1.Kolluk

Kısa bir tanım içinde kolluk, kamu düzenini korumak ve sağlamaya yönelik idari faaliyettir. Kolluk, idare hukukunun ve kamu gücünün pek tipik ve belirgin bir alanıdır. Bu alan, bireyler ve idarenin temel hak ve özgürlüklerin kullanımı ve sınırlanmasında karşı karşıya geldikleri alandır. Kolluk faaliyetinin amacı, kamu düzeninin sağlanmasıdır. Kamu düzeni, güvenlik, dirlik ve esenlik, sağlık öğelerinden oluşur.

Kolluğun belli başlı iki görevi vardır: Korumak ve araştırmak. Koruma toplumu muhtemel suçlardan uzak tutmaktır. Bu ise önleme ve yardım olarak iki şekilde olacaktır. Kolluğun araştırma görevi ise işlenen suç sonrası suçu ve suçluyu araştırmaktır. Kolluğun önleme görevi idari mahiyet taşıdığından ötürü idari kolluk bunun zıddı olarakta araştırma yapan kolluğa adli kolluk denir. Adli kolluk, insan haklarını suç işlendikten sonra delilleri toplama ve değerlendirme gibi görevleri vardır.[1]

1.1.Kolluk Teşkilatı

Genel kolluk, Polis ve Jandarma’dan oluşmaktadır.

Polis, kamunun düzenini ve güvenliğini sağlamak için belediye sınırları içerisinde görev yapmaktadır.

2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununu Madde 1- «Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder.”

Jandarma, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir parçası olmakla beraber emniyet ve asayişi sağlamak gibi bir görevi de olması hasebiyle İçişleri Bakanlığına bağlıdır.Jandarma ve polisin görevleri hemen hemen benzer olmakla beraber jandarma il ve ilçe belediye sınırları dışında kalan yerlerde polis teşkilatının olmadığı yerlerde görev yapmaktadır.

Özel kolluk, özel kanunların koyduğu kurallar çerçevesinde kurulup belli görevleri yapan kuruluşlardır.Özel kolluk devlet veya kamu tüzel kişilerince özel yasalar esasında kurulan,kendi hizmet bölgelerinde güvenliği sağlayan silah kullanma ve taşıma yetkisine sahip kolluktur.[2]

1.2.Adli Kolluk

Şüphelilerin ve sanıkların haklarını, delillerin toplanmasını, delil elde etme araçlarını iyi bilmesi kolluk tarafından elzemdir. Yasak sorgu yöntemleri, hukuka aykırı toplanmış olan delillerin ceza muhakemesinde kullanılmamasını bilmemesi gibi durumlar suç kolluğunun önemini ortaya koymaktadır.

Adli Kolluk Yönetmeliği 5.madde a bendi fıkra 4’e göre ‘Adlî kolluk, adlî görevlerin haricindeki hizmetlerde üstlerinin emrindedir.’

Adli Kolluk Yönetmeliği 5.madde a bendi fıkra 2’ye göre ‘Adlî kolluk, bağlı bulunduğu kolluk teşkilâtının bir parçası olup, öncelikli görevi, karşılaştığı suçun işlenmesini önlemektir.’

Soruşturma sırasında yapılacak işlemler Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda adli kolluğa yaptırılacaktır.Kolluğun asıl amiri savcıdır.

CMK’da adli kolluğun doğrudan araştırma yapması kabul görmemiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu 164/2 ‘Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adlî kolluğa yaptırılır. Adlî kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adlî görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.’

2.Durdurma ve Kimlik Kontrolü

2.1.Durdurma

2.6.2007 gün ve 5681 sayılı kanun ile Polis Vazife ve Salahiyet Kanuna eklenen 4/A hükmüyle, durdurma ve kimlik sorma kurumları açıkça düzenlemiştir.

Kişilerin üzerlerinin, eşyalarında veya araçlarında önleme araması yapılması PVSK 9.madde de ; adli arama yapılması ise CMK 116-122. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Bu işlemlerin yapılabilmesi için ise önce kişilerin durdurulması ve kimliklerinin sorulması gerekmektedir.[3]

Kanun koyucu Pvsk 4/A maddesinin içeriğini bakıldığında önleme ve adli aramalardan bağımsız olarak kişilerin durdurulup, kimliklerinin sorulmasını istediği aşikardır.

2.1.1.Durdurmanın Tanımı ve Hukuki Niteliği

Kişiler araçlarında olsunlar veya olmasınlar bilgi almak amacıyla ya da üstlerinde, eşyalarında arama yapmak için durdurulabilirler. Sebepsiz bir durdurma söz konusu olamayacaktır. Suçu, kabahati ve tehlikeyi önlemek maksadıyla durdurma yapılabilir. Bu nedenle durdurma önleme veya adli amaçlı olabilecektir.[4]

Durdurmanın hangi hak ve özgürlüğü sınırlandığı veya anayasaya uygun olup olmadığı asıl yetki açısından değerlendirilmelidir.

Durdurma, bir yerden başka bir yere gitmekte olan bir kişinin veya kişinin içinde bulunduğu aracın muayyen bir şekilde bekletilmesidir.[5]Durdurma yetkisi, kolluğun görevini yapabilmesi amacıyla en önde gelen, temel hak ve özgürlükleri en az etkileyen yetkilerindendir.

Anayasa'nın 13. maddesine göre, " Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.  Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

Kolluk, önleme veya adli amaçlı bir kişiyi durdurarak kimlik sorgusu yaptığında kişi kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapmayı engelleyecek bir amacıyla veya sahte kimlik gibi yollara başvurursa (TCK m.204,268); kimliğini göstermez ise kabahat işlemiş olacaktır(KK M.40). Bu suç veya kabahat  konusunda soruşturma yapabilecek şüpheye ulaşılırsa eğer haklarında soruşturma başlayacaktır. Bu durumdan itibaren kişi ceza muhakemesi açısında şüpheli, kabahatler kanununa göre kabahat şüphelisi olacaktır.[6]

Bir görüş durdurmanın hukuki niteliğini kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakma olarak yorumlamaktadır.Kolluk görevlisi tarafından ,hareket halinde olan veya duran bir kişinin üzerinde veya eşyası hakkında açıklama yapmasını isteyerek, o kişiyi belirli bir süre ile hareket özgürlüğünden mahrum bırakmaktadır.Özgürlüğünden yoksun bırakılma sayılması halinde Ay. Madde 19 a aykırı olacaktır.[7]

Farklı bir görüşe göre ise bir kişinin durdurulması, yakalama değildir;çünkü durdurma halinde kişi fiili olarak denetim altına alınmamaktadır.Durdur gözaltı da değildir. Bu görüşe göre, durdurma , bu halde kişi fiili olarak denetim altında olmadığından özgürlük kısıtlaması yapılmamış olacak ve Ay. Madde 19’a aykırı olmayacaktır.[8]

Durdurma ve kimlik sorma yetkisi kolluğun elindeki en önemli yetkilerden biridir.Arama , yakalama veya el koymadan önce gelmektedir. Kolluk suçun işlenmesinden önce düzenleyici, önleyici hizmetler ile suçun işlenmesinden sonra ise delillerin toplanması için görev yapar. Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik Komutanlığı,Bekçi gibi.

Maddenin başlığı her ne kadar "Durdurma ve Kimlik Sorma" olsa da durdurulan her kişiye kimlik sorgusu yapmak mecburi değildir, durdurulan kişiye sorular sorarak tavırlarını değerlendirip makul şüphenin devam etmesi durumunda kimlik sorma yoluna da başvurulabilir.[9]

 "Durdurma"dan kast edilen, sadece giden birini "stop" ettirmek değil; daha genel anlamda kişinin o anda yapmakta bulunduğu durumdan (koşma, yemek hali, uyuma, araba kullanma vs.) soyutlanma durumudur. Örneğin kafe de kahve içmekte olan kişilere kimlik sormak için kolluğun önce "durdurma" yapması; yani kişileri bir an için kahve içmekten "soyutlaması" ve akabinde de kimlik sorması gerekecektir.[10]

Anayasamızın 23. Maddesinde seyahat hürriyetinin suç soruşturma ve kovuşturma sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek amacıyla kanunla sınırlanabileceğini söylemektedir. Bahsedilen kanunda 2559 numaralı Polis Vazife Salahiyet Kanunu’dur.

Durdurma ve kimlik sorma yetkisi kolluğun doğrudan sahip olduğu bir yetkidir.Bunun için herhangi bir yerden emir veya izin almasına gerek yoktur.[11]

2.1.2.Durdurmanın Kapsamı, Amacı ve Sebepleri

Kolluk, PVSK 4/A’nın 2.fıkrasında kendisine tanıdığı durdurma yetkisini edindiği tecrübelere dayanarak ‘makul bir sebep bulunması’ durumunda ve PVSK 4/A maddesinin 1.fıkrasında belirtilen dört durdurma sebebinin varlığı halinde kullanabilecektir.[12]Söz konusu makul sebebin mantıklı ve akla yatkın bir sebep olması gerekir.

Kolluğun buradaki tecrübesi objektiftir. Bir memurun meslekte geçirdiği yıl sayısı değildir. Kurumsal kültür ve mesleki formasyona sahip memurun şüphe karşısında şekil almış ve bu elde ettiği bilgileri analiz ederek somut olayda kullanacağı tecrübedir.

Makul şüphe Yönetmeliğin 6. maddesinde şöyle tanımlanmıştır;

 “Makul şüphe, hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan şüphedir. Makul şüphe, aramanın yapılacağı zaman, yer ve ilgili kişinin veya onunla birlikte olanların davranış, tutum ve biçimleri, kolluk memurunun taşındığından şüphe ettiği eşyanın niteliği gibi sebepler göz önünde tutularak belirlenir.Makul şüphede, ihbar veya şikayeti destekleyen emarelerin var olması gerekir. Belirtilen konularda şüphenin somut olgulara dayanması şarttır. Arama sonucunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olgular mevcut bulunmalıdır.”

Durdurma, fiili bir denetim olmadığı için yakalama değildir. Durdurma, arama veya el koyma da değildir. Çünkü arama için hakimin karar vermesi veya yetkili makamın yazılı emri gereklidir.[13]

Amerikan Yüksek Mahkemesi Terry davasında,polis memurunun tecrübesine dayanarak ,izlediği davranışlardan , o kişinin suç işleme niyetinin olduğuna inanabilirse veya kişinin silahlı olduğunun görebilecek tecrübeye sahip ise o kişiyi durdurup sorular sorup üst araması yapabileceğini kabul etmiştir.[14]

Önleme amaçlı yapılan durdurma da kişi ‘suç şüphesi’ altında değildir.Sadece uzak bir tehlikenin önüne geçilmesi amacıyla yapılan bir durdurmadır.

Yakalama ve durdurma arasındaki farkı şöyle açıklayabiliriz.Makul ve orta zekalı bir kişi bulunduğu konumda serbest olmadığını hissedebiliyorsa,yani yakalama yönetmeliğinde açıkça belirtildiği gibi fiili olarak denetim altına alınmış ise ‘yakalanmış kişi’ statüsüne girdiğinden ötürü Anayasa 19.madde ve İhas 5’te ki haklardan faydalanan bir kişi olacaktır.Bu duruma karşılık durdurma,geçicidir ve kişi bu durumun geçici olduğunun farkındadır.Eğer makul ve orta zekalı bir kişi durdurulduktan sonra artık oradan hür iradesi ile ayrılamayacağını biliyor ise yakalama başlamış demektir.[15]

2.1.3.Durdurma Usulü

PVSK durdurma sebeplerini , kişileri ve araçları durdurma hususunda makul bir şüpheye ulaşmış kolluğun hangi sebeplere dayanarak kullanacağını 4/A 1. Fıkrada dört grupta belirtmiştir.

Kolluk, kişileri ve araçları;

a)Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,

Bir kişinin suç işleyeceğini öngörmeyi, örneklendirecek olursak: Gece eğlendiği bir bardan görevliler tarafından atılan bir kişi aynı yere birkaç kişiyle geri dönüyorsa, bir suç işlemek amacıyla olduğu, makul ve orta zekalı herkes tarafından öngörülebileceği gibi, bu tür olaylarla sürekli karşılaşan kolluk tecrübesine ve içinde bulunulan duruma göre suç veya kabahat işlenmek üzere olduğunu ona gösterebilir.

b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,

Bu duruma örnek verecek olursak eğer : Bir Avm’den suç işleyip üstünde mavi kazak ve elinde bir çantayla kaçan biri görülmüşse , kolluk söz konusu tarife uyan herkesi durdurması durumu hukuka uygundur.

c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,

Burada ise yetkili merciin kararı ile verilen durumlar örnek olarak verilebilecektir.

d) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek, amacıyla durdurabilir.

Kolluk; sebepsiz, görevi dışında veya PVSK m.4/A’nın birinci fıkrasında sayılan sebepler haricinde, hangi şekil ve saikle olursa olsun kişiyi veya aracı durduramaz ve kişiye kimliğini soramaz.

Maddenin gerekçesinde, ’kişiler ve araçlar bilgi almak amacıyla da durdurulabilir.Burada bilgisine başvurulan kişi kural olarak suç şüphesi altında bulunan kişi değildir.Polisin ilerlettiği bir araştırma veya soruşturmayla ilgili olarak polise yardımcı olması istenilen kişidir.’Ancak bilgisine başvurulacak kişi, durdurma sebebine dair somut verilerin olması gerekmektedir. Aksi bir durumda yoldan geçen herkesin durdurulması gibi bir durum söz konusu olacak ve keyfiyete yol açabilecektir.[16]

Koşullar gerçekleşmeden ve makul neden bulunmadan kolluğun günlük limitini doldurmak için önüne gelen her kişiyi durdurması ve herkesten kimlik sorgusu için kimliğini istemesi açık bir şekilde hukuka aykırı olacaktır.

Durdurma sonrasında ise kişinin kimlik sorgusu yapılacaktır.Durdurulan kişinin yapılan kimlik sorgusu genel bilgi taraması (GBT) olarak kolluğun bilgisayar sisteminde sorgulanacaktır. Bu durumda kişinin, yakalama emrinde veya zorla getirme kararında belirtilen kişilerden olup olmadığı ortaya çıkacaktır.

Kolluk sürekli olarak geceleri rutin bit şekilde bireylerin can ve mal sağlığı açısından tehlike arz eden noktalarda nöbet tutup, buralardan geçen kişilerin kimliklerini sorabilecektir.

Önleyici amaçlı durdurmanın en önemli yetkileri şunlardır :

a)Suç işleme amacı olan kişilerin caydırılması

b)Aranan kişilerin yakalanması

c)Topluma güven duygusunun verilmesi

d)Kişilerin kimliği ile ilgili verecekleri bilgilerin doğruluğunun ortaya çıkarılmasıdır.[17]

Mezkur olayda bu dört sebebin bir arada bulunması gerekmemektedir.Bu sebeplerden herhangi birinin bulunması yeterlidir.[18]

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin suç tarihinde yürürlükte bulunan “Durdurma ve kontrol işlemleri” başlıklı 27. maddesi ise;

“Bir kişiyi geçici olarak durdurmak, yakalama sayılmaz; yakalama sayılması için kişinin fiilen denetim altına alınması gerekir. Denetim için araçların durdurulması da mümkündür. Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için, “umma” derecesinde makul şüphe bulunmalıdır. Kolluk görevlisi, tecrübesine dayanarak, izlediği davranışlarından, o kişinin bir suç işleyeceği veya işlediği hususunda kanaat elde eder veya kişinin silahlı olduğu ve halen tehlike yarattığı kanaatine varırsa kişi durdurulabilir.’’

Kolluğun adli nitelikte hukuk kuralları dışına çıkmadan durdurma yapabilmesi için kişinin suç işlediğine dair ortada makul nedenler bulunmalıdır.Örnek olarak yakalama emrinde kişinin beyaz tenli sarı saçlı olduğu belirtilmiş ise kolluğun siyah saçlı esmer kişileri durdurması hukuka uygun olmayacaktır.[19]

Kolluk durdurma da makul nedenlerde ortalama olarak kolluktan beklenen tecrübesini kullanacaktır.Kolluk ,makul bir durdurma sebebini belirleme hususunda takdir yetkisi bulunmaktadır.

Durdurma yetkisi makul bir sebebe dayanarak yapılabileceğinden kanunun 2. Fıkrasının 2. Cümlesinde belirttiği şekilde süreklilik arz edecek, fiili durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamayacaktır.

Kolluk ayrıca durdurmayı haklı nedenlere dayanarak yapmalıdır, kendisini haklı çıkaracak nedenlere dayanarak durdurma yapamaz ve kişilerin seyahat hürriyetini kısıtlayamaz.Kişi kolluğun kendisine sorduğu sorulara yanıt vermek zorunda olmayıp ,kimliğini vermek zorundadır.[20]

Durdurma yetkisinin kullanılmasına neden olacak şüphe ortadan kalkacak olursa, kişinin gitmesine engel olunamaz.

Durdurma hukuka uygun şekilde yapılmışsa ve kişi durmadığı durumda PVSK. 17. Madde gündeme gelecektir.Kolluk bu durumda, kanun ve usul dairesinde emre itaatsizlik gündeme gelecek ve kişiyi zorla karakola götürebilecektir.[21]

Zor kullan yetkisi kolluğa PVSK. 16.madde ile aşamalı olarak verilmiştir.Kolluk, görevini yaparken direnme durumu ile karşılaşırsa, direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde ölçülü ve kademeli olarak artan nispette, bedeni kuvvet ve maddi güç kullanabilecektir.[22]

7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu - Durdurma ve kimlik sorma

7.madde(1) Çarşı ve mahalle bekçileri, görev bölgesi ve çalışma saatleri ile sınırlı olmak kaydıyla kişileri ve araçları;

a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,

b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,

c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,

ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya mal varlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek, amacıyla durdurabilir.

(2) Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için makul bir sebebin bulunması gerekir. Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfîlik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamaz.

(3) Çarşı ve mahalle bekçisi, görevini yerine getirirken kendisinin çarşı ve mahalle bekçisi olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirir ve durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilir, kimliğini veya bulundurulması

gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilir. Bu kişilere kimliğini ispatlama

(4) Durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyulan makul süreden fazla olamaz.

(5) Durdurma sebebinin ortadan kalkması hâlinde kişilerin ve araçların ayrılmalarına izin verilir.

(6) Çarşı ve mahalle bekçisi, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah ya da tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı hâlinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik el ile dıştan kontrol dâhil gerekli tedbirleri alabilir. Bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez.

Durdurma üzerine aşağıdaki işlemler yapılır (AVÖAY md. 27/5):

“a) Durdurulan kişi üzerinde giysilerinden herhangi birisi çıkarılmaksızın, yoklama biçiminde bir kontrol yapılır. Bu işlem sonucunda, kişide silâh bulunduğu sonucunu çıkarmaya yeterli şüphe meydana gelirse, memur kendiliğinden silâh ve diğer suç eşyası araması yapabilir.

b) Yoklama suretiyle kontrol, kişinin cinsiyetinde bulunan görevli tarafından yapılır.

c) Yapılan kontrolün konusu ve sebepleri ilgiliye açıklanır.

d) Bir kişinin veya aracın durdurulma süresinin, şartlara göre makul olması ve kontrol için ayrılan süreyi aşmaması gerekir.

e) Yoklama suretiyle kontrol, kişiye en az sıkıntı verici şekilde yapılır.

f) Yapılan kontrolün neticesinde suça ilişkin iz, eser, emare ve delil elde edilirse, kişi yakalanır.

g) Uyuşturucu gibi belirli bir şeyin, kişinin herhangi bir yerinde gizlendiği düşünülüyorsa, daha geniş çaplı kontrol yapılabilir.

h) Yoklama suretiyle kontrol, kişinin veya aracın ilk durdurulduğu yerde veya o yerin yakınında, mümkün olduğu kadar başkalarının göremeyeceği tarzda yapılır.

Başka yere götürülerek kontrol yapılamaz.

i) Makul sebebi oluştuğu takdirde, daha geniş kapsamlı kontrol yapılması için, kolluk aracından veya yakındaki kapalı bir yerden yararlanılabilir.

j) Kontrolden sonra talep üzerine olay yerinde derhâl bir tutanak düzenlenir.

Bu maddede yazılı işlemler gece de yapılabilir.”

PVSK ve Arama bahsi geçen "makul bir sebebin yönetmeliğinde hususu CMK madde 116 da bulunması" şu şekilde düzenlenmiştir:

( 1) Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde hususunda edilebileceği makul varsa; veya üstü, konutu veya şüphe şüphelinin sanığın eşyası, işyeri ona ait diğer yerler aranabilir.

Durdurma ve kontrol anayasa tarafından tanınmamış bir yetkidir.Anayasa da yakalama şeklinde bir yetki bulunmaktadır.AÖYAY’nin 27/a maddesinde geçen yoklama şeklinde yapılır , kişinin kıyafetleri çıkarılamaz veya aracın görünmeyen yerleri açılamaz.[23]

(Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Esas : 2016/763 Karar : 2017/80 Tarih : 21.02.2017)

‘Suç delillerinin kendisinde elde edilebileceği hususunda somut olgulara dayalı makul şüphe taşımayan, dolayısıyla da hakkında adli arama kararı alınmasını gerektirecek makul suç şüphesi altında olmayan sanığın üst yoklamasının, karar alınmasını gerektirmeyen “suçüstü” hükümlerinin ötesinde, olay yeri ve zaman dilimini kapsayan, veriliş amacı da suç işlenmesinin önlenmesi ve somut olayda olduğu gibi, uyuşturucu madde de dahil olmak üzere bulundurulması ve taşınması yasak olan eşyaların ele geçirilmesi olan önleme arama kararına dayandırıldığı, dolayısıyla suçun delili ve konusunu oluşturan uyuşturucu maddelerin ele geçirilip muhafaza altına alınmasının hukuka uygun olduğu ve hukuka aykırı bir delilden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, Özel Daire bozma kararında isabet bulunmamaktadır.’[24]

Uygulamada karşılaşılan genel olarak durdurulan şahıslar ile ilgili makul sebeplere örnekler: [25]

- Şahsın kimlik sorma uygulaması yapan polisleri uzaktan görerek yol değiştirdiğinin anlaşılması

- Şahsın polislerce tanınan eski sabıkalılardan olması

- Telsiz anonsu ile verilen eşkal doğrultusunda yapılan durdurmalar

- Kıyafeti ve genel görünümü itibari ile bulunduğu ortama uymadığı

Düşünülenler

Uygulamada genel olarak durdurulan araçlarla ilgili

makul sebeplere örnekler:[26]

- Araçtan uygulama noktasına gelmeden önce bir şeyler atılması

- Aracın durdurulduğunda içindekilerin aşırı tedirgin olması

- Aracın görünen bir yerinde silah-bıçak vb .. suç unsurlarının olması

- Genel olarak suç işleyen sabıkalıların araçta bulunması ve bu

şahısların polisler tarafından tanınması sebebiyle durdurulması

- Aracın plakalarının olmaması

2.1.4.Durdurma işleminin süresi

PVSK 4/A maddesinin 4.fıkrasına göre ‘Durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin gerçekleştirilmesi için zorunlu olan süreden fazla olamaz.’

Durdurma süresi ile durdurma sebebinin dayanağı olan işlemin tamamlanması arasında orantı olmalı, somut olayın özelliklerine göre bunun için zorunlu görülen süre aşılmamalıdır. Durdurma sebebi ortadan kalktığı andan itibaren kişinin veya aracın ayrılmasına izin verilmeli, yani durdurulduğu yerden uzaklaşması engellenmemelidir.

Söz konusu sürenin ne kadar süreceği somut olaya göre değişiklik gösterecektir.Genel olarak bir süre veya zaman vermek mümkün değildir.Herhangi bir sınırlama yapmak mümkün görünmemektedir.Örnek olarak bir otobüs durdurulup içindeki tüm yolcuların kimlikleri kontrol edilene kadar denilebilir.[27]

Durdurmanın süresi durdurmayla istenen gayenin gerçekleşmiş olmasına bağlıdır.Durdurma yetkisi hangi gaye ile kullanılıyorsa o gayenin gerçekleştiği anda son bulacaktır.Kimlik sorgusu yapılmış ve herhangi olumsuz bir durum gerçeklemediyse kişi özgürlüğünden mahrum bırakılamayacaktır.[28]

2.1.5.Hukuka Aykırı Durdurmanın Sonuçları

Kolluk görevlilerinin hukukun kendilerine tanıdığı yetkileri kullanırken ve bunları uygularken gösterdikleri hukuka aykırı davranışlardan ötürü öncelikli olarak disiplin sorumluluğu mevcuttur.Buna karşın yapılan işlem hukuka uygun olmasına rağmen durdurulan kişiye yönelik hareketlerde hukuka aykırı bir hareket olursa özel hukuk bakımından tazminat sorumluluğunun doğması muhtemeldir.Durdurma sırasında yapılan hukuka aykırılığın TCK’ya göre suç oluşturması durumunda ise ceza sorumluluğu ancak böyle olmamış söz konusu hukuka aykırılık durdurulanın veya kamunun zararına sebep olmuşsa görevi kötüye kullanma gibi suçlar ortaya çıkabilecektir.[29]

Hukuka aykırı durdurmanın en önemli neticesi, durdurulan kişide bulunan ve yargı safhasında kullanılabilecek delil olarak kullanılabilecek şeylerin ‘yasak deliller’ kapsamında olmalarından dolayı soruşturma evresi dahil Ceza muhakemesinin herhangi bir evresinde delil olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.[30]

2.1.6.Durdurma İşleminin Sona Ermesi

PVSK 4/A maddesinin 3.fıkrasına göre Kolluk durdurduğu kişiye öncelikli olarak neden durdurulduğuna dair bilgi vermelidir.Bu bildirim ihtiyari değildir. Kolluk eğer görev kıyafetleri giyinilmemiş ise mutlaka, kolluk mensubu olduğunu söylemeli ve görev kimliğini göstermesi usule uygun olacaktır.[31]

Durdurmanın neticesinde iki durum ortaya çıkacaktır.Bunlardan birincisi durdurmaya dayanak olarak yapılan makul şüphenin gerçekleşmediğinin anlaşılmasıdır.Kolluk, PVSK 4/A’nın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak bir kişiyi veya aracı durdurmuş ama söz konusu kişilerin yakalama emri tarafından aranan kişilerden olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Kolluk bu durumda durdurulan kişi veya aracın serbest bırakılması gerekmektedir.[32]

İkinci olarak ise kolluğun durdurmaya dayanak yaptığı makul şüphenin gerçekleşmesidir. Yani makul şüphenin yerinde olduğunun açıkça ortaya çıkmasıdır. Kolluk, yakalama emri amacıyla bir kişiyi veya aracı durdurmuş ve durdurması sonucunda durdurulan kişinin aranan kişi olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durumda durdurulan kişi serbest bırakılmayacak olup,durdurulma nedenine göre işlemler yapılacaktır. Durdurulan kişi üzerinde sıvazlama veya yoklama yöntemiyle kontrol yapılabilecektir. Durdurulan kişi yakalanacak ve üzerinde kolluğa zarar verebilecek bir şey olup olmadığı hususunda kontrol yapılacaktır.[33]

Durdurulan kişi üzerinde tehlikeli eşya bulunması sonucunda sıvazlama yapılması Anayasa’ya uygun olup olmadığı tartışmalı bir durumdur. Hem önleme hem de adli arama kural olarak hakim kararıyla yapılabilir ancak gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda yetkili merciin yazılı emri ile de yapılabilir. (PVSK M.9;CMK m.119). Normlar hiyerarşisinde en üstte olan Anayasa’da ki hükümde böyledir (Aym.20). Sıvazlamanın arama niteliğinde olduğu maddenin gerekçesinde de belirtilmiştir. Kolluğun, kendisine veya üçüncü kişilerin yaşam, sağlık ve vücut bütünlüğüne zarar geleceği endişesiyle arama yapması mümkündür. Ancak, bu aramanın hukuka uygun olabilmesi için hakim kararı veya yetkili merciin yazılı emri gereklidir. Anayasa’da sıvazlama arama kapsamından muaf tutulmamıştır. Bu yüzden kolluğa böyle bir yetki verilmesi hukuka uygun değildir.[34]

3.Kimlik Sorma

Kimlik, Türk Dil Kurumunda ‘Toplumsal bir varlık olarak insanın nasıl bir kimse olduğunu gösteren belirti, nitelik ve özelliklerin bütünü’ olarak tanımlanmıştır. Türk Dil Kurumundaki başka bir deyişe göreKişinin kim olduğunu tanıtan belge, kimlik belgesi, kimlik kartı, tanıtma kartı, hüviyet’ denmiştir.

3.1. Kanuni dayanak ve hukuksal nitelik

Kolluk hukukunda da kimliğin belirlenmesi çerçevesinde gerekli olan bilgiler, varsa vatandaşlık numarası, ad-soyad, doğum yeri ve tarihi, baba-anne adı ve nüfusa kayıtlı olunan yerdir. Bu bilgiler de; nüfus cüzdanı belgesi, pasaport, sürücü belgesi (ehliyet), evlenme cüzdanından ve öğrenci belgesi, sigorta kartı, memuriyet kimliği vb. belgelerden edinilebilmektedir.

Kimlik tespiti , ‘kimlik sorma’ yetkisi olarak PVSK’nın 4/A maddesinin (8-12.) fıkralarında düzenlenmiştir:

3.2. Kimlik Sorma İşleminin Yerine Getirilmesi Ve Sona Ermesi

‘Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.

Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma süresine dair bir belge verilir. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.

Nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği tespit edilemeyen kişilerin nüfusa kayıtlarının temini için gerekli işlemler yapıldıktan sonra, 5 inci maddeye göre fotoğraf ve parmak izi tespit edilerek kayda alınır.

Kimliği tespit edilemeyen kişinin yabancı olduğunun anlaşılması halinde, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.’

Mezkur düzenleme ile birlikte polis hem önleyici olarak hem de adli olarak kimlik sorma yetkisine haiz olmuştur.

Kimlik kontrolü, kolluğun herhangi bir makamdan veya mahkemeden izin almadan kendiliğinden yapabileceği bir işlemdir.Kolluk kimlik kontrolü sayesinde suçla ve suçluyla mücadelede etkin şekilde görev yapabilmektedir.[35]

Kimlik sorma yetkisi, bir cürüm veya kabahatin işlenmesini,yaşamını,vücut bütünlüğünü veya malvarlıklarını korumak amacıyla önleme tedbiri niteliğinde olurken,cürüm işlendikten sonra ise mücrimleri yakalamak , işlenen cürümün veya kabahatin mücrimlerinin kimliklerini tespit etmek ya da hakkında yakalama veya zorla getirme kararı olan kişilerin kimliklerini tespit etmek amacıyla yapılırsa adli olarak yapılmış olacaktır.[36]

Kolluğun bu kimlik sorma yetkisi mutlak veya keyfi şekilde kullanılacağı anlamına gelmez. Kolluk makul şüphe şartları oluştuğu takdirde kimlik sorma yetkisi hukuka uygun olacaktır.[37]

Polisin kimlik sorma yetkisine şöyle birkaç örnek verebiliriz:

- Suç ve kabahatlerin işlenmesini önlemek,

- İşlenmiş suçların faillerini bulup yakalamak,

- Yurt dışına giriş-çıkış yapanları kontrol etmek,

- Usulsüz giriş yapan ya da bulunan yabancıları tespit etmek,

- Adil ve dürüst (doğru) yargılamaya olanak tanımak,

- Maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkıda bulunmak,

- Ehliyetsiz araç kullanılmasını önlemek,

Kolluğun kimlik sorabilmek için görevde olmak zorundadır. İzine ayrılmış bir memur, emekli olmuş, muvazzaf olmayan kolluk memurunun kimlik sorma yetkisi yoktur. Kolluk kimlik kontrolünü resen yapabileceği için genel şart makul şüphe olduğundan ötürü, toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından tanınan bir kişinin kimliğinin gösterilmesinin görevli kolluk tarafından talep edilemeyeceği anlamına gelmemektedir.[38]

Ünlü bir kişi her ne kadar toplum tarafından tanınıyor, biliniyor olsa bile o kişinin üzerinde suç eşyasının olmayacağı veya herhangi bir suçtan ötürü anlamına gelmemektedir. Örnek olarak aşırı alkollü olabilir. Bundan dolayı şüpheli,tedirgin davranışlar sergileyen veya makul hareketlerde bulunmayan herkesin kimlik kontrolü yapılabilir.

Ancak kimlik kontrolü yapılacak olan kişi o ilde görevli Cumhuriyet Savcısı veya Baro Başkanı gibi sıfatlara sahipse ve söz konusu kişide kimlik sormak için gerekli olan makul şüphe hali de yoksa kolluk burada yetkisini karşıdaki kişinin itibarını düşürmek amacıyla kötüye kullandığı yönündeki iddiayı güçlendiren bir somut bir durumdur. Kolluk burada hataya düşerek o kişinin yukarıda mezkur sıfatlara sahip olmadığını biliyor ise hata durumundan yararlanacaktır.[39]

Kolluk memuru, bir kişiye görev sırasında veya durdurma esnasında kimlik sorabilir.Kolluk işlemi sırasında kolluğun kendisinin kolluk mensubu olduğuna dair kimliğini göstermesi m.4/A-8 gereğidir.

Kimlik sorma işlemi ile kimlik tespit işlemi birbirinden farklı işlemlerdir.Kimlik sorma işlemi esnasında kimliği sorulan kişilerin kayıtlara geçmezken,kimlik tespit etme işlemi sırasında, bir kişinin kayda geçirilir. Kollukça m.4/A çerçevesinde kimlik sorma işlemi yerine getirilirken kimlik sorma işlemleri herhangi bir yere kayıt altına alınmaz.[40]

Kolluk  bir yerde suç işlendiğini görürse veya suça hazırlık aşaması var ise somut olaya göre kimlik sorma işlemi gerçekleştirebilir. Örnek olarak toplum bakımından bir tesis, kamu kurumu veya tehlike içinde olan şüpheli bir hal olursa kolluk binanın içinde veya yakınlarında bulunan herkesin kimliğini sorabilir.[41]

Kolluk, kişilere kimlik belgelerini ispatlamaları konusunda gereken kolaylıkları sağlamalıdır.Belgesinin yanında bulunmaması, yanında olupta açıklama da bulunmaması veya gerçeğe aykırı beyanlarda bulunması durumunda kimliği tespit edilemeyen kişi hakkında Cumhuriyet Savcısına haber edilir. Mezkur kişi,kimliği tespit edilinceye kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklama tedbiri olabilir.Gözaltı ve tutuklama koruma tedbirinde 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanacaktır.Kişinin kimliğinin tespit edilmesi halinde gözaltı tedbiri veya tutuklama tedbirine derhal son verilir.[42]

Burada hakim tarafından verilecek tutuklama kararı aslında süresiz hapis cezası niteliğinde olacaktır. Bu şekilde de kimliğin bildirilmemesi kabahat olmaktan çıkarılıp, bir nevi suça dönüştürülmüştür. Tutuklama süresinin bilinememesi nedeniyle de söz konusu hüküm, cezaların kanuniliği ilkesine de aykırılık teşkil edecektir.[43]

Kanunun bu hükmü açık bir şekilde; nedeni söylenmek ve kolluk kimliği gösterilerek durdurulup kimliği sorulan kişinin yanında belgesinin bulunmaması veya kimliği ile ilgili açıklamada bulunmaktan kaçınması veya  gerçeğe aykırı beyanda bulunması veya o an hiçbir şekilde kimliğinin belirlenememesi hallerinde kolluk tarafından kişinin tutulacağı ve durumdan cumhuriyet savcısından derhal haberdar edileceği, gözaltına alma ve tutuklama tedbirlerinin tatbiki ile ilgili CMK hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

Ancak bir kimsenin üzerinde kimlik belgesi bulunması zorunlu değildir, bulunmaması en azından suç değildir.

Yargıtay 11.Ceza Dairesi 2023/108 K.

‘‘Kolluğun kimlik kontrolünde başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması veya kimlik bilgilerinin kullanılması sırasında herhangi bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu değil kimliği bildirmeme kabahati oluşur’’

Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki, kişinin üzerinde bir kimlik belgesi bulundurmaması suç olmasa da, kollukça m. 4/A çerçevesinde kimliği sorulduğunda kimliğinin belirlenmesini öyle ya da böyle sağlamak zorundadır. Nitekim “kimliği bildirmeme” Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesi hükmüyle bir kabahat olarak tanımlanmıştır.

Kabahatler Kanunu 40.maddeye göre ‘Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.’

Nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği tespit edilemeyen kişilerin nüfusa kayıtlarını sağlamak üzere gerekli işlemler yapıldıktan sonra, PVSK m.5’e göre fotoğraf ve parmak izi tespit edilerek kayda alınır.(PVSK m.4/A-11)

Herhangi bir sebep olmadan ve herhangi bir kamu görevini ifa yerine getirmeden, herhangi bir halde olan kişileri durdurma ve kimlik sorma yetkisi kimsede bulunmamaktadır.

Kendilerini kolluk olarak tanıtıp kimlik sorma işlemi yapan kişilere karşı,Türk Ceza Kanunu 264. Madde de ‘Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir’

Bu durumu örneklendirecek olursak kişi kendisini polis olarak tanıtıp kimlik sorma işlemine girişmesi durumunda TCK’nın 262/1 kamu görevinin usulsüz olarak yerine getirilmesi gereğince ‘Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu halde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis  cezası verilir.’

Kimlik Bildirme Kanunu 2.maddeye göre ‘Otel, motel, han, pansiyon, bekar odaları, günübirlik kiralanan evler, kamp, kamping, tatil köyü ve benzeri her türlü, özel veya resmi konaklama yerleri ile özel sağlık müesseseleri, dinlenme ve huzur evleri, dini ve hayır kurumlarının sosyal tesislerinin sorumlu işleticileri, bu yerlerde ücretli veya ücretsiz, gündüz veya gece, yatacak yer gösterdikleri yerli veya yabancı herkesin kimlik ve geliş- ayrılış kayıtlarını, örneğine ve usulüne uygun şekilde günü gününe tutmak, genel kolluk örgütlerinin her an incelemelerine hazır bulundurmak, Devlet İstatistik Enstitüsüne, talebi halinde vermek zorundadırlar.’

5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 7. maddesine göre özel güvenlik görevlileri “Toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma, kişileri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme” yetkisine sahiptir.

3.3. Polisin Kimlik Sorma Ve Kimlik Tespit İşlemlerinde Yetkisini Kötüye Kullanmasının Sonuçları

 3.3.1. Ceza Hukuku Yaptırımları

 Polisin kimlik sorma işlemlerinde yetkisini kötüye kullanmasının sonuçlarını, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal, verileri yok etmeme, verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, verilerin hukuka aykırı olarak verilmesi, soruşturmanın gizliliğinin ihlali olarak incelenebilir.[44]

3.3.1.1. Görevi Kötüye Kullanma ve Görevi İhmal

Görevi kötüye kullanma suçu 5237 sayılı TCK’nın ikinci kitabının “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler”e yer veren dördüncü kısmının “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümünde 257’nci maddede düzenlenmiştir. Buna göre;

(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Burada önemli olan husus kişinin mağdur olması ve meydana gelen eylemin kolluk tarafından yapılmış olması gerekmektedir.

3.3.1.2. Verileri Yok Etmeme

5237 sayılı TCK’nın 138. maddesine göre, kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

Mezkur hükme göre, kimliğin tespiti amacıyla alınan kişisel verirlerin beraat,kovuşturmaya yer olmadığına dair karar gibi nedenlerle sonuçlanması durumunda ,söz konusu verilerin yok edilmemesi halinde ,görevli kolluk memurları bu madde hükmüne göre ceza alacaklardır.[45]

3.3.1.3. Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Kaydedilmesi

 5237 sayılı TCK’nın 135. maddesine göre hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.Hükme göre,yetkili olmayan veya hukuka aykırı olarak kişisel verileri kayda alan kolluk, bu maddeye göre cezalandırılacaktır.

3.3.1.4. Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Verilmesi

 5237 sayılı TCK’nın 136. maddesine göre, kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.Hükme göre, kimliğin tespiti amacıyla alınan parmak izi, fotoğraf gibi kişisel verileri, yetkili merciin talimatı olmadan veya yetkili olmayan kişilere verilmesi durumunda bu suçtan ceza verilecektir.[46]

 3.3.1.5. Soruşturmanın Gizliliğini İhlal

 5271 sayılı CMK’nın 157. maddesine göre,” kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.”

Hükme göre,soruşturma aşamasında gizlilik kararı verilmiş ise kimlik bilgileri dahil hiçbir bilgi ve belge açıklanmaz.Aksi durumda TCK’nın 285. Maddesinde belirtilen ‘gizliliğin ihlali’ suçu oluşabilir.[47]

3.3.2. Tazminat Hukuku Yaptırımları

5271 sayılı CMK’nın tazminat istemi başlıklı 141. maddesinde koruma tedbirleri nedeniyle mağdur olan vatandaşların tazminat hakları olduğu belirtilmiştir.

Buna göre;

“(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,

c) Kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,

i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

k) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

Kimlik sorma ve kimlik tespit işlemlerindeki hukuka uygun olmayan bir durumda, idare hukuku alanında hizmet kusuruna ya da kişisel kusura dayanabilecektir. Hizmet kusuru ya da kişisel kusur gibi her iki halde de hukuka aykırılığı gerçekleştiren idarenin aleyhine tazminat davaları açılmakta, kişisel kusurda kamu görevlilerinin tazminat hukukuna göre sorumluluğu kendilerine rücu edilmek kaydıyla saklı kalmaktadır (AY md.129/5, DMK md. 13).[48]

3.4.3. Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünde Yer Alan Yaptırımlar

23.3.1979 tarih ve 7/17339 sayılı Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğündeki bazı hükümler şu şekildedir:  “Görev sırasında veya dışında yasaklanan tutum ve davranışlarda bulunmak”, “iş sahiplerine veya halka karşı onur kırıcı söz söylemek veya davranışta bulunmak”, “Hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak”, “iş sahiplerine ya da herhangi bir nedenle emniyet binalarına gelen ya da getirilenlere işkence yapmak”, “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak”, eylem, tutum ve davranışlar değişik oranlarda disiplin cezası  yaptırımına bağlanmıştır.[49]

KAYNAKÇA:

1) Özbek Veli Özer , Kanbur Mehmet Nihat,Doğan Koray,Bacaksız Pınar,Tepe İlker ‘Ceza Muhakemesi Hukuku’ Seçkin 2015 

2) Centel Nur ,Zafer Hamide ‘Ceza Muhakemesi Hukuku’ 2021

3) Sönmez , Nevzat ‘Önleyici Kolluk Hizmetleri Bağlamında Polis Vazife Ve Selahiyet Kanunu'na Göre Polisin Durdurma Yetkisi’ Jurix

4) Gül,Yunus Emre ‘Pvsk'da Önleme Araması Ve Durdurma’ İstanbul Barosu Dergisi 2018,Jurix

5) İlçim,Tuncay Av.‘Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu’

6) Güven, Fatih ‘Önleyici Güvenlik Hizmeti Olarak Polisin Kimlik Sorma Ve Önleme Arama Yetkisi’,Gaziantep Üniversitesi SBE,Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep 2014

7) Cihan, Mehmet Can ‘Türk Ceza Hukukunda Durdurma, Yakalama ve Gözaltına Alma Koruma Tedbirleri’ Jurix

8) Erdağ , Ali İhsan • Kolluğun “Durdurma ve Kimlik Sorma” Yetkisi  ,Dergi Park ,Ankara Barosu Dergisi 2010

9) Yenisey,Feridun ,Nuhoğlu ,Ayşe ‘Ceza Muhakemesi Hukuku’ 2018

---------------

[1] Özbek Veli Özer , Kanbur Mehmet Nihat,Doğan Koray,Bacaksız Pınar,Tepe İlker ‘Ceza Muhakemesi Hukuku’ Seçkin 2015  s.228 229

[2] Özbek,Kanbur,Doğan,Bacaksız,Tepe s.231

[3] Centel Nur ,Zafer Hamide ‘Ceza Muhakemesi Hukuku’ 2021 s.372

[4] Centel ,Zafer s.372

[5] Sönmez , Nevzat ‘Önleyici Kolluk Hizmetleri Bağlamında Polis Vazife Ve Selahiyet Kanunu'na Göre Polisin Durdurma Yetkisi’ Jurix s.17

[6] Nur,Zafer s.373

[7] Nur,Zafer s.373

[8] Nur,Zafer s.374

[9] Gül,Yunus Emre ‘Pvsk'da Önleme Araması Ve Durdurma’ İstanbul Barosu Dergisi 2018,Jurix ,s.3

[10]  İlçim,Tuncay Av.  ‘Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu’ s.3

[11] Güven,Fatih ‘Önleyici Güvenlik Hizmeti Olarak Polisin Kimlik Sorma Ve Önleme Arama Yetkisi’,Gaziantep Üniversitesi SBE,Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep 2014,s.41

[12] Cihan ,Mehmet Can ‘Türk Ceza Hukukunda Durdurma, Yakalama ve Gözaltına Alma Koruma Tedbirleri’ Jurix s.1.

[13] Sönmez,Nevzat s.18

[14] Yenisey,Feridun ,Nuhoğlu ,Ayşe ‘Ceza Muhakemesi Hukuku’ 2018 6 .baskı s.289

[15] Yenise,Nuhoğlu s.290

[16] Nur,Zafer s.375

[17] Sönmez, s.30,31

[18] Erdağ , Ali İhsan • Kolluğun “Durdurma ve Kimlik Sorma” Yetkisi  ,Dergi Park ,Ankara Barosu Dergisi 2010 ,s.7

[19] Nur,Zafer s.376

[20] Güven s.42

[21] Yenisey ,Nuhoğlu s.292

[22] Yenisey,Nuhoğlu s.292

[23] Güven , s.44

[24]  İlçim ,Tuncay  ‘Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu’

[25] EGM-Eğitim Dairesi Başkanlığı Kurs Notları

[26] EGM-Eğitim Dairesi Başkanlığı Kurs Notları

[27] Erdağ ,s.7

[28] Sönmez, s.25

[29] Gül,s.5

[30] Gül,s.5

[31] Erdağ ,s.8

[32] Cihan, s.2

[33] Erdağ,s.9

[34] Nur,Zafer s.377

[35] Güven s.45

[36] Erdağ,s.9

[37] Güven s.45

[38] İlçim s.10

[39] İlçim s.10

[40] Erdağ,s.9

[41] Güven s.46      

[42] Güven s.46

[43] Nur,Zafer s.379

[44] Güven s.54

[45] Güven s.55

[46] Güven s.55

[47] Güven s.55

[48] Güven s.57

[49] Güven s.57