‘‘Atlayarak mı öleyim, yoksa yanarak mı Baba?’’
Daha önce nasıl öleceğinizi düşündünüz mü ?
Yukarıdaki sözler birkaç gün önce Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal otel yangınında, alevlerin ortasında babası ile konuşan Şevval Şahin’in söylediği son sözleridir.
Olayın hemen sonrası bizi ‘yönetenler’ ekranlara çıkıp , ‘ben sorumlu değilim, o sorumlu’ diyor. Diğeri ‘hayır ben değilim, öteki sorumlu’ diye cevap veriyor. Nasıl ahlaki olarak bu kadar yozlaştık? Herkes ertesi gün hayatına kaldığı yerden devam ediyor başına ne geleceğini bilmeden…
Belki bir gün yolda giderken kör kurşuna denk gelebilirsiniz.
Ya da onlarca suç kaydı olan biri tarafından yolunuz kesilebilir.
Veya bir mafya grubu tarafından ölüm tehditleri alabilirsiniz.
Bir depremde enkazın altında kalabilirsiniz.
Ekmek paranızı kazanmak için girdiğiniz madenden bir daha çıkamayabilirsiniz.
Arkadaşlarınızla tren yolcuğuna çıkıp bir daha geri dönemeyebilirsiniz.
Burada her gün yavaş yavaş ölüyoruz. Bir sorumlu var mı?
Biliyorum kalpleri taşlaşmış olanlar açısından hiçbir şey ifade etmiyor bu cümleler. Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Yangın merdiveni yok, denetleyen yok , hesap veren yok , yüzü kızaran yok , istifa eden yok, yok, yok, yok, yukarıdaki sözlerin sahibi genç kız da yok artık.