I- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NASIL HESAPLANIR?

Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 81.maddesinin ilk fıkrasında değer artış kazancı kapsamında vergilendirilecek gelir, safi kazanç (safi değer artışı) olarak belirlenmiş ve açıklaması yapılmıştır.

- “Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hâsılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.”

Bu madde çerçevesinde değer artış kazancı, malın elden çıkarılması sonucu elde edilen yarar olarak değerlendirilmiştir.

Değer artış kazancının belirlenmesinde ilk aşama malın maliyet bedelinin tespit edilmesidir. Bu bedelin mükellef tarafından belirlenmemesi yada belirlenememesi durumunda söz konusu bedel takdir komisyonu tarafından belirlenecektir.

Danıştay 4. Dairesi’nin 14.06.2016 tarih ve 2015/3483E. -  2016/3074K. sayılı kararında vergilendirilmesi gereken kazanç net olarak tanımlanmıştır.

- “İstemin Özeti: 2004 yılında gayrimenkul satışından elde ettiği değer artış kazancını beyan etmediğinden bahisle davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince; iktisap bedelinin tespit edilmesinin gerektiği, davacı tarafından ibraz edilen belgelerle, dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; satıcı şirket tarafından gayrimenkulün 25.000 TL’ye satılmasına ilişkin olarak satış faturası düzenlenmesi ve satış gelirinin yasal kayıtlarına intikal ettirilmesi, ayrıca adi şekilde de olsa daire satış sözleşmesi düzenlenmesi ve tapu kayıtları dışında davacının iktisap bedeline yönelik ileri sürdüğü iddiasının aksini ortaya koyacak herhangi bir belgenin bulunmaması nedeniyle satışa konu gayrimenkulün iktisap bedelinin 25.000 TL olduğu sonucuna varıldığı, dava konusu gayrimenkulün gerçek iktisap bedelinin 25.000 TL olduğunun sabit olduğuna karar verildikten sonra, vergilendirilmesi gereken gelir vergisi matrahının tespit edilebilmesi için gayrimenkulün satışından değer artış kazancı doğup doğmadığının belirlenmesinin gerektiği, bu doğrultuda taşınmazın elde çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranı esas alınmak suretiyle taşınmazın endekslenmiş maliyet bedelinin 33.640 TL olduğu, taşınmazın satış bedelinden de (40.000 TL) endekslenmiş maliyet bedeli, harç ve giderler ile 2004 yılına ilişkin 12.000 TL istisna tutarı indirilmek suretiyle – (eksi) 5.640 TL fark bulunduğu, diğer bir ifade ile vergilendirilmesi gereken bir gelir vergisi matrahının mevcut olmadığının anlaşıldığı, bu durumda, ortada vergilendirilmesi gereken bir matrah farkı bulunmadığından davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.”

İlgili karara göre de satış bedelinden endekslenmiş maliyet ile tüm giderler ve istisna tutarları düşüldükten sonra kalan bedel üzerinden vergi matrahı tespit edilecektir.

II. DEĞER ARTIŞ KAZANCI NASIL VERGİLENDİRİLİR?

Öncelikle elde edilen değer artış kazancının istisna tutarının üzerinde olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Değer artış kazancı belirlenen istisna tutarının üzerinde ise kanunun 85. maddesi gereği yıllık beyanname verilmek sureti ile beyan edilir ve vergi dairesince tarh işlemi gerçekleştirilir.

- “Gelirin toplanması ve beyan Madde 85 –

Mükellefler 2 nci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu Kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.”