK 363/1 maddesi gereği bozulması gerekmiştir. T.C.YARGITAY 11. H.D., E. 2020/5738 K. 2020/4350 T. 22.10.2020

Muhatap banka tacirdir. TTK. 18/2 Maddesi gereğince; Tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların , tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlülüğü şüphesiz daha ağırdır. Banka, kısa mesajla gönderilen tek kullanımlık işlem onay şifresini dolandırıcıların kendilerine yönlendirmek suretiyle işlemler yaptıklarını basiretli tacir olduğundan dolayı bilebilecek durumdadır. Davalı banka en son teknolojiyi kullanarak müşterilerine güvenli bir ortam sağlamak zorundadır. Bu nedenle, yetersiz kalan SMS seçeneğini sunmayacak, üst derece güvenlik sağlayan, elektronik imza, akıllı anahtar, smart banking gibi uygulamaları zorunlu kullandırmalıdır. Bankanın aksine davranışı yetersiz kalacak ve güvenlik zafiyeti sorunları gündeme gelecektir. Bu durumda Mağdurun her türlü bilgisi dolandırıcılarda mevcut olup bu bilgiler banka tarafından sızdırıldığı su götürmez bir gerçektir. Banka bu durumu tespit edip önlem almadığı için ayrıca sorumludur.

Özellikle son günlerde sık rastlanılan dolandırıcılık olayları şu şekilde vuku bulmaktadır: Mağdur, sabah işe gitmek için uyanmakta ve cihazın tamamen kapalı olduğunu görmekte akabinde cihazı açtığında yeniden kurulum sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Kurulumu tamamlar tamamlamaz banka hesabından taksitli avans çekildiği ardından ise kredi kart ödemesi yapıldığı fark edilmektedir. Bu durumda 6698 Sk. Kapsamında kişisel verileri işleyen ve veri sorumlusu olan davalı bankanın, aynı kanun kapsamında da sorumluluklarını yerine getirmediği ortadır. Veri ihlaline neden olan banka bu ihlalleri önleyemediği gibi veri sahibi olan müvekkili ve Kişisel Verilerin Korunması Kurumunu bilgilendirmeyerek gerekli önlemlerin alınmasını engellemiştir. Tüm güvenlik sistemi kopya edilmiş davalı bankanın müşteri bilgilerini koruyamadığı açıktır.

Dolandırıcılık Suçunun Mağdurları Nasıl Hareket Etmelidir ?

Dolandırıcılık suçu ile karşı karşıya kalan Mağdur, ivedi bir şekilde banka müşteri hizmetleri ile iletişime geçmeli ve tüm hesaplarına bloke konması talebinde bulunmalıdır. Akabinde ise derhal kolluk kuvvetine başvurmalıdır. Zararın tazmini hususunda öncelikle yapılması gereken ilgili bankaya başvurmak sureti ile harcama itirazında bulunmalı ve ilgili cevap doğrultusunda gerektiği takdirde Tüketici Hakem Heyeti veyahut durumun şartlarına göre Banka Hakem Heyetine başvuru gerçekleştirmelidir. Ancak tekrar önemle vurgulamak gerekir ki daha büyük ve geri dönülemez mağduriyetlerin yaşanmaması adına mutlak suretle bir avukata danışılmalı ve tüm süreç alanında uzman bir avukat aracılığı ile takip edilmelidir.

Av. Gizem ÖZTÜRK